Dostum, inan bana ki sana içimi göstermek istemiyorum. Eğer boş bulunup bâzı bâzı bu işi yapıyorsam, yine inan ki, tek penceresinde ışık olan bir ev gibi, esrar karanlıklarının ortasında ki bu tek ışık damlası, gönlüm çatısının ancak bir köşeciğini aydınlatır.
Eğer yine boş bulunup sana bir selam, bir söz armağanı gönderiyorsam, bu selamın, bu haberin, suya aksini bırakmış bir ağacın hikâyesinden hiç farkı yoktur. Nasıl o akiste ağacın her çizgisi mevcut, fakat ruhu gaipse, benim de sana gösterdiğim lafz ve haberde, içimin ancak bir gölgesinden, bir remzinden başka şey yoktur.
Ama ağacı, gölgesini suya saldığı için nasıl ayıplamıyorsan, beni de, sana ister istemez, içimden haberler verdiğim için hoşgör, kınama!
Samiha Ayverdi
Mektup yazma alışkanlığımız var mı? Hiç mektup yazdık mı sevdiklerimize ve cevap aldık mı? En son ne zaman?..
Arada gündeme gelir bu konu, nostalji yapılır ve kapanır.
Posta yoluyla olmasa da bu mektubu aldığım zaman çok mutlu olmuştum. Şimdi düşünüyorum, bir mektup arkadaşı edinmek hiç de fena olmaz.