Sınırı aşmamak

"Ehl-i Hikmet'e selam olsun!"
Post Reply
WingChun

Sınırı aşmamak

Post by WingChun »

Bir gün kardeşimizin biriyle karşılaştık.Hal hatır ederken bayağı üzüntülü olduğunu söyledi.Hayrola deyip nedenini sorduğumuzda şöyle bir cevap vermişti,

Bu hafta zikre-hatme katılamadım.Hala bunun ezikliğini yaşıyorum.Katılamadığım zaman sanki o haftam bana kayıp gibi geliyor.

Evet kardeşimizin sözü böyleydi.

Bizde ona belki teselli olur diye şöyle bir soru yöneltmiştik.

Sen bir vakit farz'ı kaçırdığında acaba böyle bir hüzün yaşıyormusun veya o haftan sana kayıp gibi geliyormu?
Cevaben hayır böyle bir hal içine girmiyorum dedi.
Peki sen bu haftaki zikre veya hatme-i hacegan'a katılmadın diye Allahu Teala seni cezalandırırmı-suale çekermi?
Hayır dedi.
Ama sende biliyorsun ki farz'ı terk ettiğinde seni suale çekebilir belkide cezalandırabilir.

Birisi farz diğeri sünnet belkide müstehab.
Sende sünnetler farzlaşmış farzlar ise sünnet gibi algılanır hale gelmiş.
Onun için gönlünü ferah tut.

Acaba sizce meseleye nasıl bakılmalıdır?
Zeyneb Büşra
Genel Yetkili
Genel Yetkili
Posts: 872
Joined: 28 Jul 2007, 18:09

Re: Sınırı aşmamak

Post by Zeyneb Büşra »

Şimdi elbette farzlara sünnetten ve nafileden daha ehemmiyet vermemiz gerektğinin hepimiz farkındayızdır. Elbette farzı kaçırdığı zaman üzülmesi lazım, ama üzülmeyen bir kişiye sen farzı geçirdiğinde üzülmüyorsun hatmeyi geçirdiğinde de üzülme demek yerine kardeşim asıl farzı geçirdiğinde üzülmen lazım demeniz gerekirdi. Yani farzı geçirdiğine üzülmüyorsun, hatmeye de üzülme demek bence uygun olan söz değil. Burada hatmeyi geçirdiğine üzülmemesini telkin etmek yerine farza ehemmiyet verip onu geçirmemesi gerektiği üzerinde durmalıydınız. Bırakın ikisine de üzülsün. Hatmeyi geçirdiğine üzülmesi, farzı geçirdiğine üzülmesine engel değil ki. Birgün gelir imanı arttıkça asıl ona üzülmesi gerektiğini anlar. Sizin de bunu açıklamanız lazım tabi. Zira Mehmed Zahid Kotku hazretlerinin sohbetinde dinlemiştim. Eğer bir kişi mesela bir namazı kaçırdığında kötü birşey yaptığında yüreğinde sızı hisediyorsa onun imanı vardır, eğer geçip gidiyorsa onun imanında hasar vardır diyordu.

Şimdi yıllar önce tasavvuf konusunda en çok aklıma takılan konulardan birirsi şuydu: Acaba bütün dini vecibelerini yerine getiren, dindar, sağlam müslümanlar mı sadece tasavvufa girmeli diye sorardım kendime. Okudukça ve dinledikçe şunun farkına vardım, bu böyle değil, tasavvuf sadece zikir çekmekten ziyade bir eğitim metodu, nefis terbiyesi. Buna herkesin ihtiyacı var. En alt seviyedeki müslüman dahi olsa bu yola girip yükselmeli. Yükselince girerim düşüncesi yanlış yani. Tanıdığım açık bir öğretmen hanım o haliyle tasavvufa girdi. Belki bizler onun hakkında şöyle düşündük. İşte önce namazını kılsın, kendini düzeltsin de bu meclise girsin dedik. Ama bir süre sonra baktık ki o bu yolla düzeliyor, bir süre sonra namaza başlayıp örtüsünü örtüyor. Belki de bizden daha gayretli. O zaman yanıldığımızı anladık. Yani bu yola hangi seviyede olursa olsun girecek ama yükselmek için ilerlemek için girecek. Yerinde sayana zaten hiçbir yerde ikram yok.

Acizane düşüncelerim bunlar. Tabi sizler farklı düşünebilirsiniz.
Leyla Hanne
Posts: 1395
Joined: 22 Nov 2007, 21:24

Re: Sınırı aşmamak

Post by Leyla Hanne »

Bence o kişiye bol bol Kuran-ı Kerimle vakit geçirmesini önerilebilir. Sonra Marifetullah ilmiyle hemhal olması. Mesela çok güzel kitaplar var Allah'ı bilmek, Allah'ı sevmeğe dair. Birde Hocaefendilerimizin kitaplarını okuması. Zaten okuyordur ama daha çok hemhal olması. Çünkü biz bazen asıl gayeyi şaşıyoruz. Hayatta,ibadetlerde, amellerde, oruçta, kuranda, sohbette, hatmede asıl gaye nedir Allah'ın rızasını kazanmaktır. Şimdik bu doğrultuda giderse ibadetleri kaçırdığında da hüzün çöker, çünkü asıl gayenin Allah'ın rızası olduğu düşünülürse, bunu sağlamak, razı olan kullardan olmak için sevdiğinin sözünü dinlemek gerek, onunla buluşmalarından ayrı kalmamak demektir.

Bu ve benzeri durumlarla bende karşılaşıyorum. Biz de yaşıyoruz ama bunun önlemi her zaman için alınmalıdır. Önemli birşey bu çünkü. Ama Allah razı olsun ne güzel hüzün çöküyormuş Maşallah Allah daha aşkını artırsın. Bunu da sağlamak, yakalamak büyük bir başarı bence.

Zeynep Hocamın da dediği gibi bu bir ilerleyiş, yol, nefs terbiyesi ne kadar çok düşünürse, ilimle vakit geçirirse, hocaefendilerin kitaplarını okursa, hocaefendilerin sohbetlerini dinlerse, rabıtalarını güçlendirirse o kadar ilerleme kaydeder. Çünkü kainatta herşey Allahu Tealayı hatırlatıyor bence biraz bakmak gerek dağlara, taşlara, kendine, cüzi iradene, sıfatlarına,görmene,işitmene..Herşeyde O'ndan bir yan var. Ruhundan üflemişler senin kalbin onun durak yeri. Allah kullarının kalplerine günde 72 defa bakarmış. Düşünün değişme varmı diye? Bizimde kalbimiz inşallah O'nun durak yeri olur. Sever gönlümüzü, hasletlerimizi, bizi,razı olur. (Amin)
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: Sınırı aşmamak

Post by mehmetemin »

bu tip bir meseleye ,bu yönde bakmak yanlış

kaynak belirtemeyeceğim ama iyi bir kişi kötü kişilerle beraber olduğu için ahirette onlarla haşroldu,kötü bir kişide iyi kişilerle beraber olduğu için ahirette onlarla haşroldu diye kişinin niyeti bu yönde görüyorum ben.meseleye bu yönde bakılmalı.
Leyla Hanne
Posts: 1395
Joined: 22 Nov 2007, 21:24

Re: Sınırı aşmamak

Post by Leyla Hanne »

mehmetemin wrote:bu tip bir meseleye ,bu yönde bakmak yanlış

kaynak belirtemeyeceğim ama iyi bir kişi kötü kişilerle beraber olduğu için ahirette onlarla haşroldu,kötü bir kişide iyi kişilerle beraber olduğu için ahirette onlarla haşroldu diye kişinin niyeti bu yönde görüyorum ben.meseleye bu yönde bakılmalı.
Mehmetemin Bey meseleye o şekilde de bakılabilir. Ama o haşrolunma, ya da affedilme için garanti yoktur. Allahu Teala Hz. nasıl karar verirse o şekilde ilerler.

Neden sizin dediğiniz gibi bakamayız,çünkü hocaefendiler sonuçta neden varlar? Neden bize tebliğ ediyorlar, Neden gayemizi, islamı anlatıyorlar, yaşıyorlar. Allahu Tealanın rızasını kazanmak için, müridlerinin nefislerini terbiyeleri için, daha büyük makamlara çıkmak, ermek için. Nefsi zabt altına almak için biz kullara yardım ediyorlar, önder olurlar. Hadis var" Alimler peygamberlerin varisleridir." Tebliğ görevlerini var. Asıl gayede rıza kazanmak olduğu için bizler ilerlemek zorundayız, kötü hallerden, huylardan arınmak zorundayız. Bu ilerlemede ilimle olur, amelle olur, fikirler olur dediğim gibi.
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: Sınırı aşmamak

Post by mehmetemin »

yok ben kişinin hatmeyi kaçırmasına üzülmesini bu anlayışa bağlıyorum , biz iyi insanlarla beraber olma ,sevgi,muhabbet ortamında olmak istiyoruz.hemen karşı tarafın namazı kaçırsan üzülürmüsün sorusu hemen açık arama üstüne.yoksa bir kişinin farz ibadetleri önemsemeesi gibi bir durumun hiç bir haklı sebebi bulunamaz.

kişi namazı kaçırdığınada hiç üzülmüyorum,sohbeti kaçırdığıma kahroluyoorum gibi bir ifadede bulunması zor.kişi naması kaçırdığınada üzülüyor aslında ama ifade edemiyor.bu kendimizide düşünelim böyledir.bu niye böyledir.çünkü namazı adet haline getirdiğimiz için böyledir.aman namazım kaçmasın ,adet yerini bulsun anlayışı ile kılınan namazdır.

ama gerçekten bazı durumların önemi var cemaatin önemi var.cemaatten ayrılanı kurt kapar,insan bazen ihvanını görmese,onlarla hemhal etmese psikolojisi bile bozulur ,buna inanın .insan bazen orada nefes alır,kendini rahat hisseder.

çünkü toplumda öyle insanlarla muhatap olursunuz,öyle çirkin işler görürüsünüzki ,böyle bir zikir meclisini arasınız.

amel,ilim bunlar zeynep hanım dediğiniz gibi çok önemlidir,zaten aksi bir görüşü savunmam mümkünde değildir.
burada biraz ilginç bir örnek var,ondan kaynaklanıyor.

mesela şu örnek daha faydalıdır.erkekler için diyeyim vakit namazı kaçırmakla ,cuma namazını kaçırmak bir değildir.bir kaç kere yolculuk ,sınav vb gibi nedenlerle cuma namazını kaçırınca insan kendini suçlu gibi hissediyor niye o da bir farz namaz ,5 vakiite farz namaz ama niye farklı ,hem cuma namazının önemi vardır hemde bu namazın cemaatle olmasının büyük önemi vardır.5 vakit namaza anlam yükleyememe sorunumuz yüzünden ,hislerimizi ifade edememe sorunu yaşamaktayız.bunu ben böyle görüyorum kişinin namazadan zevk almadığı ,zikirden zevk alıyor gibi yansıtmayıda kabul etmiyorum.
Zeyneb Büşra
Genel Yetkili
Genel Yetkili
Posts: 872
Joined: 28 Jul 2007, 18:09

Re: Sınırı aşmamak

Post by Zeyneb Büşra »

kişi namazı kaçırdığınada hiç üzülmüyorum,sohbeti kaçırdığıma kahroluyoorum gibi bir ifadede bulunması zor.
Katılıyorum mehmetemin bey. Bu örnek farklı bir durum, bence üzülmemekten ziyade belirttiğiniz gibi bir yanılsama söz konusu. Bence hatmeyi kaçırdığına üzülen birisi namazı kaçırdığına da üzülür. Ama burada hislerinde, bir yanılgı olmuş olabilir.
Post Reply

Return to “Tefekkür”