Hocamızdan Yüzme Ve Atıcılık Hakkında
Posted: 09 Jun 2009, 18:00
YÜZMENİN ÖĞRENİLMESİ :
EVLADIN HAKKI :
( Ve en yuallimehul kitâbete ves sibâhate ver rimâyete )
Evlâdın hakkıdır , çocuğun babası şunları da öğretecek :
( Ves sibâhate ) Yüzmeyi öğretecek. Sonra ( Ver rimâyete ) atıcılığı öğretin !
Çocuk nişancı olsun. Atıcılık , ok zamanında ok atmaktı , mızrak zamanında mızrak atmaktı , cirit zamanında cirit atmaktı...
Peygamber Efendimiz hadîs-i şerifinde , " Evlatlarınıza yazmayı , yüzmeyi , ok atmayı ,
silah kullanmayı öğretin." Buyurmuştur .
YÜZMEYİ ÖĞRETİN NE DEMEK ? :
( Ves sibâhate ) Yüzmeyi öğretecek. Çöl¬lerde mi yüzecek ? Yüzmeyi öğretin ne demek ?
Peygamber Efendimizin mûcizâtından , ümmet-i Muhammedin denizler ötelerini f ethe¬deceğini , denizlerde İslâm'ın bayrağının dalgalanacağını gösteren bir işaret.
Çocuklarınıza yüzmeyi de öğretin.
Şimdi düşünün dinimizin ne kadar ileri görüşlü olduğunu ve Peygamber
Efendimizin bize ne kadar güzel tavsiyelerde bulunduğunu görün !
İLERİYE DÖNÜK :
Suudi Arabistan da yüzmeye ne ihtiyaç var ?
Ama " Çocuklarınıza yüzmeyi öğretin ! " diyor.
Yâni Endonezya olsa anlarız , binlerce adadan müteşekkil...
Ama orada diyor ki :
" Çocuğunuza okuma yazma öğretin , yüzmeyi öğretin ! " İleriye dönük...
Müslümanların nasıl böyle ileri görüşlü olduğunu , nasıl ileriye göre yetiştirildiklerini gösteriyor.
Denizde yüzmeyi öğrenmek , kayık , yelken... kullamayı becermek , su altını tanımak ,
dağları , dereleri , ormanları , tarihi ve tabiî güzellikleri görmek , eş , dost , akraba ve hemşehrileri ziyaret etmek... elbette Müslümanların da hakkı... ama bu imkânlar onlar
için bir hayli kısıtlı...
Denize önem vermiş . Biz de denize önem vermeliyiz.
Denizler dünyanın kaçta kaçını kaplıyormuş ? Beşte dördünü mü ?
Yani , büyük bir miktar , Rakamları unuttum ama , daha denizlerin servetleri yağmalanmamış durumda.
Denizlerin üstleri , dağlar , kıt’alarla kaplı ama kim bilir denizlerin altında
ne servetler var ?
Kendi kıyılarımızın servetlerini kaptırıyoruz başkalarına . Gemiler batmış , dalgıçlar
dalıyor , gemileri buluyorlar , içindekileri çıkarıyorlar , tarihî eser diye götürüyorlar.
Daha bizim denizcilikten haberimiz bile yok.
Bakın burada yüzme bir mecburi ders , her öğrenciye öğretiliyor, ikmale kalıyor ,
sınıfta kalıyor. Onun için bunları da öğreneceğiz , öğrenmemiz gereken bilgiler.
Bu bilgileri Allah rızası için öğrenince , bunlarda da sevap var.
Bunlar sevapsız değil yani , bunlarda da sevap var.
DENİZ SAVAŞLARININ SEVABI , KARA CİHADLARININ İKİ KATIDIR :
Dinimizde bir entrasan nokta daha var . Deniz şehitlerinin mükâfatı daha büyüktür.
Deniz savaşlarının sevabı , kara cihadlarının iki katıdır ; sevabı daha fazladır .
Deniz şehidinin mertebesi kara şehidinden daha üstündür.
Karada yapılan savaşta şehit olanla , denizde yapılan savaşta şehit olan arasında fark
var ve denizde şehit olanın sevabı iki misli .
DENİZCİLİĞE ÖNEM VERMESİ :
Bu teşvik Müslümanların , denizlere açılması , denizciliğe önem vermesi , denizleri ihmal etmemesi , denizlerin tehlikelerinden korkmaması gerektiğini gösteren bir işaret . İki misli .
Bir atasözü var : “ Yatan arslandan , gezen tilki daha yeğdir ” derler .
Yani , hareketin , gezmenin , araştırmanın , çalışmanın mükâfatını görmüş oluyorlar .
Bilimsel araştırmanın mükâfatı çok büyük .
Keşke Müslümanlar denize çok önem verselerdi de kara kuvvetlerinden çok daha fazla ve çok daha güçlü deniz kuvvetleri olsaydı…
Denizciliğe dinimiz önem vermiş ama Müslümanlar işaretleri anlamamışlar .
Hadisi okuyunca hadisten işareti alınca ona göre sevabı daha çok olan şeye koşturması , gayret etmesi lazım .
İHMAL EDİLEN DÜNYA BİLGİSİ :
Amma bugün artık acı tecrübelerle çok iyi biliyoruz ki , ihmal edilen dünya bilgisi de , Müslümanlara bir ahiret azabı sebebi olabiliyor !
Bir Müslüman ülkenin felaketine sebep oluyor , düşman karşısın da hezimetine sebep
oluyor ; yıkılmasına , ezilmesine , zulme uğramasına sebep oluyor.
Zalimler , sonunda Müslümanlara baskı yaparak , ters telkinler yaparak , cebri dinsiz eğitim yaparak nesilleri dinden , imandan uzaklaştırabiliyor.
ASRIN İLİMLERİ / DÜNYEVİ İLİMLERİN ÖĞRENİLMESİ :
Dinimize göre öğrenilecek başka dünyevi şeyler de var.
Meselâ Efendimiz çocuklara , büyüklere yüzmeyi , atıcılığı öğretmeyi , Arapçayı güzel konuşmayı , ferâiz ( miras taksimi ) ilmini , ensab ( soy sop , sülale ) ilmini ( akrabalar
bilinsin aransın , kollansın diye ) nücum ( yıldızlar ) ilmini ( karada , deniz de yön tayini yapılabilsin diye ) tavsiye buyurmuş.
9 ) ATICILIĞIN ÖĞRENİLMESİ :
Sonra ( Ver rimâyete ) atıcılığı öğretin !
Çocuk nişancı olsun. Atıcılık , ok zamanın da ok atmaktı , mızrak zamanın da mızrak atmaktı , cirit zamanın da cirit atmaktı...
ZAMANI GEÇTİ :
Tabii şimdi ciritin zamanı geçti , atın zamanı geçti , okun zaman geçti. En sevdiğimiz Resulullaha uyup, dinimizin emirlerine göre , yani en çok sevap kazanılacak şey neyse , ona göre yapmağa çalışmamız lâzım. Bu bir ana fikir olarak hatırınızda olsun !
ATICILIĞI ve KUR'ANI ÖĞRENİN ! :
Peygamber Efendimiz bir başka hadis-i şerifte ; Ebû Sâid Hazretlerinden Deylemî'nin rivâyet ettiği hadis-i şerif :
( Teallemû ) " Öğrenin ! " Birinci de yakîni öğrenin , şeksiz inanmayı öğrenin demişti ,
burada yine öğrenin diyor.
NEYİ ÖĞRENECEĞİZ ? :
( Teallemür - remye vel - kur'ân ) " Atıcılığı , silah atıcılığını ve Kur'an - ı Kerimi öğrenin ! "
Bakın birisi Kur'an-ı Kerim öğrenmek , âhirete âit bir şey. Yâni insan Kur'anı öğrendi mi âhireti kurtulur. Tabii , Kur'an-ı Kerimin içindeki hükümler sadece âhirete âit değil , dünyaya âit hükümler de var.
Kur'an-ı Kerim de dünyaya âit işler de var. Yâni , " İçki içme , zina etme , hırsızlık yapma , cana kıyma ! " gibi E , Bunlar büyük günahlar diye sıralamış.
Zaten İslâm bunlardan korumak için gayret gösteriyor , emirleri bu.
Ama Kur'an-ı Kerim de âhirete âit emirler de var , bilgiler de var.
Kur'an-ı Kerimi öğrenmek dinî bir görev... Bunu öğrenin diyor.
Ama ondan önce Peygamber Efendimiz hadis-i şerifin de bir söz söylemiş ( Te'allemür - remye vel - kur'ân ) Kur'an - ı Kerimi öğrenmekten önce söylediği söz remy...
Remy atmak , silah atmak demek... Yâni " Kur'an ile beraber silah atmayı da öğrenin ! " buyuruyor.
Herkes Kur'an-ı Kerimi öğrenmek ister, her mü'min Kur'an-ı Kerimi öğrenmek ister.
Bu onun ilk vazifesi , Peygamber Efendimizin çok tavsiye buyurduğu bir husus ama , ondan evvel " Atıcılığı öğrenin ! " diyor.
HEM DÜNYA HEM AHİRET DİNİ :
Bu da İslam’ın hem madde hem mânâ dini olduğunu , hem dünya hem âhiret
dini olduğunu gösteren bir misâl...
Peygamber Efendimiz , " Silah atmayı da öğrenin ! " diyor.
Hattâ , " Çocuklarınıza da öğretin ! " diye de başka hadis-i şerifler var.
Demek ki silah atmayı da öğrenecek Müslüman .
NEDEN SİLAH ATMAK ? :
Pekiyi Peygamber SAS silah atmayı niye mü'minlere tavsiye buyuruyor ?
Çünkü cihad da atıcılık önemli bir rol oynar.
CİHAD NİÇİN VAR ? :
Pekiyi cihad niçin var olmuş , farz olmuş , niye cihad ediyor insanlar.
Yâni sülh- ü sukûn içinde yaşamak varken insanlar niye cihad ediyorlar ?
Tamam cihad etmeyelim kabul , biz sulhu seviyoruz.
( Ves - sulhu hayrun ) " Sulh anlaşma , barışma daha iyidir." Daimâ selâmet ,
sükûnet , kimseyi üzmemek , incitmemek esastır.
Pekiyi ya düşman saldırırsa ne yapacaksın ?
Senin ülkene düşman saldırdı. Niye askerlik var , niye Millî Savunma Bakanlığı var ,
niye ordumuz var , niye tarih boyunca hep olmuş ?
Niye her milletin iç âsayişini sağlamak için âsayiş kuvvetleri olmuş , dış emniyetini sağlamak için ordusu olmuş ? Bir tabiî ihtiyaç olduğu için...
Hattâ canlılar âlemine baktığımız zaman , onlar da bile kendilerini savunacak cihazlarla cihazlandıklarını görüyoruz. Yâni her hayvanın yaşadığı ortamda kendi hayatını koruması ve kendisini savunması için Allah ona bir takım silahlar vermiş.
Kimisine pençe vermiş , kimisine iğne vermiş , kimisine boynuz vermiş , kimisine diş vermiş , kimisine kanat vermiş , kimisine zehir vermiş...
Bunların her birisi kendisini savunmak için birer silah...
CİHAD LAZIM :
Demek ki yaşamak için , hayatını savunmak ihtiyacı olduğundan , bu olacak.
Onun için cihadı kimse kötüleyemez.
Cihad lâzım ! Neden ?
Yaşamak için ; hayatımızı , yurdumuzu , kendimizi savunmamız için...
Cihad için de Cihad’a hazırlanmak gerekiyor. Onun için de Cihadın her türlü alet ve edevâtını hazırlamakla beraber , o alet ve edevatın kullanılmasını da öğrenin diye , Efendimiz Kur'an-ı Kerimin öğrenilmesinden önce onu koymuş .
ÖNCE ATICILIK ÖĞRENİLECEK :
( Teallemür - remye vel- kur'ân ) " Atıcılığı öğrenin ve Kur'anı öğrenin ! " buyurmuş .
Önce Kur'anı söylememiş , atıcılığı söylemiş.
Çünkü hürriyet olmayınca , düşman geldiği zaman , düşman saldırınca , insanın
Kur'an okuması da mümkün olmuyor.
HANIMLARIMIZ SİLAH KULLANMAYI DA ÖĞRENECEKLER :
Tabiî bu atıcılık öğrenilecek , bu şart . Buna herkesin memnun ve müteşekkir olması lâzım.
Hanımlarımız Silah kullanmayı da öğrenecekler !....
Silahı görünce , silah patladığı zaman , “ Ay , kulaklarım ! ” deyip , silahı yere atmayacak…
Silah bir de yer de patlayıp , kendisini yaralamayacak… Alışkın olacak .
Kadınların ve çocukların da savaşa hazırlanması lazım.
Başka çaresi yok. Çocuklar da öğrenecek.
Büluğ çağına ermiş çocuk da ne yapacağını , nasıl davranacağını bilecek….
Bunları öğretmek zorundayız.
NEYİ ATACAĞIZ ? :
Tabiî atıcılığı öğrenecek , neyi atacağız meselesi geliyor.
İsrail de zavallı çocuklar taş atıyorlar veya ellerinde şişeler varsa içine biraz yakıt koyabilmişlerse onu atıyorlar. Ama öbür taraf çok daha güçlü silahlarla saldırıyor .
Ne atacağız ?
Yâni düşmanın silahı kadar silah edinmediği zaman bir Müslüman esaret altına düşüyor.
İYİ SİLAHLAR YAPMAYI ÖĞRENCECEKSİN :
Demek ki atacağız , atıcılığı öğreneceğiz , iyi silahlar yapmayı da öğreneceğiz.
Yâni silahın en iyisini yapmazsan , caydırıcı silahları yapamazsan , o zaman senin taş atmakla olan kahramanlığın sonuç vermiyor , zâlim zulmünü devam ettiriyor .
Demek ki atışı öğrenirken hem nişan alıp vurmayı öğrenmek , hem de atılacak şey nelerse onların yapılmasını da öğrenmek her halde bahis konusu oluyor.
Silah sanayi oluyor , silah sanayin de en iyi usullerin , teknolojinin öğrenilmesi ,
yenilerinin bulunması söz konusu oluyor.
Evet , " Atıcılığı öğrenin , atılacak şeylerin en güzelini yapmayı öğrenin !
En üstün silahları yapmayı , onları en iyi kullanmayı öğrenin ! Kur'an - ı Kerimi de
öğrenin ! " diye Peygamber SAS emrediyor .
EN MODERN SİLAHLARI HAZIRLAMALIYIZ :
Devlet , ordu ve halk olarak en modern silahlarla en gelişmiş elektronik cihazlarla hücum planlarını yapmalı , hazırlıkları geliştirmeliyiz.
İslamiyetin selameti ve tüm İslam aleminin bekası bizim bu kalemizin savunmasına bağlıdır.
Her yönden var gücümüzle techizatlanmalıyız ; detayı , ilim ve teknik , birlik ve beraberlik , araştırma ve meşveret , ihlâs ve gayret ortaya çıkaracak.
Ölümden korkmayarak , dünyalığı sevmeyerek , dünyalığı Allah’ın dinine hizmete tahsis ederek , aklın gerektirdiği her türlü çalışmayı yaparak oluyor işler.
Gücünüzün ve cesaretinizin , güçlüklerin üstesinden gelmeye yeterli olduğunu kabul edin.
HEM DÜNYA HEM AHİRET ADAMI OLUN :
Devam ediyor hadis -i şerif burada durmuyor. Buradan tabi bir şeyi çok büyük
takdirle gözlüyoruz , hayran kalıyoruz.
Peygamber Efendimiz hem bize âhiret adamı olmayı emrediyor , hem de dünya da
sağlam bir dünya adamı olmayı emrediyor.
Yâni pısırık , ezilen , horlanan , zelil , âciz , nâçiz insanlar olmamamızı , gayretli olmamızı tavsiye ediyor. İslâm dini insanın hem dinini , hem dünyasını kurtarıyor.
Hem dinine , hem dünyasına hitab ediyor , hem âhiretine hitab ediyor.
Bu çok önemli bir husus...
Her yönünden mükemmel , eksiksiz bir din olduğunu müşahede ediyoruz , hayran kalıyoruz.
10 ) SPOR ve MÜCADELE SANATI / YAKIN SAVUNMA SPORLARI :
Demek ki, çocuğumuza epeyce bilgiler vermemiz gerekiyormuş , spor da yaptırmamız gerekiyormuş .
Biraz mücadele sanatını da öğretmemiz gerekiyormuş. Çünkü atıcılık biraz karşılıklı mücadele , silah kullanma demektir. Karate , tekvando ve yakın savunma sporları dahil hepsini öğrenmeli. Kadınların ve çocukların bile savaşa hazırlanması lazım.
Bizim hanımlarımızın koşması bile yoktur. Savaş olsa bir yerden bir yere gidemez bile ! Tıkanır . Şurada merdivenlerden hızlı çıktığım zaman , ben bile tıkanıyorum.
İmamlığa geçtiğim zaman , ayetin sonuna kadar nefesimle tamamlayamıyorum.
Bu idmansızlıkla olmaz. Ama , kadınımız da nefesinin açılması için , kilosunun atılması
için , koşabilmesi için , şunun için bunun için yetiştirilmeli .
Evde hanım hanım duruyor ama , şimdi artık karete , tekvando , yakın savunma sporları dahil hepsini öğrenmeli . Bunları öğretmek zorundayız , bedenen yetiştireceğiz. Bedenen kabiliyetli olacaklar , fikren cesur olacaklar.
EVLADIN HAKKI :
( Ve en yuallimehul kitâbete ves sibâhate ver rimâyete )
Evlâdın hakkıdır , çocuğun babası şunları da öğretecek :
( Ves sibâhate ) Yüzmeyi öğretecek. Sonra ( Ver rimâyete ) atıcılığı öğretin !
Çocuk nişancı olsun. Atıcılık , ok zamanında ok atmaktı , mızrak zamanında mızrak atmaktı , cirit zamanında cirit atmaktı...
Peygamber Efendimiz hadîs-i şerifinde , " Evlatlarınıza yazmayı , yüzmeyi , ok atmayı ,
silah kullanmayı öğretin." Buyurmuştur .
YÜZMEYİ ÖĞRETİN NE DEMEK ? :
( Ves sibâhate ) Yüzmeyi öğretecek. Çöl¬lerde mi yüzecek ? Yüzmeyi öğretin ne demek ?
Peygamber Efendimizin mûcizâtından , ümmet-i Muhammedin denizler ötelerini f ethe¬deceğini , denizlerde İslâm'ın bayrağının dalgalanacağını gösteren bir işaret.
Çocuklarınıza yüzmeyi de öğretin.
Şimdi düşünün dinimizin ne kadar ileri görüşlü olduğunu ve Peygamber
Efendimizin bize ne kadar güzel tavsiyelerde bulunduğunu görün !
İLERİYE DÖNÜK :
Suudi Arabistan da yüzmeye ne ihtiyaç var ?
Ama " Çocuklarınıza yüzmeyi öğretin ! " diyor.
Yâni Endonezya olsa anlarız , binlerce adadan müteşekkil...
Ama orada diyor ki :
" Çocuğunuza okuma yazma öğretin , yüzmeyi öğretin ! " İleriye dönük...
Müslümanların nasıl böyle ileri görüşlü olduğunu , nasıl ileriye göre yetiştirildiklerini gösteriyor.
Denizde yüzmeyi öğrenmek , kayık , yelken... kullamayı becermek , su altını tanımak ,
dağları , dereleri , ormanları , tarihi ve tabiî güzellikleri görmek , eş , dost , akraba ve hemşehrileri ziyaret etmek... elbette Müslümanların da hakkı... ama bu imkânlar onlar
için bir hayli kısıtlı...
Denize önem vermiş . Biz de denize önem vermeliyiz.
Denizler dünyanın kaçta kaçını kaplıyormuş ? Beşte dördünü mü ?
Yani , büyük bir miktar , Rakamları unuttum ama , daha denizlerin servetleri yağmalanmamış durumda.
Denizlerin üstleri , dağlar , kıt’alarla kaplı ama kim bilir denizlerin altında
ne servetler var ?
Kendi kıyılarımızın servetlerini kaptırıyoruz başkalarına . Gemiler batmış , dalgıçlar
dalıyor , gemileri buluyorlar , içindekileri çıkarıyorlar , tarihî eser diye götürüyorlar.
Daha bizim denizcilikten haberimiz bile yok.
Bakın burada yüzme bir mecburi ders , her öğrenciye öğretiliyor, ikmale kalıyor ,
sınıfta kalıyor. Onun için bunları da öğreneceğiz , öğrenmemiz gereken bilgiler.
Bu bilgileri Allah rızası için öğrenince , bunlarda da sevap var.
Bunlar sevapsız değil yani , bunlarda da sevap var.
DENİZ SAVAŞLARININ SEVABI , KARA CİHADLARININ İKİ KATIDIR :
Dinimizde bir entrasan nokta daha var . Deniz şehitlerinin mükâfatı daha büyüktür.
Deniz savaşlarının sevabı , kara cihadlarının iki katıdır ; sevabı daha fazladır .
Deniz şehidinin mertebesi kara şehidinden daha üstündür.
Karada yapılan savaşta şehit olanla , denizde yapılan savaşta şehit olan arasında fark
var ve denizde şehit olanın sevabı iki misli .
DENİZCİLİĞE ÖNEM VERMESİ :
Bu teşvik Müslümanların , denizlere açılması , denizciliğe önem vermesi , denizleri ihmal etmemesi , denizlerin tehlikelerinden korkmaması gerektiğini gösteren bir işaret . İki misli .
Bir atasözü var : “ Yatan arslandan , gezen tilki daha yeğdir ” derler .
Yani , hareketin , gezmenin , araştırmanın , çalışmanın mükâfatını görmüş oluyorlar .
Bilimsel araştırmanın mükâfatı çok büyük .
Keşke Müslümanlar denize çok önem verselerdi de kara kuvvetlerinden çok daha fazla ve çok daha güçlü deniz kuvvetleri olsaydı…
Denizciliğe dinimiz önem vermiş ama Müslümanlar işaretleri anlamamışlar .
Hadisi okuyunca hadisten işareti alınca ona göre sevabı daha çok olan şeye koşturması , gayret etmesi lazım .
İHMAL EDİLEN DÜNYA BİLGİSİ :
Amma bugün artık acı tecrübelerle çok iyi biliyoruz ki , ihmal edilen dünya bilgisi de , Müslümanlara bir ahiret azabı sebebi olabiliyor !
Bir Müslüman ülkenin felaketine sebep oluyor , düşman karşısın da hezimetine sebep
oluyor ; yıkılmasına , ezilmesine , zulme uğramasına sebep oluyor.
Zalimler , sonunda Müslümanlara baskı yaparak , ters telkinler yaparak , cebri dinsiz eğitim yaparak nesilleri dinden , imandan uzaklaştırabiliyor.
ASRIN İLİMLERİ / DÜNYEVİ İLİMLERİN ÖĞRENİLMESİ :
Dinimize göre öğrenilecek başka dünyevi şeyler de var.
Meselâ Efendimiz çocuklara , büyüklere yüzmeyi , atıcılığı öğretmeyi , Arapçayı güzel konuşmayı , ferâiz ( miras taksimi ) ilmini , ensab ( soy sop , sülale ) ilmini ( akrabalar
bilinsin aransın , kollansın diye ) nücum ( yıldızlar ) ilmini ( karada , deniz de yön tayini yapılabilsin diye ) tavsiye buyurmuş.
9 ) ATICILIĞIN ÖĞRENİLMESİ :
Sonra ( Ver rimâyete ) atıcılığı öğretin !
Çocuk nişancı olsun. Atıcılık , ok zamanın da ok atmaktı , mızrak zamanın da mızrak atmaktı , cirit zamanın da cirit atmaktı...
ZAMANI GEÇTİ :
Tabii şimdi ciritin zamanı geçti , atın zamanı geçti , okun zaman geçti. En sevdiğimiz Resulullaha uyup, dinimizin emirlerine göre , yani en çok sevap kazanılacak şey neyse , ona göre yapmağa çalışmamız lâzım. Bu bir ana fikir olarak hatırınızda olsun !
ATICILIĞI ve KUR'ANI ÖĞRENİN ! :
Peygamber Efendimiz bir başka hadis-i şerifte ; Ebû Sâid Hazretlerinden Deylemî'nin rivâyet ettiği hadis-i şerif :
( Teallemû ) " Öğrenin ! " Birinci de yakîni öğrenin , şeksiz inanmayı öğrenin demişti ,
burada yine öğrenin diyor.
NEYİ ÖĞRENECEĞİZ ? :
( Teallemür - remye vel - kur'ân ) " Atıcılığı , silah atıcılığını ve Kur'an - ı Kerimi öğrenin ! "
Bakın birisi Kur'an-ı Kerim öğrenmek , âhirete âit bir şey. Yâni insan Kur'anı öğrendi mi âhireti kurtulur. Tabii , Kur'an-ı Kerimin içindeki hükümler sadece âhirete âit değil , dünyaya âit hükümler de var.
Kur'an-ı Kerim de dünyaya âit işler de var. Yâni , " İçki içme , zina etme , hırsızlık yapma , cana kıyma ! " gibi E , Bunlar büyük günahlar diye sıralamış.
Zaten İslâm bunlardan korumak için gayret gösteriyor , emirleri bu.
Ama Kur'an-ı Kerim de âhirete âit emirler de var , bilgiler de var.
Kur'an-ı Kerimi öğrenmek dinî bir görev... Bunu öğrenin diyor.
Ama ondan önce Peygamber Efendimiz hadis-i şerifin de bir söz söylemiş ( Te'allemür - remye vel - kur'ân ) Kur'an - ı Kerimi öğrenmekten önce söylediği söz remy...
Remy atmak , silah atmak demek... Yâni " Kur'an ile beraber silah atmayı da öğrenin ! " buyuruyor.
Herkes Kur'an-ı Kerimi öğrenmek ister, her mü'min Kur'an-ı Kerimi öğrenmek ister.
Bu onun ilk vazifesi , Peygamber Efendimizin çok tavsiye buyurduğu bir husus ama , ondan evvel " Atıcılığı öğrenin ! " diyor.
HEM DÜNYA HEM AHİRET DİNİ :
Bu da İslam’ın hem madde hem mânâ dini olduğunu , hem dünya hem âhiret
dini olduğunu gösteren bir misâl...
Peygamber Efendimiz , " Silah atmayı da öğrenin ! " diyor.
Hattâ , " Çocuklarınıza da öğretin ! " diye de başka hadis-i şerifler var.
Demek ki silah atmayı da öğrenecek Müslüman .
NEDEN SİLAH ATMAK ? :
Pekiyi Peygamber SAS silah atmayı niye mü'minlere tavsiye buyuruyor ?
Çünkü cihad da atıcılık önemli bir rol oynar.
CİHAD NİÇİN VAR ? :
Pekiyi cihad niçin var olmuş , farz olmuş , niye cihad ediyor insanlar.
Yâni sülh- ü sukûn içinde yaşamak varken insanlar niye cihad ediyorlar ?
Tamam cihad etmeyelim kabul , biz sulhu seviyoruz.
( Ves - sulhu hayrun ) " Sulh anlaşma , barışma daha iyidir." Daimâ selâmet ,
sükûnet , kimseyi üzmemek , incitmemek esastır.
Pekiyi ya düşman saldırırsa ne yapacaksın ?
Senin ülkene düşman saldırdı. Niye askerlik var , niye Millî Savunma Bakanlığı var ,
niye ordumuz var , niye tarih boyunca hep olmuş ?
Niye her milletin iç âsayişini sağlamak için âsayiş kuvvetleri olmuş , dış emniyetini sağlamak için ordusu olmuş ? Bir tabiî ihtiyaç olduğu için...
Hattâ canlılar âlemine baktığımız zaman , onlar da bile kendilerini savunacak cihazlarla cihazlandıklarını görüyoruz. Yâni her hayvanın yaşadığı ortamda kendi hayatını koruması ve kendisini savunması için Allah ona bir takım silahlar vermiş.
Kimisine pençe vermiş , kimisine iğne vermiş , kimisine boynuz vermiş , kimisine diş vermiş , kimisine kanat vermiş , kimisine zehir vermiş...
Bunların her birisi kendisini savunmak için birer silah...
CİHAD LAZIM :
Demek ki yaşamak için , hayatını savunmak ihtiyacı olduğundan , bu olacak.
Onun için cihadı kimse kötüleyemez.
Cihad lâzım ! Neden ?
Yaşamak için ; hayatımızı , yurdumuzu , kendimizi savunmamız için...
Cihad için de Cihad’a hazırlanmak gerekiyor. Onun için de Cihadın her türlü alet ve edevâtını hazırlamakla beraber , o alet ve edevatın kullanılmasını da öğrenin diye , Efendimiz Kur'an-ı Kerimin öğrenilmesinden önce onu koymuş .
ÖNCE ATICILIK ÖĞRENİLECEK :
( Teallemür - remye vel- kur'ân ) " Atıcılığı öğrenin ve Kur'anı öğrenin ! " buyurmuş .
Önce Kur'anı söylememiş , atıcılığı söylemiş.
Çünkü hürriyet olmayınca , düşman geldiği zaman , düşman saldırınca , insanın
Kur'an okuması da mümkün olmuyor.
HANIMLARIMIZ SİLAH KULLANMAYI DA ÖĞRENECEKLER :
Tabiî bu atıcılık öğrenilecek , bu şart . Buna herkesin memnun ve müteşekkir olması lâzım.
Hanımlarımız Silah kullanmayı da öğrenecekler !....
Silahı görünce , silah patladığı zaman , “ Ay , kulaklarım ! ” deyip , silahı yere atmayacak…
Silah bir de yer de patlayıp , kendisini yaralamayacak… Alışkın olacak .
Kadınların ve çocukların da savaşa hazırlanması lazım.
Başka çaresi yok. Çocuklar da öğrenecek.
Büluğ çağına ermiş çocuk da ne yapacağını , nasıl davranacağını bilecek….
Bunları öğretmek zorundayız.
NEYİ ATACAĞIZ ? :
Tabiî atıcılığı öğrenecek , neyi atacağız meselesi geliyor.
İsrail de zavallı çocuklar taş atıyorlar veya ellerinde şişeler varsa içine biraz yakıt koyabilmişlerse onu atıyorlar. Ama öbür taraf çok daha güçlü silahlarla saldırıyor .
Ne atacağız ?
Yâni düşmanın silahı kadar silah edinmediği zaman bir Müslüman esaret altına düşüyor.
İYİ SİLAHLAR YAPMAYI ÖĞRENCECEKSİN :
Demek ki atacağız , atıcılığı öğreneceğiz , iyi silahlar yapmayı da öğreneceğiz.
Yâni silahın en iyisini yapmazsan , caydırıcı silahları yapamazsan , o zaman senin taş atmakla olan kahramanlığın sonuç vermiyor , zâlim zulmünü devam ettiriyor .
Demek ki atışı öğrenirken hem nişan alıp vurmayı öğrenmek , hem de atılacak şey nelerse onların yapılmasını da öğrenmek her halde bahis konusu oluyor.
Silah sanayi oluyor , silah sanayin de en iyi usullerin , teknolojinin öğrenilmesi ,
yenilerinin bulunması söz konusu oluyor.
Evet , " Atıcılığı öğrenin , atılacak şeylerin en güzelini yapmayı öğrenin !
En üstün silahları yapmayı , onları en iyi kullanmayı öğrenin ! Kur'an - ı Kerimi de
öğrenin ! " diye Peygamber SAS emrediyor .
EN MODERN SİLAHLARI HAZIRLAMALIYIZ :
Devlet , ordu ve halk olarak en modern silahlarla en gelişmiş elektronik cihazlarla hücum planlarını yapmalı , hazırlıkları geliştirmeliyiz.
İslamiyetin selameti ve tüm İslam aleminin bekası bizim bu kalemizin savunmasına bağlıdır.
Her yönden var gücümüzle techizatlanmalıyız ; detayı , ilim ve teknik , birlik ve beraberlik , araştırma ve meşveret , ihlâs ve gayret ortaya çıkaracak.
Ölümden korkmayarak , dünyalığı sevmeyerek , dünyalığı Allah’ın dinine hizmete tahsis ederek , aklın gerektirdiği her türlü çalışmayı yaparak oluyor işler.
Gücünüzün ve cesaretinizin , güçlüklerin üstesinden gelmeye yeterli olduğunu kabul edin.
HEM DÜNYA HEM AHİRET ADAMI OLUN :
Devam ediyor hadis -i şerif burada durmuyor. Buradan tabi bir şeyi çok büyük
takdirle gözlüyoruz , hayran kalıyoruz.
Peygamber Efendimiz hem bize âhiret adamı olmayı emrediyor , hem de dünya da
sağlam bir dünya adamı olmayı emrediyor.
Yâni pısırık , ezilen , horlanan , zelil , âciz , nâçiz insanlar olmamamızı , gayretli olmamızı tavsiye ediyor. İslâm dini insanın hem dinini , hem dünyasını kurtarıyor.
Hem dinine , hem dünyasına hitab ediyor , hem âhiretine hitab ediyor.
Bu çok önemli bir husus...
Her yönünden mükemmel , eksiksiz bir din olduğunu müşahede ediyoruz , hayran kalıyoruz.
10 ) SPOR ve MÜCADELE SANATI / YAKIN SAVUNMA SPORLARI :
Demek ki, çocuğumuza epeyce bilgiler vermemiz gerekiyormuş , spor da yaptırmamız gerekiyormuş .
Biraz mücadele sanatını da öğretmemiz gerekiyormuş. Çünkü atıcılık biraz karşılıklı mücadele , silah kullanma demektir. Karate , tekvando ve yakın savunma sporları dahil hepsini öğrenmeli. Kadınların ve çocukların bile savaşa hazırlanması lazım.
Bizim hanımlarımızın koşması bile yoktur. Savaş olsa bir yerden bir yere gidemez bile ! Tıkanır . Şurada merdivenlerden hızlı çıktığım zaman , ben bile tıkanıyorum.
İmamlığa geçtiğim zaman , ayetin sonuna kadar nefesimle tamamlayamıyorum.
Bu idmansızlıkla olmaz. Ama , kadınımız da nefesinin açılması için , kilosunun atılması
için , koşabilmesi için , şunun için bunun için yetiştirilmeli .
Evde hanım hanım duruyor ama , şimdi artık karete , tekvando , yakın savunma sporları dahil hepsini öğrenmeli . Bunları öğretmek zorundayız , bedenen yetiştireceğiz. Bedenen kabiliyetli olacaklar , fikren cesur olacaklar.