“ Sarp Dağa Tırmanışta” İlk Hedef: "Mutmainne Düzlüğü"

Forumda uygun kategori bulamadığınız yazılar...

Moderators: VYZ, Leyla Hanne

Post Reply
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

“ Sarp Dağa Tırmanışta” İlk Hedef: "Mutmainne Düzlüğü"

Post by Halil Necati »

“Sarp Dağa Tırmanışta” İlk Hedef: "Mutmainne Düzlüğü"

Mehmed Zahid Kotku (rh.a) Hazretlerinin “Nefsin Terbiyesi” Kitabından Notlar

İbrahim İlhan


Geçen Ramazan ayının sonlarına doğru, “Nefsin Terbiyesi” kitabını tekrar okudum. Elimdeki nüsha 1984 baskısıydı, epeyce yıpranmış, iç başlık sayfaları notlarla dolmuştu. Önceden altını çizdiğim satırlardan başka, birçok bölümü işaretlemek ihtiyacını hissettim. Kitabın uzun bir aradan sonra yeni baskısının yapılacağını duydum. Bu notlar, yeni baskı için erken bir kitap tanıtım yazısı olarak da kabul edilebilir.

Günümüzde son derece karmaşıklaşan insan ilişkileri ve olaylar gündeme geldikçe “Nefsin Terbiyesi”nden işaretlediğim kısımlara döndüğümde, notların olan biteni anlamada çok faydalı ve aydınlatıcı olduğunu fark ettim. Faydalı bilgi, yaklaşım ve eserler hakkındaki kanaatlerin paylaşılması, faydayı ve hayrı arttıran kolay ve güzel yollardan biri. Arkadaşların dikkatini şimdiden ve yeniden bu kitaba çekmek de faydalı bir paylaşım olacaktır kanaatindeyim.

Hocaefendi, Nefis terbiyesini “Sarp Bir Dağa Tırmanış” olarak tarif ediyor ve bu zorlu tırmanışta ilk hedef olarak “Mutmainne Düzlüğü”nü yani Nefsi Mutmainne mertebesini gösteriyordu.(s. 219) Bu dikkat çekici benzetmeleri başlık olarak seçmeyi düşündüm.

Kısaca Nefs Mertebeleri

1-Nefs-i Emmare

2-Nes-i Levvame

3-Nefs-i Mülhime

4-Nefs-i Mutmainne

5-Nefs-i Radiyye

6-Nefs-i Mardiyye

7-Nefs-i Safiye (s. 267-270)


Nefs-i Emmare: Dağın Eteklerini Tutan “12 Başlı Ejderha”

Kitapta, nefs mertebelerinden ilki olan Nefs-i Emmare, “12 Başlı Ejderha” olarak vasfedilmiş. Aşağıda sayılan 12 kötü sıfatın hem bu dünyada yakıcı etkileri, hem de Cehennem ateşine sevkedici unsurlar olduğundan böyle bir sembol seçilmiş herhalde. “Sarp bir dağa Tırmanış” benzetmesiyle bir araya geldiğinde, 12 başlı ejderha, dağın eteklerini tutmuş oluyor. Taa insanlığın yaradılışından beri. Üstelik yalnız da değil, Şeytan’la beraber.

_ Nefs-i emmarenin oniki başından ilk beş sıfatı ise şunlardır:

1-Şirk, 2-Küfür, 3-Gaflet, 4-Cehalet, 5-günahlara dalmak,(..) Altıncısı kuburdur.

Çocuk büyüdükçe bu huy da büyür. Okudukça ve muvaffak oldukça kibri de artar. Hastalıklardan kurtulmaya çalışmak nasıl borç ise bu fena huylardan kurtulmaya çalışmak da öylece borçtur.

Nefs-i emmarenin oniki başından yedincisi hırs, 8. Buhl, 9. Şehvet, 10. Gazab, 11. Hased, 12. Kin.

Bu kötü huylar çeşitli terbiye metodlarıyla giderilmediği sürece, insan şeklen insan görünmekle birlikte, manen hayvanlardan daha aşağı konumda kalıyor.

Hocaefendi, kitabında bu korkunç konumdan kurtulup insanlığa doğru ilerlemenin çarelerini gösteriyor ve bu yolda maddi kazanç temini için yapılan çalışmalardan daha fazla çaba harcamak gerektiğini vurguluyor. (s.168)

Nefsi terbiye yolunda yapılan çalışmalar, insanı hayvanlardan daha aşağı bir konumdan alıp, meleklerden daha üstün bir konuma terfi ettiriyor. Bu çabaların mutlu sonucu Ahiret aleminden önce, daha bu dünyadayken alınmaya başlıyor. Yani nefsin insanlar üzerindeki olumsuz etkileri, bertaraf edilemez değil.

Bizler peygamberler gibi nefsi mutmaine sahibi olarak huzur, rahatlık ve tam bir asayiş içinde hem kendimiz hem de mensub olduğumuz cemiyet için rahat ve huzurlu bir hayat sağlayabiliriz. (s. 180-181-183-184)

Asıl Düşmanımız ve Başlıca Vazifemiz

_ Bizim en büyük düşmanımız ne şu devlet ve ne de bu devlettir; asıl düşmanımız kendi nefislerimizdir. Bunların ıslahına çalışmak başlıca vazifemizdir. (s. 245)


Nefsin Elinden Kurtulmanın Yolları

_ Nefsi emarenin elinden kurtulmak için 2 yol vardır. Birisi riyazet, diğeri ise zikrullah dır. Fakat günahlardan kaçmadan ve korunmadan ne riyazet ve ne de zikrullahdan matlub olan faydayı temin etmek mümkün değildir. Riyazet ve zikrullah ile beraber Allah’tan korkmayı da borç bilmek gerekir. Bu korku gönle girmedikçe yapılagelen riyazet ve zikirler boşa çıkar. Çünkü bütün hikmetlerin başı Allah korkusudur. (s. 188-189)

Günahlar

Mahmud Esad Coşan Hocaefendi vefatından önceki son radyo sohbetinde kısa bir formül gibi şu tavsiyede bulunmuştu: “Günahlardan Kaçacağız, İbadetleri Yapacağız, Ahlakımızı Güzelleştireceğiz”.


Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi de eserinde “Günahlar” bahsine çok geniş bir yer vermiş ve farklı kategorilerle tekrar tekrar yazarak günahlara vurgu yapmıştır.

“Büyük Günahlar” başlığı altında, 125 büyük günah listelenmiş.(s. 46-51)

“Küçük Günahlar” başlığı altında ise 155 küçük günah yazılmış. (s. 52-61)

“Günahların Sivaslı İbrahim Efendi’ye Göre Tertibi ve Şerhi” başlığı altında, tam 22 sayfa günahlar çeşitli kategorilerde irdelenmiş. (s. 62-84)

“Günahların Şafii Fukahasına Göre ve Dört Mezhep Üzerine Tertibi” başlıklı bölümde tam 352 günah sayılmıştır.(s. 85-103)

“Günahların İmam-ı A’zam Ebû Hanîfe’ye göre Tertibi” başlığı altında 163 günah yazılmış.(s. 104-114)

“Büyük günahların Bursalı İsmail Hakkı Hazretlerine Göre Tertibi” başlığı altında, 13 büyük günah, tam 27 sayfa boyunca açıklanmıştır. (s.130-157)

Bütün bu başlıklar altında 80 sayfadan fazla günahlardan bahsedildikten sonra uzunca bir bölüm de “Günahlardan Kaçmanın Lüzumu” na ayrılmış.

Bu günahların bilinmesi ve uzak durulması için tekrar tekrar okunması tavsiye ediliyor:

“Büyük, küçük günahları tekrar tekrar oku. Bir kere okuyup da sakın, ben okudum deyip geçme! Zira her tekrarda bir çok yeni faydalar bulacaksın.

Onun için Gümüşhaneli Ziyaeddin Ahmed Hazretleri, bin kere okumayı tavsiye etmiştir. Zira gönül aynasının temizlenmesi, parlaması ve ziyasının etrafa aksi hep bu günahlardan sıyrılıp kurtulmaya bağlıdır. Onun için senden ricamız, bu günahları tekrar tekrar okumandır.” (s. 241-242)

Zikrullah Vurgusu

_ Zikrullah; teşbih lazım gelirse düşman ordusu arkasına indirilen hava kuvvetleri gibi orduyu muhasara edip teslim almaktır. Bu da ancak zikre devam ile elde edilebilir. (s. 205)

_ ‘La ilahe illallah’ zikrine devamla inşallah nefsi emarenin bu yaramaz hallerinden kurtulmanı ümid ederiz. (s. 208

_ Silah ve cephanesi olmayan askerin hali ne ise, zikrullahdan nasibi olmayanların hali de öyledir.

_ Her eşya durunca paslanır. Bu pas giderici aletler olduğu gibi, kalbin de pasını ancak zikrullah giderir.(s. 119)

_ Zikrullah ile meşgul olmak ruhu son derece kuvvetlendirir. Bu sayede nefis arzularına eremediği gibi ruha teslim olmaktan başka çare bulamaz, bu suretle de nefsin elinden kurtulmuş olunur. (s. 35)

_Bizde sizlere tavsiye edelim ki, Esma-i Hüsna’yı hem ezberleyin ve hergün okuyun ve hem de mücibi ile amel edin. (s. 250)

Dikkat!

_ İş yalnız zikirlere devam etmekle olmaz, mutlaka ve mutlaka erbabının göstereceği hizmetlerde muvaffakiyet de şarttır. (s.238)

Zenginlik ve Huzur

_ İnsan maddeten çok zengin olabilir, fakat hakiki rahat ve huzuru katiyen bulamaz, paraların hesabı daima onu rahatsız eder. Amma mutmainlikte olan zenginlik ise böyle değildir. Maddi zenginliğin varlığı ile yokluğu indinde müsavi olur ve o paraları hemen Hakk yolunda harcamaya bakar; gönlünde servetinin zerre kadar tesiri kalmaz. (s.222-223)

Gazap, Şeytan ve İnsan

_ Şeytan gazablı insanı çok sever çünkü onunla bir çocuğun topla oynaması gibi oynar.

Binaenaleyh kızdığı zaman hemen bir abdest almalı veya soğuk suyla yıkanmalı ve burnuna su çekmeli, ayakta ise oturmalı, oturuyorsa yatmak suretiyle gazabı söndürüp şerrinden kurtulmaya çalışmalıdır. (s.196)

Hakiki Müslüman ve Hakiki İnsan Olabilmemizin Şartları

Bu 5 şey olmadıkça ve ve yine bu 5 şey tekemmül ve tezahür etmedikçe, bizim hakiki Müslüman ve hakiki insan oluşumuza imkan yoktur. Bu 5 şey de ancak 2. kısım olan ruh-i insani de tezahür eder, meydana gelir. Bunları şöyle sıralarlar:

1- Kalb

2- Ruh

3- Sır

4- Hafi

5- Ahfa’dır. (s.161)


Tesbitler ve Tavsiyeler

_ Bugün bizde görülen noksanlık, hata ve kusurların, hep bizim dinimize bağlılıkta gösterdiğimiz zafiyetten ileri gelmekte olduğu aşikardır.

_ Safların doğruluğu, kalplerin doğruluğuna ve namazın kabul olmasına alamettir. İstediği şeyleri vermekle nefsin şehveti kesilmez. (s.117)

_ Sen kendi nefsinin hakimi ol, onu bütün kötü yollardan ve kötü işlerden uzak eyle ve günah işlere meyl ve muhabbet bırakma, kendini de katiyen beğenme. (s. 225)

_ Gözün muhafazası gönlün muhafazası demektir, gözlerini muhafaza edemeyenler hiçbir zaman gönüllerini de muhafaza edemezler

_ Eğer sen hayatında rahat ve huzur istiyorsan, nefsi emare, levvame ve ve mülhimenin elinden kurtarmaya bak. (s. 225)

_ Yatarken sakın abdestsiz yatma. Taze bir abdest al, en az 4 rekat namaz kıl ve öyle yat. Sonra gece namazlarını da kılmaya çalış. Zira gece namazlarını kılmamak pek büyük bir gaflettir.(s. 123)


Mevlam, “Sarp Dağa Tırmanışta” muvaffak olan, tez zamanda “Mutmainne Düzlüğüne” ulaşan ve “Erbabının gösterdiği hizmetlerle”, tırmanışa devam ederek, Allah’ın Razı olduğu bir mertebede hayatını tamamlayan bahtiyar kullarından eylesin. Amin.


EK

KİTAP İÇİ “ KAYNAK ÇALIŞMASI”

M.Nureddin Coşan Hocaefendi, Ehli Takva alimlerin tavsiye ettikleri sahih kaynak eserlerin tesbitini, “Kritik Analitik Düşünmenin” ve “Doğruyu Anlama Kabiliyetini Geliştirecek” faaliyetlerin yoğunlaşması gerektiği bir hizmet alanı olarak gösteriyor.

Bu alanda yüzlerce arkadaşımız, binlerce alimi ziyaret ederek, İslami ilimlerde faydalı eserleri tesbit ediyorlar. Bunlar ileride çeşitli iletişim araçlarıyla kamuoyuna duyurulacaktır.

Biz de bu çalışmanın küçük bir yansıması olarak, okuduğumuz bu kitapta karşılaştığımız eser tavsiyelerini ayrı bir başlık altında not ederek, ilgilenenlerin dikkatine sunmuş olalım.

_Kur’an-ı Kerim’i her gün okuyup, emirlerini dinlemek ve nehyettiği yasaklardan korkup kaçmak ve daima Hakk’ın rızasını hedef edip gözlemek, razı olduğu her işi yapmaya gayret edip, razı olmadığı her şeyden son derece uzak kalmaya çalışmak lazımdır. (s. 164)

_ İmam Gazali Hazretlerinin İhya-u Ulüm unun üçüncü cildindeki tafsilat pek geniştir. Okumanızı tekrar tekrar rica edeceğim.( s. 232)

_Evliya menkıbeleri yazan Tezkiretül Evliya vesair kitapları oku da bak nelere rast geleceksin. (s. 233)

_ Diğer tasavvuf ehlinden İmam Şa’raninin ve Ebu Talib-i Mekki’nin eserlerini de okumanızı hem tavsiye, hem de rica ederim. (s. 191)

_ Gerede müftüsünün yazdığı ’54 Farz Şerhi’ adlı eserini ayrıca okumanızı tavsiye ederim. (s. 192)

_ Şeyh Muhyiddinü’l Arabi Hz. nin Adabü’l Mürid adlı eserini mutlaka okumanızı tavsiye edeceğim. (s. 174)

_İznik denilen memleketimizde yatmakta olan Eşref-i Rumî Hazretleri tam onsekiz şeyhe hizmet etmiş bir bahtiyardır. ”Müzekki’n Nüfûs” adlı eserini gençlik devirlerimde okudum ve çok faydalandım, sana da tavsiye ederim. Oku ve üzerinde dur. (s. 186) (Hocaefendinin kitap tavsiyesini hemen uygulamaya başlayıp, Şevval ayında bu eseri okuyup bitirdim)

_Bor’lu Şeyh Kuddusi Hazretleri’nin Divanı da insanların uyanabilmesi için hem yeter, hem de artar.

Vaktiyle Beykoz’daki Yûşa aleyhisselamın ziyaretine sık sık giderdik. Rahmetli kardeşimiz Hacı Aziz Efendi de Kuddusi Hazretleri’nin Menakıbını yanından hiç eksik etmezdi. Vapurla giderken biz de bir kamaraya girer onları tatlı tatlı okurduk. Okudukca da zevkimiz o kadar artardı ki… Sen de büyüklerin ve Hak yolcularının eserlerini, divanlarını, menkıbelerini okumaya hatta aile efredına duyurmaya çalış. (s.186) (Bu eserleri de Bor’lu, hatta kendisi de Kuddusi Hazretleri’nin neslinden gelen çok sevdiğim bir arkadaşıma ısmarladım. Gelince hep beraber okuyacağız inşaallah. Arkadaşım, Mehmed Zahid Efendi’nin eser ve sohbetlerine son derece aşina, tavsiyelerini yerine getirmede çok titiz olmasına rağmen bu konunun dikkatinden kaçmış olmasından dolayı şaşırdım doğrusu.)

Bu eserler doğrudan tavsiye edilenler olup, kitapta bunların dışında istifade edilen ve dikkat çekilen onlarca eser ve zat adı geçmektedir.

İmam-ı A’zam Hazretleri’nin “Fıkh-ı Ekber”i, Aliyyü’l-Kâri’nin “Camiü’l Kebir”i, Bursalı İsmail Hakkı Hazretlerinin “Ruhü’l-Beyan”ı, İmam Kurtubi’nin “Tezkiretü’l-Mevta”sı, İmam Şa’rani’nin “Kitabü’l-Cevahir”i, Şeyh Sadreddin-i Konevi’nin “Hadis-i Erbain Şerhi”, Elmalılı Hamdi Yazır’ın Tefsiri…..

“Risale-i Kuşeyri”, “Tergib ve Terhib”, “Mızraklı İlmihal”, “Marifetname”….

Zahidü’l Kevseri, Süleyman Çelebi, Mehmed Akif, Seriyyü’s –Sakati, Ahmed Ziyaüddin Güüşhanevi, AbduhalıkGucduvani, Abdülkadir Geylani, Ahmed Faruk Serhendi, İmam Şafii, Ubeydullah Ahrar, Muhddin Üftade, Mustafa Feyzi Efendi, Niyazi Mısri ….

Kitap içi Kaynak Çalışması, daha önce uygulandı mı bilmiyorum. Ama şu küçük örnek bile gösteriyor ki, böyle bir uygulama rahmetli Hocaefendilerin ve diğer alimlerin eserlerine de yapılırsa, projenin yurt içi ve yurt dışı ayağından sonra yeni ve verimli bir çalışma alanı daha açılabilir. Çok fedakârane bir gayretle bu projeyi yürüten kıymetli heyetin, işin bu yönünü de en güzel şekilde ele aldığını tahmin ediyorum.

http://www.zinde.info/zduyurular.php?su ... m=&ucat=18
Post Reply

Return to “Diğer Konular”