08. Ebû Aliyyini'l Fârmedî Rh.A Hazretleri

Tarikatımız silsilesindeki büyük zatların hayatları, öğretileri, tavsiyeleri...
Post Reply
User avatar
muhteremnur
Posts: 289
Joined: 19 Oct 2007, 03:48
Kan Grubu: B (+)
Contact:

08. Ebû Aliyyini'l Fârmedî Rh.A Hazretleri

Post by muhteremnur »

EBÛ ALİ EL-FÂRMEDÎ RH.A HAZRETLERİ

Ebû All Fazl b. Muhammed el-Farmedî (ö.477/1084)

401'de (1010-11) Tûs yakınındaki Fârmed (Fârmez) köyünde doğdu. Rüknü'l-İslâm, el-mürşid, kutbü'z-zamân ve şeyhü'1-meşâyih gibi unvanlarla anılır. İlk öğrenimini doğduğu köyde yaptıktan sonra Nîşâbur'a giderek meşhur sûfî müellif Abdülkerîm el-Kuşeyrî'nin medresesine girdi ve kısa sürede en seçkin öğrencilerinden biri oldu; özellikle vaaz ve hitabet tarzının tesirinde kaldı. Fârmedî'nin son derece güzel ve etkileyici konuştuğunu söyleyen Abdülgâfır onun vaaz meclislerini, çeşit çeşit çiçek açan meyve ağaçlarıyla dolu bir bahçeye benzetir (Târîhu Nisâbûr, s. 628).

Tasavvuf konusunda da Kuşeyrî'den faydalanan Fârmedî, Nîşâbur'a gelen Ebû Saîd-i Ebü'l-Hayr'ı ziyaret etti ve ilk görüşmesinde kuvvetli bir şekilde tesirinde kalarak büyük bir sevgiyle ona bağlandı; sohbet ve semâ meclislerine devam etti. Ebû Saîd Nîşâbur'dan ayrılınca üstadı Kuşeyrî'nin huzuruna çıkarak kendisinde meydana gelen ruhî gelişmeleri anlattı. Fakat Kuşeyrî ona ilim öğrenmeye devam etmesini tavsiye etti. İki üç yıl sonra tasavvufa meyli gittikçe arttığından üstadının izniyle medreseden ayrılarak bir tekkeye yerleşti; bir süre mücahede ve riyazetle meşgul oldu. Bir gün kendisinde zuhur eden manevî halleri Kuşeyrî'ye anlatınca üstadı, ulaştığı bu mertebeden sonra ona yardımcı olamayacağını, zira kendi mertebesinin onunkinden daha yüksek olmadığını söyledi. Yeni bir mürşide ihtiyacı bulunduğunu anlayan Fârmedî, ününü duyduğu Ebû'l-Kàsım el-Cürcânî ile görüşmek üzere Tûs'a gitti. Cürcânî'nin yanında mücahede ve riyazet dönemini tamamladıktan sonra vaaz vermek için icazet aldı. Dili ve gönlü açıldığından olağanüstü güzel ve etkili konuşmalar yapmaya başladı. Bir ara Tûs'u ziyaret eden Ebû Saîd-i Ebü'l-Hayr ile bir kere daha görüşme fırsatı buldu. Nakşibendî silsilesinin önemli simalarından olan Ebü'l-Hasan el-Harakânî'den de faydalandı. Kuşeyrînin kızıyla evlenen Fârmedî 477'de (1084) Tûs'ta vefat etti. Bazı kaynaklar vefat tarihini 472 (1080) olarak vermektedir. Fârmedî'nin Ebü'l-Mehâsin Ali, Ebû'l-Fazl Muhammed ve Ebû Bekir Abdülvâhid adlı üç oğlu olduğunu ve bunlarla tanışma fırsatı bulduğunu söyleyen Sem'ânî,, şeyhin kabrini defalarca ziyaret ettiğini de kaydeder (el-Ensâb, IX, 218).

Bir ara Merv'e giderek Büyük Selçuklu Veziri Nizâmülmülk'le görüşen ve ondan itibar gören Fârmedî çağının büyük âlim ve mutasavvıflarıyla tanışmış ve onlardan faydalanmıştır. Kendisi de Gazzâlî, İbn Bâkûye ve Abdülkâhir el-Bağdadî de dahil olmak üzere pek çok âlim ve mutasavvıf üzerinde etkili olmuştur. Câmî Nefehâtü'l-Üns'de(s. 370) Fârmedî'nin Gazzâlî'nin şeyhi olduğunu söyler. İkisi de Tus'lu olan bu ünlü mutasavvıfların görüştükleri bilinmektedir. Nitekim Gazzâlî bizzat Fârmedî'den duyduğu birkaç sözü nakleder (İhyâ, IV, 178). Kasım Kufralı Câmî'ye dayanarak Gazzâlî'nin Fârmedî'ye intisabının kesin olduğunu söylüyorsa da (M, IV, 755) Fârmedî vefat ettiğinde yirmi yedi yaşında olan ve henüz tasavvufa yönelmemiş bulunan Gazzâlî'yi onun mürid ve halifesi saymak doğru değildir. Gazzâlî'nin, eserlerinde Fârmedî'den çok az söz etmesi de bunu göstermektedir.

Fârmedî, Nakşibendiyye'nin Alevî silsilesinde Ebü'l-Kâsım el-Cürcânî'nin, Bekrî silsilesinde ise Ebü'l-Hasan el-Harakânî'nin halifesi olarak gösterilir. Nakşibendiyye'nin her iki silsilesi Ebû Ali el-Fârmedî'de birleşir ve halifesi Yûsuf el-Hemedânî vasıtasıyla devam eder. Bu bakımdan Fârmedî Nakşibendî tarikatı tarihinde önemli bir yere sahiptir.

TDV İslâm Ansiklopedisi, c.10, s.90.
Last edited by Zeyneb Büşra on 12 Nov 2007, 22:19, edited 1 time in total.
Reason: Numaralandırma
Post Reply

Return to “Silsile-i Şerif”