Bir soru.

Forumda uygun kategori bulamadığınız yazılar...

Moderators: VYZ, Leyla Hanne

Post Reply
User avatar
nisanur
Posts: 518
Joined: 13 Nov 2007, 18:10

Bir soru.

Post by nisanur »

Kardeşlerim gecen gün yakın bir yere yolculuk yaptım ama yınede 92 kmdıydı, ben seferımıyım degılmıyım sorusuyla namazımı tam kıldım ,dönuş yolunda eşımle konusu oldu seferı kılmalıydın dedı ,dönuş yolunda ıkındı vaktını seferı kıldım,vaktım yok araştırmaya ,ben şımdı ne yaptım dönuş yolunda yaptıgım yanlış mıydı acaba.Bır bılen kardeşımız cevap verırse cok memnun olurum .
Dinle neyden duy neler söyler sana
Sızlanır hep ayrılıklardan yana
Kestiler sazlık içinden der beni
Dinler ağlar hem kadın hem er beni...
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: Bir soru.

Post by mehmetemin »

şimdi fıkhen ölçüm şehrin son evinden sonra yapılır.fakat şehirlerarası kilometre ölçümleri ise şehir merkezlerinden yapılmaktadır.

eğer orta büyüklükte bir şehirde bile en az 10 ila 15 kilometre sürebiliyor şehirden çıkmak.hele ankara,sitanbul gibi yerlerde çok daha fazla olabilir.

ona dikkat etmek lazım.
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

Re: Bir soru.

Post by asım »

lale_zar wrote:Kardeşlerim gecen gün yakın bir yere yolculuk yaptım ama yınede 92 kmdıydı, ben seferımıyım degılmıyım sorusuyla namazımı tam kıldım ,dönuş yolunda eşımle konusu oldu seferı kılmalıydın dedı ,dönuş yolunda ıkındı vaktını seferı kıldım,vaktım yok araştırmaya ,ben şımdı ne yaptım dönuş yolunda yaptıgım yanlış mıydı acaba.Bır bılen kardeşımız cevap verırse cok memnun olurum .

• Hocam, zamanınızın sınırlı olduğunun farkındayım, ama yine de vaktiniz ölçüsünde cevaplandırırsanız sevinirim.. Rabbim kolaylık versin... Seferilikte il dışına çıkma şartı var mıdır? Yoksa önemli olan 90 km`nin geçilmiş olması mıdır? Dinimizde şehir tanımı nedir? Bazı kitaplarda mülki amirin bulunduğu yer olarak bahsediliyor? O zaman şimdiki ilçeleri de şehir olarak mı sayacağız? Soruma örnek olarak Tuzla`dan Silivri`ye giden birisi seferi olur mu? (Tuzla-Silivri 90 km`den fazla, ama ikisi de İstanbul`da.) (Serkan Aydın/Öğrenci) *
• Selamlar sayın hocam. Eşimle birlikte şehir dışına anne-babalarımızın yanlarına gittiğimizde de seferi olur muyuz? Allah razı olsun, hayırlı günler diler, saygılar sunarım... (Hüseyin Yılmaz/Öğretmen)

Yerleşim merkezinden çıkış Yolculuk, fakihlerin çoğunluğuna göre, mükellefin kendi ikamet yerinden çıktığı andan itibaren başlar. Böylece oturulan/kalınan yerin yola çıkılan tarafındaki son evlerinden ayrılınca yolculuk başlamış olur. Başlangıç noktasıyla ilgili fıkıhçıların `finau mısr` (yerleşim alanları) şeklindeki klasik ifadesi, hemen hemen bugünkü belediye veya köy sınırlarıyla eşanlamlıdır. Böylece, bir yerin giriş/çıkış sınırlarını gösteren levhalar, yolculuğun fiilen başlangıç ve bitiş noktasını göstermiş olurlar. Yolculuktan dönerken ya da seferilikten çıkılan yere varırken de, tanımlanan bu yere varınca, misafirlik bitmiş olur. Görüldüğü gibi, seferi olmak için `il dışına çıkma` şartı sözkonusu değildir. Önemli olan, ikamet edilen yerin yukarıdaki sınırlarından çıkıştır. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli.. gibi, büyükşehir belediyesi kapsamında bulunan yerlerde, il değil, oturulan ilçe ya da belde sınırı temel alınır. Sefer istikametindeki sınır bitiminden itibaren seferilik başlamış olur. Sorunuza göre, sefer niyeti, yola çıkış ve sefer süresiyle ilgili diğer şartlar geçerli olmak kaydıyla, Tuzla`dan Silivri`ye, ya da Silivri`den Şile`ye gidenler, sefer mesafesi olan 90 km.yi geçmiş olacaklarından seferi sayılırlar. Eski İstanbullular, Üsküdar, Beykoz, Kadıköy`den suriçi bölgesine giderken bile İstanbul`a gidiyorum derlerdi. Ama İstanbul`u artık çok farklı algılıyoruz. Bu yeni durumda da belediye sınırlarını temel almak, en uygun çözüm yoludur. Yalnız, büyükşehirlere eklenen yeni bazı yerlerde, hizmet götürme amacıyla belediye sınırları geniş tutulmuş olabilir. Bursa`da Osmangazi belediye sınırları neredeyse Kestel ilçesine kadar uzatılmış bulunuyor. Bu gibi yerlerde, klasik ölçüdeki gibi, sözgelimi Osmangazi`nin Kestel yönündeki, son yerleşim alanları geçilince yolculuk başlamış olur.
…Yolculuğa çıkış vakti Hanefi Mezhebi`ne göre, bütün namaz vakitlerinin başlangıcında veya sonunda yola çıkılabilir. Dolayısıyla, kılınacak ilk dört rekatlı namazdan itibaren kısaltma yapılır. Hanefilerden Züfer`e göre, namaz vaktinin sonuna bir rekat kılacak kadarlık bir süre kalınca yola çıkılırsa, dört rekatlı namaz tam kılınır.

Vecdi Yavuz - http://www.tumgazeteler.com/?a=959064


Yukardaki soruda :
1- 92 km'miydi, seferimiydim? sorusu akla takılmış. Öğrenciler hocalarına, askerler komutanlarına, ev halkı ev reisine tabi olacağı için aslında bu sorunun cevabını beyiniz vermeliydi (Eğer giderken de beraberdiyseniz). Seferilik için yol mesafesi, niyet, yola çıkış ve sınırı geçiş şartları oluşunca seferi olunuyor bilindiği gibi. Yol boyu seferilik devam ediyor, vardığınız yerde (o yer vatan-i asliniz değilse) 15 günden fazla kalmaya niyet edilmediği sürece seferilik devam ediyor.
2- Seferi birinin namazlarını kısaltmayarak kılması mekruh olarak geçerli oluyor. Gidiş yolunuzda (beyinizle beraberdi iseniz; beyiniz seferiliği oluşturmuş ve namazlarını öyle kılmışsa) sizin kıldğınız namaz geçerli/iadesi gereksiz ancak mekruh olmuş. Dönüş yolunuzdaki ise (beyinizin sözü üzerine) tamam olmuş. (Kabul olunanlardan kılsın Yüce Allah c.c.)
3- Yukardaki alıntı ve benzeri görüşlerden hareketle bugün için sınırlar içinde bulunduğumuz beldelerden (varsa sınır tabelalarından) itibaren başlıyor anlaşılıyor.


Yukardaki cevaplar "Hanefi mezhebi"ne göredir. Soruyu soran kardeşimizin de (Türkiye'nin ekseriyetinin Hanefi mezhebinde oldukları gibi) hanefi olduğu düşünülerek verilmiştir.

Yüce Allah (c.c.) rızasını gözeterek yaşamayı ve ahirette nice nimetlere ermeyi nasib ve müyesser eylesin. (amin)
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
User avatar
nisanur
Posts: 518
Joined: 13 Nov 2007, 18:10

Re: Bir soru.

Post by nisanur »

şimdi fıkhen ölçüm şehrin son evinden sonra yapılır.fakat şehirlerarası kilometre ölçümleri ise şehir merkezlerinden yapılmaktadır.

eğer orta büyüklükte bir şehirde bile en az 10 ila 15 kilometre sürebiliyor şehirden çıkmak.hele ankara,sitanbul gibi yerlerde çok daha fazla olabilir.

ona dikkat etmek lazım.
Doğru söyluyorsunuz kardesımde biz yola çıkmadan arabadakı kılometreye bakıp cıktık normalde gıttıgımız yere varınca önceden seferı oluyorduk 2,5 saat suruyordu şımdı yollar düzeldı 1 saate varıyoruz gıdılen yere .

- Seferi birinin namazlarını kısaltmayarak kılması mekruh olarak geçerli oluyor. Gidiş yolunuzda (beyinizle beraberdi iseniz; beyiniz seferiliği oluşturmuş ve namazlarını öyle kılmışsa) sizin kıldğınız namaz geçerli/iadesi gereksiz ancak mekruh olmuş. Dönüş yolunuzdaki ise (beyinizin sözü üzerine) tamam olmuş. (Kabul olunanlardan kılsın Yüce Allah c.c.)
Allah razı olsun ,kalbım mutmaın oldu,
yıne bu konuyla alakalı eğer bır hastalık olursa aynı gıttıgımız yerde namaz kılmamız söz konusu olursa mesela ıkı gün kalırsak namazları yıne kısaltmak lazım o zaman dımı .Hasta kışı eğer abdest almasında zorluk çekıyor kalkmaması gerekıyorsa hastanede neye teemmüm etmesı gerekır acaba ?Veya tememüm etmesı yeter mı ?
Dinle neyden duy neler söyler sana
Sızlanır hep ayrılıklardan yana
Kestiler sazlık içinden der beni
Dinler ağlar hem kadın hem er beni...
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: Bir soru.

Post by mehmetemin »

(lale-zar hanım kızmayında bu espriyi yapmak zorundayım :lol: )0212 512 23 20 istanbul için alo fetva hattı
User avatar
nisanur
Posts: 518
Joined: 13 Nov 2007, 18:10

Re: Bir soru.

Post by nisanur »

mehmetemin wrote:(lale-zar hanım kızmayında bu espriyi yapmak zorundayım :lol: )0212 512 23 20 istanbul için alo fetva hattı
:D Kızmak yok da sorularım havada kaldı hem ben rızedeyım.
Dinle neyden duy neler söyler sana
Sızlanır hep ayrılıklardan yana
Kestiler sazlık içinden der beni
Dinler ağlar hem kadın hem er beni...
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

Re: Bir soru.

Post by asım »

lale_zar wrote:...... eğer bır hastalık olursa aynı gıttıgımız yerde namaz kılmamız söz konusu olursa mesela ıkı gün kalırsak namazları yıne kısaltmak lazım o zaman dımı .
Seferi veya mukim sayılmanın şartları arasında (bedeni ve/veya fıtri - sürekli ve/veya geçici) hastalık sayılmamış. Dolayısı ile 15 günden fazla kalmaya niyetlenmediği/karar verilmediği sürece kısaltmak gerekir.
lale_zar wrote:...... Hasta kışı eğer abdest almasında zorluk çekıyor kalkmaması gerekıyorsa hastanede neye teyemmüm etmesı gerekır acaba ? Veya teyemmüm etmesı yeter mı ?
Böyle bir kişi öncelikle (çocukları/eşi/kendine haram olmayan bir kişiden) yardım alabiliyorsa onun yardımı ile abdest almalıdır. Su ile irtibatında bir sakınca var ise aynı yardımı teyemmüm için almalıdır. Bugüne kadar gördüğüm uygulamalarda temiz bir tuğla parçası ile yapıldığına şahit oldum. Eğer kendi başına veya yardımla teyemmüm alabilmiş ise bu yeterli olur.
Ancak hem abdest hem teyemmüm gerçekleşmemiş ise :

"... İmam-ı Âzam'a göre böyle bir kimseye namaz kılmak farz değildir Çünkü Peygamber (sav) buyuruyor ki: "Abdest ve teyemmüm olmadan namaz yoktur" İmam-ı Şafiî'ye ve İmameyn (İmam Yusuf ve Muhammed)'e göre abdest ve teyemmümü olmadığı halde yine namaz kılmakla mükelleftir. Ancak bilahare iade etmesi lazımdır

Hanefi kitaplarında kaydedildiğine göre namaz kılmak lâzım olduğu takdirde niyet getirmeyeceği gibi kıraat de olmayacaktır Sadece namaz taklid edilecektir Çünkü bu hakiki namaz değil, ancak namaz kılan kimselere benzemek için böyle bir merasimin icra edilmesi isteniyor

Halil Gönenç, Günümüz Meselelerine Fetvalar



Soruyu soran kardeşime bu konudaki bilgileri öğrenmeye/tazelemeye vesile olduğu için teşekkür ederim. Yüce Allah yardımcınız/yardımcımız olsun.

Aslında kardeşlerimiz arasındaki ilahiyat eğitimi görmüş olanlardan yardım/destek beklemenin bizim hakkımız ve onlar üzerinde de bir vecibe olduğunu hatırlatmak istiyorum. Acizane Açık Öğretim İlahiyat talebesi olmamdan cesaret alarak cevapları verdim. Yüce Allah c.c. utandırmasın. Hani ilahiyat'a başlayan bir genç Ramazan'ın sonlarında memleketine dönmüş. Anne ve babası evladları ile gururlanıyorlar tabi. Hadi oğlum merkez camiye gidelim demiş babası. Gitmişler, kamet getirilirken genç hemen hocanın arkasına geçmiş, böylece hoca yanılır ise düzeltebileceğini düşünmüş. Hoca tekbir almış, (sessiz olarak sübhanekeyi okuduktan sonra) "Elhamdülillahi rabbil alemin. Er-rahmânirrahim" demiş ve susmuş. Genç "Mâliki yevmiddin" demiş, ancak hoca devam etmemiş, genç birkaç sefer daha "Mâliki yevmiddin" demiş ama hoca oralı olmamış ve tekbir alarak rüku'ya gitmişler. Genç ilahiyat talebesi ancak ikinci rek'ate kalktıklarında ikindi namazı kıldıklarını ve kıraatin gizli yapılması gerektiğini hatırlamış.

Yüce Allah nefsimizden ve aklımızı kullanmamıza engel şeylerden muhafaza buyursun. (âmin)
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: Bir soru.

Post by mehmetemin »

teyemmümün efdali toprak ile yapılması ,yani yerdeki toprak fakat toprağa ulaşamama gibi yani evden çıkamıyor vb durumlarda tuğla cinsinden yani pişmiş topraktan bir cismede teyemmümüm yapılır deniyor fıkıh kitaplarında.

ömer nasuhi bilmen islam ilmihali
veya diyanet islam ilmihali bu konularda yardımcı olabilir ayrıca.

ayrıca teyemmüm usulü gusl abdestide alınabilir.
User avatar
nisanur
Posts: 518
Joined: 13 Nov 2007, 18:10

Re: Bir soru.

Post by nisanur »

Allah razı olsun yazılarınız çok makbule geçtı ,hakkınızı helal edın.
Dinle neyden duy neler söyler sana
Sızlanır hep ayrılıklardan yana
Kestiler sazlık içinden der beni
Dinler ağlar hem kadın hem er beni...
Post Reply

Return to “Diğer Konular”