Vazgeçmek

"Ehl-i Hikmet'e selam olsun!"
Post Reply
Leyla Hanne
Posts: 1395
Joined: 22 Nov 2007, 21:24

Vazgeçmek

Post by Leyla Hanne »


Herkesin bir İsmail'i var

Sevdiğiniz şeylerden yolunda harcayıncaya kadar cennete ve iyiliğin en güzeline (birr) eremezsiniz..." (Al-i İmran 92)

Bu ayet nazil olunca, dinleyicilerden Ebu Talha (ra), dünyada en çok sevdiği şeyini; "Birha" ismindeki hurma bahçesini, tasadduk etmiştir. Zeyd bin Harise (ra) ise; "Seyl" ismindeki hızı ve hünerleriyle ünlü atını bağışlamıştır.

Herkes, en çok sevdiğinden ve en çok sevdiği kadarıyla, kendisinden ayırarak yaklaşmış Rabbine... Herkesin bir İsmail'i var...

Ayet; infak, tasadduk ve paylaşımı çağıran haliyle, bizleri iyiliğin en güzeline yani "birr"e davet ediyor. Ama ne olursa olsun "sevdiğimiz şeylerden ayrılmayı" dile getiriyor. Yani bilemiyorum, Ebu Talha'nın başka
bahçeleri de var mıydı? İçlerinde en sevdiği bahçesini mi ikram etmişti sadaka olarak? Veya Zeyd b. Harise'nin atları içinde en çok tuttuğu belki de arkadaş bildiği "Seyl"den başkası var mıydı?.. Bilmiyorum. Ama bildiğim ismi ve künyesiyle hadis tarihine geçmiş bir bahçeden... İsmi, hünerleri ve künyesiyle dini kaynaklarda zikredilen bir attan söz ediyoruz...

Sevmeselerdi zaten isim koymazlardı, sevmeselerdi zaten tasadduk etmezlerdi... Anahtar kelime; sevmek... Sevdiğinizden koparak, alıştığınızdan ayrılarak, kalbinizde yer etmişten vazgeçerek yapılan bir yürüyüş bu...

Burada; şimdiye kadar çok sevip alıştığınız ve yaşama şekli olarak benimsediğiniz bir şeyi değiştirmekten ve feragat etmekten söz ediyoruz. Ömer Bin Abdülaziz, yoksullara ve çocuklara en çok şeker dağıtmayı severmiş. Sebebini soranlara da; "Çünkü ben en çok şekeri severim" dermiş.


Cenab-ı Hakk "birr"e erenlerden eylesin diyelim ve sorumuza geçelim.


Siz hayatınızda hiç sevdiğiniz bir şeyi kaybettiniz mi?
Severek bağlandığınız, kaç şeyden vazgeçtiniz?
User avatar
nisanur
Posts: 518
Joined: 13 Nov 2007, 18:10

Re: Vazgeçmek

Post by nisanur »

Çok güzel bir yazı ,evet vazgecmek kavuşmak için vazgeçmek Allah için vazgecmek,yolunda daim olabilmek için vazgeçmek,şimdi üç aylardayız ,ramazan yaklaşıyor ,dolabdaki serin yiyeceklerden vazgececeğiz inşallah,O'nun için kendi canımızdan bie vezgecebilmek ,başka hangi dinde var bu .
Dinle neyden duy neler söyler sana
Sızlanır hep ayrılıklardan yana
Kestiler sazlık içinden der beni
Dinler ağlar hem kadın hem er beni...
Leyla Hanne
Posts: 1395
Joined: 22 Nov 2007, 21:24

Re: Vazgeçmek

Post by Leyla Hanne »

Ben bu yazıyı ilk okuduğumdan düşündüm hayatımı, geçmişimi gözden geçirdim 4, 5 gündür neredeyse.Elhamdülillah buldum bir şeyler... :)

Herkesin bir ismaili var hakikaten, Ömer Bin Abdülaziz Hz. nasıl şekerleri çok severse ben de yüzükleri çok severim. 2,5 , 3 yıl önce bir kursa gitmiştim. Odamızda açık bir kız vardı. Böyle ailesi islama alışssın, tesettüre girmesi için, tecvid öğrenmesi için falan yollamış. Biraz yaramaz bir arkadaşımızdı, bizden de büyüktü. Neyde kursu bir şekilde bitirdik, işte ben en son ayrılanlardanım, uğurluyoruz tüm arkadaşları. O kızı da uğurlarken bir hediye vermek istedim.Çok sevdiğim bir yüzüğüm vardı, çıkardım hediye ettim. Çok sevindi, hoş bir şekilde ayrıldık irtibatımız devam etti bir süre...

Öyle birde insan vermeye alışmalı diye düşünüyorum ve vermeye alışınca gönül rahatlığıyla paylaşıyorsunuz herşeyi. Bundan sonra birkaç defa verdim yüzüklerimi vs.yi mutluyum, hala da vermeye devam ediyorum. Bir olmak için paylaşmak, vazgeçmek gerek. Her şey iddiaya tabidir bu dünyada bence, sevmek de bir iddiadır, kanıtlamak gerek. Hatırlatmak gerek, hiç unutmamak. :)
mahinur
Posts: 754
Joined: 30 Apr 2008, 20:06
Kan Grubu: A (+)
Contact:

Re: Vazgeçmek

Post by mahinur »


Siz hayatınızda hiç sevdiğiniz bir şeyi kaybettiniz mi?
Severek bağlandığınız, kaç şeyden vazgeçtiniz?


Evet kaybettim vazgeçtim.Şimdi hatırlayınca da çok hüzünlendim. Neyse...


Bir hikaye vardı Hocamız merhumdan da dinlemiştim galiba ama tam olarak hatırlayamıyorum maalesef. Hani üç arkadaş vardı bir mağarada mahsur kalıyorlar. Biri Ya Rabbi ben zamanında senin rızan için şu işten vazgeçtim de yapmadım onun hürmetine kurtar bizi diyo. Mağaranın kapısına düşen taş hafif aralanıyo. Sonra diğeri de birbaşka fedakarlığından bahsediyo az daha açılıyo. Bir diğeri de başkasından bahsediyo ve kapı tamamen açılıyo kurtuluyorlar...
Tamamını hatırlayan varsa yazsın lütfen.. :)
Kendi bahçesinde dal olamayanın biri
Girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor
.
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

Vazgeçmek

Post by asım »

mahinur wrote: ...Bir hikaye vardı....
Tamamını hatırlayan varsa yazsın lütfen.. :)
İmam Buharı, İsmail b. Halil kanalı ile İbn Ömer'den rivayet etti ki, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

«Sizden önceki ümmetlerden üç kişi bir ara yola koyulup yürümekte idiler. Yağmura yakalandılar. Bir mağaraya sığındılar. İçeri girdikten sonra mağaranın kapısına bir kaya gelip kapıyı kapattı.

Birbirlerine şöyle dediler; «VALLAHi sizi buradan ancak doğruluk kurtarır. Sizden her biriniz, doğru davrandığı bir işini anlatarak dua etsin.»

Onlardan biri şöyle dedi:

«ALLAH'ım, sen de biliyorsun ki, benîm bir işçim vardı. Bir ölçek pirinç karşılığında benim için çalıştı. Ücretini almadan çekip gitti. Ben de o bir ölçeklik pirinci ektim. Elde edilen mahsul ile bir inek aldım. Bilahare o işçi yanıma gelip ücretini istedi. Ben de ona: «İşte şu ineği al ve götür.» dedim. O bana: «Ben bir ölçek pirinç karşılığında senin yanında çalışmıştım.» deyince ben ona dedim ki: «Şu ineği al ve götür. Çünkü şu ineği, o bir ölçeklik pirinçle satın aldım.» Adam, ineği alıp götürdü. Ey Rabbim, biliyorsun ki ben bu işi, senden korktuğum için böyle yapmıştım. Bizi bu sıkıntıdan kurtar.»

Adamın böyle dua etmesi üzerine mağaranın kapısındaki kaya parçası biraz aralandı.

Diğeri de şöyle dua etti:
«ALLAH'ım, biliyorsun ki, benim yaşlı anne ve babam vardı. Her gece onlara koyunlarımın sütünü getirip içirirdim. Bir gece geciktim. Geç vakitlerde eve geldim. Onlar uyumuşlardı. Çoluk çocuğum ise, açlıktan bağrışıp çağrışıyorlardı. Anne ve babama içirmeden, onlara süt içirmezdim. Takat onları uykudan uyandırmaktan da hoşlanmadım. Onları kendi hallerine bırakmaktan da hoşlanmadım. Şafak doğuncaya kadar onları bekledim. Eğer bu işi sırf senin korkundan dolayı yaptığımı biliyorsan, bizi bu sıkıntıdan kurtar.»
Kapıdaki kaya parçası biraz daha aralandı. Göğü görebildiler.

Üçüncüsü de şöyle dua etti:
«ALLAH'ım, biliyorsun ki, benim bir amcam kızı vardı. İnsanlar arasında en çok sevdiğim oydu. Onunla olmak istedim, ama o -kendisine yüz dinar vermedikçe- benimle olmak istemedi. O parayı bulmaya çalıştım. Nihayet elde ettim. Yanına gittim. Parayı kendisine verdim. O da benimle olmaya razı oldu. Bacaklarının arasına oturduğumda: «Allah'tan kork, hakkını vermedikçe (nikah kıymadıkça) mührü bozma.» dedi. Ben de yerimden kalktım ve yüz dinarı ona bıraktım. Eğer bu işi sırf senin korkundan ötürü yapmış isem, bizi bu sıkıntıdan kurtar.»

Cenâb-ı ALLAH, onları, o dar yerden kurtardı, dışarı çıktılar.»
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
Post Reply

Return to “Tefekkür”