Titreşimle Şuuraltı Telkinleri ve 25. Kare

Forumda uygun kategori bulamadığınız yazılar...

Moderators: VYZ, Leyla Hanne

User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Re: Titreşimle Şuuraltı Telkinleri ve 25. Kare

Post by Halil Necati »

Abdüllatif wrote:Yoksa siz de bazıları gibi "Hocamız yanlış yaptı, şimdi burada olsa onunla kavga ederdim!" mi diyorsunuz?
Biraz önce duru adlı kullanıcı bahsetmiş idi bu konudan; siz bir yönetici olarak böyle bir üslup kullanmanız hiç hoş olmaz ve insanları kırıp forumdan uzaklaştırıp köşe de ağlatmaktan öteye gidemezsiniz.
İnsanları bu şekilde asla sorgulayamazsınız, böyle bir söz sarfetmeye kesinlikle hakkınız olamaz.
Hocamızın ayağının tozu olamam, Hocamın hakkını ödemem mümkün değil, Hocam burda olsa kaçacak yer ararım, Hocama karşı öyle kusurluyum ki affedeceğini bilsem hemen şimdi kalkar giderim yanına ayaklarına kapanmaya, benim neyim varsa Hocamdandır, Hocamın himmetleriyledir, hayatımdaki her türlü nimete nail olmama yine Hocam sebep olmuştur, bırak tartışmayı, yüzüne bakıp özrümü ifade etmeye dahi mecalim yok.
Siz kişilere böyle ithamlarda bulunursanız bu forum bundan dah öteye gitmez. Yazdıklarımı beğenmiyorsanız, tamamını kapsamlıca okuyup, değerlendirip öyle cevap yazarsınız, siz ise hemen çamur atmayı tercih edyorsunuz, Hocamızı öne sürüp, kendinize uygun bölümleri makaslayıp, birkaç da tenkid ekleyip okuyucuya sunuyorsunuz, halbuki yazdıklarımı yanlış buluyorsanız açıklama ve delil getirerekten benim fikirlerimi çüretebilir ve benim haksız olduğumu ortaya koyabilirsiniz, bu şekilde beni kırdığınız gibi, tekrardan hevesleniipte forumda yazmak isteyen kardeşlerimize de ayrıca darbe indirmiş, daha yazmadan onları yazmaktan vazgeçirmiş oluyorsunuz..
Ben ne ondan önce ne de ondan sonra onun gibisini görmedim, ay gibiydi, güneş gibiydi, gönlünden geçirdiğini de o ana kadar yediğin naneleride işlediğin günahlarıda Allah'ın izniyle bilirdi, onu gördüğünüz zaman ne mal olduğunuzu anlar hemen edebiniz takınır ve kaçacak yer arardınız, müthiş heybetli ve mehabetli idi, onu anlatmaya tarif etmeye kelimeler kifayet etmez, Hocamıza asla hiçbir söz söyleyecek durumda değilim, özrümü dahi ifade edecek durumda değilim, benim gözümde Hocamız bir mürşid-i kamil idi, SAS Efendimizin varisi idi, her yaptığı, her söylediği hikmetli idi, zamanının kutbu idi, bambaşka bir zat idi, ne desem ne söylesem ne yapsam azdır onun için, onun hiçbir zaman hakkını ödeyemem..
Bana böyle bir söz sarfettiğiniz için çok üzüldüm ve siz nasıl böyle bir mana çıkardınız böyle bir suçlamada bulundunuz doğrusu anlayamadım, fakat yine de Hocamız'a RH.A karşı edebsizlk ettiğim için Rh.A'den özür dilerim..
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Re: Titreşimle Şuuraltı Telkinleri ve 25. Kare

Post by Halil Necati »

Abdüllatif wrote:
Halil Necati wrote: Delilleriyle olaya yaklaşmak lazım..
Ayrıca ben delil de sundum. Ak TV dedim, "Bir Filmin Düşündürdükleri" dedim.
buna derler bektaşi usulü..
ben bu işlerden anlamıyorum, fakat siz anlıyorsunuz, o halde Rh.A Hocamızın tv, video vs. gibi konulardaki tüm görüşlerini toplayıp forumda yayınlayında bizde istifade edelim..

Rh.A anlatırdı, m. ali birand'ı, işte Yusuf İslam kardeşimiz çıkacak diye açmışlar, çokmış yatak sahnesi, Hocamız bunu niye anlatıyor, işte böyle böyle oluyor, insan böyle yakalnıyor, böyle avlanıyor, aman siz dikkat edin yakalanmayın vs. diye, tabi bu yıllar öncesinde olan birşey; Rh.A ahirete irtihal eyledi, şimdi durum farklı, şimdi her proğramda, her haberde, dizide oluyor böyle sahneler ve insanlar avlanıyor sürekli, Rh.A bunu yıllar önce niye anlattı avlanmayın diye, o zaman ne yapacağız ne sonuç çıkıyor bundan, Hocamız izlemeyin diyor.. Hocamız RhA'in bu konuda sayfalarca sohbeti var hatta bir kitap bile rahatlıkla hazırlanabilir Rh.A'in tv, video vs. hakkındaki görüşleri ile ilgili..

Geçen refika hanımın koyduğu kısa filmde öyleydi, 1974 yapılmış galiba o filim ama bak adamı nasıl avlıyor, savaş filmi oluyor aralarda cinsel ilişki vs sahneler, neden izleyenelri avlamak mahvetmek için, haberlerde öyle tecavüz haberi veriyor ardından falanca manken şöyle etmiş, falanca şurada yakalnmış vs, ne oluyor avlanmış oluyordun, o yüzden Hocamızı da, Hocamızın nasihatlerini de güzel anlamak lazımç
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Re: Titreşimle Şuuraltı Telkinleri ve 25. Kare

Post by Halil Necati »

Ak tv ise tamamen konu dışı, kuruldu, bölgesel yayın yapıldı, kısa bir zaman sonrada kapatıldı, üzerinden çok uzun yıllar geçti, bu konularda zaten ak tv referans almamız mümkün değil;
fakat madem ak tv diyorsunuz; Hocamız ak tv'yi neden ve niçin kurdu, istediği gibi oldu mu, yoksa Hocamızın da hoşuna gitmediği tarafları var mıydı bu ak tv'nin? ak tv bence burada tamamen konumuzun dışında..
Hocamız rh a İslam mecmuasını kurdu 1983'te.. peki şimdi mecmua almak helal mi.. kesinlikle haram diyebilirim, inanmazsan alda gör.. Rh.A'in mecmua kurması şuan, günümüz için referans değil bir mana ifade etmiyor, 27 yıl geçmiş üzerinden ki bizim islam mecmuasını kimler yönetiyordu, acaba ne kadar Rh.A'in istediği kadar oldu tabi bunlarda ayrı ve uzun konular, hülasa ak tv'yi hocamızın kurmak istemesi tv'yi helal hale getirmez. Günümüzde tv'lerde, gazete ve mecmualarda, internet haber siteleride maalesef kriterlere uygun değil, bakılması çoğu kere caiz değil..

Fakat burada asıl mesele, ortaya birşey konuyor, birşeyler anlatılmaya çalışılıyor, deliller getirilmeye gayret ediliyor, siz kalkıp Rh.A'in adını yazıp kestirip atıyor ve okuyucuya yazılanları tenkid edilir, sahihliğini tartışılır hale getirmiş oluyorsunuz. Bu yazıları okuyupta bir kimse tv izlemeyi bırakırsa biiznillah-i teala hesabı verilebilir, fakat bu yazılardan sonra içinde tereddüt olupta tv, film vs. seyretmeyen kişi bundan böyle madem Rh.A diyor, izin veriyor, kadın erkeğe bakabilirmiş vs vs diye izlemeye başlarsa bunun hesabı nasıl verilecek...
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Titreşimle Şuuraltı Telkinleri ve 25. Kare

Post by Abdüllatif »

Hala tutturmuşsunuz TV izlemek doğru değil diyorsunuz. İyi de bunu daha önce de onlarca kez söylediniz ve buna itiraz eden (ben dahil) kimse yok. Bunu herkes kabul ediyor zaten.

Yukarıda Ak TV konusu ve TV haricindeki kimi videolar konu edildi. Siz hala TV den bahsediyorsunuz. TV değil ki benim söylemeye çalıştığım.
Halil Necati wrote:Bana böyle bir söz sarfettiğiniz için çok üzüldüm ve siz nasıl böyle bir mana çıkardınız böyle bir suçlamada bulundunuz doğrusu anlayamadım,
Bu suçlama değil, merak idi. Duygusal davranmayın. Neden böyle bir söz sarfettim:
Halil Necati wrote: Rh.A MEC ks ahirete irtihal eyledi, ak tv'de yok şuanda..
dediniz ben de:
Yoksa siz de bazıları gibi "Hocamız yanlış yaptı, şimdi burada olsa onunla kavga ederdim!" mi diyorsunuz?
dedim. Burada suçlama falan yok. Sizin bir sözünüzden çıkartma yaptım. Ki bundan sonraki mesajlarınızda siz:
Halil Necati wrote:Rh A ahirete irtihal eyledi 2001.. 2010'u konuşuyoruz; keza MZK hocamızda 1980 öncesinin televizyonundan bahsediyordu, Rh.A Hocamız ise ekseriyetle 1995 ve öncesi televizyonundan bahsediyor, oysa 2010 yılına girmiş bulunuyoruz, herkes takdir eder ki arada muazzam bir fark ve yozlaşma var, televizyon eski televizyon değil;
diyerek böyle düşünmediğinizi de aktardınız. Daha sonra neden tekrar dönüp kapanmış bir konu hakkında yazıyorsunuz ki? :)
Halil Necati wrote:buna derler bektaşi usulü..
Bektaşi usulü falan denmez. Ben TV izlenebilir demiyorum ki bektaşi usülü örnek getireyim. Ben genel olarak videolar hakkında konuşuyorum.
Halil Necati wrote:Rh.A anlatırdı, m. ali birand'ı, işte Yusuf İslam kardeşimiz çıkacak diye açmışlar,
Hala aynı duruma örnek getiriyorsunuz. TV izlensin demiyorum ki ben... Bu olay AK TV'de olmuş ise tamam örnek olarak getirin. Ama bu olay Ak TV'de olmuş bir olay değil. Tekrar söylüyorum ben TV izlensin demiyorum. Ama görsel yayınları hiçe saymayalım diyorum.
Halil Necati wrote:Biraz önce duru adlı kullanıcı bahsetmiş idi bu konudan; siz bir yönetici olarak böyle bir üslup kullanmanız hiç hoş olmaz ve insanları kırıp forumdan uzaklaştırıp köşe de ağlatmaktan öteye gidemezsiniz.
Fakat bu yaklaşımınız tartışma ahlakına uygun değil: "Vay sen şöyle yapıyorsun, vay sen böyle yapıyorsun!"

Üslubumda bir problem olduğunu sanmıyorum. Kimsenin kişiliğine yönelik, yaptıklarına yönelik bir hakarette de bulunmadım. Benim yönetici veya herhangi bir konumda olmam bir şey değiştirmez. Yazdıklarımın da arkasındayım.
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Titreşimle Şuuraltı Telkinleri ve 25. Kare

Post by Abdüllatif »

Halil Necati wrote:Hocamız rh a İslam mecmuasını kurdu 1983'te.. peki şimdi mecmua almak helal mi.. kesinlikle haram diyebilirim, inanmazsan alda gör.. Rh.A'in mecmua kurması şuan, günümüz için referans değil bir mana ifade etmiyor,
Pekala mana ifade ediyor. Şu an dergilerde ahlaksızlık had safhada diye bu dergi yayıncılığını baltalamaz. Hocamız zamanında yapmış, demek ki yapılabiliyormuş. Demek ki bu işin İslami Usulü varmış. Hocamız dergi yayını yaptı zamanında o zaman dergicilikte sorun yok hadi hepimiz gidelim "Playboy" dergisi alalım gibi bir mantık içine giriyorsa zaten okuyucu, Allah akıl fikir versin demekten başka bir şey bulamayız.

Keza zamanında Ak TV vardı, hadi gidelim porno yayın yapan televizyonları (yahut herhangi bir yayın) bulalım uydudan, izleyelim gibi bir yaklaşıma giren varsa Allah akıl fikir versin!
Halil Necati wrote:kestirip atıyor
Kestirip atan ben miyim?
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Titreşimle Şuuraltı Telkinleri ve 25. Kare

Post by Abdüllatif »

Seçimden bir önceki televizyonda Afgan-Rus savaşı konulu bir film gösterildi: Çelik Canavarı! Afganistanla yakın ilişkim ve içten ilgim dolayısıyla, çok geç saatlerde olmasına rağmen merakla bekledim ve heyecanla izledim. İçinde hakiki savaş sahneleri ve dökümanter bölümler bulunmamakla beraber, Afgan halkının dramını, mücahitlerin durumunu, Rus askerlerinin duygu ve davranışları çok güzel ve canlı bir tarzda işlemiş, realist, didaktik ve etkileyici, sade fakat mükemmel bir film!

http://esadcosan.awardspace.com/arsiv/b ... s9110.html
Demek ki filmin de iyisi olabiliyormuş. Söylemek istediğim bu.

Filmin iyisi olabilir diye kötü filmler izlensin gibi bir mana çıkarmak akıl kârı değil ki böyle bir meseleyi konu ediniyorsunuz.
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Re: Titreşimle Şuuraltı Telkinleri ve 25. Kare

Post by Halil Necati »

Ortada ne izlenecek tv var ne de okunacak mecmua ve gazate..

Elbette mevcut durumu konuşacağız, günümüz koşullarından bahsedeceğiz..

Elbette Allah'ın rızasına uygun yayın yapan, izlenilmesi, okunması helal olan hatta sevaplı ve hayırlı olan, tv, gazete ve mecmualar kurulabilir yayınlanabilir, fakat şuan böyle bir yayın organı yok, olacağını da zannetmiyorum, fakat belki de olabilir ama düşük bir ihtimal, tabi ben olmasını da isterim, çok da güzel olur, faydalı ve yararlı olur fakat biz olup-biteni günümüz şartlarını konuşuyoruz, günümüzde tahrik edici, avret mahalli açık, müstehcen olmayan tv, gazete, dergi, mecmua maalesef yok. Vakit gazetesinde bile uygun olmayan resmler çıkıyor, ben olanı söylüyorum, hayalimdekini veya olması gerekenden bahsetmiyorum, günümüz şartlarında durum böyle diyorum
Abdüllatif wrote:Fakat bu yaklaşımınız tartışma ahlakına uygun değil: "Vay sen şöyle yapıyorsun, vay sen böyle yapıyorsun!"
Üslubumda bir problem olduğunu sanmıyorum. Kimsenin kişiliğine yönelik, yaptıklarına yönelik bir hakarette de bulunmadım. Benim yönetici veya herhangi bir konumda olmam bir şey değiştirmez. Yazdıklarımın da arkasındayım.
Halil Necati wrote:Abdüllatif yazdı:
Yoksa siz de bazıları gibi "Hocamız yanlış yaptı, şimdi burada olsa onunla kavga ederdim!" mi diyorsunuz?
bu sözünüzün maalesef tutulacak tarafı yok, sıradan kullanıcı olsanız yok, yönetici olduğunuz için hiç yok, bu üslup gerçekten de problemsiz mi sizce? bu yazdığınızın da arkasında mısınız?
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Titreşimle Şuuraltı Telkinleri ve 25. Kare

Post by Abdüllatif »

Halil Necati wrote:bu yazdığınızın da arkasında mısınız?
Evet. :)
Hem normal kullanıcı olarak, hem de yönetici olarak arkasındayım. :ugeek:
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Titreşimle Şuuraltı Telkinleri ve 25. Kare

Post by Abdüllatif »

Ayrıca bu bektaşi usülü oluyor.

Benim söylediğim cümleyi neden söylediğim ve sizin ona ne cevap verdiğinizi aktarmadan, sadece cümleyi aktarmak. 8-)
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Re: Titreşimle Şuuraltı Telkinleri ve 25. Kare

Post by Halil Necati »

Es-selamu aleykum

Yazılan birkaç yazıdan sonra değerlendirme yapma gereği duydum; bir kere biz televizyon haddi zatında kötüdür demiyoruz, mesela bir tabancayı kardeşine tutarsan haram işlemiş olursun fakat Allah düşmanına tutarsan sevab işlemiş olursun, güncel bir örnek olsun mesela mikrofonu düşünelim, camide kullanırsak sevab olmuş oluyor, gazinoda kullanırsak harama sebep olmuş oluyor, mekanlarda böyle dünya üzerinde birkaç mekandan başka bütün mekanlar eşittir, hiçbirinin diğerinden farkı yoktur, mekanların değeri içinde bulunduğu insanlara göre değişir, bir arazi üzerine tekke yapılırsa o mekan değerlenir şereflenir, Allah korusun meyhane yapılırsa Melekler kaçışır ve Allah’ın lanetine uğrar, örnekleri oldukça çoğaltabiliriz, bu televizyonda böyledir, vcd, cd, film de böyledir, Allah’ın helal kıldığı yolda kullanırsan helaldir, haram işte yolda kullanırsan haramdır, bir şey sizi sevaba teşvik ediyorsa kötülükten alıkoyuyor, Allah’a itaate sevk ediyorsa o şey helaldir, sevaba vesile oluyorsa sevabdır, harama itiyorsa, düşündürüyor, sevk ediyorsa o şey haramdır. Yani alet masumdur, elçiye zeval olmaz, eşya nötrdür. Bu birinci kısım, bunu belirtelim, yoksa yobazlık edip, bağnaz bir şekilde televizyon aleti kötüdür demiyoruz, zaten en baştan beri yazdıklarımdan asla böyle bir mana çıkarılamaz, çıkaran olacağını da zannetmiyorum.

İkinci olarak şuan günümüzde tv, gazete, video, film vb. aletler; Hakka, hayra değil, şeytana hizmet ediyor, geçmişte yıllar öncesinde yayınlanan dergilerimiz (İslam, kadın ve aile, panzehir, ilim sanat ve gülçocuk), sağduyu gazetemiz ve ak tv’miz ise şuan yok, yıllar öncesinden bunlar kapatılmak zorunda kalınıldı ve kapandı, şuan Akra FM’miz var, yalnız Akra FM’de yayınlanan her program Allah’ın rızasına uygun mudur, Hocalarımız Rh.A’ler şuan ki durumda ne derlerdi, Akra FM hiç yanlış yapmıyor mu, tabi bu da ayrı bir konu, fakat buradaki konumuz görsel basın ve şuan bizim herhangi bir görsel yayınımız yok, 10 yıldan fazla bir zamandır yok, biz hiçbir zaman radyo, mecmua, gazete, tv haddi zatında başlı başına haramdır, günahtır, yasaktır, tağuttur da demedik, yukarıda da açıklamasını yaptık, daha fazla açıklama yapmayacağım.

2000’den bu yanayı konuşacak olursak bizim görsel bir kuruluşumuz yok, ve bu 10 yıl içersinde çok büyük bozulmalar, yamulmalar, asimilasyonlar oldu, medya ve görsel basın hiçte eskisi değil, özellikle son birkaç yıldır Allah’ın rızasına uygun yayın yapan bir kurum ve kuruluş maalesef yok, yıllar önce yapılan çağrı filminde dansöz varmış ben yeni öğrendim, reis bey filminde müstehcen sahneler var, tgrt’nin hazırlattığı evliya filmlerinde bile uygun olmayan sahneler var, videolar, klipler vs. bunlar hep ortada, tahrik edici ve yıkıcı yayınlar, gazete aldığın zamanda öyle, yalnızca vakit ve yeniasya dedim fakat onlarda, özellikle vakitte uygun olmayan resim ve yazılar çıkabiliyor, zaman ve yenişafak ise zaten perişan, ele alınmaz halde, diğerleri ise konuşmaya değmez, mecmualar da öyle, isterseniz gidin bir nt mağazasına incelemelerde bulunun göreceksiniz, tesettüre uygun, riayetli bayan resmi basmak caiz değilken, dindar bilinen kuruluşların mecmuaları, içindeki fotoğraf ve yazıları ise ortada, günümüz şartlarında dindar bildiğimiz mecmualar bile ele alınmaz, bakılmaz, eve sokulmaz bir halde, biz o yüzden size bir mecmua tavsiye edemeyeceğiz. spor, futbol, araba yarışı vs. mecmualar da insanın dinin alır-götürür, benim yazılarıma konu ettiklerim hep dindar görsel basındır, zaten ötekileri yazdığımıza değmez. Gelelim televizyona, biz televizyonu uzun yıllardır seyretmediğimiz için şuan ki durum ne safhadadır tam bilemiyorum, konu edindiğim dindar kanallardır, stv ve kanal7’dir, bu kanalların mesela haberlerine bakmak kesinlikle haramdır, spikere bakmak haramdır, spiker boyalıdır, başı açıktır, ayrıca spikere bakmak için hiçbir zarurette yoktur, bayanlarda erkeğe bakamaz, neden mi, ne zaruret var da bakacak, şehvetsiz nasıl olacakta bakacak, veya ikinci bakışı şeytandandır buyuruyor SAS Efendimiz nasıl bakacak (veya gözlerini yumacak, avret mahalli olmayan bir yer mesela yüz ise gözlerini yumacak, ama erkek için öyle değil, spiker boyalı ve başı açık, göğüs dekoltesi var, ve özel olarak tahrik edici, ona göz yummak kafi gelmez, seyretmeyecek, açmayacak, bakmayacak), haberlerindeki haberlere bakmak haramdır, reklamlar, diziler, programlar vs vs bunlar yazmakla bitmez, anlatmakla tükenmez, bir kere erkek katiyyen bakamaz çünkü televizyonda sürekli bayan çıkmakta ve avret mahallide açık olmakta, şehvetsiz bakışla bile, bir anlık bile olsa yüzünü çevirip bakamaz, ayrıca ikinci bakış şeytandan olduğuna göre şimdi siz söyleyin bir erkek nasıl olurda televizyon başına geçebilir şu günümüz şartlarında, ayrıca televizyon açılınca ne çıkacağı belli, yakalanacağın belli, harama düşeceğin belli, mahvolacağın belli, işte o zaman anlaşılıyor ki açıpta karşısına oturman başta haram, sen plaja gidiyorsun kafanı kaldırıyorsun sonra da diyorsun ki ilk bakış, trene biniyorsun kafanı kaldırıp etrafa bakıyorsun diyorsun ki ilk bakış, öyle şey olmaz, böyle yaparaktan insan ancak kendisini kandırır. Hanım kardeşlerimiz içinde aynısı geçerlidir, ilk yazımızda SAS Efendimiz ve muhterem aileleriyle ilgili bir olayı nakletmiş idik, kadınında erkeğe bakması haramdır, televizyonda ise durum çok daha ciddidir, erkekler tahrik edici şekillerde davranmakta ve adeta hanımların gönüllerini bulandırmakta ve kaydırmakta, en nihayetinde ise Akra FM’de de kaç kere dinledik Nevzat Tahran beyi arayıp, beylerini beğenmediklerini, hoşlanmadıklarını, beyi çok iyi olduğu halde hatta kadının anne-babası da damatlarından çok memnun oldukları halde, hanımlar beylerinde boşanmak isteyebilmektedirler, önceden de söylediğimiz gibi televizyondaki hanımlara hanımların da bakması doğru değil, çünkü göbekle-dizkapağı arası açık, veya dar ve yapışık, ki o zaman da çıplak gibidir, yani hanımlar yalnız erkeklerden dolayı değil kadınlardan dolayı da televizyon izleyemezler, televizyondaki erkeklerin hal ve hareketleri ise çoğu kere hep şehvet uyandırıcıdır. Özellikle klip ve videolarda ise, ki zaten erkeklerin bakması kesinlikle haramdır, en adi, en alçak ve seviyesiz şekilde müstehcenlikler bulunmaktadır, hanımlar konusunda ise mesela ilk aklıma gelen sami yusufun klibidir veya buna benzer kim olursa olsun, hilkat ve fıtrat gereği hemen tahrik edici olduğundan izlenmesi vs kesinlikle haramdır.

İnternet içinde böyledir, hotmail’i açıp mailine bakmak istesen günah olarak yeter, şimdi internete girmek haramdır mı diyoruz, internet bir araçtır, internet nötrdür, vasıtadır, hayra da kullanılabilir, şerre de, fakat internette istediğin sitelere girme imkanın vardır, görüntü penceresini sol ve alt taraflardan küçülterek korunma yolları vardır, geçen ben yanardağ yazdım araştıracaktım, kocaman bir kadın resmi, hatalı olan benim çünkü tahmin etmeliydim ve çok temkinli olarak açmalıydım, televizyonda ise böyle değil açtığın anda yakalanırsın onun için onun kurtarır tarafı yok, ama internet öyle değil, temkinli ve dikkatli bir şekilde, gereken önlemler alınaraktan kullanılabilir. Mesela haber7.com, asla bakılmamsı açılmamsı gereken bir site, ne zaman açsam olmadık şeylerle karşılaşıyorum, ben internet konusunda dindar kurum ve kuruluşları göz önüne alıyorum yoksa diğerlerini yazmaya değmez, internette de haberleri habervaktim ve analitikbakış sitelerinden takip ediyorum fakat bu siteleri açarken de dikkatli ve müteyakkız olmak lazım, hava durumunu meteorolojinin resmi sitesinden takip ediyorum, internet çok tehlikeli bir vasıta, bu yüzden kullanmayı çok iyi bilmek lazım, dikkat eder bir de dua edersek ‘Ya Rabbi sen bizi koru’ diyerekten bi-iznillah-i telala korunuruz inşaallah, internet konusu da böyle, çok dikkatli ve müteyakkız bir şekilde kullanılabilir, ayrıca bir delikten de iki defa asla sokulmamak lazım, baktınız o sitede uygun olmayan resim yazı vs. var bir daha asla uğramazsınız, eğer uğrarsanız tekrar yakalanır ve günaha düşmüş olursunuz.

Yazdıklarımız da hep dindar medya ve kurum-kuruluşlar göz önüne alınıp işin fıkhi hükmüne göre değerlendirme yaptık yani hüsn-i değerlendirme oldu, yoksa azimeti tercih ederde, tasavvufi bir açıdan değerlendirme yapacak olursak bir kere evimize televizyonu asla sokamayız, şuan aklıma gelen bir mecmua da yok (aklıma gelmişken Müslüman kardeşlerimizden, gruplardan, Allah’ın rızasına uygun çocuk dergisi vs gibi yayın yapanlar olabilir), gazete olarak ise yeniasya ve vakit dedik ama vakitte tartışılır yani. Sonuç olarak bir şey haramsa haramdır, helalse helaldir, sinemaya gidiyorsun, giderken nasıl gideceksin, sinema salonundaki ortam nasıl, seyrettiğin sinema nasıl, veya bilgisayar başında açıyorsun bir filmi bay-bayan aşk sahneleri, duygu sahneleri vs. sahneleri, bunlar her filmde hemen hemen oluyor, yabancı filmlerde ise mesela savaş filmi gibi filmlerde ise çok iğrenç müstehcenlikler muhakkak oluyor, araya o sahneler konuyor, sizde görür-görmez zaten her şeyinizi yitiriyorsunuz, the imam filmi mi idi neydi o film eşref ziyanın oynadığı, nasıl bir film idi o, o filme ne erkek bakabilir ne de hanım bakabilir, fazla bilgim yok bu konuda yoksa isim isim yazacağım. Yani milyonlarca örneğimiz var bu konuda. Herhalde bazı şeyler anlaşılmıştır bu yazılardan sonra..

Güzel bir değerlendirme yapamadım, daha çok deliller getirerek çok daha kapsamlı bir sunum yapmak isterdim, bu yüzden okuyucu kardeşlerimizden özür dilerim..
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Titreşimle Şuuraltı Telkinleri ve 25. Kare

Post by Abdüllatif »

Yazdıklarınıza aynen katılıyorum. Hiç bir itirazım yok.

Ancak şu konu açığa kavuşturulmalı.
Bir haber programında erkek spikerlik yapabilir mi yapamaz mı? Yapsa kadın buna bakamaz mı? Bakamaz ise hocamız Ak TV'yi kurarken ne düşünüyordu?

_______________________________

Dindar kanal diye nitelendirdiğimiz kanallar, (STV, Kanal 7) benim kanımca dindar kanallar değiller. Bu kanalların tek artı yanı
1. Magazin haberlerine fazla girmemeleri (tamamen girmemeleri demiyorum)
2. Öpüşme ve sevişme sahneleri yayınlamamaları.

Bunun dışında pekala kadınların avret mahallerini gösteriyorlar. Mini etekli yayınlar/reklamlar yapıyorlar. Bunlar islami kanal değil.

________________________________

Zamanında yayınlanan dergilerimizde pardesü vb. reklamlarda kadınların yüzleri sansürleniyordu diye hatırlıyorum. Ama şimdi eşimden öğrendim, son zamanlarda reklamlarda yüzleri sansürlemiyorlarmış.

Zaten dergiler niye kapandı denmiş. Dergilerimiz, gazetelerimiz hep art niyetli insanların, derin insanların yönetimleri ele geçirmesi yüzünden kapandı.

Sağduyu Gazetesi'nde yazarlık yapan bir ağabeyimize "Köşende ayet yazmayacaksın!" diye talimat veren bir gazete yönetiminden nasıl bir islami şuur beklenebilir ki zaten?
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
Post Reply

Return to “Diğer Konular”