'İngilizler bile bu kadarını yapmadı'

Forumda uygun kategori bulamadığınız yazılar...

Moderators: VYZ, Leyla Hanne

Post Reply
halil
Posts: 109
Joined: 11 Feb 2008, 14:20

'İngilizler bile bu kadarını yapmadı'

Post by halil »

Kıbrıs'ın önde gelen manevi dinamiklerinden Şeyh Nazım Kıbrısî diyor ki; “Kur'an öğreten hocayı içeri atarlar, yedi sekiz yaşındaki çocukları Kur'an öğrenmeye çalıştıkları için polise götürürler, kılık kıyafete karışırlar, İslam'ın tatbikatına asla rıza göstermezler, İslam'ı yıkmak isterler... Kıbrıs'ı yıllar boyunca İttihatçı kafa yönetti. Bu kafa hala devam ediyor. Müslümanlar feryadıma kulak versinler!.. İngilizler bile bu kadarını yapmadı.”

Cumhurbaşkanlığı seçiminin sıcaklığını yaşayan Kıbrıs'ın önde gelen manevi dinamiklerinden Şeyh Nazım Kıbrısî'yi “Dergahında” ziyaret ettik. Doksan yaşına merdiven dayayan Şeyh Nazım Kıbrısî son derece berrak bir zihne sahip, ne kadar zeki bir zat olduğunu da söyleşinin her aşamasında belli ediyor.
Söyleşiye girerken dua okuyan ve hemen ardından “Sizin kadroda çok mübarek isimler var. Ben o çizgiyi Cuma Dergisi'nden itibaren çok yakından takip ederim. İlk çıkan Vakit, Akit gazeteleri ve bugünkü noktanız... Hep cesur oldunuz, kararlı oldunuz, Allah sizden razı olsun. Vakit sert bir gazete olarak bilinir, ancak sert değil, onurludur. Müslümanların gazetesidir” diyen Kıbrısî “Sorularımıza başlayabilir miyiz efendim” dememiz üzerine gülümseyerek;
“Soracağınız sorunun cevabını biliyor musunuz?” karşılığını verdi.
Ve ekledi: “Bilmiyorsanız sorun. Bildiğiniz konuları köşenizde yazın!..”

Kıbrısî ile sohbetimiz şöyle gelişti:
- Cevabını gerçekten tam olarak bilmediğim bir soru: Yıllar evvel sizle söyleşi yapmıştık. Onbeş yıl oluyor; o zaman Kıbrıs'ın manevi bakımdan perişan durumda olduğunu söylemiştiniz. Yıllar geçti, bu tablo ne kadar değişti?
- Çok değişti.
- Nasıl efendim?..
- Daha berbat oldu!..
- Niçin?..
- İdare sistemimiz laik bir kaideye oturuyor. Din ve dinin icaplarını yerine getirmek için hiçbir hevesleri yok. Ne hevesleri var, ne sorguları var, ne arayıp sordukları var. Kıbrıs'ın yönetimi, laik sistem olduğu halde laiklik hududunun ötesinde dine her suretle karışırlar. Laik sistem dinle devletin ayrılması ise, devlet vesayeti söz konusu olamaz. Din, devlet vesayeti altına giremez. Dinin icaplarını buradaki Müslümanların serbestçe istedikleri gibi yapabilmelerine fırsat verilmelidir.
İTTİHATÇI KAFA ÜLKEYİ MAHVETTİ
- Bu durumun tahlilini nasıl yapıyorsunuz? Niye böyle oluyor, Kıbrıs'ta işler?
- İttihatçı kafa, ülkeyi mahvetti. Bu kafa, Osmanlı'yı yıktı. Kıbrıs'a hakim olan İttihat Terakki anlayışıdır.
- Denktaş zihniyeti, İttihat Terakki zihniyeti mi?..
- O ne bilir!.. Denktaş, Türkiye'nin laiklik taşıyıcısı oldu. KKTC devletinin din hanesinde, “laik” yazar. Birleşmiş Milletler Meclisi'nde Republic of Cyprus yazılı. Biz yokuz. Türkler yok. Hudutlarımızı tanıyan yok, hiçbir devlet topluluğunun içinde yokuz. İslam devletleri içinde yokuz. Türkiye bile bizi devlet olarak kabul etmiş değil tam olarak.
- Buranın geleceği ne olur, tahmininiz?
- Gençlik gidiyor, manevi eğitim sıfır. Manevi eğitim yok, dinin tatbikatı hiç yok. Laik devlet, vakıflara hükmeder, müftülüğe hükmeder, Kur'an okumaya karışır, kılık kıyafetle uğraşır. Madem laiksin, niye dine karışıyorsun?
HEDEF İSLAM
- Farklı dini gruplar?.. Yahudiler, Hıristiyanlar, Bahailer alabildiğine serbest...
- Her şey serbest. Tüm dünyanının hedef aldığı İslam'ı yıkmaktır. Burada da hedefte İslam vardır. Başaramayacaklar.
- İslam'ı yıkmak istemeleri...
- Bu yakında bir cami imamı var. Birkaç çocuğu Kur'an okuttukları işitilince polisler buraya baskın yaptı. Yedi, sekiz, on yaşındaki çocuklar polise götürüldü. Hocaya zulmedildi. Biz belki seksen sene İngilizlerin içinde bulunduk. İngiliz bile bu kadarını yapmadı. O bile, Kur'an öğretimine baskı yapmadı. Kur'an okuyan çocukları içeri atmadı.
- Böyle giderse ne olur, yine sormuş olayım efendim?..
- Kıbrıs'ın hali ortada. Kıbrıs, böyle Türkiye'nin üzerine yük olur!.. Yükümüzü çekeceksiniz. Burada Cumhurreisi var, Başvekil var. Bunlar, selahiyet sahibi. Biz, burada ezilmişleriz. Bana, dünyanın öbür ucundan adamlar gelir. Bunlar bana gelmez.
KİLİTLİ KALPLER
- Sizi tehdit olarak mı görüyorlar?..
- Ben 90'ına varmış adamım Allah'a şükürler olsun. Kimi tehdit edecek halim var?.. Bizim işimiz, kalpten kalbe. Burada da onu yapıyoruz. Gelen, bize tabi olmaz. İslam'a tabi olur. Kimilerinin kalpleri ise kilitlidir!.. Kilitli kalpler, Kıbrıs'taki gibi İslam'la uğraşır. Yahudiler gibi İslam'a karşı kilitli. Bütün laikçilerin kalpleri İslam'a karşı kilitlidir. Kalplerine bir şey girmez, İslam'dan ne söyleseniz, kalpleri kilitlidir.
- Türkiye'de İmam Hatipli Başbakan var...
- Müezzinlik yapar mı?..
- Efendim?
- Yapamaz!.. O da kısıtlı. Meclis'teki bir konuşmaya Besmele ile başlayabilir mi?.. Meclis'in kürsüsünde Bismillahirrahmanirrahim dese...
- Partiyi anında kapatırlar.
- Bitti!.. “Besmele ile başlamayan işin neticesi güdüktür. O işte hayır yoktur.” Konuşmalar besmelesiz, kitaplar besmelesiz. Türkiye'de Meclis kürsüsünde Besmele yasak. Besmele'den niye korkarlar? 550 kişi var Meclis'te. Cenab-ı Allah “Benim ismimi anmadan yaptığınız her işi batıracağım” buyuruyor. Besmelesiz iş yürümez.
- Ne zaman ki Meclis kürsüsünde Besmele ile konuşulmaya başlanır.
- O zaman tamamdır. Allah'ı tanımayan bir dünya batacaktır.
- Son mesaj olarak...
- Türkiye'ye ve Kıbrıs'a... Allah'a dönsünler!.. Müslümanlar, ihtilafa düşmesinler. Birbirlerini hep sevsinler, saysınlar.

VAKİT
serdar arseven
Post Reply

Return to “Diğer Konular”