Hocamızdan Yüzme Ve Atıcılık Hakkında

M. Es'ad Efendi hakkında bilgiler, hatıralar, vs.
Post Reply
erhan3471
Posts: 72
Joined: 15 Nov 2007, 13:07
Kan Grubu: A (+)

Hocamızdan Yüzme Ve Atıcılık Hakkında

Post by erhan3471 »

YÜZMENİN ÖĞRENİLMESİ :

EVLADIN HAKKI :

( Ve en yuallimehul kitâbete ves sibâhate ver rimâyete )

Evlâdın hakkıdır , çocuğun babası şunları da öğretecek :

( Ves sibâhate ) Yüzmeyi öğretecek. Sonra ( Ver rimâyete ) atıcılığı öğretin !

Çocuk nişancı olsun. Atıcılık , ok zamanında ok atmaktı , mızrak zamanında mızrak atmaktı , cirit zamanında cirit atmaktı...

Peygamber Efendimiz hadîs-i şerifinde , " Evlatlarınıza yazmayı , yüzmeyi , ok atmayı ,
silah kullanmayı öğretin." Buyurmuştur .

YÜZMEYİ ÖĞRETİN NE DEMEK ? :

( Ves sibâhate ) Yüzmeyi öğretecek. Çöl¬lerde mi yüzecek ? Yüzmeyi öğretin ne demek ?

Peygamber Efendimizin mûcizâtından , ümmet-i Muhammedin denizler ötelerini f ethe¬deceğini , denizlerde İslâm'ın bayrağının dalgalanacağını gösteren bir işaret.

Çocuklarınıza yüzmeyi de öğretin.

Şimdi düşünün dinimizin ne kadar ileri görüşlü olduğunu ve Peygamber
Efendimizin bize ne kadar güzel tavsiyelerde bulunduğunu görün !

İLERİYE DÖNÜK :

Suudi Arabistan da yüzmeye ne ihtiyaç var ?

Ama " Çocuklarınıza yüzmeyi öğretin ! " diyor.

Yâni Endonezya olsa anlarız , binlerce adadan müteşekkil...

Ama orada diyor ki :
" Çocuğunuza okuma yazma öğretin , yüzmeyi öğretin ! " İleriye dönük...

Müslümanların nasıl böyle ileri görüşlü olduğunu , nasıl ileriye göre yetiştirildiklerini gösteriyor.

Denizde yüzmeyi öğrenmek , kayık , yelken... kullamayı becermek , su altını tanımak ,
dağları , dereleri , ormanları , tarihi ve tabiî güzellikleri görmek , eş , dost , akraba ve hemşehrileri ziyaret etmek... elbette Müslümanların da hakkı... ama bu imkânlar onlar
için bir hayli kısıtlı...

Denize önem vermiş . Biz de denize önem vermeliyiz.

Denizler dünyanın kaçta kaçını kaplıyormuş ? Beşte dördünü mü ?
Yani , büyük bir miktar , Rakamları unuttum ama , daha denizlerin servetleri yağmalanmamış durumda.

Denizlerin üstleri , dağlar , kıt’alarla kaplı ama kim bilir denizlerin altında
ne servetler var ?

Kendi kıyılarımızın servetlerini kaptırıyoruz başkalarına . Gemiler batmış , dalgıçlar
dalıyor , gemileri buluyorlar , içindekileri çıkarıyorlar , tarihî eser diye götürüyorlar.

Daha bizim denizcilikten haberimiz bile yok.

Bakın burada yüzme bir mecburi ders , her öğrenciye öğretiliyor, ikmale kalıyor ,
sınıfta kalıyor. Onun için bunları da öğreneceğiz , öğrenmemiz gereken bilgiler.

Bu bilgileri Allah rızası için öğrenince , bunlarda da sevap var.

Bunlar sevapsız değil yani , bunlarda da sevap var.

DENİZ SAVAŞLARININ SEVABI , KARA CİHADLARININ İKİ KATIDIR :

Dinimizde bir entrasan nokta daha var . Deniz şehitlerinin mükâfatı daha büyüktür.

Deniz savaşlarının sevabı , kara cihadlarının iki katıdır ; sevabı daha fazladır .

Deniz şehidinin mertebesi kara şehidinden daha üstündür.

Karada yapılan savaşta şehit olanla , denizde yapılan savaşta şehit olan arasında fark
var ve denizde şehit olanın sevabı iki misli .


DENİZCİLİĞE ÖNEM VERMESİ :

Bu teşvik Müslümanların , denizlere açılması , denizciliğe önem vermesi , denizleri ihmal etmemesi , denizlerin tehlikelerinden korkmaması gerektiğini gösteren bir işaret . İki misli .

Bir atasözü var : “ Yatan arslandan , gezen tilki daha yeğdir ” derler .

Yani , hareketin , gezmenin , araştırmanın , çalışmanın mükâfatını görmüş oluyorlar .

Bilimsel araştırmanın mükâfatı çok büyük .

Keşke Müslümanlar denize çok önem verselerdi de kara kuvvetlerinden çok daha fazla ve çok daha güçlü deniz kuvvetleri olsaydı…

Denizciliğe dinimiz önem vermiş ama Müslümanlar işaretleri anlamamışlar .

Hadisi okuyunca hadisten işareti alınca ona göre sevabı daha çok olan şeye koşturması , gayret etmesi lazım .

İHMAL EDİLEN DÜNYA BİLGİSİ :

Amma bugün artık acı tecrübelerle çok iyi biliyoruz ki , ihmal edilen dünya bilgisi de , Müslümanlara bir ahiret azabı sebebi olabiliyor !

Bir Müslüman ülkenin felaketine sebep oluyor , düşman karşısın da hezimetine sebep
oluyor ; yıkılmasına , ezilmesine , zulme uğramasına sebep oluyor.

Zalimler , sonunda Müslümanlara baskı yaparak , ters telkinler yaparak , cebri dinsiz eğitim yaparak nesilleri dinden , imandan uzaklaştırabiliyor.

ASRIN İLİMLERİ / DÜNYEVİ İLİMLERİN ÖĞRENİLMESİ :

Dinimize göre öğrenilecek başka dünyevi şeyler de var.

Meselâ Efendimiz çocuklara , büyüklere yüzmeyi , atıcılığı öğretmeyi , Arapçayı güzel konuşmayı , ferâiz ( miras taksimi ) ilmini , ensab ( soy sop , sülale ) ilmini ( akrabalar
bilinsin aransın , kollansın diye ) nücum ( yıldızlar ) ilmini ( karada , deniz de yön tayini yapılabilsin diye ) tavsiye buyurmuş.

9 ) ATICILIĞIN ÖĞRENİLMESİ :

Sonra ( Ver rimâyete ) atıcılığı öğretin !

Çocuk nişancı olsun. Atıcılık , ok zamanın da ok atmaktı , mızrak zamanın da mızrak atmaktı , cirit zamanın da cirit atmaktı...

ZAMANI GEÇTİ :

Tabii şimdi ciritin zamanı geçti , atın zamanı geçti , okun zaman geçti. En sevdiğimiz Resulullaha uyup, dinimizin emirlerine göre , yani en çok sevap kazanılacak şey neyse , ona göre yapmağa çalışmamız lâzım. Bu bir ana fikir olarak hatırınızda olsun !
ATICILIĞI ve KUR'ANI ÖĞRENİN ! :

Peygamber Efendimiz bir başka hadis-i şerifte ; Ebû Sâid Hazretlerinden Deylemî'nin rivâyet ettiği hadis-i şerif :

( Teallemû ) " Öğrenin ! " Birinci de yakîni öğrenin , şeksiz inanmayı öğrenin demişti ,
burada yine öğrenin diyor.

NEYİ ÖĞRENECEĞİZ ? :

( Teallemür - remye vel - kur'ân ) " Atıcılığı , silah atıcılığını ve Kur'an - ı Kerimi öğrenin ! "

Bakın birisi Kur'an-ı Kerim öğrenmek , âhirete âit bir şey. Yâni insan Kur'anı öğrendi mi âhireti kurtulur. Tabii , Kur'an-ı Kerimin içindeki hükümler sadece âhirete âit değil , dünyaya âit hükümler de var.

Kur'an-ı Kerim de dünyaya âit işler de var. Yâni , " İçki içme , zina etme , hırsızlık yapma , cana kıyma ! " gibi E , Bunlar büyük günahlar diye sıralamış.

Zaten İslâm bunlardan korumak için gayret gösteriyor , emirleri bu.

Ama Kur'an-ı Kerim de âhirete âit emirler de var , bilgiler de var.

Kur'an-ı Kerimi öğrenmek dinî bir görev... Bunu öğrenin diyor.

Ama ondan önce Peygamber Efendimiz hadis-i şerifin de bir söz söylemiş ( Te'allemür - remye vel - kur'ân ) Kur'an - ı Kerimi öğrenmekten önce söylediği söz remy...

Remy atmak , silah atmak demek... Yâni " Kur'an ile beraber silah atmayı da öğrenin ! " buyuruyor.

Herkes Kur'an-ı Kerimi öğrenmek ister, her mü'min Kur'an-ı Kerimi öğrenmek ister.
Bu onun ilk vazifesi , Peygamber Efendimizin çok tavsiye buyurduğu bir husus ama , ondan evvel " Atıcılığı öğrenin ! " diyor.

HEM DÜNYA HEM AHİRET DİNİ :

Bu da İslam’ın hem madde hem mânâ dini olduğunu , hem dünya hem âhiret
dini olduğunu gösteren bir misâl...

Peygamber Efendimiz , " Silah atmayı da öğrenin ! " diyor.
Hattâ , " Çocuklarınıza da öğretin ! " diye de başka hadis-i şerifler var.
Demek ki silah atmayı da öğrenecek Müslüman .

NEDEN SİLAH ATMAK ? :

Pekiyi Peygamber SAS silah atmayı niye mü'minlere tavsiye buyuruyor ?

Çünkü cihad da atıcılık önemli bir rol oynar.



CİHAD NİÇİN VAR ? :

Pekiyi cihad niçin var olmuş , farz olmuş , niye cihad ediyor insanlar.
Yâni sülh- ü sukûn içinde yaşamak varken insanlar niye cihad ediyorlar ?

Tamam cihad etmeyelim kabul , biz sulhu seviyoruz.

( Ves - sulhu hayrun ) " Sulh anlaşma , barışma daha iyidir." Daimâ selâmet ,
sükûnet , kimseyi üzmemek , incitmemek esastır.

Pekiyi ya düşman saldırırsa ne yapacaksın ?

Senin ülkene düşman saldırdı. Niye askerlik var , niye Millî Savunma Bakanlığı var ,
niye ordumuz var , niye tarih boyunca hep olmuş ?

Niye her milletin iç âsayişini sağlamak için âsayiş kuvvetleri olmuş , dış emniyetini sağlamak için ordusu olmuş ? Bir tabiî ihtiyaç olduğu için...

Hattâ canlılar âlemine baktığımız zaman , onlar da bile kendilerini savunacak cihazlarla cihazlandıklarını görüyoruz. Yâni her hayvanın yaşadığı ortamda kendi hayatını koruması ve kendisini savunması için Allah ona bir takım silahlar vermiş.

Kimisine pençe vermiş , kimisine iğne vermiş , kimisine boynuz vermiş , kimisine diş vermiş , kimisine kanat vermiş , kimisine zehir vermiş...

Bunların her birisi kendisini savunmak için birer silah...

CİHAD LAZIM :

Demek ki yaşamak için , hayatını savunmak ihtiyacı olduğundan , bu olacak.

Onun için cihadı kimse kötüleyemez.

Cihad lâzım ! Neden ?

Yaşamak için ; hayatımızı , yurdumuzu , kendimizi savunmamız için...

Cihad için de Cihad’a hazırlanmak gerekiyor. Onun için de Cihadın her türlü alet ve edevâtını hazırlamakla beraber , o alet ve edevatın kullanılmasını da öğrenin diye , Efendimiz Kur'an-ı Kerimin öğrenilmesinden önce onu koymuş .

ÖNCE ATICILIK ÖĞRENİLECEK :

( Teallemür - remye vel- kur'ân ) " Atıcılığı öğrenin ve Kur'anı öğrenin ! " buyurmuş .
Önce Kur'anı söylememiş , atıcılığı söylemiş.

Çünkü hürriyet olmayınca , düşman geldiği zaman , düşman saldırınca , insanın
Kur'an okuması da mümkün olmuyor.




HANIMLARIMIZ SİLAH KULLANMAYI DA ÖĞRENECEKLER :

Tabiî bu atıcılık öğrenilecek , bu şart . Buna herkesin memnun ve müteşekkir olması lâzım.

Hanımlarımız Silah kullanmayı da öğrenecekler !....

Silahı görünce , silah patladığı zaman , “ Ay , kulaklarım ! ” deyip , silahı yere atmayacak…

Silah bir de yer de patlayıp , kendisini yaralamayacak… Alışkın olacak .

Kadınların ve çocukların da savaşa hazırlanması lazım.

Başka çaresi yok. Çocuklar da öğrenecek.

Büluğ çağına ermiş çocuk da ne yapacağını , nasıl davranacağını bilecek….
Bunları öğretmek zorundayız.

NEYİ ATACAĞIZ ? :

Tabiî atıcılığı öğrenecek , neyi atacağız meselesi geliyor.

İsrail de zavallı çocuklar taş atıyorlar veya ellerinde şişeler varsa içine biraz yakıt koyabilmişlerse onu atıyorlar. Ama öbür taraf çok daha güçlü silahlarla saldırıyor .

Ne atacağız ?

Yâni düşmanın silahı kadar silah edinmediği zaman bir Müslüman esaret altına düşüyor.

İYİ SİLAHLAR YAPMAYI ÖĞRENCECEKSİN :

Demek ki atacağız , atıcılığı öğreneceğiz , iyi silahlar yapmayı da öğreneceğiz.

Yâni silahın en iyisini yapmazsan , caydırıcı silahları yapamazsan , o zaman senin taş atmakla olan kahramanlığın sonuç vermiyor , zâlim zulmünü devam ettiriyor .

Demek ki atışı öğrenirken hem nişan alıp vurmayı öğrenmek , hem de atılacak şey nelerse onların yapılmasını da öğrenmek her halde bahis konusu oluyor.

Silah sanayi oluyor , silah sanayin de en iyi usullerin , teknolojinin öğrenilmesi ,
yenilerinin bulunması söz konusu oluyor.

Evet , " Atıcılığı öğrenin , atılacak şeylerin en güzelini yapmayı öğrenin !
En üstün silahları yapmayı , onları en iyi kullanmayı öğrenin ! Kur'an - ı Kerimi de
öğrenin ! " diye Peygamber SAS emrediyor .





EN MODERN SİLAHLARI HAZIRLAMALIYIZ :

Devlet , ordu ve halk olarak en modern silahlarla en gelişmiş elektronik cihazlarla hücum planlarını yapmalı , hazırlıkları geliştirmeliyiz.

İslamiyetin selameti ve tüm İslam aleminin bekası bizim bu kalemizin savunmasına bağlıdır.

Her yönden var gücümüzle techizatlanmalıyız ; detayı , ilim ve teknik , birlik ve beraberlik , araştırma ve meşveret , ihlâs ve gayret ortaya çıkaracak.

Ölümden korkmayarak , dünyalığı sevmeyerek , dünyalığı Allah’ın dinine hizmete tahsis ederek , aklın gerektirdiği her türlü çalışmayı yaparak oluyor işler.

Gücünüzün ve cesaretinizin , güçlüklerin üstesinden gelmeye yeterli olduğunu kabul edin.

HEM DÜNYA HEM AHİRET ADAMI OLUN :

Devam ediyor hadis -i şerif burada durmuyor. Buradan tabi bir şeyi çok büyük
takdirle gözlüyoruz , hayran kalıyoruz.

Peygamber Efendimiz hem bize âhiret adamı olmayı emrediyor , hem de dünya da
sağlam bir dünya adamı olmayı emrediyor.

Yâni pısırık , ezilen , horlanan , zelil , âciz , nâçiz insanlar olmamamızı , gayretli olmamızı tavsiye ediyor. İslâm dini insanın hem dinini , hem dünyasını kurtarıyor.

Hem dinine , hem dünyasına hitab ediyor , hem âhiretine hitab ediyor.
Bu çok önemli bir husus...

Her yönünden mükemmel , eksiksiz bir din olduğunu müşahede ediyoruz , hayran kalıyoruz.

10 ) SPOR ve MÜCADELE SANATI / YAKIN SAVUNMA SPORLARI :

Demek ki, çocuğumuza epeyce bilgiler vermemiz gerekiyormuş , spor da yaptırmamız gerekiyormuş .

Biraz mücadele sanatını da öğretmemiz gerekiyormuş. Çünkü atıcılık biraz karşılıklı mücadele , silah kullanma demektir. Karate , tekvando ve yakın savunma sporları dahil hepsini öğrenmeli. Kadınların ve çocukların bile savaşa hazırlanması lazım.

Bizim hanımlarımızın koşması bile yoktur. Savaş olsa bir yerden bir yere gidemez bile ! Tıkanır . Şurada merdivenlerden hızlı çıktığım zaman , ben bile tıkanıyorum.

İmamlığa geçtiğim zaman , ayetin sonuna kadar nefesimle tamamlayamıyorum.
Bu idmansızlıkla olmaz. Ama , kadınımız da nefesinin açılması için , kilosunun atılması
için , koşabilmesi için , şunun için bunun için yetiştirilmeli .

Evde hanım hanım duruyor ama , şimdi artık karete , tekvando , yakın savunma sporları dahil hepsini öğrenmeli . Bunları öğretmek zorundayız , bedenen yetiştireceğiz. Bedenen kabiliyetli olacaklar , fikren cesur olacaklar.
maneviyat

Re: Hocamızdan Yüzme Ve Atıcılık Hakkında

Post by maneviyat »

Bu bilgiler bizi biraz daha hızlandırmaya vesile oldu oğlum 9 yaşında bu yıl başlattık yüzme eğitimine çok pişmanım 3 yıl önce başlasaydı şuan daha iyi bir yüzücü olabilirdi diye düşünüyorum ve bu yüzme kursunu uzun yıllar nasipse inşallah devam ettirmeyi düşünüyorum aldırdığımız eğitimdede profesyonel olsun istiyorum tabi ikinci sıradada atıcılık ve tavsiye edilen karate, tekvando sporları var inşallah :)
Leyla Hanne
Posts: 1395
Joined: 22 Nov 2007, 21:24

Re: Hocamızdan Yüzme Ve Atıcılık Hakkında

Post by Leyla Hanne »

gülesevda wrote:Bu bilgiler bizi biraz daha hızlandırmaya vesile oldu oğlum 9 yaşında bu yıl başlattık yüzme eğitimine çok pişmanım 3 yıl önce başlasaydı şuan daha iyi bir yüzücü olabilirdi diye düşünüyorum ve bu yüzme kursunu uzun yıllar nasipse inşallah devam ettirmeyi düşünüyorum aldırdığımız eğitimdede profesyonel olsun istiyorum tabi ikinci sıradada atıcılık ve tavsiye edilen karate, tekvando sporları var inşallah :)
Geç olsun ablacım hem o kadar geç değil ya neyse. :) İnşallah devam eder(ki edeceğine %99 eminim. :lol: )

Karate ve tekvandoda nasi olur inşallah. Bizim burada yıllar önce topluca ihvandan aileler çocuklarını tekvandoya yollamıştı özellikle erkek çocukları kendilerini korumasını bilsinler diye. Verimli olmuştu onlar için, sizin içinde öyle olur inşallah. :)
Post Reply

Return to “Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Rh.A”