M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

M. Es'ad Efendi hakkında bilgiler, hatıralar, vs.
User avatar
Nakşibendî
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
Posts: 1123
Joined: 29 Jun 2007, 16:15
Kan Grubu: AB (+)
Contact:

M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by Nakşibendî »

Vefatının ve doğumlarının sene-i devriyelerinin yaklaştığı şu günlerde, Nureddin Hocaefendimiz ile ilgili bu tür bir başlığın M. Es'ad Hocaefendimiz ile ilgili de açılmasını uygun gördük ve arşivimizden YAD için birkaç özel ve başka yerde sık rastlanamayacak fotoğraflardan bir kaçını paylaşarak bu konuya başlamak istedik.

M. Feyzi

[align=center]Image

Image

Image

Image

Image[/align]
Yönetime göndermek istediğiniz mesajlar için: [email protected] adresini kullanabilirsiniz.
Eylül

Re: M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by Eylül »

Salıncaklı fotgraflara bayıldım :) Allah razı olsun. Ben sağlığında tanıyamadım Hocaefendiyi (rh.a.). Böyle fotolardan, videolardan, sohbetlerden vs. Sohbetleri dinlerken emin olun vefat etmiş olduğu aklıma bile gelmiyor. O kadar canlı.

Rabbim şefaatlerine erdirsin, yollarından ayırmasın...(amin)


( Rahmetli Hocaefendiye ait birşey paylaşamıyorum, fotoğrafları görünce yazasım geldi :( )
User avatar
Ya HUU
Posts: 111
Joined: 14 Jan 2008, 22:00
Kan Grubu: 0 (+)

Re: M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by Ya HUU »

Allah razı olsun. Hasretimizi depreştirdiniz.
Avusturalyamı orası neresi? Kim çekmiş bunları?
Hocamızın başının üstünde yara izi gibi bir iz var, o doğuştan mı bi kaza sonucumu?
Düşüncelerine dikkat et ki; sözlerin olur.
Sözlerine dikkat ki; davranışların olur.
Davranışlarına dikkat et ki; alışkanlıkların olur.
Alışkanlıklarına dikkat et ki; kaderin olur...
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by asım »

Maraş'a yaptıkları bir ziyaretleri esnasında :

Ezan okunurken ev sahibine : "Yıldırım Bey! Maraş'ın büyük camii'ne gidelim" demişler. Arabalara binilmiş.

Yıldırım bey, Maraş'ın büyük camisi diye "Cami-i Kebîr'e" direksiyon kılmış. Ezan da yarılandığı için biraz da yetişme gayreti ile yola devam etmişler.

Cennetmekân hocamız (rh.a.) bir ara : Yıldırım Bey! Maraş polisi hep sizin tanıdıklarınız herhalde" demişler. Yıldırım bey, sükut etmiş "Evet" veya "Hayır" dememişler. Neticede camiye ulaşılmış.

Namazdan sonra cenaze namazı olduğu bildirilmiş. Cemaat hocamızı (rh.a.) cenaze namazı kıldırmak için davet etmişler. Ancak, (sonradan iflah olmaz partili/partizan olduğunu öğrendiğimiz) cami imamı bunun kendisinin vazifesi olduğunu ve cenaze namazını kendisinin kıldıracağını söyledi. Bunun üzerine hazirun hoca ile cedelleşme temayülü gösterince hocaefendimiz sükuneti sağlayıp safa geçtiler. Müteveffa hanımın cenaze namazı kılındı, dua edildi, hocaefendimiz de bir müddet taşıdılar.

Daha sonra hikmetler belli oldu :
1- Yıldırım Bey'e ihvan kardeşler : "Yâ Yıldırım ağbi! O ne süratti öğle, ne ışık dinledin ne polis" demişler. Yıldırım Bey : "Meğer hocaefendimiz beni kibarca ikaz ediyormuş" dedi.
2- Müteveffa hanım yaklaşık bir aydır başka bir vilayette tedavi ve bakım görüyormuş. Ancak ölmeden önceki gün "Ben ölürsem beni Maraş'a götürün. Cenazeme gelecekler" diye vasiyet etmiş. Hocaefendimize müride olmuş, ancak sağlıklarında görememişler. Ancak çevresi "Hep hocaefendiyi anardı" diye anlatmışlar.
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by asım »

Maraş ziyaretlerinden dönerken otobanda Ceyhan yakınlarında akşam namazı vakti girdi.
Bir benzinliğe girildi. Ancak benzinlik henüz yapım aşamasında olduğu için doğru dürüst ihtiyaç giderme ve abdest alma imkanı zor. Bu zorluklara rağmen hazırlıklar yapıldı.
Cennetmekân hocaefendimiz : "Birisi ezan okusun!" buyurdular. Kâfileden hiçkimse teşebbüste bulunmadı. "Birisi ezan okusun!" buyurdular. Yine kimse teşebbüs etmedi. Zannedersem herkes de benim gibi :"Ses desen, ses yok" "Mahreç desen, mahreç yok" "Okuyup da hocaefendimize mahcup olmak var!" diye düşünüyordu.
Nihayet hocaefendimiz (rh.a.) : bir kum yığınının üstüne çıkarak bizzat ezan okudular ve namazımızı kıldırdılar.
Herkesde daha büyük bir mahcubiyet oluştu.
Aslında edeb "Şeyh efendinin sözünün havada/boşlukta bırakılmaması" idi. Ancak, insan böyle numune şahsiyetler yanında terbiye oluyordu.
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by asım »

Niğde ziyaretlerini neticelendirmiş ve yola çıkmak üzere arabalarına binmişler, emniyet kemerlerini takmışlardı. (Bu bütün seyahatleri boyunca müşahade etmiş olduğum "vazgeçilmez bir âdeti idi". İhvanlar arabanın etrafında, O'nu (rh.a.) yolcu etmek üzere hazır bekliyorlardı.
Geçenlerde asıl yurduna göçen Muhiddin Akın ağbi (Yüce Rabbim rahmet ve hocalarımızla beraber eylesin) kapılarına yanaşarak "Efendim! Hanımlar yola çıkmadan evvel ikramda bulunmak üzere sofra hazırlamışlar" dedi. Hocaefendimiz (rh.a.) bir anlık duralamadan sonra "Peki!" dediler, emniyet kemerlerini çözdüler ve eve çıkıldı.

Bunun bir benzerini de Ereğli'de yaşadık. İvriz'e yapılan ziyaret tamamlanıyor ve öğlen Ankara'ya hareket edileceği duyruluyor. Kardeşlerimiz hocaefendimizin sekreteri İsmail Bey'e ricada bulunuyorlar, "Hocaefendimiz buralara kadar gelmişler Alabalık yedirmeden göndermek ayıp olur" diyorlar. İsmail Bey de, Ankara'da da yapılacak faaliyetler olduğunu ve işi uzatarak proğramı bozmanın uygun olmayacağını söylüyor. Öğle namazı kılınıyor, çıkılıyor. Hocaefendimiz (rh.a.) arabaya biniyorlar ve ilk iş olarak "emniyet kemerini" takıyorlar. Bu arada sanki geçmiş zamandan gelmiş/eski filimlerdeki gibi bir "balıkçı kılıklı" adam geliyor ve hocaefendimizin yanına yanaşarak : "Hocaefendi! Bizim İvriz'in alabalığı meşhurdur. Yemeden gitmek olmaz." diyor. Hocaefendimiz "Peki!" diyorlar ve mahallin ihvanı önümüze rehber, konvoy alabalık tesislerine gidiliyor. Hem ihvanımız, hem alabalık tesis işleticileri çok memnun oluyorlar. Tabii biz de.
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by asım »

Ya HUU wrote:Hocamızın başının üstünde yara izi gibi bir iz var, o doğuştan mı bi kaza sonucumu?
Hocaefendimiz (rh.a.)'in bir hastalığı sebebiyle cildine akseden durumdu. Türkiye'den ayrılmadan önce başgöstermişti. (Yanılmıyorsam!)

Bir de böyle başlıklara da ben hemen atılıyorum. İyi mi yapıyorum, kötü mü yapıyorum; onu da tam kestiremiyorum.

Yüce Allah'tan hayırlar dilerim.
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by Abdüllatif »

asım wrote:
Ya HUU wrote:Hocamızın başının üstünde yara izi gibi bir iz var, o doğuştan mı bi kaza sonucumu?
Hocaefendimiz (rh.a.)'in bir hastalığı sebebiyle cildine akseden durumdu. Türkiye'den ayrılmadan önce başgöstermişti. (Yanılmıyorsam!)
Asım Ağabeyciğim, çok özür dileyerek düzeltmek istiyorum.
Az önce babama sordum;

Hocamızın cildindeki bir hastalık imiş, hocaefendi yıllarca tedavi edilmesi için uğraşmış ancak başarılı olunamamış.
Babamın bir arkadaşı var Dr. Hidayet Çınar. İhvanımızdan iyi bir ağabeyimiz. 98 Yılında Hac'da bir krem ve vitamin hapı vermiş hocaefendimize ve onun tedavisinden fayda görmüş ve iyileşmiş.

Hocamız başına kremi sürdüğü zaman güneşte durması gerekiyormuş bir müddet. Şu fotoğraf hocamız tedavi için Mescid-i Haram'ın avlusunda güneşlenirken izin alınarak çekilmiş bir fotoğraftır:

[align=center]Image[/align]
Ya HUU wrote:Avusturalyamı orası neresi? Kim çekmiş bunları?
Top oynadığı ve salıncaktaki fotoğraflar 1997 Almanya'da çekilmiş. Sanıyorum Kütahya'dan Rahmi Ünal Bey'in çektikleri olduğunu tahmin ediyorum.

Gözlüklü fotoğraf ise Avustralya'dan.
asım wrote:Nihayet hocaefendimiz (rh.a.) : bir kum yığınının üstüne çıkarak bizzat ezan okudular ve namazımızı kıldırdılar.
Maraştan değil ama bu konuyla ilgili iki fotoğrafı paylaşmak istiyorum, Asım Ağabey'in yüksek müsadeleriyle:

Cemaatle namaz fotoğrafı Avustralya,

Image

Hocaefendi'nin ezan okuduğu fotoğrafı vardı bir de, onu şimdi bulamadım. Daha sonra yükleyeyim inşaallah!
Onun yerine Avustralya'dan başka bir fotoğrafı paylaşayım:

Image
asım wrote:Bir de böyle başlıklara da ben hemen atılıyorum. İyi mi yapıyorum, kötü mü yapıyorum; onu da tam kestiremiyorum.
Asım Abi, bu söylediğinizi size yakıştıramadım. Hayırlı iş, kötü olur mu?
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
Zeyneb Büşra
Genel Yetkili
Genel Yetkili
Posts: 872
Joined: 28 Jul 2007, 18:09

Re: M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by Zeyneb Büşra »

Asım bey, bilgide bencillik etmeyip, hatıralarınızı biizmle paylaşmakta gönüllü olduüunuz için size gerçekten müteşekkiriz. Allah sizi ve tüm müridanı dünya ve ahiretin hayırlarına erdirsin. Gözlerimiizn yaşarmasına, özlemimizin depreşmesine vesile oldunuz. Bizler küçüktük, tanıdık, gördük, bildik ama çok ama çok az. Sizlerden öğreneceğimiz çok şey var. Lütfen yaşadıklarınızı hissetmekten, yaşadığınız güzellikleri duymaktan bizi mahrum bırakmayın.

Allah'a emanet olun.
Zeyneb Büşra
Genel Yetkili
Genel Yetkili
Posts: 872
Joined: 28 Jul 2007, 18:09

Re: M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by Zeyneb Büşra »

15.01.2009

Ben acizim, kalemim aciz. Hüzün yuva kurmuş yine gönül bahçeme,

yeni bir yılın Şubat'ı gelirken. Ayrılığın ateşiyle yanan, nice zamandır

susukun gönlümden bir 'ah' çıkmış, benim kırık kalemim dile gelmiş,

dökülmüş satırlara yitik cümleler. Güneşin aydınlığını tasvire ne

hacet, Zaten o ışığa hep hasret kalmışım. Gam dile gelmiş, işte o

kadar...

Hiç hayat bulamamış, boynu bükük hayaller kalmış benim yüreğimde.

Hani yıllar önce siz buraya geldiğinizde, kaldığınız, istirahat ettiğiniz

odanın yakınlarında olmak isteyen, 'Sadece hocamızın etrafında bir

yerde olmak istiyoruz, sabaha kadar uyumayız, bir köşeye kıvrılır

otururuz.' diyen müridlerin vardı. Bir lahza da olsa tebessümünüz

onlar için kardı. İşte o zamanlar küçük bir çocukken ben, yıllar sonra

sizin yakınlarınızda bir yerlerde olmanın hayalini kurmuştum hep. En

zor zamanlarımda böyle avunurdu yaslı yüreğim. Acılar çizikler atıp

kanattığında kalbimi, yaramı saran biri vardı hani her daim

hayalimde.

Evleneceğim zaman davetiye ilk size yollanacaktı, nikahımı siz

kıyacaktınız, bebeğim olduğunda ismini siz koyacaktınız, biraz

büyüdüğünde eliniz öptürüp dua isteme yıllar önce kendim aynı

amaçla geldiğim gibi huzurunuza getirirdim. Evime geldiğinizde

seccadeniz, havlunuz zaten hazırdı. Hani hepis olacaktı.... Yarım kalan

hayaller...

Ayrılıktan, size doymak bir yana, o mis gibi havaınızı sadece

birkaç nefes içime çekebilmiş olmaktandır benim hicranım. Sizin

ikliminizde hayat bulmuş benim gönlüm, kaybetmenin acısındandır

belki de bir gece yarısı akan iki damla gözyaşım.

Özlem düşmüş nasibime. Yolunuzu gözlerken uzak diyarlardan, bir kış

günü tabutla gelen hocamı özlerim. Kavuşacağımıza dair umudu

canlı tutmak için çırpındığım hayattaki hocamı özlerim.

Gözyaşı kurumaz, akar ayrılığın bir kor gibi gönül toprağına düştüğü

o günden beri. Kendine ağlar, özlemi gurbeti mesken edinmiş

hocasına olan yüreklere ağlar, muhabbete ırak kalmış gönüllere

ağlar. Yarım kalmış hayallere ağlar.

Ben aciz, talebeniz olmaya bile layık olmayan. Siz içinde katre bile

olamayacağım derya. Benim kırık, mahzun kalemimin sizi anlatmaya

yetmez takadi. Zaten size tam anlamıyla talebe olamamış, sizi idrak

edemeyecek kadar küçük bir gönülmüş o zamanlar, bu kalemin

sahibi.

Yine de içten gelen gamlı bir 'ah' ile döker gücü yettiğince satırlara

bir cümle:

' Ruhum benenden ayrılıp ahirete göçtüğünde aniden, şeyhim, bu

acizin tutar mısınız elinden? '

FBŞ
Aynı kalemden çıkmış diğer bir yazı için
http://gucduvani.com/forum/viewtopic.php?f=116&t=51
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by asım »

Hocaefendimiz cennetmekân'ın Fethiye'ye uzanan bir yolculuğunda aklımda kalan iki şeyi aktarmaya çalışayım:

Şoför mahallinin yanındaki koltukta oturan bir ihvanımız (yorgunluktan olsa gerek) dalmış ancak bu arada bazı istemdışı hareketlerde bulunmuş. Bir müddet devam eden bu hal üzerine uyandığında, şoförlük yapan ihvanımız :

"... ağbi! Rüyanda ne gördün?" demiş. O da cevap vermek yerine başka meseleleri açmaya çalışmış. Ancak şoförlük yapan ihvanımız üstelemiş ve and vermiş. Bunun üzerine O da:
" Rüyamla sen ve ben mahşerde beraberiz. Bir büyük ateş gitgide bize doğru yaklaşmakta, hararetini git gide daha da artarak hissetmekteyiz. Birbirimize sarılmış, kaygımız artmış bir halde iken, birdenbire beyaz bir at üstünde beyazlar giymiş bir halde Hocamız geldiler. Ateşle aramıza girdiler, at şaha kalktı. Hocaefendimiz sağ ellerinde beyaz bir kağıdı ateşe doğru uzatarak :
"Onlar benim ihvanımdır!" diye haykırdılar. Bunun üzerine ateş bizden uzaklaştı. Rüyamda bunları görmüştüm" demiş.
Şoförlük yapan ihvanımız ertesi gün hocaefendimizle evden çıkılırken, birazda hocamızın kendisine olan sevgisinden cesaret alarak :
"Efendim! ..... kardeşimiz bir rüya görmüşler. Şöyle-şöyle. Efendim! Biz sizin gerçekten ihvanınızmıyız?" diye sormuşlar. Hocaefendimiz (rh.a.), bir an yüzüne bakmış ve iki eli ile iki yanağından çenesine doğru sıvazlamış, gülümsemiş ve ilerlemiş.
Bu, neye işaretti. Nasıl bir anlam çıkartmalıyılar. Sonunda şu fikre vardılar :
Hocaefendimiz
"Evet, siz benim hakiki ihvanımdansınız" deselerdi o andan sonraki hayatımız nasıl olurdu? İşi sağlama/garantiye aldık diye, devrilirmiydik.
Ya da, "Hayır siz benim henüz ihvanım sayılmazsınız" deseydi, ümitsizliğe düşüp, doğru yoldan kayabilirmiydik.

Bu cevap onları, hocaefendimizi daha çok sevmeye, sözlerini daha dikkatle dinlemeye ve uygulamaya koymaya yöneltti.
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by asım »

Aynı yolculukta namaz vakti biraz gecikmiş olarak Fethiye'ye ulaşılmış ve cami cemaatine katılınamamıştı.
Misafir olunan evin damında (nasıl anlatılır bilemiyorum, kiremitsiz, çatısız) namaz kılınacak ve oturulacak yer hazırlanmış. Hocaefendimiz (rh.a.) ile birlikte kafileye katılan bizler gibi davetsiz misafirler de olunca yer sergisinde sıkıntı hasıl oldu. Ve serilmiş seccadeler aralarla ve yan olarak serilmeye başlandı. (Böylece iki-üç kişi bir seccadeden istifade edilmiş olacaktı.
Hocamız cennetmekân geldiklerinde seccadeleri kaldırttılar ve kıble yönüne tekrar koydurdular. Namaz için illa seccade gerekmediğini eğer kullanılacak ise gerek bu seccadelerin ve gerekse diğer alet ve eşyaların kullanım amaçlarına uygun olarak kullanılması gerektiğini ifade ettiler.
Düşündüğümüzde buna benzer çok olayları yaşadığımızı farkettik ve o günden sonra her nerede böyle bir olayla karşılaşsak kardeşlerimize bu olayı anlattık.
Yüce Allah (c.c.) derecelerini/makamlarını yüksek eylesin, bizleri de şefeatlerine erdirsin. (âmin)
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by asım »

Yazılanlardan destek bulup bir de çenem düştümü peşpeşe sıralıyorum. Yüce Allah (c.c.) dünyada ahirette yakınlarında olanlardan eylesin. İnsanın içine hasret ateşi düştümü....

Bundan böyle günde bir-iki hatıramı nakledeyim de peşpeşe hatıralar olunca belki okuması da zor gelir. Veya aşağıya doğru bakmak atlanır.
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by Abdüllatif »

asım wrote:Hocamız cennetmekân geldiklerinde seccadeleri kaldırttılar ve kıble yönüne tekrar koydurdular
Böyle bir şeyi bir yerden duymuştum ama aktarmak için kaynak bulamamıştım. Çok iyi oldu, Allah razı olsun.
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
User avatar
Ya HUU
Posts: 111
Joined: 14 Jan 2008, 22:00
Kan Grubu: 0 (+)

Re: M. Es'ad Rh.A Hocaefendimiz ile İlgili Herşey

Post by Ya HUU »

Hay Allah razı olsun Asım Abi. Muğlalı olaraktan ayrı bir heyecanla okudum yazınızı. Daha bekliyorum devamını :). Muğla merkeze de uğranılmış kurşunlu camiinde namaz kıldırmış hocamız öyle duydum ben, burda bir din kitapları satan amca anlattı; amca o zamanları kurşunlu camisinin imamıymış (yada müezzini). Lütfen ayrıntılı bir şekilde anlatırmısınız Muğla ziyaretini hocamızın.
Düşüncelerine dikkat et ki; sözlerin olur.
Sözlerine dikkat ki; davranışların olur.
Davranışlarına dikkat et ki; alışkanlıkların olur.
Alışkanlıklarına dikkat et ki; kaderin olur...
Post Reply

Return to “Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Rh.A”