İslam Anlayışımız

Başta hocaefendilerimiz olmak üzere büyük zatların tasavvuf tanımları, tasavvufun inceliğine dair yazılar, vs...
Post Reply
mstf
Posts: 185
Joined: 30 Nov 2007, 16:43
Kan Grubu: A (+)

İslam Anlayışımız

Post by mstf »

İslam, Hayat Tarzımız Ve Dünya Görüşümüzdür. İslam, Fert Ve Millet, Hükümet Ve Devlet, Medeniyet Ve Tüm İnsaniyet İçin Çok Gereklidir

Prof. Dr. Mahmud Es'ad Coşan

İslam ütopya veya faraziye, hayal veya nazariye değildir; İslam hayat nizamıdır, aklın delili, kalbin cilası ve ruhun gıdasıdır. İlminle amil ol, öğrendiğin İslam'ı yaşa, şahsi hayatındaki ikilikleri, tezatları kaldır, kendini ruhen ve bedenen, kalben ve ahlaken düzene sok! Her şeyin İslamca olsun: Görünüşün, düşünüşün, davranışın, yaşayışın, tercihin, sevmen veya kızman, desteklemen veya engellemen, emrin veya nehyin, konuşman veya susman imanî bir hakikate dayansın. Ulvi bir gayeye yönelik olsun. Aktif ve enerjik Müslüman ol!

İslam'ı Anla Ve Yaşa; İslam Mayıs 86

İslam, sadece namaz, oruç, hac, zekât değildir; sadece sakal, sarık, cübbe değildir; sadece başörtüsü, çarşaf, saye, harmani, peçe, şalvar değildir; sadece savaş, kılıç, kalkan değildir; İslam tek yönlü, sığ, tek, yeknesak, monoton, bir atımlık, göstermelik gayret değildir…

Bilakis, İslam özge ve yüce bir yaşam biçimidir, bir ömür boyu daimidir, bir pırlantanın çeşitli yüzleri gibi yönleri vardır, binbir ışık cümbüşüdür, rengârenk güzel davranışlar ve edepler manzumesidir, sayısız zevkli görevler bütünüdür, çok yararlı buyruklar, çok hikmetli yasaklar ve kurallar getirmiştir; eksiksiz bunların hepsini uygulamak lazım; sağlık, ruha huzur, kalbe itminan, eve mutluluk, topluma dirlik ve düzen ancak böylece kazandırılabilir.

İslam sadece zahiri ve şekli emirler vermekle yetinmez, aynı zamanda deruni ve kalbi, sıcak ve samimi kurallar da koyar. Maksat ve niyete çok büyük önem ve değer verir, kalp temizliğini, çok büyük mükâfatlarla karşılar.

Ahlak Ve Hizmet İçin Seferberlik; Kadın Ve Aile Eylül 90

İslâm; ferde, aileye, cemiyete, millete, orduya, askere, siyasete, devlete, hazineye, iktisada, ticarete, medeniyete, ilme, irfana, rahata, çağdaşlaşmaya, gelişmeye, ilerlemeye, yükselmeye, medeniyet yarışında kazanmaya, başarıya, Türkiye'mize, hatta diğer devletlere ve tüm insaniyete çok lüzumlu, çok gerekli, çok yararlıdır. Hem dünya için, hem de ahiret bakımından... Hem onların kendileri için, hem çocukları, hem istikballeri için...

İslam, Fert Ve Millet, Hükümet Ve Devlet, Hatta Medeniyet Ve Tüm İnsaniyet İçin Çok Lüzumlu Ve Çok Gereklidir!;İslâm, Mayıs '97

İzzet ve itibar tamamıyla Allahu Teala’nın: O'nun ihsan ve ikramıyla da, Rasulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem'in ve mümin-i muvahhid kullarınındır. İslam tam ve mükemmel, en faydalı ve en güzel nizam olduğundan Müslümanların başka batıl din ve inançlara, yabancı örf ve adetlere asla itibarı ve ihtiyacı yoktur; o, gayri kimseyi taklit etmez, başka hiçbir sisteme tabi olmaz, sadece Allah'ın nurlu yolunda yürür; Kur'an-ı Kerim’in, Sünnet-i Seniyye-i Nebeviyyenin, Şeriat-ı Ğarra-yı Muhammediyye'nin emir, yasak ve ölçülerine uyar; tüm hayatını, pak dininin, yüce imanının, asil vicdanının, akl-ı seliminin, ilim ve irfanının gösterdiği yönde geçirir; ruhen rahat, kalben mutmain, bedenen sağlıklı, ailece mutlu, toplumca muhabbetli ve kuvvetli olur; izzetli, onurlu, şerefli, sevaplı yaşar.

İslam muazzam bir inkılâptır; yeryüzünde küfrün, şirkin, şeytana, puta, nefse, maddeye, menfaate, zevke masivaya tapmanın belini kırmış, batılın ve tağutların köklerini koparmış atmıştır.

İslam, değil sadece batılı, kendinden önceki hak ve meşru semavi dinleri dahi nesh ve fesh etmiş; eski ve muharref ilahi kitapları bile hükümden ve yürürlükten kaldırmıştır. Artık devir devr-i münevver-i Muhammedi'dir, tüm insanlar İslam'a gelmeğe mecbur, Hz. Peygamber efendimize uymağa memurdur.

Dinimiz bize açıkça, Allah'ın lanet ve gazabına uğramış Yahudilerin hak din ve imandan sapıtan Hıristiyanların yoluna gitmemeyi; bil-akis Allah'ın, lütfuna erdirdiği, sevdiği ve razı olduğu muttaki kullar yolunda yürümeyi emr eder. Peygamberimiz sadece örf ve adette değil ibadet şekil ve zamanlarında dahi Yahudi ve Hıristiyanlara benzememeyi, onlardan farklı davranmayı, böylece İslam'ın izzet ve istiklalini, özel şahsiyet ve asil mahiyetini daima, her yerde her vesile ile vurgulamayı tavsiye buyurur.

Yüce Peygamberimiz hal-i hayatında tüm Cahiliyle devri adet ve ananelerini birer birer ortadan kaldırmış, yerine Sünnet-i Seniyyesi ile detaylanan muhteşem İslam kültürünü vaaz ve ikame eylemiştir. Bunun giyimde, tıraşta, nikâhta, ailede, yeme-içmede, çarşı-pazarda, toplum hayatında, ekonomik faaliyetlerde... sayısız misalleri vardır.

Kâfirlerin Batıl İşlerini Taklid Etmeyin!; Kadın Ve Aile Aralık 91

Dünya İslam'a geliyor, hem de en kaliteli şahsiyetlerin önderliğinde! Çağın fikir liderliğini yapan Batı'da, akıl ve vicdan sahibi mütefekkirler, Kilise'ye ve kurulu iktisadi ve içtimai düzene baş kaldırmış; kapitalizmden kaçıp sosyalizme, hatta Komünizme; batıl dinden kaçıp inkâra ve dinsizliğe düşmüş ama yine tatmin olmamış, köklü bir ahlak ve maneviyat olmadan, yani Cenab-ı Hakk'ın pak dini İslam olmadan, insanlığın dertlerine deva bulunamayacağını yavaş yavaş kavramağa başlamıştır.

Bize gelince; kültür politikamız hala, köhneye ve çöken Batı'nın, tek yanlı, hilekâr, göz boyayıcı, sömürücü sağ veya sol ideolojilerine bağlı. Hala kendi özümüze dönemedik, aslımızı inkârdan vaz geçemedik. Eğitim ve öğretimimizde aziz dinimize, şanlı mazimize ve olgun kültürümüze ters tatbikatlar câri.

Ülkemizin ne tam Batılılar gibi insan haklarına saygıyı öğrenebilmiş, ne de özüne bağlı olarak Doğulu ve milli kalabilmiş olan yarı-münevverleri insafa gelip artık şu hakikatleri kabul etmezler mi?

İslam, devrini tamamlamış, tükenmiş, tarihe gömülmüş, çağ dışı bir çöl kanunu ve köhne bir inanç sistemi değildir.

Bilakis, kendine tutunanları bataklıktan çekip çıkaran bir kurtuluş ipi; dipdiri, pırıl pırıl, çağlar üstü bir hayat nizamı; söndürmek için üflendikçe kuvvetlenen bir alev bir ilahi aşk ve sevk membaı, cana can katan bir âb-ı hayat pınarıdır.

Milli ve dini, ruhi ve bedeni, maddi ve manevi, ferdi ve içtimai, dünyevi ve uhrevi kurtuluş ve yükselişimiz İslam’dadır. Bunu daima söylüyorduk, şimdi dış dünya da bizi teyit ediyor.

Batıda İslam Lehine Yeni Gelişmeler; İslam Şubat 84

Batıl yollar çoktur ama tek çıkar yol İSLAM'dır.

Yeni Yılda Yeniden İslam'a; İslam Ocak 89

İslâm, akla, mantığa, bilime uygundur; insanın varlığına değer, ruh ve beden sağlığına önem veriyor; Batı'da yeni yeni ulaşılmış temel hak ve hürriyetleri asırlarca önceden belirtmiş ve benimsemiş; fert ve toplum hayatı için fevkalade faydalı hükümler ihtiva ediyor; tüm insanları kendine muhatap alıyor, ilahî bir kitapta onları uyarıyor, inananları kardeş görüyor; kadın-erkek, siyah-beyaz, zengin-fakir... insanları eşit olarak görüyor, imtiyazsız, sınıfsız, istismarsız, hür bir toplum öneriyor, İnsan oğlunun mahiyetine, Yaradan’ın varlık, birlik ve evsafına, âhiret hayatına dair çok değerli ve çok makbul bilgiler veriyor.

Din Ve İnancın Gerçeğini Bulmak; İlim Ve Sanat Ekim 89

İslâm dini, itikat ve ibadetleri emir ve yasakları ilmi ve ameli, teori ve pratiği ile bölünmez bir bütün; tam ve sağlam, olgun ve kâmil, muazzez bir ilahi nizamdır. Sayılan unsurların her biri diğerine bağlıdır, onu destekler ve tamamlar. Yani bu nizamın yürümesi, sistemin arızasız çalışması için tüm parçalarının tamam olması şarttır. Motorunda veya sair aktarma organlarında eksiklik olan bir otomobil hareket eder mi? Hastanın iyi olması için doktorun söylediği her türlü tedbirin ve ilâcın birlikte yürütülmesi ve söylenen müddetle kullanılması şart değildir midir?

Bazı Müslümanların iyi anlayamadığı mühim incelik burada: Sistemin sadece bazı parçasını alarak veya kısa bir zaman çalışarak sonuca varmağa, maksuda ermeğe çalışıyorlar. Sıkıntıların ve başarısızlıkların kaynağı budur. Kendileri, İslâm reçetesini devamlı ve doğru tatbik etmiyor, tavsiyelerin birçoğunu ihmal ediyor, ondan sonra da Allah'tan şifa bekliyor, çalışan ve kâmil Müslümanlara va'd edilen semere ve mükâfatları umuyorlar. Hâlbuki: Kem âlât ile kemâlât olmaz ki!

İslam’ı Doğru Anlamak Eksiksiz Ve Devamlı Yaşamak; İslam, Temmuz 1985

İslâm hoşgörü dini değildir. İslâm her şeyi hoş görmez. Aptal değil ki Müslümanlar... Hırsızlık hoş görülür mü, arsızlık hoş görülür mü, yüzsüzlük hoş görülür mü, riyâkârlık hoş görülür mü, ihlâssızlık hoş görülür mü, kibirlilik hoş görülür mü?.. Kötü şeyler hoş görülmez. Adamlar, "İslâm hoşgörü dinidir." deyip, "Benim edepsizliklerime karışma!" demek istiyor. Müslümanları pasifize etmek istiyor. Çalışmasın, çabalamasın, uğraşmasın, kimseye karışmasın istiyor. Açık açık gezecek, bikini ile yokini ile denize girecek, ayyaş içkisini içecek, kumarbaz kumarını oynayacak, bütün eğlence çarkları dönecek, İslâm hoşgörü dini olduğundan Müslümanlar hiç bunlara karışmayacak...

Afyon yutturmağa çalışıyorlar, İslâm müsamaha dini filân değildir. İslâm hakkı tutup kaldırmak dinidir, haktan yana olmak dinidir, batılla mücadele vermek dinidir! Küfürle, şirkle, batılla, yanlışla, günahla, haramla, haksızlıkla, zulümle mücadeledir İslâm!..

Zaten bazıları da oradan kötülemiyor mu? Bazıları da, "İslâm mücadele dinidir." diyor.

-E kardeşim, gel bakalım, sen "İslâm müsamaha dinidir." dedin, ötekisi de "İslâm savaş dinidir." diyor; hangisi doğru?..

Savaş dini doğru... İslâm'da insanın kendi nefsiyle savaş var, kötülüklerle savaş var, kâfirlerle savaş var, şeytanla savaş var...

Almanya'da bir levhaya tabanca şeklinde, pistol şeklinde besmele yazmışlar, duvara asmışlar. Alman makamları gelmiş, "Siz burada silah resmi asmışsınız, savaş telkini yapıyorsunuz." demişler, ceza yazmışlar...

Hiç hakları yok! Çünkü onların tâbi olduğu Hıristiyanlıkta da şeytanla savaş var. Bu besmele şeytanla savaş, nefisle savaş, günahla savaş, haramla savaş... Ama ondan ceza yazmışlar, bizimkiler de kendilerini savunamamış. Cahil oldu mu savunamaz. Cahilin kafasına vururlar, ağzından lokmasını alırlar. Neden?.. Cahil... Cahillik kadar büyük ayıp olmaz. Aklı başında olsa, savunacak kendisini...

İslâm savaş dini diyenlere diyecek ki: "Siz yüzyıllarca haçlı seferleri yapıp ne diye geldiniz İngilterelerden, Fransalardan Ortadoğu'ya... Siz barış diniydiniz de niye geldiniz buralara?.."

Müslüman çocukları pişirmişler, yemişler de, komutan demiş ki: "Bayağı da tatlı oluyor insan eti." demiş. Papaz yazıyor hatıralarında, günlüğünde yazıyor. Bizim bu Anadolu'da Müslüman çocuklarını körpe körpe yemişler, bayağı da tatlı oluyor demişler. O savaşlara iştirak etmiş papaz yazıyor, ben söylemiyorum.

"Niye böyle yaptınız?" diyeceksin. Yâni gözünü açacaksın, hakîkati kendin arayıp bulacaksın.

İslâm demokrasi... İslâm demokrasi de değildir. Demokraside herkese hürriyet var, İslâm'da herkese hürriyet yoktur. Kötülüğe hürriyet yoktur. Meselâ içki yasaktır. Demokraside içki serbest... İmâli de serbest, satması da serbest, sunması da serbest, içmesi de serbest...

İslâm'da serbest mi?.. Yasak... Demek ki öyle demokrasi memokrasi yok, İslâm'da demokrasiden daha güzel şeyler var...

Demokrasi onların uydurduğu bir şey... Orda birbirleriyle çarpışmışlar çarpışmışlar, anlaşma yapmışlar, denge kurmuşlar. Demokrasi onların denge rejimidir. Dindarla masonlar arasında, dinsizler arasında, komünistler arasında denge düzenidir. Yâni, kimse kimseye karışmasın, işimiz yürüsün diye.

İslâm öyle değildir. İslâm yüksek fikirlidir, mefkûrecidir, en güzel olanı yapmağa çalışır. Yâni mevcudu kabullenmez, en güzeli yapmağa çalışır.

Bunları anlatamıyoruz, anlamıyorlar, dinlemiyorlar. Konuşanlar da gerçeği söylemiyorlar. Ya utanıyor, ya korkuyor; karşı taraf hücum edince:

"-Tamam tamam, ben sizin fikrinize aynen iştirak ediyorum!" diyor.

Dur yâ sen Müslümansın, onların fikrine nasıl iştirak ediyorsun? Onlar gayr-i İslâmî şeyi savunuyor. Kalabalığı görünce, "Tamam ben de sizin gibi düşünüyorum!" diyor, bir çuval inciri berbad ediyor. Sen onlar gibi olur musun yâ?.. "Ben sizden farklıyım arkadaş!" diyeceksin.

Tasavvuf Yolu Nedir? —26. 01. 1997 - İskenderpaşa /İst
Ehl-i irfan arasında aradım kıldım talep
Her hüner makbul imiş illa edeb illa edeb
maneviyat

Re: İslam Anlayışımız

Post by maneviyat »

Dur yâ sen Müslümansın, onların fikrine nasıl iştirak ediyorsun? Onlar gayr-i İslâmî şeyi savunuyor. Kalabalığı görünce, "Tamam ben de sizin gibi düşünüyorum!" diyor, bir çuval inciri berbad ediyor. Sen onlar gibi olur musun yâ?.. "Ben sizden farklıyım arkadaş!" diyeceksin.

Allah c.c razı olsun.
Zeyneb Büşra
Genel Yetkili
Genel Yetkili
Posts: 872
Joined: 28 Jul 2007, 18:09

Re: İslam Anlayışımız

Post by Zeyneb Büşra »

Demokrasi onların uydurduğu bir şey... Orda birbirleriyle çarpışmışlar çarpışmışlar, anlaşma yapmışlar, denge kurmuşlar. Demokrasi onların denge rejimidir. Dindarla masonlar arasında, dinsizler arasında, komünistler arasında denge düzenidir. Yâni, kimse kimseye karışmasın, işimiz yürüsün diye.

İslâm öyle değildir. İslâm yüksek fikirlidir, mefkûrecidir, en güzel olanı yapmağa çalışır. Yâni mevcudu kabullenmez, en güzeli yapmağa çalışır.
Günümüzdeki çoğu şeye açıklık getiriyor aslında. Allah razı olsun.
Post Reply

Return to “Tasavvuf Yolu Nedir?”