Aynadan Yansıyanlar

Moderator: Leyla Hanne

Post Reply
WingChun

Aynadan Yansıyanlar

Post by WingChun »

Bugünkü yazımız Kur'an-ı Kerim'in eşsiz öğretilerinden sadece birtanesi olan "iyi niyet" üzerine olsun.

Yeterli lazım olan veya yeterli donanıma sahip değilseniz siz Kur'an okumayınız,neki okusanız bile biz bilenler gibi anlatılmak isteneni algılayıp idrak edemezsiniz.Haliyle yalnış sonuçlar çıkarabilirsiniz-hüküm verebilirsiniz.Kur'an-ı Kerim'i hüküm çıkarmak için değilde acaba beni yaratan neler söylemiş merakıyla açıp okumak herhalde bilenler için bir sakınca oluşturmayacağını düşünüyorum.Eğerki ben Kur'an'dan bir hüküm çıkarmak istiyorsam tabii olarak bazı bilgi,keşif ve yeteneklere sahip olmam icap eder.Öyleya Kur'an tüm ayetleri ile bir bütünler topluluğudur.Bütünü doğru olarak görebilmek için parçaları yerine iyi yerleştirmek gerekir.

İşte bizde sadece beni yaratan Allah neler vahyetmiş veya tavsiye etmiş veya emretmiş bir bakalım diyerek defaatle kez "anladığım dilden" bir meal alarak okumaya çalışıyorum-çalışıyoruz.

Bu okumalarımızdan sadece bir tanesini sizinle paylaşmak istedik.Olurki okuyan yazandan daha iyi idrak eder ve hayatında yazandan daha iyi tatbik eder.

Bir gün Kur'an'da ki Peygamber kıssalarını okurken birşeyler dikkatimizi çekti.Şüphesizki hepsinin söylenme hikmetleri var ve bu Peygamber kıssalarınında hikmetleri vardır.Ta ki Adem a.s'dan sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa s.a.v.'e kadar uzanan Peygamberler silsilesinin tüm neferlerini okuma fırsatı nasip oldu.

Birisi insanlığın ilk atası,kimi marangoz,kimi terzi,kimi demirci,kimi çoban,kimi ümmi,kimi ise sultan olmuş.Fakat hepside Tevhid bayrağını yukarıda tutmaları misyonunu taşığı için hemen hemen ortak gelişmeler yaşamışlar bazı farklılıklar olsada.

Allah-u Teala c.c evvela bize onların toplum içerisinde ve tek başlarına kaldıklarında,sosyal alandaki pozisyonlarından vede bütün bunların paylaşıldığı ortamda en önemlisi olan "niyet" lerini bizlere anlatmıştır-vahyetmiştir.

Açıp okuduğumuzda alenen görülüyorki bütün elçiler kutsal ve tertemiz(iyi) bir niyet ile vazifelerini ifa etmeye çalışmışlardır.Risaletin en başından en sonuna kadar baktığımızda niyetlerinde en ufak bir kayma,değişme,bulanma söz konusu değildir.Tüm olumsuzluklara rağmen yani zorlamalara ve zorlanmalara rağmen.

Açık bir şekilde görülen meselelerden biriside çoğunun toplum içerisinde tutum ve davranışlarından dolayı itibarlı ama mazlum konumda olmalarıdır.Ayrıca itibarlı olmalarının sebeplerinden biriside bazı elçilerin mevkice ve asaletçe önde olmaları sayılabilir.Sanıyorum Allah'a gerçekten görnülden inanan (Mevki sahibi de olsa),sadece inanmakla kalmayıp bunu bireysel ve sosyal alanda da pratiğe döken her insanın başına gelebilecek şeylerdir.

Bir elçi çıkıyor ben Allah'ın Peygamberiyim diyor.Niyeti ziyanda olan bu put ehli kavmi kaosun,bataklığın içinden çıkarmak ve böylece kendisinden başka hiçbir İlah olmayan Allah'ın dinine davet etmekti.Evvela Allah'a inanın,tartıyı eksik tutmayın,ırk ayrımı yapmayın,kölelerinize şefkatle yaklaşın,kadınlarınıza zulmetmeyin,cinsel sapkınlıklardan vazgeçin,kız çocuklarınızı diri diri gömmeyin,birbirinizi haksız yere öldürmeyin,içki içmeyin,hırsızlık yapmayın ve sizi Allah'a yaklaştıracak yollar arayın gibi benzer veya aynı hedefe matuf şeyler söylemişlerdir.Bunun karşılığında da hiç bir ücret istememişlerdir.Böyle bir niyete sahip olan insana nasıl zulüm ve baskı uygulanabilir? Uygulanmış.

İnananlar tarih boyunca hep azınlık konumunda oldukları için dolayısıyla maddeten,çevrece güçlü,kuvvetli zalim olan ve bunların bir takım avaneleri tarafından zulüm ve baskı altında kalmışlardır.

Bu güçlü durumlarını bu mubarek elçilerin karşısında bir baskı aracı olarak kullanmışlar ve onları davalarından,iyi niyetlerinden vazgeçirebilmek için ellerinden neler geliyorsa bir cahil cesareti edasıyla hiç çekinmeden yapmışlardır.Yalnız gözleri kör gözlerinin körlüğünü bile göremeyecek kadar kalpleri körlemiş bu aklı kıt zalimlerin herşeyi yokdan var etmiş olan Rabbul İzzetin varoluştan beri hep iyi niyetli kullarının yanında olduğu gerçeğini atlamalarıdır.Evet O c.c. ezelden ebede kadar hep bu iyi niyetli muhlis kullarının yanında olmuştur tüm azameti ile.Fakat o Allah c.c. kudretini ve kuvvetini bir anda kullanmamış meselenin gelişimini,sonucunu zamana yaymıştır,öyle uygun görmüştür ki sonradan gelecek olan kuşaklar bunları okusun,bilsin ibret ve örnek alsınlar.Ne güzelde hükmetmiş yaratan.

Okumayı hadi bir kenarda tutalım yüzüne bile bakıldığında iç dünyamıza huzur pınarlarından cömertce akıtan Kitabullah yani sözlerin en güzidesi,en gülü bir zaman olmasınki kendisine hayran bırakmasın hadimlerini,sevenlerini,müptelalarını.

İyi niyet diyordukya devam edelim.

Evet iyi niyet bazen mazlum,zayıf (maddeten) konumunda da olsa en kuvvetli ve kudretli zalim ve sisteminin karşısında önünde sonunda galip gelmiştir.Aslında galibiyetin sahibi de mağlubiyetin sahibi de Allah'dır.İstediğine istediği şekilde yenilgiyi de mağlubiyeti de tattırır.

İyi niyet ile kötü niyet insanlığın varoluşundan beri hep bir savaş halindedir.Hikmeti İlahidirki iyi niyet hep galip gelmiştir.Yani kötülük asla payidar kalmayacak,kalamayacaktır.

O kutlu elçilerin sahip oldukları o iyi niyetleri kendilerini sonunda felaha erdirmiştir.Okuyunca bunu rahat bir şekilde görebilirsiniz.İyi niyet bazen rahmet-i ilahi gereği gazab-ı İlahiyi celbedebilir ve kötü niyetli olan kişilerin kafasına bir balyoz gibi inebilir.Ama kötü niyet hiç bir zaman Rahmet-i İlahiyi celp edip gazab-ı ilahiyi üzerinden savamaz.Niyeti kötü olan kişiler bugün muzaffer gibi görünselerde bu muzafferiyete ait oyalama görüntüleri aslında bir süre sonraki gelecek olan gazab-ı ilahinin tabiri caiz olursa ayak sesleri olabilir-olur.Hep öylede olagelmiştir.

Yani Kur'an bize şunu söylüyor.

Ey Allah'ın kulları bir meselede başınıza en üzücü şeylerde gelse sakın ye'se kapılmayın ve sabredin.Çünkü eğerki niyetiniz iyi ise muhakkak sonunda kazanacak,galip gelecek olan sizsiniz.Allah iyi niyet ister ve bunu içinde taşıyan kimse yanında O'nu bulur.

O zalimlerin veya kötü niyetli insanların size kötü niyetli demesine aldırış etmeyin.Bakın elçilerede öyle demişlerdi.Size öyle dediklerinde şahit olarak olarak Allah bana yeter,gören ve gözeten olarak Allah bana yeter deyin.O sizin hanginizin daha iyi niyetli olduğunu çok çok iyi biliyor.Yeterki iyi niyetteki ölçünüz,ölçümüz Kur'an ve sünnet olsun.

İç dünyamızda Kur'an ve sünnet ışığı altında iyi niyet taşımamız dilekleri ile.

Selman Kartal
Post Reply

Return to “Kritik Analitik Düşünce ve Kişisel Gelişim”