Ölümden Kurtulduğuma Değil, İhlasıma Seviniyorum

Başta hocaefendilerimiz olmak üzere büyük zatların tasavvuf tanımları, tasavvufun inceliğine dair yazılar, vs...
Post Reply
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Ölümden Kurtulduğuma Değil, İhlasıma Seviniyorum

Post by Abdüllatif »

Bir adam bir şehre gelmiş, fakat muhafızlar yakalamışlar;

??Sen casussun!? demişler.

Bir de umûmiyetle dervişler seyahati eğitim içinde yapıyorlar. Yâni seyahatin meşakkati içinde, cevr ü cefâ çekerek pişsinler diye de bir seyahat var. Ama bizim Nakşî Tarikati demiş ki: (Sefer der vatan) ?Vatanında bu seyahat kemâlâtını tamamlasın!? Ama seyahat eden seyyah dervişler de var.

Şimdi seyahat ederken. insanın üstü başı tozlanır bir kere, saçı başı uzar, parası pulu azsa derbeder bir hal alır. Ama gönlü güzeldir, kafası ilim doludur. Onu herkes bilemez. Dış görünüşü itibariyle hırpânî görünümde filân olabilir. Onun için, buna da bakmışlar hırpânî bir adam... Gel buraya demişler, yakalamışlar bunu.

??Sen casussun, düşman devletten buraya geldin. Kesin bunun kafasını!..? demişler.

Cellada götürmeğe çalışmışlar. Yolda ite kaka celladın yanına gidiyor, yâni kafası kesilecek. Halbuki bir casusluğu yok, kötü bir niyeti yok, Allah?ın bir derviş kulu.

Şimdi o haldeyken kendi kendine soruyor, diyor ki:

??Söyle bakalım nefsim, bak haksız yere sana iftira ettiler, casus dediler, ölümüne karar verdiler, cellâda doğru götürüyorlar. Bu ne biçim iş?.. Ne biçim kader, nasıl bir haksızlık?.. Söyle bakalım, her zaman sen dervişim diye Allah?ın hükmüne râzı olmaktan, kadere teslim olmaktan bahsederdin; bu işe de râzı mısın, teslimiyetin var mı, rızan var mı?.. Bak burada bir aksilik var, haksızlık var, buna da râzı mısın?..? demiş.
Şöyle içine bakmış:

??Ölürsem öleyim. Allah?a gideceğim. Hayatım bu kadarmış demek ki...? demiş.
Nefsi öyle ıslah olmuş ki mübareğin, itiraz yok hiç... ?Yâ, bu da olur mu, haksız yere güme gidiyoruz, boşa gidiyoruz.? gibi bir duygu da gelmemiş içinden. Gayet rahat... Teslimiyeti var:

??Eh, hükmümüz bu kadarmış, ömrümüz bu kadarmış; (el-hükmü lillâh) ferman Allah?ındır. Böyleymiş kaderim.? diye düşünüyor.
Gidiyor boynunu kestirmeğe. Fakat tam celladın yanına varınca seslenmişler:

??Durun! Bir yanlışlık oldu. Bu adam casus değil, iyi bir insan olduğu anlaşıldı, serbest bırakın!? demişler.

Bu sefer kurtulmuş kesilmekten, salıverilmiş. Bu sefer gene soruyor kendisine... Yâni ölecekti ölmedi. Diyor ki:

??Vallàhi ölümden kurtulduğuma, ölümden halâsıma değil, o andaki ihlâsıma seviniyorum hâlâ!? diyor.

Yâni ölecekken rızâ ve teslimiyeti vardı ya kalbinde, itirazı yoktu ya, hani batınından bir tegayyür, bir itiraz yok. ?O ölecek gibi olduğum zamandaki ihlâsıma hâlâ seviniyorum. İyi ki o imtihanda, ?Olmaz böyle şey yâ!..? diye içimde feryâd ü figan, itiraz olmadı. ?Ölümden halâsıma, kafamın kesilmesinden halâsıma değil, o andaki ihlâsıma hâlâ seviniyorum!? diyor. Çok hoşuma gider de benim, zaman zaman anlatırım bu fıkrayı.

Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Rh.A
05.12.1992, İstanbul - Tabakâtu's-Sufiyye
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
Post Reply

Return to “Tasavvuf Yolu Nedir?”