Yunus Emre

Edebiyat adına herşey...

Moderator: VYZ

Post Reply
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Yunus Emre

Post by Halil Necati »

Yazının tamamı için; http://www.dervisan.com/kitap/avustrali ... lya01.html

Prof. Mahmud Esad Coşan (ks) 16.12.1990 Avustralya

(...)
Şimdi, Yunus da birkaç tane... Tabii, ansiklopediyi açsak Yunus ismini arasak, bir sürü Yunus göreceğiz; o ayrı... Yunus isminde bir çok şair olabilir. Ondan ayrı, bizim tek bir şahıs sandığımız, ilâhilerini dinlediğimiz Yunuslar bir tane değil...

Bir Yunus var, ben ona I. Yunus diyorum. (Yunus the first...) Yâni I. Mehmed, I. Murad der gibi bir I. Yunus var; bir de II. Yunus var... (Yunus the second...) Bu ikisi önemli... Ondan sonra daha başka Yunuslar var ama, onları ansiklopedilerden baksın, araştırsın kardeşlerim... Yalnız ben burada, bu ikisi üzerinde durmak istiyorum:

I. Yunus, aşağı yukarı 1320 yıllarında vefat etmiş. Vesikalar var... Mevlânâ'dan biraz daha genç, Mevlânâ'yı görmüş bir şahıs... Bir eserinin, Er-Risâletün Nushiyye'sinin sonunda 707 hicrî tarihi var; milâdî 1307 eder. O zaman da sağ olduğunu, o eseri yazmasından anlıyoruz. Bir başka yerdeki kayıtlardan da, 1320'lerde öldüğünü anlıyoruz. Osmanlı Devleti 1299/1300'de kurulmuş deniliyor. Daha Orhan Gazi'nin devri olmadan, o sıralarda yaşamış bir kimse olarak görülüyor. Bu, I. Yunus...


Yunus hakkında çeşitli araştırmacıların konuşmaları, yazıları, kitapları var, iddiaları var... Yunus'a herkes benim demek istiyor, sahip çıkmak istiyor. Bazısı diyor ki: "Yunus Eskişehirli, Sivrihisar yakınında, Sakarya kenarındaki Sarıköy'de kabri..." Eskişehir Turizm Derneği Yunus'u divanın basmış, Abdülbaki Gölpınarlı tutmuş konferanslar vermiş: "Yunus Eskişehir'li, Sarıköy'lü..." Bir münakaşa, bir iddia gidiyor.

Karaman'da bir cami var merkezde... Ben de ziyaret ettim, orada da Yunus'un kabri var... Karamanlılar da diyorlar ki: "Yunus Karaman'lıydı..." Arşiv vesikalarından da bir vesika çıkartıyorlar, "İşte burada Yunus Bey diye bir isim geçiyor, belki bu olabilir." diyorlar. "Karamanoğlu Mehmed Bey'den mülk almış, yazıya geçmiş." diyorlar.

Daha başka yerlerde de var... Salihli'de, Kula'da, Bursa'da var... "Bu Yunus Emre'nin kabridir." diye bir sürü yerde var...


Şimdi tabii, bilimsel bir araştırma yapmak lâzım, gerçeğin ne olduğunu anlamak lâzım!... Çeşitli iddiaların geçerlilik derecesini irdelemek lâzım!.. Kontrol etmek, ayıklamak lâzım!.. Bilim adamının işi bu... Bayağı ciddî bir iş yâni, dedektif gibi çalışması lâzım bilim adamının...

Ben sadece sonucu söyleyeyim, iddiaların tenkidini burada yapacak vaktimiz de yok... Ne o, ne o; Yunus Emre Aksaray'ın Kırşehir'e yakın bir yerinde, bir Sivrihisar daha var... Orada Tabduk Emre'nin mezarı da var... Onun yanında görünmüş olduğu söylenen Yunus'un kabri de orada ve orası Kırşehir'e yakın...

Hani menkıbelerde deniliyor ya; kıtlık senesi olmuş, aç kalmış Yunus... Köylünün mahsulü bitmemiş. Demişler ki:

"--Hacı Bektâş-ı Velî var Kırşehir'de... Varlıklı bir insan, çevresinde çok zenginler var... Kendisi hayırsever, alim, fâzıl, kâmil bir insan... Git ondan iste!.."

O da bir çuval, bir sepet neyse, bir yük alıç toplamış dağdan... Alıcı götürmüş hediye olarak. Alıcı verecek, buğday alacak yerine... Bir gün geçmiş, iki gün geçmiş, Hacı Bektâş-ı Velî demiş ki:

"--Getirdiğin alıç için teşekkür ederim! Bunun karşılığında sana buğday mı vereyim, himmet mi vereyim; hangisini istersin?.."

Yunus gafil:

"--Ben himmeti ne yapayım? Bana buğday lâzım, karnım aç... Buğday isterim!" diyor.

Tekrar soruyor... Sonunda onun istediği buğdayı verip gönderiyor.


Hacı Bektaş'la ilgisi var deniliyor ya, Hacı Bektaş'la ilgisi olan bir insan, eşeğe binecek, ziyarete gidecek. Eski devir, şimdiki gibi kolay değil... Yakın yer olması lâzım!.. Uzak bir yerden öbür tarafa gitmek için araba mı kullanacak?.. O koca mesafe, o eski devirde kolay aşılır mı?.. Hacca giden insan, bir senelik nafakasını eve bırakıyor; altı ay gidiyor, altı ay geliyor.

Onun için Yunus, Aksaray'a bağlı Sivrihisar'ın bir köyünden... Eskişehir'den değil, Karaman'dan değil, Kula'dan değil... Kula neresi, Kırşehir neresi?.. Karaman neresi, Kırşehir neresi?.. Bizim Osmanlılar göçebe olduğuna göre, Domaniç yaylalarına, Bilecik taraflarına göçtüklerine göre; o yıllarda Eskişehir'in olduğu yerlerde yerleşme olup olmadığı bile şüpheli...

Sivrihisar'ın birkaç tane olduğunu bile anlayamamışlar. --Bir de Seferihisar var İzmir'de...-- Daha başka yerlerde de hisar gibi sivri dağ oldu mu, Sivrihisar adını alır. Onun için bu bizim Yunus, I. Yunus, Aksaray'lı... Şimdi Aksaray da il oldu. Aksaraylılar varsa içinizde öğünebilirler; Yunus Aksaray'lı... Aksaray'ın Kırşehir'e yakın yerinden, Sivrihisar isimli nahiyeden bir kimse... Bu muhakkak...
(...)
Post Reply

Return to “Edebiyat”