Gucdüvânî

http://gucduvani.com/ 'da hocamın
Mehmed Zahid Kotku Rh.A
27 Haziran 1980 - İskenderpaşa Camii

Sohbetinden çok şey öğrendim.

Hergün hayattan bir çok şey öğreniyoruz... Hadi bakalım bugün hayat size ne öğretti?

Bu anketin sonuçunda merak ettiğim bir şeyi öğrenmiş olacağım inş. o niyetle sormak istediğim ihvana.

İnsanın yanında meal-kitap taşıması müthiş bir kurtarıcı,zor zaman dostuymuş.Sizin sinirlenip ,kendinize ve başkasına zarar vereceğiniz anlarda yanınıza gelip sizi kandırmaya çalışan şeytana karşı bir hayır duvarıymış..

Özellikle hayır işlerinde yaşanılan terslikler ,bizim bu güzelliklerden nasiplenmemizi engellemek, kazanırken de bir yerlerden kaybetmemize neden olmak için şeytanın hilelerindenmiş..

İnsanın sinirlenmek yerine olayı unutup gülmesi ,hayata pozitif bakması onun psikolojisi için çok faydalıymış. Zaten umursayıp ,içten içe sinirlense sadece kendi üzüldüğü ile kalacak, kendine zarar vermiş olacakmış...:D

Kısa günün karı,bunlardı hissemize düşen..

Hayat bugün bana bir kez daha,hastalık karşısında acizlimi,Allah yolunda infak etmenin mutlulugu ve huzurunu,ailemin ne kadar benim için eşsiz oldugunu ögretti...

Ne kadar çalışırsanız çalışın, bazı hocalar sınavda bildiğini okuyor!

Bugün, " nasipten öteye yol yok, işi ehline bırakmak lâzım gelir" demeyi iyice belledik elhamdülillah.

Zamanın çok çabuk geçtiğini.

kafanı çevirmesen bile, yan gözle baktgn her hal yaktı yureklerı ah! Mevlanın kullarına şöyle bi yan bakmaya gör;
dur! ne haddine içinden bile geçrme..
buarada msjlarda dahi renklı yazılar değştrlıyodu yonetm tarafndan,
şeytanlarn ne özelliği var dostlr hemde bol bol

Herşeye rağmen hayat yaşanacak kadar güzel

Her cuma esnafı dolaşan yörenin delisi :
"Asım ağbi! Sabahtan beri dolaşıyorum, bir tek mü'min'e rastlamadım" dedi.

"Öyle deme Mustafa, elhamdülillah çevremiz hep mü'min" deyince:
"Yok öyle değil. Sabahtan beri dolaşıyorum. Hep "ben yaptım", "ben kazandım", "ben becerdim", "ben olmasaydım" diyorlar. Sebeb/vesile olduklarını unutup, esas "FAİL"i unutuyorlar, küfrediyorlar." dedi.

"Mustafa" dedim, "alimler, 'Allah'tan başka fail aramak küfürdür' deseler de, 'Allah, bir şeyin olması için vesile ve sebebleri kendi zatını gizlemek için halk etmiştir' de derler. Bu kardeşlerimiz de mecazen 'ben' diyorlardır" dedim.

Mustafa tatmin olmamıştı ayrılırken, ya ben! "LÂ FÂİLE, İLLÂ HÛ!" şuuruna/sırrına "deli" ve/veya "veli" olmadan da erilebilir miydi acaba? Söz, O'nun (c.c.) bir velisinde:

"لا فاعل إلا هو.
(Lâ fâile illâ hû) dervişlerin ilk dersidir. Her şeyin müsebbibü’l-esbâbı Allah-u Teàlâ Hazretleri’dir. Her şeyi olduran odur." (cennetmekân hocamız M.E.Coşan rh.a.)Açıklama

Selam aleykum,

Nefes aldığımız hergün muhakkak birşeyler görüyoruz yada öğreniyoruz.Tıpkı yapılan hataların bile aslında birer "öğretici " (tecrübe) olduğu gibi. Gerçi hata bir kere olursa tecrübe olurken, tekrar ve devamında (sözümüz meclisten dışarı , affediniz) "aptallık" olduğunun gerçek olduğu gibi..


Bu gün ; âdabı bilmeyince yada yaşamayınca güzel âhlak ta gerilerde kalıyormuş, öğrendik.



Güzel âhlak sahibli arkadaşlıklar nîyaz ederiz.

Rabbimin rahmetinin ne kadar geniş olduğunu bir kez daha öğretti

Sınav hazırlıklarına 2 hafta önceden başlanılması gerekildiğini öğrendim.

mstf wrote:Sınav hazırlıklarına 2 hafta önceden başlanılması gerekildiğini öğrendim.

Nasıl bir ruh hali ile yazdınız bilemem ama ben okuyunca güldüm.


Geç olsunda güç olmasın hocam.

Herşeyden vazgeçiliyormuş, bütün alışkanlıklardan geri dönülüyormuş...

Bugün öğrendim ki Allah'tan gayrı dost yok. İnsanlar vefasız nankör..
Allah razı olsun herkesten. Bizden yana helali hoştur haklarımız..