Sizin Şehidiniz Size, Bizimki Bize…

Post Reply
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Sizin Şehidiniz Size, Bizimki Bize…

Post by Halil Necati »

http://darulhikme.org.tr/darulhikme/tr/ ... imki-bize/

Burak ERTÜRK

Sizin Şehidiniz Size, Bizimki Bize…

Demek ki ben akşam ezanı yaklaştığında üç-beş çeşit yemeğin olduğu sofranın başında saatime bakıp dururken; o, kafasında Nisa Suresi’nin 75. ayetini evirip çeviriyor; bu hitab-ı İlahiye rağmen eli kolu bağlı oturmanın hacaletiyle sarsılıyormuş…

Demek ki ben, “Size ne oluyor da, Allah yolunda ve ‘Ey Rabbimiz! Halkı zalim olan şu kasabadan bizi çıkar; bize kendi katından bir veli (koruyucu, sahip) gönder, bize kendi katından bir yardımcı gönder’ diyen zayıf düşürülmüş erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?” ferman-ı İlahisini, benliğime, ruhuma nakşedeceğime, evimdeki kitaplığın en mutena köşesinde duran mushafa hapsetmişim…

İçine bu ümmetin tüm mazlumlarını sığdıracak kadar geniş bir yüreğe sahip yiğitler dolaşırmış aramızda da biz onları tanımazmışız…

Sokakta iffetinin kalesi olan çarşafıyla gezen bacılarımızın namusuna ilişen, el kadar çocukları gözünü kırpmadan katleden Şebbiha köpeklerine lânet okuyup durmaktan öte bir şeyler yapılabileceğini şahadetleriyle belgeleyen babayiğitler soluk alıp verirmiş içimizde de, bilmezmişiz…

Geçen gün, bu babayiğitlerden birinin, avukat Osman Karahan’ın, beni mahcubiyetlerin en derinine hapseden şahadet haberi ‘düştü’ internet sitelerine…

Öyküsünü ve mücadelesini okuyunca…

Kendi adıma utandım; bedeniyle bu meş’um asra, ruhu ve ufkuyla saadet asrına ait bu iman abidesinin adını yeni duyuyordum…

Kendi adıma utandım; o ‘cephedeydi’, ben konforlu evimde Müslümanlık dava ediyordum…

Onun adına sevindim; akıbeti elbet yalnız Rabbimiz bilirdi ama ötede onun nasıl bir hüsn-ü istikbal ile karşılanacağına ve kimlere komşu olacağına dair hüsn-ü zannım, duam vardı…

Kendi adıma sevindim; artık evlatlarıma ‘İşte, baştan ayağa iman kesilmiş biri böyle olur’ diye sadece kitaplardan misal vermek zorunda kalmayacaktım…

Evet…

Halep’te ruhu ötelere pervaz eden ve şahadeti esnasında yanında olan arkadaşının anlatımıyla ‘şehit düştüğü sırada etrafa misk kokusu yayılan’ kahramandan söz ediyorum; onu tanıyor musunuz?

Müslümanıyla, müslüman görüneniyle; kâfiriyle, süper gücüyle hepsinin menfaat odaklı hesapları için bin bir siyasi entrika çevirdiği bir coğrafyanın çaresiz insanlarına, her türlü çıkar mülahazasından uzak, sadece bu ümmeti ümmet yapan bilincin, can çekişse de henüz ölmediğini gösteren bir destan yazdı avukat Osman Karahan…

Ailesi şahadetini müteakip yaptığı açıklamada şunları söylemiş:

“Ağabeyimiz ve ailemizin çok değerli büyüğü Avukat Osman Karahan’ın Suriye’de şehit olduğuna dair çıkan haberlerle ilgili kesin bilgimiz olmadığı için daha sonra basını ve kamuoyunu aydınlatacağımızı bildirmiştik.

Ağabeyimiz Osman Karahan’ın Baas güçleri tarafından Suriye’de şehit edildiği haberi artık kesinlik kazanmıştır. Av. Osman Karahan Suriyeli Müslümanların özgürlük mücadelesine destek vermek için gittiği Suriye’nin Halep şehrinde Baas ve şebbiha çetelerine karşı sürdürülen direniş esnasında Halep’te bir karakolu ele geçirmek amacıyla girdiği çatışmada vurulması sonucunda şehit olmuştur.

Ağabeyimiz Osman Karahan hayatını dünyada ve Türkiye’de haksızlığa ve zulme uğramış Müslümanlara yardım için adamış, hayatını Kur’an ve Peygamberin sünneti doğrultusunda düzenlemiş, mesleğini, kariyerini, malını ve mülkünü hep bu uğurda harcamış değerli bir Müslüman’dır.

Ağabeyimiz Osman Karahan son olarak yine yanı başımızda yer alan Suriye’de meydana gelen zulüm, katliam, tecavüz ve işkencelere dayanamadığından, Nisa Suresi – 75.ayetinde yer alan “ Size ne oluyor da, Allah yolunda ve ‘Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver’ diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?” hükmüne uyarak, Suriye’deki hak ile batıl arasındaki savaşta hakkın yanında yer almak için Özgür Suriye Ordusu saflarında, mücahitlerin yanında direnişe katılmıştır.

Birkaç gündür yer alan haberlerde başından beri Baas propagandası yapan bazı yayın kuruluşları ve çevrelerce terör örgütü üyesi gibi gösterilmeye çalışılması ve şehadetinin mahkûm edilmek istenmesi ailesini ve yakınlarını üzmüştür. Oysa ağabeyimiz pek çokları gibi elde ettiği meselesi kariyeri öne sürerek kazandığı paralarla yıllarca sefa sürmek yerine, tüm kazancını ve vaktini dünyada ve Türkiye’de zulme uğrayan Müslümanlara vakfetmiş ve en sonunda da hak etmiş olduğu şahadet şerbetini içmiştir.

Ağabeyimiz Osman Karahan uğramış olduğu tüm iftiralara rağmen, hayatını da zulüm gören insanlar uğruna feda ederek ve arkasında onurlu bir hayat ve tertemiz bir geçmiş bırakarak ahiret yurduna göç etmiştir. Biz aile olarak ağabeyimizle gurur duyuyor, Allah ve mazlumlar için canını vermiş bir şehidin yakınları olmanın şerefini yaşıyoruz. Ağabeyimiz arzuladığı şehadete kavuşmuştur. İnşallah 17 aydır İslam, özgürlük ve onurlu bir hayat için direnen Suriye halkı da bir an önce özgürlüğüne kavuşur. Biz Şehit Osman Karahan’ın ailesi olarak Türkiyeli Müslümanları Suriye konusunda yapılan kara propagandalara aldırmadan bu kutlu mücadeleye, asil direnişe destek vermeye çağırıyoruz. Ayrıca kamuoyu şunu da bilmelidir ki Suriye’de her gün katledilen çocukların, kadınların, gençlerin bizim gözümüzde ağabeyimiz Osman Karahan’dan hiçbir farkı yoktur. Bizler Müslüman’ız, Allah’a aidiz ve vakti geldiğinde de tekrar ona döneceğiz.”

Ailesinin bahsettiği, ‘şehidi terör örgütü üyesi gibi gösterecek kadar’ alçalanların hangi odaklar olduğu ehline malûmdur.

Bunların ipliği pazara çıkmış; ümmet bunların ‘ne mal’ olduğunu anlamıştır…

Bunların içimizde de uzantıları var…

Yeri geldiğinde yazıyor, teyakkuz tavsiye ediyoruz ya ömrümüz ‘fitneci’ ithamlarına cevap vermekle geçiyor…

Oturdukları yerden hiç utanıp sıkılmadan, kerameti kendinden menkul stratejik analizlerle Baas alçaklığına çanak tutanlar, şimdi de kalkmış Karahan’ı o kirli dillerine dolamışlar…

İçlerinde “Osman Karahan’ın Amerika için savaştığını (!)” iddia edip, “ hangi şehitlikten bahsedildiğini” sorgulayanlar var…

İran menşeli sitelere bakın, tezviratı görün.

Avukat için geçmiş defterleri karıştırarak çamur atacak bir şeyler aramaya koyulmuşlar…

Orada çoluk-çocuk öldürülürken, film seyreder gibi izleyenler, bununla da yetinmeyip Baas rejiminin avukatlığına soyunanlar, bir anda şehidin önceki hayatını kurcalayan dedektiflere dönüşüvermişler…

Kardeşim ben de tanımıyorum, geçmişi hakkında da malûmatım yok, ama gösterdiği civanmertlik, hakkaniyet duygusunu ve vicdanî melekelerini yitirmemiş herkesi takdire sevk edecek nitelikte…

Zaten amaç, üzüm yemek değil…

Yoksa niye bu ‘külyutmaz’ hafiyeler, Esed’in askerleriyle omuz omuza müslüman kanı döken ‘İranlı turistlerin’ (!) geçmişlerini masaya yatırmıyorlar?

İbret-i âlem olsun diye şehit Karahan hakkında yazılanlara bir örnek vereyim de; bilin, kimin nerede saf tuttuğunu…

Evet, yanılmadınız yine Yeni Mesaj gazetesi…

Yazının başlığı ne biliyor musunuz: “Ne zamandan beri ABD için ölenler şehit oluyor?” [1]

Yazar bey, yazısının bir yerinde şunu buyurmuş:

“ABD çıkarları için ölenler şehit olamazlar. Şehit olması için bir insanın imanı için vatanı ve namusu için mücadele etmesi lazım ABD için ölenler için ancak öldü denir. Asıl şehitler Osman Karahan’ın öldürdüğü Suriyelilerdir.”

Lafı uzatmayacağım…

Yazıyı bir dua ile bitireceğim:

Allah’ım! Herkesi kendi şehidiyle haşret!
Post Reply

Return to “Köşe Yazıları”