Akif Beki’den AK Parti'ye açık uyarı!

Post Reply
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Akif Beki’den AK Parti'ye açık uyarı!

Post by Halil Necati »

Akif Beki’den AK Parti'ye açık uyarı!

Radikal Gazetesi köşe yazarı Akif Beki, anayasa değişikliği taslağı ile ilgili endişelrini yazdı.

Kaynak: Radikal/Akif Beki

İşte o yazı:

Bir endişem var; Anayasa değişikliği konusunda AK Parti’yi uzlaşmaya meyyal görüyorum.

Karşısındakilerde de bir kumpas havası seziyorum.
Korkarım ki fırsat bulurlarsa, bu mini demokrasi paketini Ankara’nın dar koridorlarında boğacaklar.

Yargı ile muhalefet voltranı oluşturup, geçit vermeyecekler demokrasiye.
***
Bir endişem var;

Eldeki bir taslak metin...

Moda tabirle, henüz bir ‘kâğıt parçası’.

Nihai şeklini aldığında, TBMM’ye teklif edilmiş resmi bir tasarıya dönüşecek.
Yani bir kâğıt parçası iken, belge hüviyetine kavuşacak.
O arada görüşler toplanacak, katkı imzaları alınacak ki, taslak, işlem görüp tasarıya doğru yol alsın.

Oysa, daha bu aşamadayken kapıyı kapatmalarına bakılırsa, CHP ile MHP’nin bahanesi hazır.

Kâğıt parçasına, gıyaplarında tamamlanmış ‘belge aslı’ muamelesi çekecekler.
Korkarım ki ellerine verilirse de, gözlerini kırpmadan kuşa çevirecekler o taslak metni.
***
Bir endişem var;

Avustralya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, Hindistan, İngiltere, İrlanda, İsrail, İsviçre, Japonya, Kanada ve Norveç’te ‘Anayasa mahkemesi nedir’, bilinmez.
Çünkü, mezkur isimde bir yargı kurumu bulunmaz bu ülkelerde.

Yüksek mahkemenin faziletlerine inanan Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya’da ise, seçilmiş meclisler de üye atar oraya.

Bir diğer muhkem ve sarsılmaz kale, Yargıtay örneği...

Bizde, HSYK belirler üyelerini; yani kendi aralarında top çevirirler.
Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve İsveç’te ise şöyle olur;

Ya Meclis, ya Adalet Bakanı, ya Başbakan, ya Cumhurbaşkanı... Ama yargıtay üyelerini seçme ve atama yetkisi, illa ki seçilmişlerdedir.

Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) gelince...

Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, hükümet ve barolar ile meslek erbabı hâkim ve savcılar tarafından seçilirler.

Nerede?
Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve İsveç’te.

Bu ülkelere ‘gelişmiş demokrasiler’ denmesinin sırrı da burada yatar.
Halka kapalı kurum olmaz oralarda, halk eli değmedikçe de bir kurum demokratik sayılmaz.

Korkarım ki, AK Parti’ye katı defans uygulayıp, demokrasiyi gene püskürtecekler.
***
Bir endişem var;

Amerika’yı yeniden keşfe çıkmıyoruz.

Biz de bir gün gerçek bir demokrasi mi olacağız; yoksa böyle az gelişmiş, kör ve topal mı kalacağız?

Mesele, bundan ibaret...
Korkarım ki yüksek yargıya sorsanız, ‘’Böyle iyiydik’’ deyip, düzenleri bozulsun istemeyecekler.

Nitekim, dün gene apar topar olağanüstü hale geçtiler, hendek kazıp müdafaa hatlarının gerisine çekildiler.

Korkarım ki muhalefete sorsanız, kendileri seçici olmadıkça yargıyı halka asla elletmeyecekler.
***
Bir endişem daha var;
Böyle giderse, bize tam demokrasi gelmeyecek, yargı da sittin sene daha halka açılamayacak.

Çünkü, bariz bir çıkar çatışması var ortada.

Yargıda reform kararı, onun için yargıçlara bırakılamaz.

Süreç kimin aleyhine çalışacaksa, onlara sorulmaz.

İmtiyazını kaybedecek, rahatı bozulacak olanlardan destek umulmaz, cevapları baştan bellidir.

Yargı reformu, yargıçlarla birlikte değil, yargıçlara rağmen yapılır.
Doğrusu, halkın genel faydasına olanı doğrudan halka sormaktır.

Korkarım ki, AK Parti uzlaşmayı Ankara’da ararsa, gereksiz zaman kaybedecek.
Uzlaşmanın adresi, bütün sath-ı vatana dağılmış millet olmalı.
Tek yol, paketi muhalefete de, yargıçlara da elletmeden sağ salim referanduma götürmek.

http://www.analitikbakis.com/NewsDetail.aspx?id=4193
galesiz
Posts: 124
Joined: 18 Dec 2008, 15:18
Kan Grubu: B (+)

Re: Akif Beki’den AK Parti'ye açık uyarı!

Post by galesiz »

son cümle koca yazıyı anlatmış
”Ağızların tadını kaçıran ölümü sık sık hatırlayınız” Hadis-i Şerif
Yarım somunun var mı? Bir ufak da evin?
Kimselerin kulu kölesi değil misin?
Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya?
Keyfine bak: en hoş dünyası olan sensin. Hayyam
Post Reply

Return to “Köşe Yazıları”