Araplar bizi arkamızdan vurdu mu?

Post Reply
mstf
Posts: 185
Joined: 30 Nov 2007, 16:43
Kan Grubu: A (+)

Araplar bizi arkamızdan vurdu mu?

Post by mstf »

İslam ve insanlık adına birleşme ve dayanışmanın tam zamanında bazı kimselerin "Araplar bizi arkamızdan vurdular" hikayesini gündeme getirmelerine isyan eden sevgili Metin Boşnak, ABD'den şu yazıyı göndermiş:

"…Sayın Bardakçı, "Din meselesi bu kadar bağlayıcı ise, biz, Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma sürecinde devletin hâkim ve en kalabalık unsuru olan Müslümanlar'dan neden kazık yemiştik ve Anadolu'da cumhuriyetin ilk yıllarında çıkan ayaklanmaların bahanesi neden hep 'din' olmuştu?" diyor. Aslında Bardakçı yeni bir şey söylemiyor: Türklere 80 yıldır anlatılan bir masalı tekrar ediyor. Bu masal, 'Araplar ve diğer Müslüman kardeşleriniz, I. Dünya Savaşı'nda sizi sattı' diye başlar ve 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' diye de noktalanır. Türk'ün özellikle de Müslüman dostu yoktur...

Masal budur. Peki gerçek nedir?

"Gerçek şudur: Osmanlı'nın çöküş döneminde Türk olmayan Müslüman unsurlar arasında gerçekten isyanlar başgöstermişse de, bu unsurların bir bütün olarak "ihanet ettikleri" kesinlikle söylenemez. Hatta Araplar sözkonusu olduğunda, Osmanlı'ya isyan edenlerin küçük bir azınlık olduğunu, buna karşılık Arap kabilelerinin çoğunun Osmanlılık ve Müslümanlık bağıyla İstanbul'a sadakat gösterdiklerini söyleyebiliriz.

"Kürtler ise, daha da belirgin bir sadakatle önce Osmanlı İmparatorluğu'nu ardından da Milli Mücadele'yi desteklemişler ve Müslümanlık bağının getirdiği "kardeşlik"ten asla taviz vermemişlerdir. Ankara'nın kendisi bundan taviz verene kadar...

"…Her Türk genci 'Araplar'ın I. Dünya Savaşı'nda bize ihanet ettiğini' öğrenerek büyür. Oysa bu, ancak kısmen doğrudur. I. Dünya Savaşı'nda Mekke Şerifi Hüseyin'in İngilizler ile anlaşarak Osmanlı'ya isyan ettiği ve ordumuzu arkadan vurduğu doğrudur. Ama hep atlanan nokta Şerif Hüseyin'in "Araplar"ın tümünü temsil etmediği, aksine bir istisna olduğudur. Ortadoğu uzmanı tecrübeli gazeteci Cengiz Çandar, "Arapların ihaneti" söylemi ile tarihsel gerçek arasındaki önemli farka şöyle işaret ediyor:

"Mekke Emiri Şerif Hüseyin'in Hicaz'da bazı Arap bedevi kabilelerini ayaklandırarak 1916'da İngilizlerle işbirliği yaptığı doğrudur. Ancak, Birinci Dünya Savaşı konusunda genel bir bilgisi ve fikri olan herkes, bunun 'askeri açıdan' tayin edici bir değer taşımadığını bilir. İngilizlerin daha sonra yerine getirmediği 'bağımsızlık vaadi' ile işbirliğine çektikleri Şerif Hüseyin'in ve oğullarının komuta ettiği bedevi kabileleri, Mekke-Maan hattında, yani asıl cephenin gerisi'nde İngiliz kuvvetlerine yardımcı olmuştur. Asıl cephe, önce Şüveyş Kanalı ve Kanal Harbi'nde Türk-Osmanlı kuvvetlerinin geri çekilmesinden sonra Filistin'de kurulmuştur. Filistin'de tek bir Arap ayaklanmamıştır. Suriye'de, Irak'ta, Lübnan'da Türk kuvvetlerini 'arkadan vuran' herhangi bir olay olmamıştır. Arapların ezici çoğunluğu, İstanbul'a yani Türkiye'ye sadık kalmıştır... Arabistan Yarımadası'nın Hicaz bölümünden Akabe'ye kadar olan 'cephe gerisi' dışında, Arapların Türkleri arkadan vurduğuna dair tarihte herhangi bir kayıt yoktur."

"Aynı gerçek… Ortadoğu analisti Mitchell G. Bard tarafından da, şöyle vurgulanıyor: "O dönemin romantik kurgusunun aksine, Arapların çoğu I. Dünya Savaşı'nda Türklere karşı müttefiklerin yanında savaşmadılar. İngiliz Başbakanı David Lloyd George'un belirttiği gibi, Arapların çoğu, Türk yöneticileri için savaştı. (Osmanlı İmparatorluğu'na isyan eden) Faysal'ın Arabistan'daki taraftarları, bir istisnaydı."

"…Konu hakkındaki uzmanlardan biri olan Dr. Zekeriya Kurşun'un ifadesiyle, 'I. Dünya Savaşı'nda Türk ordusu ile beraber çeşitli cephelerde Türklerle omuz omuza çarpışan Arapların büyük yararlıklar gösterdikleri bir hakikattir.' Bu hakikati teslim etmekle birlikte, Arap milliyetçiliğinin Osmanlı'da Türk milliyetçiliğinden daha önce geliştiğini belirtmek gerekir. Arap milliyetçiliği, 1860'larda, Suriyeli Arap entellektüeller arasında doğmuştu. Osmanlı İmparatorluğu'na ve yönetimindeki "Türklere" karşı ciddi bir antipati besleyen bu entellektüellerin dikkat çekici bir yönü ise, çoğunun Hıristiyan oluşuydu. Butros El-Bustani, Faris Şadyak, Nakkaş, Corci Zeydan gibi Hıristiyan Arapların öncülüğünde başlayan bu harekete katılan Müslüman Araplar ise, çoğunlukla Batılı fikirleri benimsemiş seküler aydınlardı. Arap milliyetçiliğini geliştirirken "Arapların İslam öncesi tarihlerine" ilgi duymaları, bundan kaynaklanıyordu.

Buna karşılık muhafazakar Müslüman Arapların çoğu, Osmanlı'ya sadakat duyguları içindeydiler. Hatta sadece Sünni Araplar değil, Irak ve Suriye'deki Şii Araplar arasında bile Osmanlı'ya ve Hilafet'e bağlılık duygusu vardı. Bu konuda büyük bir otorite olan Prof. Kemal Karpat, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Arap milliyetçiliğinin, Hıristiyan Araplarınki hariç, aslında en son noktaya kadar "ayrılıkçı" olmadığına dikkat çekerek şöyle demektedir:

"Görülüyor ki Arapların 'milli' hareketi esasında ayrılıkçı bir hareket değildi. Arapların birçoğu Osmanlı hükümdarlarını yabancı bir sömürgeci güç olarak değil, sadece Arap kökeninden olmayan, iktidarda bir hanedan olarak görüyorlardı ve Osmanlı Devleti ve hanedanı Müslüman kaldıkça ve Arapların hayat tarzına saygılı oldukça, özlemlerini yerine getirmeye söz verdikçe ve onları Avrupa işgaline karşı korudukça, itaat etmekten geri kalmıyorlardı. Geçmişte şan ve şereflerini ilk hatırlayan veya hayal edenler ve tarihlerinin modern bir versiyonunu yaratmaya çalışanlar Müslüman değil Hıristiyan Araplardı…

Kurtuluş Savaşı'nda da ne kitlesel bir "Arap ihaneti" ne de "Kürt ihaneti" yaşandı. Aksine Kürtler, Kurtuluş Savaşı'nı canla başla desteklediler. Mustafa Kemal Paşa, "Müslüman kardeşliği" temasına dayalı propagandasıyla onları kazandı.

"… Şeyh Said isyanı ise, ancak Kurtuluş Savaşı'nın bitmesi ve "Müslüman kardeşliği" temasının hızla yok olup, yerine "herkes Türk'tür" anlayışının belirmeye başlamasından sonra patlak verdi..."

Hayrettin Karaman

http://www.habervaktim.com/yazar/10771/ ... du_mu.html
Ehl-i irfan arasında aradım kıldım talep
Her hüner makbul imiş illa edeb illa edeb
mstf
Posts: 185
Joined: 30 Nov 2007, 16:43
Kan Grubu: A (+)

Re: Araplar bizi arkamızdan vurdu mu?

Post by mstf »

Şerif Hüseyin'e birtakım vaadlerde bulunulmuştu. Fransızlar bir oğluna Suriye'yi verecekler, öbür oğluna da Lübnan diye bir ülke icad edeceklerdi. Şimdiki Suudi Arabistan ise kendisine kalacaktı.Ve bir kral soyu hanedanlıklar şeklinde Arap coğrafyasını yönetecekti.Şerif Hüseyin bir süre sonra verilen sözlerin tutulmayacağını, İngilizlerin ve Fransızların kendisini kullandığını, ancak kukla yönetici olacağını anlayıp karşı çıkmak istediyse de Suudî Hanedanı karşı bir darbeyle Şerif'i tahttan indirmişti. Hasılı Şerif Hüseyin canını zor kurtarıp önce Malta'ya kaçtı, ardında da Kıbrıs'a yerleşti.

Ömrünün kalan yıllarını zamanında İngiliz altınlarından yaptığı hatırı sayılır serveti sayesinde Kıbrıs'ta refah içinde geçiren Şerif Hüseyin ile, eski KKTC C.Başkanı Rauf Denktaş'ın babası Raif Denktaş dost olmuşlar. O zamanlar küçük bir çocuk olan Rauf Denktaş babası ile birlikte zaman zaman Şerif Hüseyin'i ziyarte gidermiş. Rauf Denktaş o günlerde gördüklerini şöyle aktarmış :

Babamla yanına gittiğimizde hep aynı olay tekrarlanıyordu. Babam onun elini öper, o da anlatmaya başlardı. Şerif Hazrtleri "Ahhh, ben ne yaptım, ahhh, ben ne yaptım? Yaptığımın cezasını çekiyorum. Niye Osmanlı'ya ihanet ettik?" derdi. Çünkü İngilizler kendisine bazı arapların kralı ve müslümanların halifesi olacağını vaat etmişlerdi. Hâlbuki Filistin'e İngilizler yerleşmişlerdi. Oraya yahudiler mütemadiyen göç ediyorlardı. Suriye'ye Fransızlar kendi kültür ve dillerini yaymışlardı. İngilizler de Irak'a kendi dil ve kültürlerini götürmüşlerdi. [Şerif] Hüseyin babamın yanında hep iç geçirirdi. Bundan sonra babam onu teselli edecek birkaç laf söyler, ben de yanında bulunurdum.

Bir müddet sonra, [Şerif] Hüseyin : "Raif, anlat şu İstanbul havalarııı dinleyelim" derdi. Konuşma esnasında bir taş plak çalmaya başlardı. O zaman Şerif Hüseyin "Ahhh İstanbul, pâyitaht" diyerek ağlamaya başlardı. Babamda o sırada onu teselli edici sözler söylerdi: "Şerif Hazretleri, bu takdir-i İlahidir, üzülme..Sen hata yaptın; ama bundan çok pişman olduğun gözlerinden akan gözyaşlarından belli oluyor. Allah seni bundan dolayı affeder; yapma ağlama". Babam onu teselli ederken kendisi de ağlardı. Plak bitince biraz daha sohbet ederlerdi. Daha sonra babam onun elini öperdi. Biz kalkıp giderken, [Şerif] Hüseyin: "Rauf gel!" deyip bana elini öptürür ve elime bir altın verirdi. [Şerif Hüseyin o zamanlar İngilizlerden emekli maaşı alıyordu.-M.A.] Ben de bu yüzden hep babamla Şerif Hazretlerine gitmeyi isterdim... Şerif Hüseyin hastalandı, ölümü yaklaşmıştı. Ölümüne yakın Ürdün prensi olan oğlu Abdullah'ın yanına gitti. Onu Amman'a biz uğurlamıştık. Bir müddet sonra ise onun ölüm haberi bize ulaştı.

Türklere ihanetin bedelini Ortadoğu hala çekiyor.Birileride çekmek istiyor galiba...ne dersiniz...

Bu ihanetlerin öznesi olmuş kişilerin kullanıldıklarını hissetmesi ve pişman olması önemli tabii ama bu, geçen günleri maalesef geri getirmiyor. Ve Osmanlı coğrafyasında Şerif Hüseyin bunlardan yalnızca biri. Okurken acı verse de tarih böyle acımasız bir fotoğraf sunuyor aynı zamanda.

http://forum.memurlar.net/topic.aspx?id=412477

İçerikteki görüşler bana ait değildir.Hayrettin Karaman'ın yazısıyla alakalı olduğu için ekledim...
Last edited by mstf on 16 Jan 2009, 23:48, edited 1 time in total.
Ehl-i irfan arasında aradım kıldım talep
Her hüner makbul imiş illa edeb illa edeb
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Araplar bizi arkamızdan vurdu mu?

Post by Abdüllatif »

mstf wrote:Türklere ihanetin bedelini Ortadoğu hala çekiyor.Birileride çekmek istiyor galiba...ne dersiniz...
Bu ifade doğru değil.

*

Arkadan vurdu denen Şerif Hüseyin ekibi, küçük bir topluluk.
Medine Müdafasında Osmanlı savaşı kaybedip teslim olunca, gelip silahları dahi toplayamamışlar, sayıları o kadar az imiş.

*

Bir arkadan vurma meselesi varsa, arkadan vuran Türk(!) Komutanlardır.
Bu konu hakkında yazılmış çok güzel bir yazı, buyrun:
http://www.haber7.com/haber/20090111/Os ... ybetti.php
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
mstf
Posts: 185
Joined: 30 Nov 2007, 16:43
Kan Grubu: A (+)

Re: Araplar bizi arkamızdan vurdu mu?

Post by mstf »

Başımıza ne geldiyse bu it tihatçılardan geliyor.Şerif hüseyin pişman olmuş.Cemal Paşada pişman olmuş mudur ki?
Ehl-i irfan arasında aradım kıldım talep
Her hüner makbul imiş illa edeb illa edeb
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Araplar bizi arkamızdan vurdu mu?

Post by Abdüllatif »

mstf wrote:Cemal Paşada pişman olmuş mudur ki?
Başımıza ne geldiyse bu it tihatçılardan geliyor.Şerif hüseyin pişman olmuş.Cemal Paşada pişman olmuş mudur ki?
Neden pişman olsun! Herkes görevini yapıyor. *

* Tuncay Güney'in TRT'de Deniz Baykal için kullandığı cümle.
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
mstf
Posts: 185
Joined: 30 Nov 2007, 16:43
Kan Grubu: A (+)

Re: Araplar bizi arkamızdan vurdu mu?

Post by mstf »

Ağbi devlet küçüldükten sonra belki üzülmüştür diye demiştim. Abdülhamide(Gazze'yi satmayan kişi,uluhakan...) laf edip,tahtan indirilmesini büyük rol oynayan kişiler gibi o da pişman olmuştur belki-inşallah-.
Ehl-i irfan arasında aradım kıldım talep
Her hüner makbul imiş illa edeb illa edeb
User avatar
nakkaş
Posts: 13
Joined: 29 Oct 2007, 07:41
Kan Grubu: 0 (+)

Re: Araplar bizi arkamızdan vurdu mu?

Post by nakkaş »

Sözün özü "Arkamızdan vurmamışlardır" .

Çanakkale'de savaşanlar arasında Arap milletinden insanlarda vardı. O zaman ki durumları değerlendirdiğimizde enformasyon elbetteki zamanımızdaki gibi değildi. Yine bir İngiliz oyunu vardır işin içinde. "Araplar arkamızdan vurdu" sözü yine ümmetin beraber hareket etmesini engellemek için yapılan oyunların bir parçası.

Birde Türklük kutsal bir şey değil ki Allah insanlara Türklere karşı yaptıklarının hatasını çektirsin. Ülkemizi sevebiliriz, vatanımızı çok sevebiliriz ki seviyoruzdur inşallah ancak Türk olmamız diğer insanlar karşısında Allah katında bize bir şey kazandırmaz.

Araştırdığımızda Türiye'nin yaptığı bir çok hatalı anlaşma vs. vardır. Örneğin İsraille yapılan anlaşmalar şimdi ilerde Türkiye'ye karşı bir savaş oldğunda insanlar, çocuklar, kadınlar öldürüldüğünde biri de kalkıp da "Ya işte sizde zamanında yaptığınız hataların, yanlışların cezasını çekiyorsunuz!" gibi "Beter olun" edaları ile bir şey söylese ne kadar yanlış olursa bizlerinde "Araplar zamanında yaptıklarınn cezasını çekiyorlar", "Zamanında arsalarını satmasalardı" vb. şeyler desek aynı şey olur.

O yüzden konuştuklarımızın, yaptıklarımızın nereye gittiğini bilip öyle konuşmamız gerekmektedir.
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim
Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım
Zâlimin hasmıyım amma severim mazlûm
İrticâın şu sizin lehçede ma’nâsı bu mu
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: Araplar bizi arkamızdan vurdu mu?

Post by mehmetemin »

ne yazıkki slogancı tarih yazarlığının çilesini çekiyoruz.

araplar bizi arkadan vurdular.

hani somut göstergeler nerde.kaç askerimizi öldürmüşler ne gibi ekonomik zarar vermişler veya hangi düşmaznımızla anlaşmışlar.yok

sadece araplar bizi arkadan vurdu.yahu şerif hüseyin ve adamları veya başkaları ,onlarında bir takım kendi projeleri vardı.onlarda onu uygulamış olabilirler doğrudur yanlıştır tartışmıyoruz ,tarihe sonradan bakınca haklıyla haksızı ayırt etmek kolaydır mesele zamanında basiret sahibi olabilmektir.ne yazıkki o zamanki arap idareciler emperyalizmin oyununu anlayamamışlardı.

ama şimdi gelde bir araba sor bakalım emperyalizm nedir.

israilin 1948 bu yana yaptığı vahşettir.
evet gazzede 1200 kadar müslüman şehid oldu ama yahu şu ırakta 5 senedir en asgari tahminle 1,5 milyon insan öldürmüşler bu ne yahu,bu kadar mı insan celladı olmuşsunuz.aman yarabbi şu rakam bile insanın ürpertmesi lazım ama maşallah haberlerdeki ayrıntı gibi ırakta savaştan bu yana şu kadar insan öldü.denip geçiyor.

emperyalizm o günden bu güne akan kandır.müslüman kanıdır.velev ki bizi arkada vurmuş olsalar bile bunların yanında esamesi okunmaz.bu vahşete maruz kalmış insan en hain insan olsa affedilir yahu.
Post Reply

Return to “Köşe Yazıları”