Sen Kiminleydin?
Posted: 12 Dec 2008, 18:04
Vaiz efendi kürsüde halka sohbet etmekte ve ahiret alemini onlara anlatmaya çalışmakta idi. Sohbet o noktaya geldi ki, vaiz :
“Herkes sorguya çekilecek.
Allah (c.c.) sahip olduğun ilmi ne şekilde, nasıl kullandın diye soracak.
Sahip olduğun malı mülkü nasıl kazandın diye soracak.
Sahip olduğun malı mülkü nasıl, nerelere harcadın diye soracak.
Ömrünü nerede harcadın diye soracak.
Yediğini, içtiğini nereden, nasıl temin ettin diye soracak.
Aile efradına yedirdiğini içirdiğini nereden nasıl temin ettin diye soracak.
…….soracak, ……..soracak, ……….soracak diye sıraladıkça, sıralıyormuş. Ancak neticede “O halde mü’minler/Müslümanlar ……………………… yapmak lazım” diye bir türlü neticeyi bağlayamayınca, cemaat arasında bulunan bir büyük zât (zannedersem Şıblî hazretleri) :
“Hoca efendi! Allah teala (c.c.) bu kadar tafsilatlı sormaz. ‘Ben hep seninleydim, peki sen kiminleydin?’ der” buyurmuşlar.
“Kitabın ortasından konuşmak” denir ya! Mübarekler hep kitabın ortasından konuşurlar. Az ve öz, ancak meselenin temelini söylerler.
Kur’ân-ı Kerîm’de :
Haşr Sûresi 59/19. "Allah’ı unuttuklarından dolayı, (Allah’ın da) kendilerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar, yoldan çıkan kimselerdir."
(Yüce Allah’ı unutanlar, O’nun emir ve yasaklarını yaşantısına karıştırmayanlar, kalpleriyle akılları arasındaki bağlar kopmuş çarpık kimselerdir. Zaten Allah’a yabancılaşanlar, O’nunla irtibatını kesenler, nefislerinin ve teknolojinin esiri olup Allah’dan başka şeylere taparcasına bağlanacaklar ve onlardan zevk alıp günah deryasında devam edeceklerdir. Bunun yanında yüce Allah’ın onlara kendilerini unutturması da çok vahimdir. Çünkü kendini unutan insan ve toplum hayvânî duygulara yönelecek, böylece cehenneme götürecek şeyleri cazip görecek, öz benliğini, şahsiyetini, mânevî değerlerini unutup kendine yabancılaşacaktır. Böyle bir fert veya toplum; artık yoldan çıkmış, mânen intihar etmiş, zillet ve esarete dûçâr olmuş, rûhen köleleşmiş veya yok olmaya mahkum olmuş demektir. İşte yüce Allah bu iki tehlikeye karşı uyarmaktadır.)
Hadîd Sûresi 57/4 “O ……nerede olsanız sizinle beraberdir….” buyurulmaktadır.
(Feyzü'l-Furkân)
Allah'ım!
Yalnız olmadığımızı bize unutturma! (âmin)
“Herkes sorguya çekilecek.
Allah (c.c.) sahip olduğun ilmi ne şekilde, nasıl kullandın diye soracak.
Sahip olduğun malı mülkü nasıl kazandın diye soracak.
Sahip olduğun malı mülkü nasıl, nerelere harcadın diye soracak.
Ömrünü nerede harcadın diye soracak.
Yediğini, içtiğini nereden, nasıl temin ettin diye soracak.
Aile efradına yedirdiğini içirdiğini nereden nasıl temin ettin diye soracak.
…….soracak, ……..soracak, ……….soracak diye sıraladıkça, sıralıyormuş. Ancak neticede “O halde mü’minler/Müslümanlar ……………………… yapmak lazım” diye bir türlü neticeyi bağlayamayınca, cemaat arasında bulunan bir büyük zât (zannedersem Şıblî hazretleri) :
“Hoca efendi! Allah teala (c.c.) bu kadar tafsilatlı sormaz. ‘Ben hep seninleydim, peki sen kiminleydin?’ der” buyurmuşlar.
“Kitabın ortasından konuşmak” denir ya! Mübarekler hep kitabın ortasından konuşurlar. Az ve öz, ancak meselenin temelini söylerler.
Kur’ân-ı Kerîm’de :
Haşr Sûresi 59/19. "Allah’ı unuttuklarından dolayı, (Allah’ın da) kendilerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar, yoldan çıkan kimselerdir."
(Yüce Allah’ı unutanlar, O’nun emir ve yasaklarını yaşantısına karıştırmayanlar, kalpleriyle akılları arasındaki bağlar kopmuş çarpık kimselerdir. Zaten Allah’a yabancılaşanlar, O’nunla irtibatını kesenler, nefislerinin ve teknolojinin esiri olup Allah’dan başka şeylere taparcasına bağlanacaklar ve onlardan zevk alıp günah deryasında devam edeceklerdir. Bunun yanında yüce Allah’ın onlara kendilerini unutturması da çok vahimdir. Çünkü kendini unutan insan ve toplum hayvânî duygulara yönelecek, böylece cehenneme götürecek şeyleri cazip görecek, öz benliğini, şahsiyetini, mânevî değerlerini unutup kendine yabancılaşacaktır. Böyle bir fert veya toplum; artık yoldan çıkmış, mânen intihar etmiş, zillet ve esarete dûçâr olmuş, rûhen köleleşmiş veya yok olmaya mahkum olmuş demektir. İşte yüce Allah bu iki tehlikeye karşı uyarmaktadır.)
Hadîd Sûresi 57/4 “O ……nerede olsanız sizinle beraberdir….” buyurulmaktadır.
(Feyzü'l-Furkân)
Allah'ım!
Yalnız olmadığımızı bize unutturma! (âmin)