lale_zar wrote:Kardeşlerim gecen gün yakın bir yere yolculuk yaptım ama yınede 92 kmdıydı, ben seferımıyım degılmıyım sorusuyla namazımı tam kıldım ,dönuş yolunda eşımle konusu oldu seferı kılmalıydın dedı ,dönuş yolunda ıkındı vaktını seferı kıldım,vaktım yok araştırmaya ,ben şımdı ne yaptım dönuş yolunda yaptıgım yanlış mıydı acaba.Bır bılen kardeşımız cevap verırse cok memnun olurum .
• Hocam, zamanınızın sınırlı olduğunun farkındayım, ama yine de vaktiniz ölçüsünde cevaplandırırsanız sevinirim.. Rabbim kolaylık versin... Seferilikte il dışına çıkma şartı var mıdır? Yoksa önemli olan 90 km`nin geçilmiş olması mıdır? Dinimizde şehir tanımı nedir? Bazı kitaplarda mülki amirin bulunduğu yer olarak bahsediliyor? O zaman şimdiki ilçeleri de şehir olarak mı sayacağız? Soruma örnek olarak Tuzla`dan Silivri`ye giden birisi seferi olur mu? (Tuzla-Silivri 90 km`den fazla, ama ikisi de İstanbul`da.) (Serkan Aydın/Öğrenci) *
• Selamlar sayın hocam. Eşimle birlikte şehir dışına anne-babalarımızın yanlarına gittiğimizde de seferi olur muyuz? Allah razı olsun, hayırlı günler diler, saygılar sunarım... (Hüseyin Yılmaz/Öğretmen)
Yerleşim merkezinden çıkış Yolculuk, fakihlerin çoğunluğuna göre, mükellefin kendi ikamet yerinden çıktığı andan itibaren başlar. Böylece oturulan/kalınan yerin yola çıkılan tarafındaki son evlerinden ayrılınca yolculuk başlamış olur. Başlangıç noktasıyla ilgili fıkıhçıların `finau mısr` (yerleşim alanları) şeklindeki klasik ifadesi, hemen hemen bugünkü belediye veya köy sınırlarıyla eşanlamlıdır. Böylece, bir yerin giriş/çıkış sınırlarını gösteren levhalar, yolculuğun fiilen başlangıç ve bitiş noktasını göstermiş olurlar. Yolculuktan dönerken ya da seferilikten çıkılan yere varırken de, tanımlanan bu yere varınca, misafirlik bitmiş olur. Görüldüğü gibi, seferi olmak için `il dışına çıkma` şartı sözkonusu değildir. Önemli olan, ikamet edilen yerin yukarıdaki sınırlarından çıkıştır. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli.. gibi, büyükşehir belediyesi kapsamında bulunan yerlerde, il değil, oturulan ilçe ya da belde sınırı temel alınır. Sefer istikametindeki sınır bitiminden itibaren seferilik başlamış olur. Sorunuza göre, sefer niyeti, yola çıkış ve sefer süresiyle ilgili diğer şartlar geçerli olmak kaydıyla, Tuzla`dan Silivri`ye, ya da Silivri`den Şile`ye gidenler, sefer mesafesi olan 90 km.yi geçmiş olacaklarından seferi sayılırlar. Eski İstanbullular, Üsküdar, Beykoz, Kadıköy`den suriçi bölgesine giderken bile İstanbul`a gidiyorum derlerdi. Ama İstanbul`u artık çok farklı algılıyoruz. Bu yeni durumda da belediye sınırlarını temel almak, en uygun çözüm yoludur. Yalnız, büyükşehirlere eklenen yeni bazı yerlerde, hizmet götürme amacıyla belediye sınırları geniş tutulmuş olabilir. Bursa`da Osmangazi belediye sınırları neredeyse Kestel ilçesine kadar uzatılmış bulunuyor. Bu gibi yerlerde, klasik ölçüdeki gibi, sözgelimi Osmangazi`nin Kestel yönündeki, son yerleşim alanları geçilince yolculuk başlamış olur.
…Yolculuğa çıkış vakti Hanefi Mezhebi`ne göre, bütün namaz vakitlerinin başlangıcında veya sonunda yola çıkılabilir. Dolayısıyla, kılınacak ilk dört rekatlı namazdan itibaren kısaltma yapılır. Hanefilerden Züfer`e göre, namaz vaktinin sonuna bir rekat kılacak kadarlık bir süre kalınca yola çıkılırsa, dört rekatlı namaz tam kılınır.
Vecdi Yavuz -
http://www.tumgazeteler.com/?a=959064
Yukardaki soruda :
1- 92 km'miydi, seferimiydim? sorusu akla takılmış. Öğrenciler hocalarına, askerler komutanlarına, ev halkı ev reisine tabi olacağı için aslında bu sorunun cevabını beyiniz vermeliydi (Eğer giderken de beraberdiyseniz). Seferilik için yol mesafesi, niyet, yola çıkış ve sınırı geçiş şartları oluşunca seferi olunuyor bilindiği gibi. Yol boyu seferilik devam ediyor, vardığınız yerde (o yer vatan-i asliniz değilse) 15 günden fazla kalmaya niyet edilmediği sürece seferilik devam ediyor.
2- Seferi birinin namazlarını kısaltmayarak kılması mekruh olarak geçerli oluyor. Gidiş yolunuzda (beyinizle beraberdi iseniz; beyiniz seferiliği oluşturmuş ve namazlarını öyle kılmışsa) sizin kıldğınız namaz geçerli/iadesi gereksiz ancak mekruh olmuş. Dönüş yolunuzdaki ise (beyinizin sözü üzerine) tamam olmuş. (Kabul olunanlardan kılsın Yüce Allah c.c.)
3- Yukardaki alıntı ve benzeri görüşlerden hareketle bugün için sınırlar içinde bulunduğumuz beldelerden (varsa sınır tabelalarından) itibaren başlıyor anlaşılıyor.
Yukardaki cevaplar "Hanefi mezhebi"ne göredir. Soruyu soran kardeşimizin de (Türkiye'nin ekseriyetinin Hanefi mezhebinde oldukları gibi) hanefi olduğu düşünülerek verilmiştir.
Yüce Allah (c.c.) rızasını gözeterek yaşamayı ve ahirette nice nimetlere ermeyi nasib ve müyesser eylesin. (amin)