Kur'an ile Buluşturan
Posted: 14 Aug 2009, 11:36
Esselamualeyküm.
Birçoğumuz demişizdir ve ara ara hüzünlenerek dahi deriz. Hocamız(ks) yanımızda olsa, beraber olsak, sohbetine ersek, civarında olsak, yakınlığını hissetsek, şöyle bi yüzümüze baksa bir tebessüm etse veya azarlasa... Niye istiyorsun deseler, sorulur mu birader, ne biçim dervişsin sen denir. Hakikaten de öyle.
Hocamızın(ks) bu zamana kadar en çok üzerinde durduğu konu K.Kerim'i anlama.
Aslı ile buluştunuz ve buluşmaya devam ediyorsunuz ama buyrun bide bu tarafa, anlamı ile de buluşun... Önyargılardan uzak, duru dingin bir kalp ile.... Ben bu ibarelerden şunu anlıyorum. Önceden iyi kötü oluşmuş bilgi birikimi ile değerlendirip idrak ettiğini sanarak geçmeden oku. İlk defa karşılaşmışsın gibi. Hiç bilmiyormuşsun gibi. Sanki Allah(cc) yeni göndermiş sende yeni karşılaşmış ve hiçbir yönlendirmenin yönlendirmediği (yalnız tefsirsel açıklamalar, parantez içre bilgiler şart) bir hal ile taptaze bir insan olarak taptaze bir kitabı oku...
Alemlerin Rabbi olan Allah(cc)'a Hamd olsun. Tamam, alemler var biz de onların içindeyiz ve tümümüzü yoktan var edip var tutup geliştiren Allah(cc)'a dır övgü, ancak Onadır. bitti. İdrak ettim mi? yok. Ben daha bu kitabın varlığını idrak etmedim ki bu ayeti idrak edip titriyeyim.... Elinden tuttuğum çocuğumla caddeden karşıya geçiyorum. Birden sağ kulağımda çığlıksı bir korna sesi ve kafamı çevirdiğimde freni patlamış bir kamyon üzerimize gelmekte. Bir telaş bir panik bir korku çocukla kendimi zor atıyorum kenara. Biz dahil gören herkez dehşet içinde. Kalpler güp güp, korkuyu bünyesinde taşıyamıyanlar ağlıyarak boşaltmakta. Ne olduk. Koca bir olaya şahit olduk. Kamyonu gördük, kesin ezicek dedik ve can havli ile kaçtık... Hmm bize bahşedilen fakat sınırlı olan duyu organları ile (görme gibi) sonradan yaratılmış ve yok olabilme özelliği olan bir varlıktan ne kadar etkilendiğimizi gördük. Hayaldan meyali kaçırdık. Hayal meyal denir ya. Ama asıl var olanı ve bizleri var edeni, ezeli/ebedi olanı ve her daim bizleri gözetip kollayanı şu kamyon kadar zihniyatımızda idrak edip büyütemiyoruz. Bu kamyondan, ölüden diriden ve gördüğümüz herşeyden daha gerçek olanı, bizi icad imar edeni Sahibimizi, bu hayal meyali(dünyayı) gözümüzde büyüttüğümüzden dolayı herhal daha iyi göremiyoruz. Belki geçmiş önyargı bilgisinden uzak kalırsak, büyüdüğümüz çevrede küçüklüğümüzden beri bize Allah(cc)'ı anlatan fakat Onun varlığını Azamet ve Kudretini yeterince bize aşılayamıyanların öğretegeldikleri idraki aşabilirsek.... En baştan tefekkürle, ben varım bir varlığım. Bir Sahibim var ve işte sunduğu hava işte yiyecekler işte su toprak... Bizim bir sahibimiz var. Sonsuz hikmeti ile yaratmış ve yaşatıyor. Diri diri canlı canlı ayan beyan herşey ortada.... Bize bir kitap göndermiş. AAAAAA Rabbimiz bize kitap göndermiş... Köydeki amcaoğlu Sinanın yazdığı mektup gelmemiş. Allah(cc)'dan gelmiş. Allah(cc) bize binlerce kelamını göndermiş. Sahibimiz ne demiş? Ne diyor?.... Neler anlatmış... Cebrail taşımış, Muhammed Mustafa(sav)'nın gönlüne yazılmış ve o mubarek ağzından bizlere ulaşmış. Ne ulu bir diyardan ne mubarek ne kudsi yollarla gelmiş. Okumamak heyecanlanmamak titrememek olur mu? Olmaması lazım.
Hocamızın(ks) kelamını sohbetini dervişlik heyecanı ile arzular beklerken Hocamız(ks) sanki şöyle diyor.. Mahmud Es'ad Coşan(rha) halen cap canlı duruyor, yüzlerce vaazı sohbeti var ve istifade ediyorsunuz. Bunların üzerine benzer şeyleri söyleyip yeni bir külliyat oluşturmayı uygun bulmuyorum. Şimdi ki en büyük eksiğiniz K.Kerimi anlamak. İdrak ederek, sindirerek dahası yaşayarak gözle görüyormuş gibi okuduğun olayların durumun gerçekliğine kendini dahil ederek okumak anlamak...
Hocamız(ks) bize klasik bir şey söylemiyor. Elinizdeki Allah(cc)'ın bir hitabıdır. Ciddiye alın, ne diyor anlayın, Onunla, Allah(cc) ile buluşun diyor.
Dün yatsı vakti aklıma düştü, burdaki gibi sorular sorgular cevaplar, idrak kuvvesi sağlama tefekkürleri... Daha iyi anlayan, idrak eden olur diye bu kişisel sorgulamayı paylaşayım dedim. (Kimseye vaaz nasihat çektiğimiz yok.. kesinlikle)
Cumanız mubarek olsun.
Birçoğumuz demişizdir ve ara ara hüzünlenerek dahi deriz. Hocamız(ks) yanımızda olsa, beraber olsak, sohbetine ersek, civarında olsak, yakınlığını hissetsek, şöyle bi yüzümüze baksa bir tebessüm etse veya azarlasa... Niye istiyorsun deseler, sorulur mu birader, ne biçim dervişsin sen denir. Hakikaten de öyle.
Hocamızın(ks) bu zamana kadar en çok üzerinde durduğu konu K.Kerim'i anlama.
Aslı ile buluştunuz ve buluşmaya devam ediyorsunuz ama buyrun bide bu tarafa, anlamı ile de buluşun... Önyargılardan uzak, duru dingin bir kalp ile.... Ben bu ibarelerden şunu anlıyorum. Önceden iyi kötü oluşmuş bilgi birikimi ile değerlendirip idrak ettiğini sanarak geçmeden oku. İlk defa karşılaşmışsın gibi. Hiç bilmiyormuşsun gibi. Sanki Allah(cc) yeni göndermiş sende yeni karşılaşmış ve hiçbir yönlendirmenin yönlendirmediği (yalnız tefsirsel açıklamalar, parantez içre bilgiler şart) bir hal ile taptaze bir insan olarak taptaze bir kitabı oku...
Alemlerin Rabbi olan Allah(cc)'a Hamd olsun. Tamam, alemler var biz de onların içindeyiz ve tümümüzü yoktan var edip var tutup geliştiren Allah(cc)'a dır övgü, ancak Onadır. bitti. İdrak ettim mi? yok. Ben daha bu kitabın varlığını idrak etmedim ki bu ayeti idrak edip titriyeyim.... Elinden tuttuğum çocuğumla caddeden karşıya geçiyorum. Birden sağ kulağımda çığlıksı bir korna sesi ve kafamı çevirdiğimde freni patlamış bir kamyon üzerimize gelmekte. Bir telaş bir panik bir korku çocukla kendimi zor atıyorum kenara. Biz dahil gören herkez dehşet içinde. Kalpler güp güp, korkuyu bünyesinde taşıyamıyanlar ağlıyarak boşaltmakta. Ne olduk. Koca bir olaya şahit olduk. Kamyonu gördük, kesin ezicek dedik ve can havli ile kaçtık... Hmm bize bahşedilen fakat sınırlı olan duyu organları ile (görme gibi) sonradan yaratılmış ve yok olabilme özelliği olan bir varlıktan ne kadar etkilendiğimizi gördük. Hayaldan meyali kaçırdık. Hayal meyal denir ya. Ama asıl var olanı ve bizleri var edeni, ezeli/ebedi olanı ve her daim bizleri gözetip kollayanı şu kamyon kadar zihniyatımızda idrak edip büyütemiyoruz. Bu kamyondan, ölüden diriden ve gördüğümüz herşeyden daha gerçek olanı, bizi icad imar edeni Sahibimizi, bu hayal meyali(dünyayı) gözümüzde büyüttüğümüzden dolayı herhal daha iyi göremiyoruz. Belki geçmiş önyargı bilgisinden uzak kalırsak, büyüdüğümüz çevrede küçüklüğümüzden beri bize Allah(cc)'ı anlatan fakat Onun varlığını Azamet ve Kudretini yeterince bize aşılayamıyanların öğretegeldikleri idraki aşabilirsek.... En baştan tefekkürle, ben varım bir varlığım. Bir Sahibim var ve işte sunduğu hava işte yiyecekler işte su toprak... Bizim bir sahibimiz var. Sonsuz hikmeti ile yaratmış ve yaşatıyor. Diri diri canlı canlı ayan beyan herşey ortada.... Bize bir kitap göndermiş. AAAAAA Rabbimiz bize kitap göndermiş... Köydeki amcaoğlu Sinanın yazdığı mektup gelmemiş. Allah(cc)'dan gelmiş. Allah(cc) bize binlerce kelamını göndermiş. Sahibimiz ne demiş? Ne diyor?.... Neler anlatmış... Cebrail taşımış, Muhammed Mustafa(sav)'nın gönlüne yazılmış ve o mubarek ağzından bizlere ulaşmış. Ne ulu bir diyardan ne mubarek ne kudsi yollarla gelmiş. Okumamak heyecanlanmamak titrememek olur mu? Olmaması lazım.
Hocamızın(ks) kelamını sohbetini dervişlik heyecanı ile arzular beklerken Hocamız(ks) sanki şöyle diyor.. Mahmud Es'ad Coşan(rha) halen cap canlı duruyor, yüzlerce vaazı sohbeti var ve istifade ediyorsunuz. Bunların üzerine benzer şeyleri söyleyip yeni bir külliyat oluşturmayı uygun bulmuyorum. Şimdi ki en büyük eksiğiniz K.Kerimi anlamak. İdrak ederek, sindirerek dahası yaşayarak gözle görüyormuş gibi okuduğun olayların durumun gerçekliğine kendini dahil ederek okumak anlamak...
Hocamız(ks) bize klasik bir şey söylemiyor. Elinizdeki Allah(cc)'ın bir hitabıdır. Ciddiye alın, ne diyor anlayın, Onunla, Allah(cc) ile buluşun diyor.
Dün yatsı vakti aklıma düştü, burdaki gibi sorular sorgular cevaplar, idrak kuvvesi sağlama tefekkürleri... Daha iyi anlayan, idrak eden olur diye bu kişisel sorgulamayı paylaşayım dedim. (Kimseye vaaz nasihat çektiğimiz yok.. kesinlikle)
Cumanız mubarek olsun.