Askerlik

Forumda uygun kategori bulamadığınız yazılar...

Moderators: VYZ, Leyla Hanne

Post Reply
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

Askerlik

Post by asım »

--Askerlik çağım geldi. Askere gidince, orda gayr-i İslâmî bir iş yaptırırlarsa, ne yapmam lâzım?..
--Bir kere neyle karşılacağı belli olmaz insanın... Biz askere niçin gidiyoruz?.. Burdaki müslüman kardeşlerimizi koruyalım diye gidiyoruz. Burdaki müslüman kardeşlerimize kimse hücum etmesin diye gidiyoruz. Bizim ordumuz olmasa; ordu teşkilatımız, mekanizmamız, gücümüz kuvvetimiz olmasa, biz burda namaz da kılamayız, Yunanlı Trakya'dan gelir, Bulgar kuzeyden gelir... Ermeni Van'a gelir, zâten gelmek için uğraşıyor buraya... Suriyeli Ermeniler, Süryânîler nereye kadar gelirler... Bizim bu kalabalığımız bile onları durduruyor. Biz aslında askerlik yaparken, bir hizmet yapmış oluyoruz.

Tabii, temenni ederiz ki, herkes orada bu güzel şuura sahib olsun... Şahsen ben kendim askere giderken, Hocamız sağdı. Öğleyin Hocamız'ın elini öptüm, bir saat önce gideyim asker ocağına diye gayret ettim. Niye öyle yaptım?.. Askerlik ocağı mübarektir, sevaptır diye... Bu mübarekliği bazı komutanların dinsiz densiz hareketleri, sözleri zedeliyor ama, mekanizma esas itibariyle güzel... İyi insanların elinde güzel olur. Kötü insanların elinde kötü oluyor.
O bakımdan, şu andaki mekanizmanın esas itibariyle koruyucu olması dolayısıyla; altmış milyon müslümanın huzur içinde ibadet ve tâat yapmasını sağlayıcı bir mekanizma olduğu için, bu gözle, bu niyetle askerlik yapmak doğru oluyor. Kusurlu bir şey yapmamağa çalışırsınız, Allah'a dua edersiniz.

--Doğu'da ve Güney Doğu'da eşkiya ile çarpışırken ölenler şehid olur mu?

--Şehidlik bir kere çarpışan kimsenin imanıyla ilgilidir. Çarpışan kimse mü'min ise şehiddir. Mü'min değilse, müslümanlarla kâfirler arasında yapılan bir savaşta müslüman ordusunda bile bulunsa, şehid değildir. Bu birincisi... İkincisi, yapılan savaşın, mücadelenin hak olması lâzım!..

Bir hadis-i şerif beni çok etkilemiştir. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Bir insan kendi canını kurtarmak için çarpışmaya girse, şehiddir. Bir insan kendi malını harâmîye, eşkıyaya kaptırmamak için mücadele etse, ölse şehiddir." Yâni, "Malını korurken de ölse, canını korurken de ölse, şehiddir." diyor. Bu beni çok duygulandırmıştı bu hadisi ilk okuduğum zaman... İslâm'ın yiğitliğe verdiği önem çıkıyor ortaya... "Vereyim de geçeyim, kurtulayım!" filân demek olmuyor.

Onun için mü'min ise ve iyi niyetle yapıldığı zaman, şehid olur.

http://dervisan.com/kitap/gm2/sosyal.html

Bana bir kardeşim gelip soruyor, diyor ki:
--Hocam, elimde iki imkân var: Yedeksubay olarak da askerlik yapabilirim, er olarak da yapabilirim... Yedeksubay olarak askerlik yaparsam şu kadar ay, er olarak askerlik yaparsam şu kadar daha kısa...


Ben diyorum ki:
--Yedeksubay olarak askerlik yap!..
--Niçin?..
--Mü'mine izzet yakışır!.. Aziz olmak yakışır mü'mine...

http://www.dervisan.com/yazi/950409.html

Hudutlarda bekleyen asker kardeşlerimize müjdeli bir hadis-i şerif okuyuvereyim. İbn-i Huzeyme rivayet etmiş:
RE 425/9 (Men şehide ıyden min àyâdil-müslimîne fî sagrin min sugril-müslimîn, kâne lehû minel-hasenâti adede rîşü külli tayrin fî harîmil-islâm.)

Ne kadar tatlı bir şey! Bunu basıp çoğaltıp, ev hasreti çeken, vazifeyi yaparken silâh elinde bekleyen kardeşlerimize mektupla göndersinler.

"Kim müslümanların bayramlarından bir bayramı, İslâm aleminin hudutlarından bir hudutta bekçilik yaparken, yâni nöbet tutarken, yâni askerlik yaparken karşılarsa, o esnâda bayram olmuşsa; onun hasenâtı, kazandığı sevaplar o kadar çok olur ki... Bir hasene, Uhud Dağı kadar büyük bir sevap. Hasenât artık çok haseneler, çok sevaplar demek. (Adede rîşü külli tayrin fî harîmil-islâm.) İslâm aleminin, müslümanların yaşadığı bölgedeki bütün kuşların tüyleri sayısında hasenâta sahib olur."

Demek ki onlar, Allah rızası için hudutlarda müslümanları beklediklerinden, koruduklarından dolayı bu sevabı kazanıyorlar. Niyete göre ne kadar büyük sevaplar alıyor. Harb olmasa bile sırf bekçilikten bile böyle sevap alıyor. Kaldı ki dünyanın her yerinde müslümanlarla başkaları arasında harbler darblar da var ayrıca.

http://www.dervisan.com/yazi/c000317.html

… Ondan sonra da eğer bir takım insanlar, bir takım devletler istikbâlimize kasdediyorsa, onlara karşı da sapasağlam duracağız. Harp meydanından, savaş meydanından kaçmayız, Allah yolunda can fedâ etmekten çekinmeyiz. Askere seve seve gideriz. Şehidliğe gül bahçesine girer gibi güle oynaya gideriz. Vazifelerimizi aşk ile, şevk ile yaparız. "Askerlik kışlasında bir saat daha fazla durmak, bizim için daha çok sevap kazanma vesilesidir." deriz. "Allah yolunda nöbet tutan insanın gözüne cehennem ateşi değmez." diye, aşk ile şevk ile nöbet vazifelerimizi alırız.

Ben askerlikten böyle dindar kardeşleri hatırlıyorum, başkaları nöbetten kaçmak isterlerdi, bunlar nöbet almak isterlerdi; daha çok nöbet tutayım da daha çok sevap kazanayım diye...

Çocuklarımızı ve kendimizi bu hadis-i şerife göre güzel yetiştirmeğe dikkat edelim!

http://www.dervisan.com/kitap/ramga/ramga17.html

Askerlik yaptığım yıllarda yedek subay okulunun birinciliğini, beş vakit namazı okulun camisinde kılan terbiyeli, sakin, çalışkan bir fizik mühendisi kardeşimiz kazanmış: şeref kütüğüne çiviyi o çakmıştı: Diğer imanlı ve musalli kardeşler de iyi dereceler almışlardı. Daha sonraki kıta hizmetinde de dindar yedek subayların görevi daha ciddye aldığı, nöbeti bir ibadet şevkiyle tuttuğu, daha başarılı olduğu apacık görülüyordu. Komutanlar, içki içen, kumar oynayan, anarşist, imansız yedek subaylardan yaka silkerlerdi. Benim alay komutanım içkici ama çok hakşinas ve dobra dobra bir kişiydi. Komşu tümende kendisinin sınıf arkadaşı olan bir başka albayın terbiyesini, dürstlüğünü hayranlıkla anar, onun çok dindar olduğunu özellekle bildirirdi. Tâkip ettim, kendisi albay olarak emekliye ayrıldı, ama dindar arkadaşı orduda Tümgeneralliğe kadar yükseldi.

Geçen hafta Ankara'da konuştuğum Hacettepe üniversitesinden deerli bir bilim adamı, dereceye giren çalışkan öğrencilerin % 85'inin dindar kız ve erkekler olduğunu bana bildirdi. Sizler de belki, geçen seneler üstün başarıyla mezun olup dereceye giren bazı başörtülü kızların diploma törenlerine katılmalarını maalesef bazı rektörlerin engellediklerini hatırlayacaksınız.

Demek ki her safhada dindar, terbiyeli, idealist kız ve erkekler akranlarından çok daha çalışkan, çok daha başarılı oluyorlar. Çünkü iman insana eşsiz bir güç, sağlam bir sorumluluk duygusu kazandıryor.

O halde geliniz, hepimiz sımsıkı imana, İslâm'a sarılalım: çocuklarımıza herşeyden önce Allah (c.c.) korkusunu aşılıyalım; her yerde görevleri, dürüst, dindar, ahlâklı kimselere verelim ki üstün başarı, ilerleme ve yükselme, maddî ve manevî kalkınma, sür'atle gerçekleşsin; insanımız dünyada da. ahirettede selamete ersin.

http://www.dervisan.com/kitap/yeniufuklar/ka8910.html

Peygamber SAS Efendimiz, bey'at alırken dahi hanımlarla musafaha etmemiştir, el tutmamıştır. Sünnet-i seniyye, Efendimiz'den gördüğümüz görenek budur.

Nasıl sakal bırakıyorsak, nasıl kıyafetimizde özel durumlar oluyorsa, --bilhassa hanımlarda-- beyler de nasıl mümkün olduğu kadar İslâmî olduğunu düşündüğü kıyafetleri giyebiliyorlarsa, biz de davranışlarımızla da İslâmî olacağız. Düğünümüz de İslâmî olacak, selâmlaşmamız da İslâmî olacak; herkes bizi bilecek.

Ben askere giderken, yüksek mühendis bir kardeşi dedi ki, "Hanımını sakın askere götürme!" dedi. Götürmeyeyim ama kime bırakayım?.. Allah bana emânet etmiş, çoluk çocuğun sorumlusu benim. Bıraktığım insanlara yük olacak. Hoca Efendimiz'e ve sâireye mi bırakacağım?..

Dedi ki, "Orda komutanlar zorlarlar, zor duruma düşersin. Akşam dans olur, toplantıya çağırırlar. Gitmediğin zaman, onlar sıkıştırırlar..." filân dedi. Onun başına o sıkıntılar gelmiş. "Sakın hanımını götürme!" dedi.

Biz gittik. Nasıl gittik?.. Otobüsün altına yatakları, denkleri atıp, beş kişilik aile olarak gittik. Askerlik yaptığımız yer de, Ağrı'nın Patnos ilçesi... İlk baştan beri tavrımızı belli ettik, hiç bir şeyi sakınmadık. Çünkü sakındığın zaman, sakladığın zaman daha fena oluyor. Çok açık olduğun zaman, herkes seni öyle kabul ediyor.

İçki içen ayyaş bir binbaşı vardı, gelir bize dinî mesele sorardı. Alay komutanı şâribül leyli ven nehar idi. Allah kurtarsın... Beni çağırdı:

"--Hocam, alayımızda kazalar çok oluyor. Acaba kurban kessek, kanların her aracın önüne birer parmak sürsek, kazalar engellenir mi?.."dedi.

"--Kanla kazaların engellenmesi arasında bir münâsebet yoktur ama, kurbanı Allah kabul ederse, dualarınızı kabul ederse, kaza olmayabilir." dedim.

Yâni, size adapte oluyor insanlar... Siz tavrınızı yumuşak ama, kararlı bir şekilde ortaya koyduğunuz zaman, karşı taraf size adapte oluyor. "Çok teşekkür ederim, ben el sıkmıyorum!" diye alıştırırsınız kendinize... Herkes de bilir, "Tamam, bu ıslah olmaz, iflâh olmaz. Bunun hali budur." der, o halinizle kabul eder.

http://www.dervisan.com/kitap/soscaorg/guzel.html
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Askerlik

Post by Abdüllatif »

Ben de Nisan'da gidiyorum. Tevafuk olmuş bu yazı. :D
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
mstf
Posts: 185
Joined: 30 Nov 2007, 16:43
Kan Grubu: A (+)

Re: Askerlik

Post by mstf »

Bizim de ev arkadışımız gitti.Allah sağlık sıhatle dönmesini nasip eylesin!
Ehl-i irfan arasında aradım kıldım talep
Her hüner makbul imiş illa edeb illa edeb
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

Askerlik

Post by asım »

Abdüllatif wrote:Ben de Nisan'da gidiyorum. :D
Abdüllatif ağbi,
Nerede ve nasıl (kısa/uzun dönem) olarak yapacağınız belli oldu mu?

Belli olunca, bizim de haberimiz olsun, inşaallah.
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Askerlik

Post by Abdüllatif »

Perşembe günü sınava girdik. En geç 10 Nisan'da açıklanacak. O zaman belli olacak herşey. :)
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
Post Reply

Return to “Diğer Konular”