Asil Kadın Yetiştirelim

M. Es'ad Efendi hakkında bilgiler, hatıralar, vs.
Post Reply
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Asil Kadın Yetiştirelim

Post by Halil Necati »

Asil Kadın Yetiştirelim

Ağustos 1987

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN (ks)


Hâlen ülkemizde kadın konusunda iki zıt görüş ve anlayış şiddetle çatışmakta ve kıyasıya çarpışmaktadır:

Birinin kaynağı İslâm dini, Kur’an ve sünnet; diğerinin menşei ise modern Garb’ın çeşitli felsefî ve ideolojik akım ve dünya görüşleridir. Biri imana ve İslâm’a dayandığı için sevap olup dünya ve âhiret saadetine sebeptir; diğeri ise günah olduğundan ebedî hüsrana götürür. Biri asırlarca denenmiş, milletimizi huzurlu ve mutlu kılmış; diğeri ise içinden çıktığı Garb’ı ahlâkî bunalıma ve mânevî dejenerasyona uğratmış, Avrupa kültür ve medeniyetinin temellerini çatırdatmaya başlamış, aydınlarını, filozoflarını kara kara düşünmeye çareler aramaya yöneltmiş, âciz bırakmıştır.


Birinde ar ve namus başta gelir, kadın kocasına ve evine tam bağlıdır, nâmahreme çıkmaz, bakmaz ve görünmez, evinde haremlik-selamlık vardır, kocasının izni olmadan dışarı çıkmaz, gezmez; eve kocasının istemediği kadın veya erkek misafiri kabul etmez. Evlilik öncesi flört ve evlilik dışı cinsel yaşam yasaktır. Diğerinde namus, kızlık, bekâret iptidaî zihniyetin ifadesidir. Kadın cinsel bakımdan da tamamen hür (!) olmalı; istediğiyle konuşup, düşüp kalkabilmelidir. Hatta kadının evlilikten önce seks tecrübeleri geçirmiş olması, toy olmasından daha makbuldür (!)

Birinde kadın vücut güzelliklerini tesettürle örter, dışarıda süslenmez, ziynetlerini yabancıya göstermez, başını örter, bol elbise giyinir. Diğerinde kadın evde bigudili, makyaj maskeli, felaket görünümlü, ama dışarda tam süslü püslü, parfümlüdür. Vücudunun en mahrem, en güzel yerleri keşfedilip, dikkat çekecek tarzda teşhir olunmalı, göğüsler açılmalı, etekler yırtmaç yapılarak bacakların tahrik edici kısımları isteklilerin ilgi ve iştahlı nazarlarına sunulmalı, adımlar ustaca atılıp kalça ve göğüsler hoplatılarak yürüme öğrenilmelidir. Kadının soyunmasında, açılmasında ne mahzur vardır ki (!) onun için plajda tamamen soyunur, sütyenini dahi çıkarır üstsüz gezer, altlığı da zaten avuç içi kadar bir şeydir. Üstelik Avrupalılar ülkemizin güzel sahillerinde çıplaklar kampları kurmuş, tepeden tırnağa üryan kılıkta bile dolaşmaktadırlar zaten!

Birinde kadın, ev hanımı olarak yetişir, ev işleriyle meşgul olur. Bazen de tarlada eşine yardım eder. Diğerinde iş hayatı çok serbesttir, çalışmanın her türlüsü yapılabilir, yeter ki iyi para getirsin! Artist, şarkıcı, baleci, çalgıcı, hostes olmak en büyük gayedir, memure, sekreter, satış elemanı, tezgâhtar vs. olanlar ekseriyettedir. Halkın karşısında olduklarından bunlar kazançlarının çoğunu mecburen giyim ve makyaj eşyasına, berbere, manikür ve pedikürcüye, parfüme... harcarlar.


Birinde aile yuvası kurmak ve çocuk yetiştirmek esastır. Kadın, kocasına sadık bir eş ve çocuklarına şefkatli bir annedir; evi çeker çevirir, işleri görür, yemek pişirir, çocukların iyi yetişmesine, eğitim ve öğretimine çalışır.


Diğerinde aile bir kafes ve tuzaktır, kolay kolay içine düşülmez (!) gençlikte evlenmeye heves edilmez, flörtler ve muvakkat metreslerle gönül eğlendirilir. Daha sonra kurulan yuva da ekonomik ve seksüel bir menfaat birliğidir. Artık bir çocuk sahibi olmak istedikleri için evlenirler. Çocuk da haddini bilmelidir; kedi veya tavşan gibi bir yığın çocuk yapmak ayıp sayılır; bir, bilemedin iki tane (biri kız biri oğlan) kâfidir, ondan sonra ciddi bir doğum kontrolü ile bu işin önü alınır (Zaten devlet de onu teşvik etmiyor mu?). Kazara çocuk teşekkül ederse derhal kürtaj yoluna gidilir.


Birinde erkekler kadınlara, kadınlar erkeklere bakmaz, ev kapısı çalınırsa kadın arkadan yavaşça “kim o” der, erkek, kapı açılırsa açanı direkt görmeyeyim diye yan veya arkası dönük durur. Genç kızlar evlat, yaşlılar bacı, büyükler teyze olarak görülür. Diğerinde kadınlar ve erkekler birbirlerini sadece seks yönünden görür ve değerlendirir. Kadın kırıtır, erkek sataşır, yürüyeni tepeden tırnağa soyarcasına süzer, gözünün içine dik dik bakar, peşine takılır yüz bulursa evli olduğuna bile aldırmaz, ilişki kurar; artık meşru eşi bertaraf etmek için müşterek planlar kurar, uygularlar. Her iki taraf (kadın ve erkek cinsleri) kandırdığı, baştan çıkardığı kurbanların sayısı ile iftihar eder, erkekler Kazanova’yı, kadınlar Kleopatra’yı kendilerine örnek alırlar...


Görüyorsunuz ki bize, bizim örfümüze, dinimize, imanımıza, ruhumuza uygun kadın tipi lazımdır. Diğer Batı tipi kadın, şahıs için yuva için millet için tam mânasıyla bir bela ve felakettir. O halde inadı bırakmalı, sakat tip üretim ve sürümüne son verilmeli, kendi has halis tipimizi yaşatmak ve geliştirmeye var gücümüzle seferber olmalıyız.

KADIN AİLE DERGİSİ BAŞMAKALELERİ

http://www.iskenderpasa.com/MEC/makale-oku.asp
User avatar
nisanur
Posts: 518
Joined: 13 Nov 2007, 18:10

Re: Asil Kadın Yetiştirelim

Post by nisanur »

Çok güzel bir yazı bende şöyle diyorum asil kadın asil evlat yetiştirir..
Dinle neyden duy neler söyler sana
Sızlanır hep ayrılıklardan yana
Kestiler sazlık içinden der beni
Dinler ağlar hem kadın hem er beni...
maneviyat

Re: Asil Kadın Yetiştirelim

Post by maneviyat »

Allah (c.c) razı olsun.
User avatar
_Zişan_
Posts: 136
Joined: 09 Jul 2009, 17:37

Re: Asil Kadın Yetiştirelim

Post by _Zişan_ »

çok güzel bir konu hocamızda çok güzel anlatmış.Allah ondan razı olsun.şefaatlerine nail eylesin cümlemizi.
paylaştığınız için teşekkürler.
Allah sizdende razı olsun :)
Hak kulundan intikàmın yine kul ile alır,
Bilmeyen ilm-i ledünnü onu kul yaptı sanır.
Cümle işler Hàlik'ındır, kul eliyle işlenir;
Hakk'ın emri olmaz ise, sanma bir çöp deprenir.
Post Reply

Return to “Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Rh.A”