Letaifler

Başta hocaefendilerimiz olmak üzere büyük zatların tasavvuf tanımları, tasavvufun inceliğine dair yazılar, vs...
Post Reply
mnctosman

Letaifler

Post by mnctosman »

KALB LATÎFESİ

Velâyet makâmı itibariyle kalb, Âdem aleyhisselâmın makâmıdır. Bu makamdan tekâmül eden Âdemiyyul Meşreb olur. Bu latîfenin nûru sarı renklidir.

Kalb latîfesinin çalıştığının alâmeti, nûrunun arkadan altıncı ve yedinci kaburga kemiğinin arkasından çıkmasıdır. Nûru müşâhede edilemiyorsa, alâmeti kürek kemiği ile omurga arasındaki kaşıntı, uyuşukluk ve keçeleşme gibi durumlardır.

Kâmil Mürşîd bu nûru görür. Sâlik (mürid) bunu bazan görür, bazan görmez ve bazan da projektör gibi müşâhede eder. O anda şeytan veya cin arkadan kalbe müdahele etmek istediği zaman yanar. Bunun alâmeti de bazan korkunç bir ses, bazan da yanık çul kokusu gibi bir koku yayılmasıdır.

Bazan sancı da olabilir. Adeta kaburganın kırıldığı hissedilir. İğne batmış gibi acı veya kütürtü sesleri gelir. Bazan rûhtan akseder, o zaman nûru güneşten parlak bir enerji şeklinde olur.

RÛH LATÎFESİ

Bu makamdan tekâmül edene İbrahîyyul Meşreb, Nûhiyyul Meşreb denir.

Rûh latîfesinin nûru kırmızıdır. Çalıştığının alâmeti, arka kürek kemiği arası ile altıncı yahut yedinci kaburga arasından hararet çıkarır. Bu latîfenin yükselmesinde Esmâ-i İlahiyyenin tecellisi de mümkündür.

Rûh latîfesi yükselen kişi, sıfatlarından tecrid olur. ALLAH Teâlânın Cemal ve Kemal Sıfatlarını mahlûkatta müşahede eder.

Kemâliyeti anında cezbe ve Zât’i muhabbet tamamen ortaya çıkar. Böylece sâlik ALLAH’ın mahlûklarını sever.

Bu latîfe çoğu zaman parlak ve berrak bir cevher gibi olur. Nes-i Nâtıka da bunun kemaliyeti ile amip gibi kuvvetten düşer. Neticede müride merhamet, bast, mestlik, sürûr gibi rûhanî lezzetler tezahür eder.

SIR LATÎFESİ

Bu makamdan tekâmül edene Mûseviyyul Meşreb denir. Bu latîfenin nûru beyazdır. Bu mertebede Sıfât-ı Subûtiyye müşahede edilir.

Çalışmasının alâmeti, ateş latîfesinden, nefsi sevmek ve onun için gazablanmak arzuları tamamiyle yok olur. Yerine dînî gayret gelir.

Şunûaât-ı Zâtiyyenin tecellisi burada gerçekleşir.

Sâlik zatını O’nun Zât’ında fenâ (yok) eder.

HAFÂ LATÎFESİ

Bu latîfenin yükselmesiyle nifak yok olur. ALLAH Teâlânın ahlakıyla yani sıfatlarıyla ahlaklanmak gerçekleşir.

Bu makamda tekâmül eden Îseviyyül meşreb olur. Burada sâlik tüm masivâdan ayrılır.

Kalb makamında kemâl-i huzur, rûh makamında tamâm-ı cezbe ve Zât’î muhabbet, sır makamında vahdet-i tâmme, hafâ makamında kemâl-i istiğrak hâsıl olur.

Hafâ latîfesinin yükselmesinin alâmeti siyah nûrun tezahürüdür.

EHFÂ LATÎFESİ

Beden ve mülk âleminde hâkim olduğu gibi, diğer latîfelere kıyasla melekût ve emr âleminde en yüksek, en kuvvetli ve en kabiliyetlidir.

Bu makamdan tekâmül eden Muhammediyyül Meşreb olur. Muhammed Mustafa sallALLAHu aleyhi ve sellemin velâyet makamı budur.

Nûru yemyeşil, parlaktır.

Bu makam için söylenecek çok şey, çok hakîkatler vardır. Aklın ve keşfin çok çok üstünde ve ötesinde.

Kalb ilmi olduğundan burada akıl kanatsız bir kuş, dilsiz bir balıktır.

Azizlerle
Post Reply

Return to “Tasavvuf Yolu Nedir?”