Page 1 of 1

Hocamızdan Askerlik Hatırası

Posted: 14 Mar 2009, 18:18
by Abdüllatif
Biz askere gittik,

“—Hadi bakalım, tatbikât!” dediler, bir dere kenarına götürdüler. Yorulduk tabii, epeyce bir yürüdük, ayaklarımız şişti… Oturduk tarlaya, biraz sonra baktım bütün arkadaşların elinde birer havuç, kemirip duruyorlar. Dağın başı, bakkal yok, manav yok; nereden buldunuz bunları?.. Meğer yandaki tarlanın mahsulu havuçmuş, kökleyen başlamış kıtır kıtır yemeye… Allah’tan korkmaz mısınız, utanmaz mısınız?..

“—Askerler geldi, Allah belasını versin!” mi dedirteceksiniz, nedir bu yaptığınız?..
Tepeden tırnağa hepsi havucu almış, kemirip duruyorlar… Sabredecek insan, aç olabilir…

Bizim bir akrabamız var köyde… Beş kişi bileğini bükemez, kapıdan girdi mi kimse yanında duramaz, öyle pehlivan, öyle güçlü kuvvetli bir insan. Balıkesir’de askerlik yapmış, onu da çıkartmışlar dağların tepelerine…

Askerlik bu, talim, meşakkate alıştıracak kendisini… Su yok, kumanya yok, yiyecek içecek bir şey yok… Epeyce bir dağlarda gezmişler, açlık tak etmiş canlarına; belki de mahsus yaptı komutanlar, belki de bulamadılar, nasıl olduysa… Aç dolaşırken kendisi anlatıyor;

“—Armut, elma bahçeleri, ağaçları gördük!” diyor. Askerler saldırdı onlara, yediler; ben yemedim ama canım da nasıl istiyor, içim de nasıl kıvranıyor, çocuk gibi hüngür hüngür ağladım.” diyor, kendini tutmuş, sabretmiş, ağlamış.

21 Kasım 1982, İskenderpaşa Hadis Dersi
Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Rh.A