NEDEN KAD?

[anchebout]

NEDEN KAD?

?Kendimizi, genç ya da ihtiyar, kadın ya da erkek ayırımı yapmadan, suni mazeretler üretmeden, her gün, her an eğitip, sürekli geliştirmeliyiz.

Analitik ve kritik düşünmeyi öğreten kitapları alıp anlayarak okuyup, günlük hayatımızda tatbik etmeliyiz. Bugünden itibaren, daima ayarını doğru yola göre kontrol ve teftiş edip düzenleyeceğimiz, kişisel hayat planımızı yapmalıyız. Önce hakkı bilmeliyiz, o zaman kimin hak olduğunu anlarız. O adamın bu adamın peşinde koşmamalıyız. Bir takım şeylere körü körüne bağlanmamalıyız. Hür olmalı, tek başımıza da olsa kendimizi, dünya da kalmış tek kişi olduğunu düşünerek, Haktan ayrılmadan, yapacaklarımızı kendimiz tespit etmeli ve yapmalıyız.

Yetişmiş meslek erbabı insanların, münevverlerin, mütehassısların, eğiticilerin, tüccar ve sanayicilerin neticede aklı eren her iyi niyet sahibinin, dünya gidişatını yönlendirmeye çalışan sistem ve organizasyonları daha iyi tanıyıp politikalarını ve neticelerini hesap edebilmeleri için, kritik-analitik düşünmeyi öğrenmelerine destek olmamız lazım. Gelişmeleri doğru değerlendirme ve anlama yeteneği geliştikçe iyi insanların dünya politikalarında daha aktif ve belirleyici rol almaları ve iyiliği ön plana çıkarma fırsatları doğacaktır. Dolayısıyla herkes kendi işiyle meşgul olsun kavramını; iyiler, gidişatı kendi istikballeri açısından kavrayıp doğru olan yöne gelişmeleri yönlendirsin diye kampanyalar yapmamız lazım.

Bilgilerimizi, inançlarımızı, amellerimizi, düşünce, duygu ve kanaatlerimizi, davranışlarımızı, fikri ve ruhi yapımızı sağlam, sahih, ana kaynaklara uygun hale getirmeliyiz. Bu amaçla kendimizi sürekli sorgulamalıyız. Bilgi dağarcığımızı delillerle, ilmi dayanaklarla zenginleştirmeliyiz. Her türlü hurafeden, bidatlerden, yozlaşmış geleneklerden ve çağdaş yanılgılardan, fitnelerden uzak durmalıyız. Böylece, sloganik düşünce ve söylem tarzından uzak, derinlikli bir düşünce bütünlüğü kazanabiliriz?.

Uzun söze ne hacet!

Sadece gerçeğe bağlı, hiçbir yönlendirmenin yönlendiremediği; tahminlerin, duyguların, ön yargıların belirlemediği; kişiye, gruba, ülkeye ve tüm insanlara rağmen, sadece ve sadece doğru olanı yapmak ve yaptırmak için ve kendimizle yüzleşmek için işe düşüncelerimizden başlamalıyız.

ZİNDE

[Leyla Hanne]

Neden Nureddin Hocamız sizce kad a bu kadar önem verdi. Evet zindede ve bir çok kitapta neden kritik analitik yapıyoruz veya yapacağız anlatılıyor ama sebep ne olabilir???????

Ne kadar hocamızın sözlerini dinliyoruz. Mesela bir çoğumuz bu kitapları alıp okumuştur incelemiştir ama ayşe ali hüseyin bize şu konuyu kritik yap dediğinde hocamız ne kadar yapabiliriz yada yapsak bile doğruluğu, kesinliği niyetimiz ne evet devamlı düşüneceğiz önyargılardan uzak bir biçimde ama bazı şeylerin alt basamaklarına inmezsek mutlu olamayız, sonuçlara ulaşamayız, insan sevemeyiz insan çekemeyiz. Mesela neden çoğumuz aaa bu önceden aklıma gelmemişti deriz demi neden diyoruz bunu, demek ki birşeyler eksik bizde

[Zeyneb Büşra]

Açıkçası şimdiye kadar bastırılan KAD kitapçıklarından çok istifade ettiğimi söyleyemeyeceğim doğrusu. Bundan ben de rahatsızlık duyuyorum. İşin teoriğinden çok örneklendirici paylaşımlarımız olursa bu bölümde gerçekten çok memnun olurum ve istifade etmiş olurum. Allah'a emanet olun.

[seyir]

Esselamualeyküm kardeşlerim.

Bende çok detaylı inceleyemedim, temel tanımlarını ve bahsettiğiniz kaynakları sadece okuyabildim. Ama doğru/yanlış bişeyler anladım.

KAD" metodunun bana anlattığı ve NEDEN KAD?

Bilinçaltı diye bir olgudan bahsedilir. İnsanın, yaşadığı çevresinde edindiği tecrübelerin, toplandığı yer, olarak anlıyorum şimdilik. Karar ve söylemlerini bu bilgiler(bilinçaltındaki tecrübeler) ışığında oluşturması..
Bence, bu oluşumun sorgulanması sonucu, iyileştirilmiş bir karara ulaşmadır KAD.
Bence KAD, bu bilinçaltı hapsine bağlı kalmamanın bir yolu. Mesela bir olaya yorum yapacağım zaman direk ağzımın söylemek istediği şeyleri susturup, "bi dakka dur bi, sen ne diyeceksin? neye binaen, ne kadar doğruluk dairesindesin?" gibi sorgulamalarla kendini bu konuda yola sokma metodu. Söylemek istediklerimin temelleri neye dayanıyor ve bu temeller sağlammı? Ne kadar doğru konuşuyorum?
Söyliyeceklerimin doğruluk muhasebesini, söylemeden yapıp sunmamdır KAD.
Örneğin ben kendi kendime bir fikre karşıyım. "Hayır arkadaş, bu böyle olmaz, saçma bu iş!!". Bu tepkimin temelini incelediğimde sağlam nedenler bulamıyorsam, ben bunu bilinçaltımla cevaplandırmış oluyorum. Ezbere cevap..
Bu cevabı vermeden önce kendimde bunun muhasebesini yapmamdır KAD.
Yaaa! bi dakka, ben böyle düşünüyorum ama, tepki gösteriyorum bu fikre karşıyım ama neden? Heee, anladım. Bana bu fikir ben bilmeden aşılanmış ve artık öyle kabul etmişim. Oysaki mevzu şu şu nedenlere binaen doğru. Ben bu olayı doğrulamam lazım. Hmmm. Gibi düşüncelerle, söylemleri, düşünceleri, fiilleri yapmadan evvel rayına oturtma sistemi de diyebilirim. Tefekkür fırsatlarında kendi kabullendiğimiz olgularıda süzgeçten geçirmemizin çok faydalı olacağı da aşikar. Neticede insan "Yaa ben böyle bir insanmışım ama yanlış insanmışım, düşüncelerimin konuştuklarımın ne mesnedi ne kaynağı var. Beni medya,kamu,piyasa eğitmiş de haberim yokmuş. Ben doğru adam olmam lazım. Allah(cc) bana akıl vermiş, düşünmeyi bilmiyorsam öğrenmem ve düşünerek doğruları seçerek yaşamam lazım yaa! diye bir kabuktan sıyrılma da denebilir KAD.
"AMAN!! ı bile düşündürmeden sindirir çevre seni midesine ve kusulacağın günü sabırsızlıkla beklersin..Ümitsizce." İşte bu ümid KAD.
KAD için gerekli olanlar ise, önyargısız hareket, doğru kaynaklara sahip bilgi birikimi ve ahlaki olgunluk.
Malum, medya o kadar yaygın ki, artık insanları haberleri olmadan istedikleri gibi eğitebiliyorlar. Birçoğumuzda bu sistemin içinde savrulup gidiyoruz. Bir reklam sisteminden bahsetmişti bir arkadaşım. Mesela siz bir film seyrediyorsunuz, film şeridinden hızla geçen karelerin arasına bir reklam sokuluyor mesela. Örneğin Saniyenin yüzde biri hızında ekranda bir yazı beliriyor ve kayboluyor. Siz bunu hızından ötürü farkedemiyorsunuz.. Fakat gözünüz bu hızda geçen bilgiyi alıp bilinçaltınıza işleyebiliyor. Sadece siz farkedememiş oluyorsunuz. O geçen yazıda mesela "Bir coca cola içsem de ferahlasam, canım çok istiyo" gibi bir yazı. Ve sizde bir coca cola içme isteği bastırıyor. Zaten asitli ferah tadı nefsinizi okşuyor birde bilinçaltınızdan hatırlatma sinyalleri geldiği zaman..”Oğlum! git bakkaldan bi cola al diyebiliyosunuz." O geçen yazıyı fark etmediniz ama sizi geçip bilincinize farkettirdiler... Neyse böyle sistemleride uyguluyorlar. Bu ve benzeri konuları, detaylarıyla araştırıp formumuzda yayınlamamız da gerekir diye düşünüyorum

Özetleyecek olursam, ezbere oluşmuş fikirlerimin, doğru ve sağlam temeller süzgecinden geçirilip hayatıma aksetmesine vesiledir KAD.
Ayrıca KAD ile AKL-I SELİM kavramlarının eğitsel içeriğinide çok yakın buluyorum. Hemde çok. Aklı selime ulaşmanın antremanlarıdır KAD, da diyebilirim.
Muharrem Nureddin(ks) Hocamız, özellikle içinde bulunduğumuz ortam için mükemmel bir konuyu gündeme getirmiştir. Bu tavsiyesi şeksiz şüphesiz dikkate şayan mı şayandır. Çok kritik ve gözle görünmeyen bir düşmana, GÜM!! diye basiret tokmağını indirip bir yol açmıştır. Bizlerede, açtığı bu yolda cihad düşüyor.

Not: Bilinçaltı; varlığının kesinliğini net bilemememe rağmen ucundan kabul ettiğim bir olgudur. Bunun kritiğini yapıp doğruluğuna net inanacağım bir bilgiye henüz sahip değilim. Bilginize..

Esselamualeyküm

[Leyla Hanne]

Seyir arkadaşım çok güzel açıklamış bir şeylerin farkına varıp ilk düşündüğünü konuşmak yerine tekrar düşünmek görünmeyeni görünen hale getirmek Nureddin Hocamız çok güzel bir noktaya temas etmiş bence. Ben Kad'ı bir seminerde şöyle dinlemiştim.Çok da hoşuma gitti devamlı zihnimdedir bu konu geçtiğinde direk aklıma bu gelir.

"YARATICI,ANCAK YARATICI BİR BEYİNDE BULUNUR."

Hepimiz Allah'ı seviyor öğrenmek istiyorsa düşünen bilinçli müslüman olcak!

[Abdüllatif]

Seyir arkadaşım çok güzel açıklamış bir şeylerin farkına varıp ilk düşündüğünü konuşmak yerine tekrar düşünmek görünmeyeni görünen hale getirmek Nureddin Hocamız çok güzel bir noktaya temas etmiş bence. Ben Kad'ı bir seminerde şöyle dinlemiştim.Çok da hoşuma gitti devamlı zihnimdedir bu konu geçtiğinde direk aklıma bu gelir.

"YARATICI,ANCAK YARATICI BİR BEYİNDE BULUNUR."

Hepimiz Allah'ı seviyor öğrenmek istiyorsa düşünen bilinçli müslüman olcak!

Demek yaratıcı bir beyin ha!
Bu sözü kim söylediyse hocamızdan zerre kadar haberi yok demek!!!

Hocaefendimiz "yaratmak" kelimesini Allah'tan başka bir varlık için kullanılmasına şiddetle kızıyordu. Bknz: Sohbetleri

[Leyla Hanne]

Orada yaratmak derken kastedilen üretmek, paylaşmak ,düşünmek sadece kafiyeli olsun diye o şelikde kullanılmış.
O kişiye gelince zannetmiyorum zerre kadar haberi olmadığını ama o kelimeyi kullanması açısından kızabilirsiniz siz bilirsiniz.

[Abdüllatif]

Orada yaratmak derken kastedilen üretmek, paylaşmak ,düşünmek sadece kafiyeli olsun diye o şelikde kullanılmış.
O kişiye gelince zannetmiyorum zerre kadar haberi olmadığını ama o kelimeyi kullanması açısından kızabilirsiniz siz bilirsiniz.

Hocamız da zaten üretmek, paylaşmak, düşünmek yerine yaratmak kelimesinin kullanılmasına kızıyor.
Bir araştırayım da, bulabilirsem ekleyeyim hocamızdan bir alıntı...

[mnctosman]

Bence hocamız bizi doğru düşünen ve doğru düşünme sanatını hayatınını her noktasına uygulayan insanlardan yapmak istiyor. Onun verdiği mesajları anlayıp da hayatına uygulayanlara ne mutlu..