Gönül
Posted: 17 Nov 2011, 18:41
Gönül
Derd elinden âh u zâr etdin gönül
Âkıbet terk-i diyâr etdin gönül
Ol kadar yandın yakıldın rûz u şeb
Zülf-i yâri müşg-bâr etdin gönül
Derd ocağına kayılmışsın meğer
Âhın oku her seher arş'a değer
Burevîşin dillere âteş eker
Herkesi cândan bî-zâr etdin gönül
Gün-be-gün odlara saldın sen beni
Hiç râhat ettirmedin cân u teni
Derd-i dilber mi zebûn etdi seni
Âlemi başıma dâr etdin gönül
Firkat-i yâr sîneme dağlar çeker
Dîdelerim rûz u şeb kan yaş döker
Yârelerden ılgıt ılgıt kan gider
Cân-gâhımı bî-karâr etdin gönül
Ol kadar yandın yakıldın yâr içün
Ya seni halk etdi mi Hak nâr içün
Yoksa geldin âleme bu zâr içün
Mülk-i cânından güzâr etdin gönül
Aşkın odu yakdı cân u bedenim
Te'sîr-i derd mahv kılmışdır tenim
Yâr diyor ki men senînem sen menim
Sen yine derdin hezâr etdin gönül
Ağlamakdan özge kârım kalmadı
Elde ise ihtiyârım kalmadı
Âr u vârım yâr-i gârım kalmadı
Lutfî'yi sen târ u mâr etdin gönül
Hâce Muhammed Lutfî (ks)
-Alvarlı Efe Hazretlerinden-
Hulâsatü'l Hakâyık ve Mektûbat-ı Hâce Muhammed Lutfi sh/334
Derd elinden âh u zâr etdin gönül
Âkıbet terk-i diyâr etdin gönül
Ol kadar yandın yakıldın rûz u şeb
Zülf-i yâri müşg-bâr etdin gönül
Derd ocağına kayılmışsın meğer
Âhın oku her seher arş'a değer
Burevîşin dillere âteş eker
Herkesi cândan bî-zâr etdin gönül
Gün-be-gün odlara saldın sen beni
Hiç râhat ettirmedin cân u teni
Derd-i dilber mi zebûn etdi seni
Âlemi başıma dâr etdin gönül
Firkat-i yâr sîneme dağlar çeker
Dîdelerim rûz u şeb kan yaş döker
Yârelerden ılgıt ılgıt kan gider
Cân-gâhımı bî-karâr etdin gönül
Ol kadar yandın yakıldın yâr içün
Ya seni halk etdi mi Hak nâr içün
Yoksa geldin âleme bu zâr içün
Mülk-i cânından güzâr etdin gönül
Aşkın odu yakdı cân u bedenim
Te'sîr-i derd mahv kılmışdır tenim
Yâr diyor ki men senînem sen menim
Sen yine derdin hezâr etdin gönül
Ağlamakdan özge kârım kalmadı
Elde ise ihtiyârım kalmadı
Âr u vârım yâr-i gârım kalmadı
Lutfî'yi sen târ u mâr etdin gönül
Hâce Muhammed Lutfî (ks)
-Alvarlı Efe Hazretlerinden-
Hulâsatü'l Hakâyık ve Mektûbat-ı Hâce Muhammed Lutfi sh/334