Allah'ın Rızası

Post Reply
cahid
Posts: 62
Joined: 01 Aug 2007, 20:36
Kan Grubu: A (-)

Allah'ın Rızası

Post by cahid »

Hz. Aişe RA'ın Hz. Muaviye RA'a mektubundan:

Resulullah sav'den işittim; buyurdular: " Her kim Allah'ın rızasını, insanları kızdırmak pahasına elde etmek isterse; insanlara olan ihtiyacına karşı, Allah ona yeter. Kim de Allah'ı gazaba getirme pahasına insanların rızasını kazanmak isterse; Allah onu insanlara terk eder. "

(Kitâb üz-Zühd ver-Rekâkik- 199. hadisi şerif)
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

Allah'ın Rızası-2

Post by asım »

Selamün aleyküm!

Allah c.c. cümlemize bize hayrı hatırlatan ve hayra erişmemize vesile olan dostlar/kardeşler ihsân eylesin. (amin)
Kardeşimizin hatırlatmış olduğu hadis-i şerifin izâhını cennetmekan Mahmûd Es'ad COŞAN rahimehullah hocaefendimizden okuyalım mı?

haydi öyleyse, buyrun :

"ALLAH'IN RIZASI ve İNSANLARIN RIZASI

?Hazret-i Aişe Anamız RA'dan rivâyet edilmiş bir diğer hadis-i şerifte:

(Men iltemese rıdallàhi bisehatın-nâsi radiyallàhu anhü ve erda anhün-nâs, ve men iltemese rıdan-nâsi bisehatillah sehatallàhu aleyhi ve eshata aleyhin-nâs.) Hatırda mutlaka kalması gereken bir diğer hadis-i şerif bu... Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

"Kim Allah'ın rızâsını, Hoşnutluğunu, kazanmayı ümit ederse, niyet ederse; (bisehatin-nâs) insanlar kızsa bile, insanlar hoşlanmasa bile; yaptığı iş insanları kızdıracak bir şey bile olsa, Allah'ın rızâsını kazanmayı tercih ederse..." Allah'ın sevdiği râzı olduğu, sevaplı güzel bir iş, ama çevresindekiler memnun olmayacak... Olsun... İnsanları kızdırmak pahasına bile olsa, Allah'ın rızâsını arayan, onu isteyen, ona niyet eden bir kimse ne olur?.. (radıyallàhu anhu) "Allah ondan râzı olur." Neden?.. Allah'ın rızâsını istiyordu. Benim rızâmı istiyor diye, Allah ondan râzı olur.
Başka?.. (ve erda anhun-nâs) "Allah insanları da ondan râzı hâle getirir, insanlara da onu sevdirir, insanlar onu severler." Halbuki bu insanların hoşnutluğunu düşünmemişti, hattâ insanları kızdıracak bir şey bile yapmıştı; ama insanlar yine onu sever. Neden?.. Gönülleri yönlendiren Allah'tır. Allah insanlara onu sevdirir. Kızdıracak iş yaptı ama, Allah'ın rızâsını kazanmak için yaptı.

Diyelim ki, bir toplantıda doğru sözü söyledi. Adam doğruyu söyleyince dokuz köyden kovacaklar, insanlar sevmeyecek ama, doğruyu söyledi. Bunu Allah sevsin, Allah râzı olsun diye, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yaptı. Tamam, Allah onu sever, Allah ondan râzı olur; bir...

--İnsanlar kızabilirdi...
Hayır! Allah insanların gönlüne sahip olur, hâkim olur. İnsanları da ondan hoşnut ve râzı eder. Evet, ilk başta biraz kızarlar ama, sonra; "Yâ bu adam doğru söylüyor, dürüst adam, dobra dobra hakîkati söyledi. Evet biz hoşlanmadık ama, adam haklı..." derler, severler. "Bu adam dürüst, bu adam itimâta şâyan, bu adam iyi adam!" derler. Bak, Allah sevdirir.

Demek ki insanları kızdırmak pahasına bile olsa, Allah'ın rızâsını kazanmak isteyen insandan Allah râzı olur. İnsanları da, o doğruyu söyleyen, doğru işi yapan, iyi işi yapan, Allah'ın rızâsını kazanmak için davranan insandan râzı eder, onu sevdirir.

Bunun aksi:
(Ve men iltemese rıdan-nâsi bisehatillah) Allah'ın kızması pahasına, insanları hoşnut etmek isteyen insanlar da olabilir. Meselâ ne olur?.. Kalkar bir fıkra anlatır, bir komiklik yapayım der. Bunu neden yapıyor? İnsanları güldürmek için, hoşnut etmek için, insanların gözüne girmek için... Tamam, ama yaptığı şey günah, söylediği söz günah; Allah'ı kızdıracak bir şey, Allah'ın sevmeyeceği, râzı olmayacağı bir şey... İnsanların hoşnutluğunu, rızasını kazanmak için, kalbini kazanmak için Allah'ı kızdıracak işi yapanlar ne olur?.. (sehatallàhu aleyh) "Allah'ın gazabına mâruz olurlar. Bir kere Allah onlara kızar ve yaptığı rızâsına aykırı işten dolayı onu cezâlandırır. (ve eshate aleyhin-nas) İnsanları da ona kızdırtır."

Üç beş kişiyi güldürecek, hoşnut edecek bir iş yaptı ama, güya onların hoşnutluğunu kazanacaktı ama; Allah'ın hoşnutluğunu da kazanamaz, öteki insanların da hoşnutluğunu kazanamaz. Sonuç itibariyle hiç birisi sevmez. "Bu adam kötü bir adam, bu adam dalkavuk bir adam..." filan derler, insanlar yine sevmezler. Halbuki onların kalbini kazanmak için, Allah'ın sevmediği işleri yapmağa kalkışmıştı. İnsanlar da sevmez, Allah da sevmez.

Onun için her yaptığımız işte Allah'ın rızasını kazanmayı düşüneceğiz, aziz ve sevgili kardeşlerim!.. Yani insanların sevgisini, hoşnutluğunu kazanmak için, alkışını kazanmak için, veyahut oy kazanmak için, kendisinden hoşnut olan insanların adedini arttırmak için, sözü eğip bükmeğe lüzum yok!.. Doğruyu söylemek lâzım, hakkı söylemek lâzım, hakkı tutmak lâzım!.. "İnsanlar severse sevsin, sevmezse sevmesin; kızarsa kıssın, kızmazsa kızmasın; o bana âit değil! Benim vazifem hakkı söylemek, doğruyu söylemek, güzeli söylemek, haktan yana olmaktır, doğrudan yana olmaktır." diyecek, öyle hareket edecek!.. Bu çok önemli bir kanun...

Türkiye'nin %99'u müslüman biliyoruz, ama ben diyar-ı gurbette Türkiye'deki olayları tâkib ediyorum. İnsanda vatan hasreti daha cûşa geliyor, "Türkiye'de ne oluyor, ne bitiyor" diye, dışarıdan televizyonları, radyoları, gazeteleri dikkatle tâkib etmeğe çalışıyorum. Çok ahlâksızca işler oluyor, çok edepsizce işler oluyor, çok yanlış hareketler oluyor. Bu böyle gün gibi âşikâr, halkın gözü önünde, halkın sahnesinde herkes oynuyor, görüyoruz. Yapılan işleri görüyoruz, söylenen sözleri duyuyoruz, kimin hangi dalavereleri çevirdiğini görüyoruz. Bu ülkenin %99'u müslüman, kimse de kalkıp, "Ben kâfirim, ben Allah'ı inkâr ediyorum!" demiyor; veya diyecek olan kimseler yok denecek kadar az, diyemiyorlar. Oyalan yanlış işleri yapanları da biliyoruz, aslında kâfir değil ama, bu yetmiyor.

Bu hadis-i şerif önemli bir kural, Müslümanların bunu öğrenmesi lâzım!.. Allah'ın rızâsını kazanmağa çalışmalı; insanlar isterse memnun olsun, isterse hoşlanmasın... Doğruyu söylemeli, doğruyu işlemeli. İnsanların hoşnut edeceğim diye de Allah'ın rızâsına aykırı, yanlış yollara sapmamalı, yanlış işleri yapmağa girişmemeli!..

Bu çok önemli bir kural! Onun için biz tasavvuf yolunda kardeşlerimize öğretmeye çalışıyoruz. Diyoruz ki:
"--Her işinizi Allah rızâsı için yapın, 'İlâhî ente maksûdî ve rıdàke matlûbî' deyin; 'Yâ Rabbî, benim maksûdum sensin! Ben seni seviyorum, senin rızânı kazanmağa çalışıyorum, her yaptığım iş senin rızân için!' deyin, ve öyle hareket edin! Bu sözü söyleyin ve bu sözün eri olmağa çalışın!" diyoruz.

Öyle dalkavukluğa, yalan yanlış işlere, kimse kaymamalı! Hele müslümansa Allah'ın azabından, gazabından korkmalı, yanlış işlere girişmemeli!..

Aziz ve sevgili kardeşlerim, bu çok önemli bir kaide... Aksi takdirde, aksine hareket edersek, günah işlemiş oluruz. Günah işleyince de ruhu, kalbi, işi, gücü, maddesi, mânâsı mahvoluyor. Bir önceki hadis-i şerifte onu anlatmıştım; hem kalbi kararıyor, hem içinde kötü huylar doğuyor... Hem ibadete tembellik olduğundan, hayırları, sevapları işlemekte geri kalıyor; hem da geçimi daralıyor, maaşı azalıyor, kesesi boşalıyor, bereketsizlik oluyor. Onun için, her şeyi Allah'ın rızâsına uygun yapmağa çalışmalı!"

"Cuma Sohbetleri-1 Allah'ın Gazabı ve Rızası" isimli eserden. Sözden yazıya aktararak, yayınlayarak, istifademize sunanlardan Allah (c.c.) razı olsun. (amin)
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
cahid
Posts: 62
Joined: 01 Aug 2007, 20:36
Kan Grubu: A (-)

Re: Allah'ın Rızası

Post by cahid »

Allah razı olsun, hadisin şerhinide okumuş olduk.

Allah bizleri sevdiği ve razı olduğu kullarından eylesin. Amin.
Post Reply

Return to “Hadis”