Bir Müslüman Olma Hikayesi

İzlenmeye değer videolar...
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by asım »

Abdüllatif wrote: (Cuma Sohbetleri'nin tamamı, Hazineden Pırıltılar ismiyle, 450küsür sayfalık 9 cilt halinde Metin Erkaya ağabeyimiz tarafından hazırlanmıştır.)
istifade etmek nasib olur inşaallah.
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by Abdüllatif »

asım wrote:
Abdüllatif wrote: (Cuma Sohbetleri'nin tamamı, Hazineden Pırıltılar ismiyle, 450küsür sayfalık 9 cilt halinde Metin Erkaya ağabeyimiz tarafından hazırlanmıştır.)
istifade etmek nasib olur inşaallah.
İnşaallah, bastırılabilirse...
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
User avatar
mhysr
Posts: 15
Joined: 12 Feb 2009, 22:28

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by mhysr »

böyle zaman içerisinde doğru yolu bulan insanları görüp duydukca ağlayasım geliyor.hem seviniyorum hem üzülüyorum.

SEVİNMEMİN NEDENİ ŞU !İSLAMA BİRİNİ DAHA KAZANDIRDIK :)

ÜZÜLÜYORUM ! ÇÜNKÜ BU İNSAN BİZLERİ TANIDIKCA BİZİM GİBİ İSLAMI BAŞTAN SAVAR DİYE :cry:

BELKİ ARAMIZDA 4 DÖRTLÜK İSLAMI YAŞAYANLAR VAR AMA TÜRKİYE ARTIK BİR BATAKLIK HALİNE GELDİ İYİLİĞİ İÇİNE ÇEKİYOR.
herşey bir gün bitecek ve biz gözümüzü ahirette açacagız hazırlığımız tam mı?
Refika

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by Refika »

Böyle ihtida eden kardeşlerimizi seyretmek, dinlemek çok güzel, çok kazançlı benim açımdan. Çünkü dinimde benim göremediğim (su içre balık misali) güzellikleri çok güzel tesbit edip, dilllendiriyorlar.

Bir de şu var. Bu insanlar dinlerini değiştirmişken biz (ben) kötü ahlakımızı değiştiremiyoruz.

Ayrıca bu genci Hocaefendimiz'e benzetiyorum, bilmem ne dersiniz. Profilden anımsatıyor. Memleketleri de bir, inş.tanışırlar ve... :)
mahinur
Posts: 754
Joined: 30 Apr 2008, 20:06
Kan Grubu: A (+)
Contact:

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by mahinur »

:D :D
Kendi bahçesinde dal olamayanın biri
Girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor
.
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by asım »

İçinizde işaret arayanlar için...

Son birkaç aydır internette dolaşan bir video var. Müslüman olan Avustralyalı bir gencin hikayesi anlatılıyor.
Youtube'da "Müslüman olan Avustralyalı" diye arattığınızda karşınıza çıkar.

İki bölüm. İlk bölümde Rubin adındaki genç bütün dinleri araştırdığını fakat tatmin olmadığını söylüyor ve bir gün Melbourne'deki camiye gidiyor.
Ayakkabıları ile caminin içine dalıyor. Kendisini karşılayan uzun sakallı birisinden bahsediyor ve kendince zor olduğunu düşündüğü bazı sorular soruyor. "Kadınlar niçin örtünmek zorunda" gibi mesela...
Her seferinde kendisine Kur'an işaret edilip "Sorunun cevabı burada" deniliyor.
Sonra Rubin "Kuran'ı evime götürebilir miyim" diye soruyor ve "O'na saygılı davranacağını da" söylüyor.
İzin veriliyor ve Kur'an ile evine geliyor. Bundan sonrasını kendi ağzından dinleyelim:

"Okumaya başladım. Şunun farkına vardım, hikaye okuyor gibi hissetmedim kendimi. Sanki biri bana emir veriyormuş gibi, biri yapmam gereken şeyleri söylüyormuş gibi hissettim.

Bir gece gerçekten ruhani bir ortam hazırlamaya karar verdim. Bir mum yaktım, pencereyi açtım, perdeleri açtım. Melbourne'de güzel bir yaz akşamıydı. Oturup düşünüyordum.

Bugün son olması lazım. Bu akşam o akşam. Bütün o ruhani ilmi delilleri inceledim, dağlar kadar... Bir emriyonunun oluşumu vs. Bütün bu muhteşem kanıtları gördüm fakat yine de bir kıvılcıma ihtiyacım vardı.
Sanki bir uçurumun ucundaydım. Atlamaya hazırdım. Fakat bir şeyin beni itmesi lazımdı.

İşte oturdum orada. Çok sessizdi. Kuran okuyordum. Sonra durdum. Dedim ki: "Allah, bu benim beklediğim vakit. Şimdi İslam'a katılmaya hazır olduğum vakit. Tek istediğim bir işaret, tek bir işaret. Çok büyük bir işaret olmasına gerek yok!
Mesela bir yıldırım düşmesi olabilir. Ya da evimin yarısının yere düşmesi gibi falan. Sadece küçük bir şey, sen yaparsın. Dünyayı sen yarattın hadi...
İşte orada oturmuş, tamam şimdi hadi diyordum. Etrafa baktım hiçbir şey olmadı, kesinlikle bir şey olmadı açıkçası hayal kırıklığına uğradım.
İşte orada oturdum ve 'Allah bu sana bir fırsat buradayım, bir yere gitmiyorum. Bir daha bu fırsatı vermeyeceğim. Belki çok meşguldün... Dünya'nın öbür tarafında hâlâ gündüz. Dünyada birçok olay oluyor. Belki bu defa bir arabanın egzozundan çıkan bir gürültü olabilir. Tamam evin yarısı yıkılmasın. Onu istemiyorum. Onu unutalım, belki bir kuş düşebilir içeriye, umurumda değil, ne olursa...'
Dedim ki, 'tamam hadi şimdi.'

Kesinlikle hiçbir şey olmadı. Yani aha şu oldu bile diyecek bir şey olmadı. Şu duvarda yeni bir çatlak olmuş olabilir diyebileceğim bir şey olmadı.
Kesinlikle hiçbir şey olmadı, gerçekten çok büyük bir hayal kırıklığına uğradım. İşte orada otururken 'işte buraya kadar son şansımdı İslam ve ben onu bulamadım.'

Kur'an'ı tekrar elime aldım. En son okurken kaldığım sayfayı açtım. Bir sonraki sayfanın ilk ayeti "içinizde işaret arayanlar" diye başlıyordu.
"İçinizde işaret arayanlar için size zaten yeteri kadar göstermedik mi?"
"Etrafınıza bakın, Güneş'e, Ay'a suya bakın, bunlar ilim insanları için işaretlerdir."

Sübhanallah...
Kafama battaniyeyi örttüm. Uyuyor numarası yaptım.
Çok korkmuştum.

Bütün işaretler baştan beri etrafımdayken kendi işaretime karşı ne kadar kibirli olduğuma inanamadım. Bu dünyaya sahip olmamız, bu canlıların var olması bunlar bizim için işaretlerdir.

Ertesi gün karar verdim, bu kadar, Müslüman oluyordum. Altı ay kadar araştırmıştım. Camiye girdim ve kendi kendime işte buraya kadar dedim.
Şimdi şahadet getireceğim. Ne söyleyeceğim hakkında bir fikrim yoktu. Herhalde yatsı namazına yakındı. O da akşam 7-8 gibi bir şey yapar. İçeri girdim inanamadım. Camide bine yakın insan vardı. "Ne kadar güçlü bir din" dedim. Meğer Ramazan"ın ilk günüymüş.
Ramazan Müslümanları! (Gülüyor)

İşte orada oturdum. İtiraf etmeliyim çok heyecanlıydım. Ayağa kalktım.
'Şu kelimeleri söylemen lazım şimdi' dendi.
"Eşhedu..." Bende "ne, eş ne dedim."
"İngilizce söyleyebilir miyim" dedim. "Önce Arapça söylemen lazım" dediler.

Herkes bana bakıyordu. Çok da korkmuştum. Ayağa kalktım kelimeleri söylemeye başlar başlamaz bütün korkum gitti.
Sanki beynimde bir soğuk su musluğunu açtı. Tertemiz hissettim.
Kelimeleri söyledim, sonra bu kadar arkadaşın gelip beni 'tekbir allahuekber' dedikten sonra öpüp kucaklamaya başlamalarını beklemiyordum. Hayatımda hiç o kadar kişi tarafından öpülmemiştim.

İtiraf etmeliyim çok güzel bir gündü. O gün hiç sahip olamayacağım kadar kardeşim oldu!

Nuh Gönültaş
http://www.bugun.com.tr/kose-yazisi/748 ... alesi.aspx
hikmet emre wrote:[align=center]http://video.google.com/videoplay?docid=-2829267874131222228[/align]

Ben izledim çok etkilendim hem çok hoşuma gitti..mutlaka izleyin siz de.. gerçekten son zamanlarda gördüğüm işittiğim en samimi şeyler.

biraz geç açılabilir ama kesinlikle sabretmeye değer
gülesevda wrote:Dün bir sitede izlemiştim bu videoyu hatta aynen kopyalıyorum şu yorumu yazmıştım..

''Bütün işaretler baştan beri etrafımdayken kendi işaretime karşı ne kadar kibirli olduğuma inanamadım.''

Rabbimi nerdeyse her cümlesinde ne kadar çok zikrediyor maşaallah İslam ve imanla şereflendiren Rabbime hamdolsun .
Refika wrote:Böyle ihtida eden kardeşlerimizi seyretmek, dinlemek çok güzel, çok kazançlı benim açımdan. Çünkü dinimde benim göremediğim (su içre balık misali) güzellikleri çok güzel tesbit edip, dilllendiriyorlar.

Bir de şu var. Bu insanlar dinlerini değiştirmişken biz (ben) kötü ahlakımızı değiştiremiyoruz.

Ayrıca bu genci Hocaefendimiz'e benzetiyorum, bilmem ne dersiniz. Profilden anımsatıyor. Memleketleri de bir, inş.tanışırlar ve... :)
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
Post Reply

Return to “Görüntü”