Benim Hıncım Lobya'ya

Seviyeli latife ve fıkralar...
Post Reply
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Benim Hıncım Lobya'ya

Post by Abdüllatif »

Devamlı fasülye yemekten Arnavut bıkmış, demiş ki:
“—Fasulye olmayan başka yemek olan bir diyar yok mu? Oraya gideceğim.” demiş, vedalaşmış, Arnavutluğu terk etmiş.
Yolda giderken bir handa oturmuş:
“—Gelsin yemekler!”
Yemek listesi gelmiş, adını bilmediği bir sürü yemek... İşte lobya. Tamam, ondan sonra pelte, palüze bilmem ne... Tamam lobya olsun, palüze olsun, salata olsun, yumurta olsun, şu kadar ekmek olsun... Gelmiş önüne, masaya konmuş.
Şimdi bu lobya nedir diye merak ediyor. Gelen yemekler... Tamam, pelte buraya kondu. Tamam, muhallebi, pelte burada... Bir de bakmış ki, lobya diye karşısına gelen tabaktaki yemek gene fasulye... Halbuki Arnavutluğu fasulyeden dolayı terk etti. Kızmış, piştovunu çekmiş, fasulyeyi kurşunluyor:
“—Grav, grav, grav, grav, grav!..
Tabii masa karışmış, ortalık karışmış. Buradaki pelte de başlamış titremeğe... Pelteye:
“—More sen ne korkuyorsun? Benim hıncım buna, ben ona ateş ediyorum, sen ne titriyorsun?” demiş.

Piştov: http://img.villagephotos.com/p/2007-4/1 ... nca005.jpg
Palüze: http://www.yemektarifleri.info/wp-conte ... paluze.jpg
Pelte: http://www.e-tarifler.com/wp-content/up ... 00x281.jpg
Lobya: http://site.mynet.com/gurcufatih86/myne ... _lobya.jpg

Hikayenin geçtiği sohbette bahsedilen konuyu merak edenler için:

Bizim müslüman şahıslardan bir tanesiyle dün beraberdik bir yerde, bir ziyarette... Bunlar hapse tıkıldılar bir ara... Kim olduğunu da söylemiyorum, senesini de söylemiyorum. Maksadım olaylardan ibret almak.
Hapse tıkıldı müslüman, mütedeyyin, yüksek mevkîden bir insan. Sakalıyla hapse tıkıldı. Suçu müslüman olmak. Yâni arsızlık, yüzsüzlük, edebsizlik filan değil. Müslüman olduğu için hapse tıkıldı. Hapiste de, on-onbeş tane müslüman insan varmış. Olmuşlar bir ekip orada, hapiste... Onu anlatıyordu dün:
“—Şimdi biz ne yapalım?.. Açtık dînî kitapları okumağa başladık. Dînî kitapları okuyoruz, hadis okuyoruz. Öteki müslüman arkadaşlar da oturuyorlar, dinliyorlar. Hazır fırsatı bulmuşuz, ben hocayım, onlar da dinleyici... Okuduk. Hapiste İslâm’la alâkası olmayan insanlar da var, komünisti var, alevîsi var, bilmem nesi var... Onlar da uzaktan uzağa dinliyorlar bizim konuştuklarımızı.”
Dinlemişler dinlemişler dinlemişler dinlemişler de ne kadar sürdüyse bu dersler. Sonunda:
“—Hoca hoca! Eğer senin bu anlattıkların doğruysa; ya siz komünistsiniz, ya da biz müslümanız.” demiş o azılı komünistlerden bir tanesi.
Çünkü İslâm adaleti emrediyor, zulmü yasaklıyor, helâl lokmayı emrediyor. İnsanın insanı istismarını engelliyor... Bunları hep okudu ya hoca, okudu, anlattı... Onlar da uzaktan dinlediler. “Hoca hoca!” demiş, hocam demiyor, hocam dese... “Hoca hoca! Eğer senin bu anlattıkların doğruysa ya siz komünistsiniz, ya da biz müslümanız.” demiş.

Tabii onu nereden okudu o hoca?.. Hadis kitabından okudu. İslâm’ın geçimle, kazançla, helâl lokmayla, adâletle, insafla, merhametle, yardımla ilgili hükümlerini nereden okudu?.. Din kitabından okudu, hadis kitabından okudu, Kur’an’dan okudu. O İslâm olduğuna göre, o müslümanlık olduğuna göre, bu adamların, zavallıların aradıkları İslâm, özledikleri İslâm ama, sanıyorlar ki o güzel şeyler komünizmle gerçekleşecek! Öyle sanıyor, öyle söylemiş:
“—Hoca hoca! Sizin bu söyledikleriniz doğruysa, ya siz komünistsiniz, ya biz müslümanız?..”
Tabii onlar komünist olmadığına göre, siz İslâm’ı özlüyorsunuz, İslâm sanıyorsunuz komünizmi... Komünizm İslâm değil, komünizm Rusya’ya mutluluk getirmedi, Çin’e mutluluk getirmedi, demir perde gerisindeki ülkelere mutluluk getirmedi. Orada da istismar oldu, orada da ezme oldu, orada da öldürme oldu... Orada da insanın kıymeti bilinmedi. Orada da partililer işçileri istismar ettiler, orada da kapitalizm gibi zulüm devam etti, bitmedi. Sen bir şeyler özlüyorsun, işte o özlediğin İslâm’da...

Millet bunu bilmiyor. Komünist de bilmiyor, devletin başındakiler de bilmiyor, devletin yöneticileri de bilmiyor. Devletin yönetimini elinde bulunduran, yönetimine yön verenler de bilmiyor, onların nazarında müslümanlar düşman, kökten dinci... Aman Allah!..
Kökten dinci nedir?.. Canavar mıdır, yol kesici midir, haydut mudur, cânî midir, gaddar mıdır, anarşist midir?..
“—Kökten dinciler mi? Aman!..”
Yâhu kökten dinci dediğin, işte şu cami cemaati veya öteki cami cemaati... Müslüman, Kur’an’a inanmış, Allah’ın rızasını kazanmak isteyen insan...
Ona düşman. Neden?.. Amerika kökten dincilere düşman, İngiltere kökten dincilere düşman... Yâ sen onları ne örnek alıyorsun? İngiltere’nin ipiyle suya inilir mi?.. İngiltere bak Sırbistan’ı destekliyor boyna, Boşnakların aleyhinde. Onların adaletten, insaftan ne nasibi olur yâ, onlar istismarcı, emperyalist devlet, millet onlar... Yâ, sen onlara ne bakıyorsun?.. Onun ağzıyla, onun kafasıyla, onun gözüyle hareket ediyor bizimkiler.
“—Rejimin düşmanı... Bunlar gelirse rejimi yıkarlar.” diyorlar.
Yâhu, İngilizlerle savaşırız belki, ama sen ne korkuyorsun?..

Arnavut hani lobyaya çekmiş tabancayı, güm güm, güm güm atmış:
“—Yâ ben senden kaçıyorum, gene bu sokaktada mı karşıma çıktın?” diye.
Yanındaki pelte titremeğe başlamış.
“—More, benim sana bir kasdım yoktur. Benim düşmanlığım buna. Sen ne titriyorsun?” demiş.
Bir hikâye var: Devamlı fasülye yemekten Arnavut bıkmış, demiş ki:
“—Fasulye olmayan başka yemek olan bir diyar yok mu? Oraya gideceğim.” demiş, vedalaşmış, Arnavutluğu terk etmiş.
Yolda giderken bir handa oturmuş:
“—Gelsin yemekler!”
Yemek listesi gelmiş, adını bilmediği bir sürü yemek... İşte lobya. Tamam, ondan sonra pelte, palüze bilmem ne... Tamam lobya olsun, palüze olsun, salata olsun, yumurta olsun, şu kadar ekmek olsun... Gelmiş önüne, masaya konmuş.
Şimdi bu lobya nedir diye merak ediyor. Gelen yemekler... Tamam, pelte buraya kondu. Tamam, muhallebi, pelte burada... Bir de bakmış ki, lobya diye karşısına gelen tabaktaki yemek gene fasulye... Halbuki Arnavutluğu fasulyeden dolayı terk etti. Kızmış, piştovunu çekmiş, fasulyeyi kurşunluyor:
“—Grav, grav, grav, grav, grav!..
Tabii masa karışmış, ortalık karışmış. Buradaki pelte de başlamış titremeğe... Pelteye:
“—More sen ne korkuyorsun? Benim hıncım buna, ben ona ateş ediyorum, sen ne titriyorsun?” demiş.

Bizimkilerin korkusu ona benziyor. Yâ bizim kızgınlığımız emperyalistlere!.. Bıktık istismarlarından, yalanlarından, hilelerinden, dolanlarından... Bosna’da, Hersek’de, Keşmir’de, Kafkasya’da, Orta Asya’da, Afrika’da... Bıktık! Bizim düşmanlığımız onlara... Sen ne korkuyorsun, sen peltesin yâ! Sen korkma, sana düşmanlığımız yok...
Böyle Allah affetsin, cami kürsüsünde fıkra anlatılır mı bilmiyorum ama, İslâm’dan yanlış korkuyorlar. Müslümanı yanlış tanıyorlar, İslâm’ı yanlış tanıyorlar. Onun için, bu yanlışlıklar oluyor.
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
Leyla Hanne
Posts: 1395
Joined: 22 Nov 2007, 21:24

Re: Benim Hıncım Lobya'ya

Post by Leyla Hanne »

Çok güzel, acaba sesli kaydı da varmıdır? Hani hocaefendimizin dilinde ayrı güzel oluyor, ben google videoda, youtube taradım ama sohbetin içinde bir anektod old. için bulamıyor. Belkide ses kaydı yoktur...
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Re: Benim Hıncım Lobya'ya

Post by Halil Necati »

E A

Maşaallah Abdüllatif bey kardeşimiz Akra FM'de yayınlanan sohbetlere güzel devam ediyor.

Dün yayınlanan Tasavvuf sohbeti olsa gerek, ben başlangıçta sohbeti dinliyordum;
Abdüllatif wrote:“—Hoca hoca! Sizin bu söyledikleriniz doğruysa, ya siz komünistsiniz, ya biz müslümanız?..”
kısmından sonrasını maalesef dinleyemedim. Akra FM'in internet sitesine de henüz konulmamış, fakat en kısa zamanda konacağını ümidediyorum.
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Benim Hıncım Lobya'ya

Post by Abdüllatif »

30. 09. 1995 Tarihli Tabakâtu's-Sûfiyye Dersi. Fıkra sohbetin sonunda geçiyor.

İskenderpaşa'nın sitesine baktım ama 95 yılı Tasavvuf Sohbetlerini koymamışlar.

EsadHoca.com'da varmış:
http://www.esadhoca.com/sohbetler/tasav ... savvuf.wma
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Re: Benim Hıncım Lobya'ya

Post by Halil Necati »

Halil Necati wrote:Akra FM'in internet sitesine de henüz konulmamış, fakat en kısa zamanda konacağını ümidediyorum.
http://akradyo.net/radyo.asp?p=anaframe.asp (25.10.2009 tarihli Tasavvuf Sohbeti)
Leyla Hanne
Posts: 1395
Joined: 22 Nov 2007, 21:24

Re: Benim Hıncım Lobya'ya

Post by Leyla Hanne »

Allah razı olsun. :)
Post Reply

Return to “Latîfe ve Fıkra”