Ferda'nın Vakit paniği!

[halil]

Kimi çevrelerin Vakit gazetesine duydukları derin nefretin sebebi bir bir ortaya çıkıyor.



Murat ALAN'ın haberi...

Maya dergisi sahibi Ünal Yaltırık'ın Ergenekon sanığı Emekli Org. Şener Eruygur'u büyük bir panikle arayarak “Vakit'i okudun mu? Vakit bilhassa siz ve ben olmak üzere hepimizin ipliğini pazara çıkarmış” şeklindeki itirafından sonra, Anayasa Mahkemesi Üyesi Osman Paksüt'ün eşi Ferda Paksüt'ün de Vakit'in araştırmacı gazeteciliğinden büyük rahatsızlık duyup panik yaşadığı ortaya çıktı.

ARSEVEN'İN DÜĞÜMÜ ÇÖZDÜĞÜNÜ ÖĞRENİNCE...
AK Parti'ye kapatma davası açıldığı sırada Vakit Gazetesi Ankara Temsilcisi Serdar Arseven'in Anayasa Mahkemesi Üyesi Osman Paksüt'ün eşi Ferda Paksüt'ün bir anket şirketinde yönetim kurulu üyesi olduğunu ortaya çıkarması, Ferda Paksüt'ü büyük bir paniğe sevkettiği, Bayan Paksüt'ün acilen eşi Osman Paksüt dahil birçok kişiyi aradığı Ergenekon İddianamesi ek delil klasöründe yer alan iletişim tespit tutanaklarıyla belgelendi.
Ferda Paksüt'ün Ankara Temsilcimiz Serdar Arseven'in kendisinin çalıştığı şirketi bildiğini öğrenince acilen şirket sekreterini arayarak “Kezban çok büyük bir hata yaptın, o tabelayı bir söktürsene acilen, yönetim kurulundaki tabelayı söktür” dediği, sekreter Kezban'ın ise kendisini temize çıkarmak için “Hayır Vakit gazetesinden Serdar Arseven dedi ki; Ferda Hanım orada Yönetim Kurulu üyesi olarak mı çalışıyor, ben de hayır tanımıyorum kendisini dedim. Adama burada olduğunuzu söylemedim bile” şeklinde konuştuğu belirtildi.
Ferda Paksüt'ün Vakit paniğinin delil klasörlerinde şöyle yer aldığı öğrenildi:
Ferda Paksüt: Kezban! Çok büyük bir hata yaptın
Kezban: Şey bu...
Ferda Paksüt: Çok büyük bir hata yaptın Kezban.
Kezban: Ben mi?
Kezban: Hayır ben bu Vakit gazetesinin adamının adı neydi, Serdar Arseven, bu adam dedi ki Ferda Hanım orada yönetim kurulu üyesi mi? Hayır siz kimsiniz dedim… Bilgi vermek amaçlı cep telefonunuzu falan kesinlikle ben vermedim. Yalnız ben adama burada olduğunuzu bile...
Ferda Paksüt: Belma geldi mi Belma?..
Kezban: Henüz gelmedi...
Ferda Paksüt: O TABELAYI Bİ SÖKTÜRSENE ACELE, YÖNETİM KURULUNDAKİ TABELAYI SÖKTÜRSENE!
Kezban: tamam bir de şey, bu adam burayı direkt aramış, faks numarası mı ben bir faks gönderecem filan dedi. Ben de böyle birisi yok ama siz kimi arıyorsunuz diye cep telefonunu, ismini aldım, sizi arıyorlar diye Vakit gazetesindenmiş efendim...
Ferda Paksüt: Tamam hepsi arıyor, peşimdeler, hepsi peşimdeler...
(…)
Ferda Paksüt: Ben sana döneceğim...

“TAMAM O ZAMAN İSTİFA ETTİM”
Bir gecede isminin Yönetim Kurulu Üyesi olarak geçtiği tabelayı söktüren bayan Paksüt'ün bununla da yetinmeyerek şirkette görevli Belma isimli bir başka kişiyi de aradığı ve bu kişiye de geçmişe dönük istifa etmenin yöntemlerini sorduğu öğrenildi. Paksüt'ün o sırada başka bir telefondan da Anayasa Mahkemesi Üyesi olan eşi Osman Paksüt'ü arayarak basına sızmasına engel olmasını istediği ortaya çıktı.
Ferda Paksüt'ün Belma isimli şirket görevlisi ile görüşmesinin ayrıntıları şöyle:
Belma: Alo...
Ferda Paksüt: Belma neredesin?
Belma: Kuafördeyim...
Ferda Paksüt: Belma dün akşam itibariyle istifa etmiş oluyorum.
Belma: Ha ne oldu?!
Ferda Paksüt: Şimdi bu istifa prosedürü nasıldır canım?
Belma: Siz istifanızı vereceksiniz, ne oldu ki?..
Ferda Paksüt: Sonra anlatırım...
Belma: Sizin istifa etmeniz gerekiyor?
Ferda Paksüt: Tamam yani ettim?
Belma: Bir şey mi oldu?
Ferda Paksüt: Çok şey oldu... Kezban gaf yapmış. Kezban'ı aramışlar, nerede demişler, şimdi yok demiş güya...
Belma: Allah Allah, ben Kezban'ı arayıp sorayım...
Ferda Paksüt: Yok, Kezban aradı, Kezban da diyor ki… Bunlar Allah kahretsin (O anda başka bir telefondaki görüşmesinde: Efendim bi bana bağlar mısın Osman'ı diyor) Tamam Belma sana dönüyorum tamam mı...
Belma: Tamam bekliyorum ben...
Ferda Paksüt: Ben istifa ettim, tamam mı ba bay...

VAKİT