HİSSELİK KISSALAR
Posted: 09 Oct 2010, 07:35
Kur’ân-ı Kerîm’in Fussulit Sûresi 34-36.âyet-i kerîmelerinde :
“İyilik(ler) de eşit değildir, kötülük(ler) de. Sen (kötülüğü) en güzel olan (hareket)le sav. O zaman (görürsün ki) seninle kendisi arasında bir düşmanlık olan kimse, sanki yakın/candan bir dost (oluvermiş)tir.
Bu (kötülüğü iyilikle önleme özelliğine/davranışı)na ancak sabredenler kavuşturulur. Ayrıca, buna (sevaptan) büyük pay sahibi olandan başkası da kavuşturulmaz.
Eğer şeytandan bir fitne (ve vesvese) seni dürter ‘de iyi halden uzaklaştırır)sa hemen Allah’a sığın. Çünkü Allah, hakkıyla işiten (ve bilen)dir" buyurulmaktadır.
Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de :
“Yiğit dediğin, güreşte (dövüşte) rakibini yenen kimse değildir.
Asıl yiğit, kızdığı zaman öfkesini yenen kişidir” buyurmuştur.
Büyük mutasavvıf İbrahim b. Edhem hazretleri sahrada giderken bir askerle karşılaştı. Asker ona:
"Mâmur ve meskûn yerler nerede?" diye sordu.
İbrahim b. Edhem hazretleri ona mezarlığı işaret etti. Kendisi ile alay edildiğini zanneden asker, İbrahim’in başına şiddetle vurdu, sonra savuşup gitti. Askere:
"Dövdüğün zât, Allah dostlarından, Horasan zâhidi İbrahim b. Edhem’dir!.." denilince geri döndü. Özür diledi.
İbrahim b. Edhem (rh.a.) :
"Sen bana vurunca, ben Allah Teala’dan seni cennetine koyacak bir hayatı senin için diledim!" dedi.
Asker:
"Sana yaptığım onca şeye rağmen mi, niçin?" diye sordu.
İbrahim b. Edhem (rh.a.):
"Dövülmeye sabrettiğim için sevap ve ecir aldığım bana bildirilmişti. Onun için bu karşılaşmadan benim kârlı çıkmama rağmen senin zarar görmeni istemedim!.." dedi.
Atalarımız boşuna dememişler :
Kötülüğe/hamlığa karşı kötülük/hamlık her kişinin harcıdır,
Kötülüğe/hamlığa karşı iyilik/olgunluk ER KİŞİ’nin harcıdır.
“İyilik(ler) de eşit değildir, kötülük(ler) de. Sen (kötülüğü) en güzel olan (hareket)le sav. O zaman (görürsün ki) seninle kendisi arasında bir düşmanlık olan kimse, sanki yakın/candan bir dost (oluvermiş)tir.
Bu (kötülüğü iyilikle önleme özelliğine/davranışı)na ancak sabredenler kavuşturulur. Ayrıca, buna (sevaptan) büyük pay sahibi olandan başkası da kavuşturulmaz.
Eğer şeytandan bir fitne (ve vesvese) seni dürter ‘de iyi halden uzaklaştırır)sa hemen Allah’a sığın. Çünkü Allah, hakkıyla işiten (ve bilen)dir" buyurulmaktadır.
Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de :
“Yiğit dediğin, güreşte (dövüşte) rakibini yenen kimse değildir.
Asıl yiğit, kızdığı zaman öfkesini yenen kişidir” buyurmuştur.
Büyük mutasavvıf İbrahim b. Edhem hazretleri sahrada giderken bir askerle karşılaştı. Asker ona:
"Mâmur ve meskûn yerler nerede?" diye sordu.
İbrahim b. Edhem hazretleri ona mezarlığı işaret etti. Kendisi ile alay edildiğini zanneden asker, İbrahim’in başına şiddetle vurdu, sonra savuşup gitti. Askere:
"Dövdüğün zât, Allah dostlarından, Horasan zâhidi İbrahim b. Edhem’dir!.." denilince geri döndü. Özür diledi.
İbrahim b. Edhem (rh.a.) :
"Sen bana vurunca, ben Allah Teala’dan seni cennetine koyacak bir hayatı senin için diledim!" dedi.
Asker:
"Sana yaptığım onca şeye rağmen mi, niçin?" diye sordu.
İbrahim b. Edhem (rh.a.):
"Dövülmeye sabrettiğim için sevap ve ecir aldığım bana bildirilmişti. Onun için bu karşılaşmadan benim kârlı çıkmama rağmen senin zarar görmeni istemedim!.." dedi.
Atalarımız boşuna dememişler :
Kötülüğe/hamlığa karşı kötülük/hamlık her kişinin harcıdır,
Kötülüğe/hamlığa karşı iyilik/olgunluk ER KİŞİ’nin harcıdır.