EŞKİYALIKTAN EVLİYALIĞA...

Edebiyat adına herşey...

Moderator: VYZ

Post Reply
User avatar
rana125
Posts: 163
Joined: 23 Oct 2007, 20:05
Kan Grubu: A (-)

EŞKİYALIKTAN EVLİYALIĞA...

Post by rana125 »

--------------------------------------------------------------------------------
Allah dostlarından Şiblî Hazretleri hacca gitmeye karar verdi. Yanına aldığı sâdık müridleriyle beraber yola çıktılar. Epeyce yol almışlardı ki kuytu bir yerden geçmekte iken ansızın eşkıyaların saldırısına uğradılar. Eşkıyalar, ellerinde avuçlarında neleri varsa aldılar. Herkes korku ve dehşete kapılmış neye uğradıklarını bilememişlerdi ki; eşkıya başının sert ve kesin ifadeler taşıyan şu sözleri ortalığı çınlattı:

?Arkadaşlar, dikkat edin kimseye sert davranmayın, kimseye zulmetmeyin, zâlimleri sevmez. Ancak bizi ele vermemeleri için geçici bir zaman onları falan yere hapsedin, netice ile ilgili beni bilgilendirin!?

Bir eşkıya reisinin ağzından dökülen bu sözler gerçekten garipti. Şiblî ve arkadaşlarını hapsetmek üzere hapsedilecekleri yere doğru yol almaya başladılar. Şiblî Hazretleri rica mahiyetinde eşkıyalara;

?Arkadaşlar bizden almış olduğunuz şeylerin tamamı size helâl olsun, bizi bırakın, bizi mukaddes yolculuktan alıkoymayın.? dedi.

Fakat cevap kesindi; «Hayır, sizi bırakırsak bizi ele verir, yakalatırsınız.» diyerek arzuyu reddettiler. Yolculuk hep beraber devam ederken Şiblî Hazretleri?nin müridlerinden birisi çantasından çıkardığı hurmaları eşkıyalara takdim etti, her biri birer-ikişer hurmadan alıp yediler, sıra eşkıya başına gelince:

?Teşekkür ederim, ben oruçluyum.? dedi.

Gerçekten bu eşkıya reisi garipti. Yol kesen, hacı kervanını soyan bir adam nafile oruç tutuyordu. Hayret verici bir işti.

Az daha ilerlediler burası yemyeşil çimenlik bir yerdi, hep beraber oturdular istirahat ettiler ama hiç kimse konuşmuyor herkes ne olacağını merak ediyordu. Eşkıya başı:

?Arkadaşlar ve misafirlerimiz herkes abdestini alsın. Namaz vakti geldi, namaz kılacağız.? dedi. İçlerinden biri gayet güzel bir sesle sünnet üzere ezan okudu. Namazın sünnet kısmı tamamlanıp kamet getirildi, herkes imamı merak ediyordu. Yerinden kalkan eşkıya başı çantasından çıkardığı beyaz sarığı yeşil takkesinin üzerine sararak vakarla, serilen seccadenin başına geçti. Cübbesini giydi ve; «Allâhu ekber» diyerek namaza başladılar.

Bir saat önceki eşkıya şimdi namazda imam olmuş namaz kıldırıyordu. Hakikaten iş iyice tuhaf bir hâl almıştı. Namaz bittikten sonra tesbihler çekilip dualar yapıldı. Eşkıya başı imamın, huşû ile yaptığı duası herkesi hayran bırakmıştı. Fâtihalar okundu tam cemaat kalkacağı sırada eşkıya başı, Şiblî Hazretleri?ne yönelerek:

??Ey şeyh, hem eşkıyalık yapıyorum, hem de namaz kılıyor ve oruç tutuyorum. Şaşırdınız değil mi?? dedi.

Şiblî Hazretleri;

??Evet, doğrusu bu durum bizi çok hayrete düşürdü.? diye cevap verdi. Kendisine doğru dönmüş, diz üstü oturan eşkıya reisi herkesin hayretli bakışları altında tekrar konuşmaya başladı:

??Ey şeyh efendi, namaz kılmayan, oruç tutmayan bir eşkıya olsaydım daha mı iyi olurdu? Hem namaz kılıp hem de gıybet, dedikodu yapanlara şaşmıyorsunuz da bize niye şaşıyorsunuz? Birinde maddî hak, diğerinde ise mânevî hak var ama neticede ikisi de kul hakkı değil mi?

Ey şeyh efendi, günah işleyen kişi altına pislemiş çocuğa benzer, çocuk altına pisledi diye anne, çocuğunu sokağa mı atar, yoksa pisliğini temizleyip yeni elbisesini giydirip «yavrum» diye bağrına mı basar? Hasta olup da ilâç kullanan hastaya neden şaşmıyorsunuz? Çünkü o hastalığın, ilâcı vardır. Doktor tavsiye etmiştir o ilâcı kullanmak mecburiyetindedir, ben de günah hastasıyım hastalığımın ilâcını doktorum tavsiye etti ve buyurdu ki:

«(Hakkı verilerek, âdâb ve erkânına riayet edilerek huşû ile kılınan) namaz, (insanı) hayâsızlıktan ve fenalıktan alıkoyar.» (Ankebut, 45)

Demek ki eşkıyalık bir hastalık; ilâcı da namazdır. Ne olur bize dua edin. Ben inanıyorum ki namaz mutlaka beni kötülüklerden alıkoyacak. Fakat şu anki kıldığım namazlarım o kıvamda ve o kalitede değildir, ama namaz kıla kıla o kötülüklerden kurtulacağım inşallah.?

Şiblî Hazretleri gülümseyerek, şefkatle eşkıya reisine bakıyordu. Reisin gözleri yaşlarla, kalbi heyecanla dolmuştu. Şiblî Hazretleri?nin huzurunda, gözleri yerde sözlerine devam etti:

??Ey şeyh efendi, şu anda gönlümde bir şeyler hissetmeye başladım, şu anda tüm yaptıklarıma tevbe etmek geliyor içimden. Herkesle helâlleşip kul haklarından kurtulmak istiyorum. Sizinle kılmış olduğum bu namaz benim hidayetime ve tüm günahlarımdan kurtulmama vesile olacak inşallah!

Demek, Allâh?ın vaadi gerçekleşti, sizinle kıldığımız şu namaz; Allâh?ın emrettiği gibi bir namaz ve o kalitede bir ibadet oldu ki şu anda bütün günahlardan nefret ediyorum. Âyet-i kerîmenin sırrı gerçekleşti ve ben şu anda sizleri şahit tutarak bütün günahlarıma tevbe ediyorum, üzerimdeki tüm kul haklarını ödeyeceğime söz veriyorum. Affet beni ey şeyh! Affet beni yâ Rabbî!? diyerek tüm günahlarına tevbe etti. Ardından kul haklarını ödemek için bütün gayretini sarf edip, Şiblî Hazretleri?ne bende oldu.
"Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir? Bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra" Mevlana C. Rumi (ks)
User avatar
Yusuf Esad
Genel Yetkili
Genel Yetkili
Posts: 361
Joined: 29 Jun 2007, 17:08
Kan Grubu: B (+)
Location: İmtihan Dünyası

Re: EŞKİYALIKTAN EVLİYALIĞA...

Post by Yusuf Esad »

Allah razı ola kardeş!
"Aşıkların tüm sırları aşîkardır." Rumî
User avatar
rana125
Posts: 163
Joined: 23 Oct 2007, 20:05
Kan Grubu: A (-)

Re: EŞKİYALIKTAN EVLİYALIĞA...

Post by rana125 »

Amin. Cümlemizden.Selametle.... :)
"Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir? Bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra" Mevlana C. Rumi (ks)
2008
Posts: 14
Joined: 05 Jan 2008, 01:38

Re: EŞKİYALIKTAN EVLİYALIĞA...

Post by 2008 »

Çok güzel bir paylaşım, Allah razı olsun .
Post Reply

Return to “Edebiyat”