Neleri Kaçırıyoruz???

"Ehl-i Hikmet'e selam olsun!"
Post Reply
Refika

Neleri Kaçırıyoruz???

Post by Refika »

http://www.youtube.com/watch?v=hnOPu0_YWhw


Soğuk bir Ocak sabahı, bir adam Washington DC'de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca altı Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip, gider.

Kemancı çalmaya başladıktan ancak üç dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip, yavaşlar ve birkaç saniye sonra da gitmek zorunda olduğu yere yetişmek üzere yine hızla yoluna devam eder.

Kemancı ilk bir dolar bahşişini bundan bir dakika kadar sonra alır. Bir kadın yürümesine ara vermeksizin parayı kemancının önüne koyduğu kaba atarak, hızla geçer, gider.

Birkaç dakika sonra, bir başka adam duraklayıp, eğilerek dinlemeye başlar ancak saatine göz attığında işe geç kalmamak için acele ettiğini belirten ifadelerle hızla yoluna devam eder.

En fazla dikkatle duran ise üç yaşlarında bir oğlan çocuğu olur. Annesinin çekiştirmelerine rağmen, çocuk önünde durur ve dikkatle kemancıya bakar. En sonunda annesi daha hızlı, çekiştirerek çocuğu yürümeye zorlar. Oğlan arkasına dönüp dönüp kemancıya bakarak, çaresizce annesinin peşinden gider. Buna benzer şekilde birkaç çocuk daha olur ve hepsi de anne, babaları tarafından yürümeye devam için zorlanarak, uzaklaştırılırlar.

Çaldığı 45 dakika boyunca kemancının önünde sadece 6 kişi, çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan, yürümeye devam ederek, para verir. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hakim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez, alkışlamaz.

Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3,5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell'in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston'da verdiği konser biletleri ortalama 100 dolara satılmıştı...

Bu gerçek bir hikayedir ve Joshua Bell'in öylesine bir kılıkla metroda keman çalması, Washington Post gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştır. Sorgulanan şeyler; sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte güzelliği algılayabiliyor muyuz? Durup ondan keyif alıyor muyuz? Beklenmedik bir ortamda, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz? İdi...

Bu deneyden çıkarılacak kıssadan hisse ise, dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup, dinleyecek bir dakikamız dahi yoksa, başka neleri kaçırıyoruz acaba?
Leyla Hanne
Posts: 1395
Joined: 22 Nov 2007, 21:24

Re: Neleri Kaçırıyoruz???

Post by Leyla Hanne »

Aslında çok uzunca bir cevap yazmıştım ama net gitti, o yüzden özetlemeye çalışacağım.

Geçenlerde bir alt geçide iniyorum, tam son basamağı inicem ortalarda büzülmüş 10 yaşlarında bir erkek çocuk gördüm. Tekrar çıktım merdivenleri, yanına gittim eğildim ne yapıyorsun dedim, peçeteleri gösterdi o büzük halinde ortasına sıkıştırmış. Ne kadar diye sordum, Abla ne verirsen dedi. Bana bakışı, gözleri o kadar hüzünlüyüydü kü gözleri doldu. Çok üzüldüm, orada onun ne derdi varsa derman olmak istedim. Neden öyle bakıyordu, zorla mı sattırıyorlardı, utanıyormuydu, niye okul formasıyla mesai saatleri içinde orada durup peçete satıyordu, bir çok şey düşündüm. Ama elimden ancak o kadarının geldiğine kanaat getirerek ayrıldım.

Şu an düşünüyorum da, neden birşeyler daha sormadım. Konuşmadım sebebi neydi diye. İşlerim vardı, acelem vardı diye düşündüm. Sonra ise dilencilerden,kapkaççılardan,tinercilerden bizi korkutan bu sisteme kızdım. Farkına varmadan ben de mi öyle oldum, korktum dedim...

Refika hocam senin koyduğun yazıyı tahlil ettim kendime göre, o metro istasyonunda geçenlerden biri olarak ne yapardım acaba diye, karar verdim. O müziği duyardım herhalde, bir iki dakka dinleyebilirdim de ama geçer giderdim. Niye diye soruyorum, metro istasyonundayım bir yerlere yetişmem gerek.Ayrıca soğuk bir gün, ve ayrıca da metrolar çok sıkışık ve basık mekanlar olduğu için bir an önce yeryüzüne çıkma isteği diyebilirim. Belki bunlar bahane oluyor ama içimden bunlar geçiyor.

Velhasıl kelam birçok şeyi fark etmiyor ya da geç fark ediyoruz. O yüzden çevreme daha iyi bakmaya çalışacağım. Bu parça bana bunları düşündürttü.

*Ayrıca, ortam ve kıyafetler duruş da çok etkiliyor durumu bu parçaya göre. Adam konserde 100 dolara bilet sattırabilir, alabilirler ama o kişinin çaldığını bilmeden, sadece sesi için gelen para kazandıran... Konum, isim,ün herşey insanlara olan bakış açımızı değiştiriyor.
Refika

Re: Neleri Kaçırıyoruz???

Post by Refika »

Senin o çocuk için yaşadığın pişmanlıkları ben de bir kaç kez yaşadım Leyla. İhya edecek maddi destekler sağlayamasak bile, bir iki tatlı kelam, bir güler yüz de çok şey değiştiriyor insanın ruhunda.

Metroda ki mini konserin çoğu kişi farkına bile varmamış ben videodan onu görüyorum. Dönüp bakmayanlar çoğunlukta. Çünkü sıradanlaşmış. Kim bilir kaç kişi benzeri şeyler yapıyor, bi tarafdan da hak veriyorum gelip geçenlere. Yazılanları okuyunca şu ayet geldi aklıma :

Yedi göğü birbiriyle uyum (ve uygunluk) içinde yaratan O’dur. Rahmân’ın yaratmasında hiçbir uygunsuzluk ve düzensizlik göremezsin. Gözünü çevir de bak! (Orada) hiçbir çatlak ve kusur görebilir misin? Mülk 3


Vee dediğin gibi imaj herşeydir :D
User avatar
nisanur
Posts: 518
Joined: 13 Nov 2007, 18:10

Re: Neleri Kaçırıyoruz???

Post by nisanur »

Refikacım üstü kapalı yaşamlar bizi hep içine hapsetmiş gerçekten,ben çevreme duyarsız kalmam çöp atanıda uyarırım dilenenide ,atma buralar bizim derim dilenmek haram derim ama yıllardır unutamadıgım bir şey bir olayı leylanın yazıyla yine hatırladım,lise yıllarıydı o zaman posta pulu vardı şimdi postaneye uğramadıgımdan bilemiyorum :D ben mektup için oraya gitmiştim pul aldım zarfa yapıştırdım bir genç geldi ve dediki bu pulu kullanmadım geri alabilirmisiniz ,boynu bükük utangac herhalinden o pul parasına ihtiyacı belli ama olmayınca olmayan durumları var belli ,adamda Allah razı olsun parasını verdi pulun ve eline aldıgı o parayla başı yere eğik ordan uzaklaştı bende öğrenci olduğum için elimden bir şey gelmediği için hala düşündukce üzülüyorum,dilenmemiş kimseye el açmamiş bu insan hala aklımda..Hayatımızda es geçtiğimiz ne çok şey var ,ama şuda var metrodaki vatandaşı bende tanıyamadım . :D
Dinle neyden duy neler söyler sana
Sızlanır hep ayrılıklardan yana
Kestiler sazlık içinden der beni
Dinler ağlar hem kadın hem er beni...
Refika

Re: Neleri Kaçırıyoruz???

Post by Refika »

lale_zar wrote:ama şuda var metrodaki vatandaşı bende tanıyamadım . :D
Çok ayııııppp :o :lol:
Refika wrote:Sorgulanan şeyler; sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte güzelliği algılayabiliyor muyuz? Durup ondan keyif alıyor muyuz? Beklenmedik bir ortamda, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz? İdi...
Forum da fotoğrafcılık ile uğraşan kardeşlerimiz var. Bu meşguliyetin insanın bu algı yeteneğini geliştirdiğini, farkındalık oluşturduğunu düşünmüşümdür hep. Gökyüzünde tek bir çatlak, yırtık bulunmaz iken, biz bunun farkında bile değiliz çoğu zaman. Ama ne zman ki pürüzsüz bir gökyüzü fotoğrafı görsek, bulutların dans ettiği belki, içimiz açılır, gözlerimiz şenlenir. Belki de hep bu kareleri yakalamak iştiyakı ile dolaşmalı birazcık :oops:
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: Neleri Kaçırıyoruz???

Post by mehmetemin »

aslında insanların biraz bu dünyada kafasını meşgul eden uyuşturan bir yaşam tarzı ,bizlerin algısını yoketmiş görüyorum.eski insanların olaylardan,hareketlerden çok olağanüstü çıkarımlar yaptığına bakınca ,bizler böyle mantar gibi yaşayıp gidiyoruz.

mesela öyle hikayeler var.ayak izinden çıkarım yapıyor.hava olaylarından yapıyor.

mesela bu edebiyattada görülebilir.ince zeka isteyan edebi sanatları yapabilen yazarlar artık çok az.bir kinaye,bir hiciv .

ali şir nevai ile ilgili bir program izlemiştim.şiirleri tahlil edildiğinde bazı geçmiş olaylar şiirin içinde değinilmiş.efsaneler,hikayeler vb benzetmeler ,zıtlıklar .
bu bilinçli mi yapılıyor dendiğinde hayır bu kültürel aktarım nedeniyle ,bilinçsiz şekilde şiirinde yer alıyor dendi.
galesiz
Posts: 124
Joined: 18 Dec 2008, 15:18
Kan Grubu: B (+)

Re: Neleri Kaçırıyoruz???

Post by galesiz »

keman pek sevmem zaten de
bağlama çalsaydı belki dinlerdim :D
”Ağızların tadını kaçıran ölümü sık sık hatırlayınız” Hadis-i Şerif
Yarım somunun var mı? Bir ufak da evin?
Kimselerin kulu kölesi değil misin?
Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya?
Keyfine bak: en hoş dünyası olan sensin. Hayyam
Refika

Re: Neleri Kaçırıyoruz???

Post by Refika »

mehmetemin wrote:aslında insanların biraz bu dünyada kafasını meşgul eden uyuşturan bir yaşam tarzı ,bizlerin algısını yoketmiş görüyorum.eski insanların olaylardan,hareketlerden çok olağanüstü çıkarımlar yaptığına bakınca ,bizler böyle mantar gibi yaşayıp gidiyoruz.
Ne yazık ki öyleyiz. Şu gözler lüzumlu lüzumsuz pek çok şeye deyip geçiyor, e haliyle de gönüller karmakarışık.
Post Reply

Return to “Tefekkür”