Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Tekkemizin yolu, prensibleri, adâb ve erkânı, vs.
maneviyat

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by maneviyat »

Serid Ömer kardeşim eklediğiniz eserde vahdeti vucud ve şuhud hakkında daha fazla ekleyebileceğiniz konular varsa eklerseniz sevinirim...
Serid Ömer
Posts: 991
Joined: 06 Jan 2008, 19:26
Kan Grubu: A (+)

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by Serid Ömer »

Vahdeti vücud ;Cezbe;huzûr,beraberlik,ilhamlar,kevni olan(maddenin sırlarına ait olan)keşifler,misal aleminin keşfi, ve mülk aleminin seyri kalp latifesinin sırlarının alemi imkan dairesinde cereyan eden hallerinden bazılarıdır(Alemi imkan,varlık alemidir)Bu sırların cereyan ettiği yer,feleklerin altındadır.
-Melekut alemi meleklerin,ruhların,cinnilerin ve semalar üstü varlıkların seyir alemidir.Melekut aleminin cereyan ettiği alem bir yönü ile imkan dairesine girer.(Yani bu ruhanilerin maddeye karıştıkları ve maddi olarak gördükleri vakıadır.)Evet,melekut aleminde seyredenlerin yarı yarıya felekler altında bulunan mülk aleminde seyrettikleri görülmektedir.
Afaki olarak bu seyir için tasavvuf büyükleri diyorlar ki;
-Belki de kamil bir huzur,beraberlik hali ve kuvvetli cezbe hali ikinci dairede(melekut aleminde)meydana gelmektedir.Mülk alemi ise ilahi fiillerin tecellilerine ait sırlardan ibarettir.(Hak Teala’nın ismi)ve sıfatının gölgesindeki manevi yolculuğa gelince:Bu seyir dairesine,velayeti suğra(küçük velilik)dairesi denir.Velayeti suğranın alameti,melekut alemine yönelişin yok olma ve o alemi altı yön(doğu,batı,kuzey,güney,alt ve üst)ile kuşatıp kalbi velayeti suğra dairesine kavuşmaktır.Temsili bir idrakle,basit vucüdun ve bütün varlığı Allah-u Teala’nın varlığı ile beraberliğini görmek de,esma ve sıfatın gölgesinde seyr’in işaretidir.
- Tevhid-i vücudi’nin sırlarının salik tarafından keşfedilebilmesi çok,çok ibadet ve tatta bulunmaya,şeytan ve bunların sevdirdikleri şeylerle mücadele etmeye ve onlarla ilgili şeyleri terk etmeye zikir ve tefekküre devam etmeye,gerçek sevgili olan Allah’a ve onun sevdiklerine aşk ve muhabbetle yönelmeye bağlıdır.Bu makamda salikin kalbi kudsi olan her şeyi kendisine cezp eder(çeker).Yönelişi de kudsi olan şeylere olur.Salikin yaptığı mücadelelerin hepsi,hepsi her türlü manevi lekelerden arınır.Bilhassa böyle bir salikin kalbi gaflet kirlerinden temizlenir.Öyle duruma gelir ki;Allah-u Teala’nın isimler ve sıfatlarının gölgesinin aksine ayna oluş durumuna gelir de,O’nun esma ve sıfatına mahsus olan tecelli gölgeleri salik tarafından pırıl,pırıl seyredilir.Bu seyre dalan miskin aşık o derece kendisinden geçer ki,sevgilisini de göremez hale gelir.Salik bu makama sevgilisinin gözünden esma ve Allah’ın sıfatlarına ait olan gölgenin akisi ve tasavvuru ile açık bir şekilde ulaşır.
-Konuşmalarına şathıyyat karıştıranlar,sevgililerinin suretinin içini defalarca görür,sevginin sarhoşluğu ile kendilerinden geçerler.O zaman salikte sırrındaki kavuşmanın hayali meydana gelir.Gördüğü şey sevgilinin aslı mıdır?Yoksa gölgesi midir?Farketmez.Salik bu halinde kendine hakim olamaz ve Hak ile Hak olduğunu,Hakk’ı gördüğünü çekinmeden söylemekten kendini bir türlü alamaz.
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.
Serid Ömer
Posts: 991
Joined: 06 Jan 2008, 19:26
Kan Grubu: A (+)

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by Serid Ömer »

-Cenab-ı Hakk’ın esma ve sıfatının gölgelerinin tecellisini salikin devamlı olarak seyretmesi onu o hale getirir ki,hayalinde ki,sevgilisinin sûret ve aynını devamlı surette gördüğü için,Hakk’ı gördüğünü ve maksadına erdiğini zanneder.Açık olarak :”Enel Hakk”(Ben Hakkım)”Ben beni noksan sıfatlardan tenzih ederim.”gibi sözler söylemeye başlar.Salikte”Enel Hakk”sırrının görünüşü işte budur.Bir hadis-i kudside şöyle buyurulur;”Ben kulumun zannı üzereyim”Yani kulum beni nasıl bilirse ben de öyleyim.
-Kula Allah tarafından yapılan bir muamele,kulun zannına en uygun düşenidir.İşte bu halin sahibi nefsinden ve nefsani zevklerinden uzaklaşarak fena(yok)mertebesine erince kendisinden bu hal meydana gelmektedir.Fakat bu gibi kimselere karşı fena davranmak ve onları çekiştirmek doğru değildir.Zira onlar dış görünüşlerinden dolayı kendilerine söylenenlerden çok uzaktırlar.Onlar bu halleri ile Allah-u Teala’nın veli ve kendilerinin geçmiş kullarına dahil kimselerdir.
-Ey Salik!Bilmiş ol ki;Tevhidin gelişme makamı olan kalbin ikinci daireye(kalpte Cenab-ı Hakk’ın esma ve sıfatına ait tecellilerin gölgesinin değil,aslının müşahede edildiği makama)kavuşmasından önce,şeriata muhalif olan Tevhid(birlik)tecellilerinden ve vahdeti vücuttan bahsetmek,avam tabakasına ait ham bir hayalden başkabirşey değildir.Kendilerinde olmayan halin varmış gibi ifade edilişi,onlara dünya ve ahretlerini yıkmaktan başka bir şeye yaramaz.
-Onlar Allah’ın(son olarak seçtiği İslâm)dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerdekiler(in hepsi)ister istemez O’na teslim olmuşlardır ve ancak O’na döndürülüp götürüleceklerdir. ÂL-İ İMRAN SÜRE:83
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.
Serid Ömer
Posts: 991
Joined: 06 Jan 2008, 19:26
Kan Grubu: A (+)

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by Serid Ömer »

VELAYETİ KÜBRA
-Velayeti Kübra Cenab-ı Hakk’ın Esma sıfat ve Zat’ına mahsus olan dairede seyirden ibarettir.
-Ey Salik!
İyi bil ki:Ne zaman salik Tevhid-i Vücudi ve Allah-u Teala ile beraberlik sırrına ererse,o zaman vicdanında Arşı Mecid’den hatta Arş’tan daha yüce bir makamdan zeminin altına kadar uzanan alemlerde zerreler de dahil olmak üzere her şey’i kuşatmış olarak yayılan bir nur görür.Bu nurun renkle ilgisi bulunmamakla beraber semavi ve koyu bir görünüşte olduğu söylenebilir.Allah-u Teala ile beraberlik sırrına eren ve Tevhid-i Vücudinin şereflisi olan kimse o nur’u,güneşin doğuş anındaki netliği gibi görür.
VELAYETİ ULYA
-Ey Salik!
Bilmiş ol ki;büyük peygamberler ve meleklerin dışında kalan velilere mahsus olarak görülen haller,Allah-u Teala’nın isim ve sıfatlarının gölgeleridir.Hak Teala’nın isim ve sıfatlarının görünüşünün gölgeleri olan bu mertebenin seyrine de,velayeti suğra adı verilmiştir.Yine Kamil olan mürşid salikte(Şerhi Sadır=göğüs genişliği)meydana gelmesi için yönelişle bulunur da;salik bu himmet eseri yönelişle beyin faaliyetinin göğüsle yakın ilgisini görür.Ve yine bu himmetin eseri olarak göğsünde genişleme hali bulur.
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.
Serid Ömer
Posts: 991
Joined: 06 Jan 2008, 19:26
Kan Grubu: A (+)

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by Serid Ömer »

Kemalat-Yücelikler;
Kemalat üçtür:
1-Nübüvvet makamının kemali,
2-Risalet makamının kemali,
3-Ülül Azim makamının kemali,
-Kamil mürşid olan şeyh salike merhamet edip onun fazilet ve derecesini yükseltmek istediği zaman ondaki toprak unsuruna teveccüh buyurur ve salike latifesine yapılan bu yöneliş ile nübüvvet velayetinden feyiz gelir.Bu öyle bir kemaldir ki,bu kemal zat’i ve daimi tecelliden ibarettir.Bu makamın ma’rifeti bütün ma’rifetleri yitirmektir.Yine bu makamda zaman,keyfiyet ve renkler,gizli olan haller dahil bir işe yaramaz hale gelirler.Bu makamda i’tikat ve imana taallûk eden şeylerin kuvveti meydana çıkar.
-İkinci mertebe risalete mahsus kemal mertebesidir.Bu mertebe de mürakabe yine Zat’a yapılır.Zat’a yapılan mürakabe risaletteki kemal’in de kaynağıdır.Bu makamın feyiz ve bereketi salikte meydana gelen birlik heyeti üzerine gönderilir.Vahdaniyyet heyeti ise alemi emir ve alemi halk’ın hepsine birden verilen bir isimdir.
-Üçüncü mertebe Ülül Azim kemalatından ibarettir.Bu makamın feyiz’i ilmin bu mertebe kemale ermiş olması ve yine bu mertebedeki nurların diğer mertebelere nisbetle daha çok tecelli ile beslenmiş bulunması dolayısı ile Vahdaniyet heyeti üzerine varid olur.Bu makama ulaşan kimseler mürakabelerini Zat’a yaparlar.Bu durum ise Ülül Azim makamında kemalatın kaynağıdır.
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.
Serid Ömer
Posts: 991
Joined: 06 Jan 2008, 19:26
Kan Grubu: A (+)

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by Serid Ömer »

İLAHİ HAKİKATLER
-Ey hakikatin talibi olan salik!
Bilmiş ol ki:Ülül Azim velayetinin kemalatından sonra salikin sülükü iki tarafa vuku bulur.Bu da mürşidin ihtiyarına bağlıdır.Mürşid ne tarafa isterse saliki o tarafa sülük ettirir.Bu iki taraftan birisi:Hakikatı ilahiyye tarafıdır ki;bu taraf Kabenin Kur’anın ve namazın hakikatınden ibarettir.İkinci taraf da:Hakaiki Enbiyalarından ibarettir.
GERÇEK MÜRŞİDİN TEVECCÜHLERİ
(Kur’an hakikatlerinde teveccüh)
-Bir mürşid salike ne zaman Kur’an-ı mecid’in hakikatinde teveccüh bulunursa Allah-u Teala Hazretleri azamet ve kibriyasının çadırı altında o teveccüh bereketiyle bir takım sırlar meydana çıkar.Kendisine teveccühte bulunulan salik misal aleminde Kabenin hakikatını ve keyfiyetini görür de ta ki,gördüğü bu hakikatten Kur’anın hakikatine erer.
-Allah-u Teala’nın büyüklüğü O büyüklüğünün altında bulunanların varlığına delalet eder.Kur’anın hakikatı mertebesinde Kur’an’a ait genişliğin ancak ufak bir parçası mürakabe ve müşahede edilebilir.
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.
Serid Ömer
Posts: 991
Joined: 06 Jan 2008, 19:26
Kan Grubu: A (+)

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by Serid Ömer »

Mürşidin namaz hakikati dairesinde teveccühü
-Kur’an-ı Mecid’in hakikatı dairesinde teveccühten sonra mürşid-i kamil olan zat salike namazın hakikatı dairesinde teveccühte bulunur.Bu teveccüh buyurulan makamda salik şerhi sadır’ın(göğüs genişliğinin)olgunluğunu syreder ve yaşar.Bu makamda her şeyi müşahede etmek mümkün olmakla beraber,ancak Allah-u Teala’nın Zat’ının görülmesi mümkün olamaz.Zira Zat’ının sırrını yine Zat’ı bilir.
Mürşidin sırf mukaddes ma’budiyyet dairesinden teveccühü
-Mürşidi Kamilin(salike)namaz dairesinde teveccühünü sırf mukaddes ma’budiyyet mertebesine çevirir.Bu makam öyle bir makamdır ki,burada salikin ayakların bağı çözülür.Makamın zirvesinde aczin doruğuna çıkar.Yine bu makamda salikin seyri manevi yolculuğu sona erer.Salik burada kulluk makamlarını bir,bir dolaşır.Bu makamın yolculuğu görerek meydana gelir.Bu makamda(La ma’bûde illallah)mübarek kelimesinin sırrı ortaya çıkar.
Hakaiki Enbiyaiyye(Nebilerin hepsine dair müşterek hakikatler)
-Bütün nebilere ait hakikatler,hz.İbrahim,hz.Musa,hz.Muhammed ve Ahmed Aleyhisselam ile ilgili hakikatlerden ibarettir.Ey Salik!
Bilmiş ol ki,İlahi hakikatlerde yükselebilme salikin faziletinin derecesine bağlıdır.Nebilere ait hakikatlerde yükselebilme ise salikin muhabbetinin derecesine göredir.
Kamil mürşidin sırf zati mahbubiyyet dairesinde teveccühü
-Kamil mürşidin sırf mukaddes mabudiyyet mertebesi dairesinde teveccühünden ve neticelerinin izahından sonra yine kamil olan mürşid sırf Zati olan sevgi dairesinde teveccühte bulunur da,bu dairede seyreden salike zati olan mürakabe emir ve tavsiye edilir
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.
Serid Ömer
Posts: 991
Joined: 06 Jan 2008, 19:26
Kan Grubu: A (+)

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by Serid Ömer »

TAKRİB(YAKINLIK-ERME-OLMA)MERTEBELERİ
-Allah-u Teala Hazretleri’ne kavuşma yolu olan tasavvuf yolunda dürdüncü ve son mertebe TAKRİB mertebesidir.Bu da verdiği nisbete sadık salikin şartlarına uygun olarak HALVET ‘e girmesidir.Bu halvet,salikin Allah-u Teala Hazretleri ile baş başa kalmasından başka bir şey değildir.Salik bu halvette Zikr’e devam eder.Bir an bile zikir dışında kalmaz;adeta salikin iradesi dışında alıp verdiği nefesi gibi olur.Artık bu mertebe de ve uçsuz bucaksız seyir esnasında salike gösterilen varlık Hakk’ın nurunun aynasından görünür.
-Ey insanlar!Yeryüzündeki helal ve temiz şeylerden yiyin.(Pis ve haram olan şetleri yiyip içmede)şeytan(ve benzerlerin)in adımlarını izlemeyin.Çünkü o(nlar)sizin için apaçık bir düşmandır/O size anacak kötülüğü hayasızlığı ve Allah hakkında bildiğiniz şeyleri söylemenizi/iddia etmenizi emreder. Bakara süre:2/168-169
SOHBET VE ÂDABI
-Ey Hakikat yolunun yolcusu!Bilmiş ol ki,sohbetin üç faydası vardır.Birincisi faydası:muhakkak ki,haya ehlinin sohbeti saliki yolundan dönmekten kurtarır.Kişiyi nefsine isyanı sevdirecek duruma gelmekten uzaklaştırır.Kulu isyandan uzaklaştırmak nefse ağır gelir.Sohbetin bereketi ve kudsi ruhaniyetin kuvvet ve kudreti ile ,nefsi isyandan uzaklaştırmaya çalışmaktan ibadete yaklaştırmak daha kolaydır.
-İkinci faydası:Muhakkak ki,kalplerin ilmi ancak sohbetle elde edilir.Zira bir kimsenin hali gerçeğin ifadesi elde edilir.Zira bir kimsenin hali gerçeğin ifadesi olan sohbetle düzelirse onu kimse bozamaz.
-Üçüncü faydası:Muhakkak ki,salik nefsi ile her zaman ibtila(imtihan)halindedir.Eğer salik kendi başına hareket ederse bazen onu şeytan bir takım hayaller,vehimler bozuk itikatlar zararlı fikirler tembellik hile ve aldatmacılık,zındıklık,istidrac(harika)ve bunlara benzer şeylerle aldatır.Bu durumda şeytan kendi hesabına zafere ulaşır.Salik daima mürşidi ile olan sohbet ve muhabbetten ayrılmamalıdır.
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.
Serid Ömer
Posts: 991
Joined: 06 Jan 2008, 19:26
Kan Grubu: A (+)

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by Serid Ömer »

TELKİN VE DAYANAĞI
-Sohbet intisabın icabı olup şartları arasına girince intisabda sahih bir izinle gerçek bir mürşide bağlı,o da silse yolu ile ta Allah’ın Resûlüne kadar uzanan silsele içindeki mürşidlerden birisiden izinli bir mürşidin müntesibi olan mürşide intisab eden salike tasavvufu talim ve vazifelerini telkin etmesi ile meydana gelir.
KALBİ ZİKİR
-Zikr-i hafi denilen kalbi zikrin telkinine gelince:Bu ismi zat olan Allah lafzının nefi’siz isbatı ile telkin olunur(Yani sadece Allah lafzını olarak telkin olunur.Nitekim Allah-u Teala Hazretleri,Kur’an-ı Kerim’in En’am süresinin 91.ayeti celilesinde şöyle buyuruyor
-(Yahudiler de”Allah hiçbir insana bir şey indirmedi”demekle,Allah’ın kadrini gereği gibi takdir etme(miş ol)dular.(Resûlüm!Onlara:)”Öyleyse Musa’nın,insanlara nur ve doğru yol gösterici olarak getirdiği Kitab’ı kim indirdi?Halbuki siz onu bir takım kağıtlara(yazıp)koyuyor,onu(n işinize gelen kısmını)açığa çıkarıyor,bir çoğunu da gizliyorsunuz.Sizin de,atalarınızın da bilmediği şeyler(Kur’an’da)size öğretilmiştir.(İşte o Kitab’ı indiren e Allah’tır.)”de.Sonra bırak onları,daldıkları(bataklıklar)ında oynayadursunlar.
En’am süre:6/91
TEVHİD
-“La ilhe illallah”lafzı ile ifade edilen tevhide gelince:Bilmediler ki,kim Allah-u Teala’ya teveccühte bulunduğu halde kalbi başka şeylerle meşgul olursa,o kimse ile Allah arasına perdeler girer.Kim de O’nu zikrettiği halde kalbi O’ndan başka şeylerle dolu olursa yine o kimse ile arasına bin perde girer.Ey salik!Eğer zikir esnasında huşu göz yaşı,gönül yanması ve tevhidin tecellisine garkolma hali meydana geliyorsa,bu haller fetih ve gelişme alameti olarak bilinmelidir.
-Allah ki,kendisinden başka hiçbir ilah yoktur.O,Hayy ve Kayyum’dur(daima diri ve yarattıklarını gözetip yönetendir.Her şey,onunla varlığını devam ettirir.)Âl-i İmran süre:3/2
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.
Serid Ömer
Posts: 991
Joined: 06 Jan 2008, 19:26
Kan Grubu: A (+)

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by Serid Ömer »

KALBİ ZİKİR
-Zikr-i hafi denilen kalbi zikrin telkinine gelince:Bu ismi zat olan Allah lafzının nefi’siz isbatı ile telkin olunur.(Yani sadece ALLAH lafzını olarak telkin olunur.)Nitekim Allah(c.c)Kur’an-ı Keriminin En’am süresinin 91.ayetindeYahudiler de:Allah hiçbir insana bir şey indirmedi,demekle,Allah’ın kadrini gereği gibi takdir etme(miş ol)dular(Resûlüm!Onlara:)”Öyleyse Musa’nın,insanlara nur ve doğru yol gösterici olarak getirdiği Kitab’ı kim indirdi?Halbuki siz onun birtakım kağıtlara(yazıp)koyuyor,onu(n işinize gelen kısmını9açığa çıkarıyor,bir çoğunu da gizliyorsunuz.Sizin de,atalarınızın da bilmediği şeyler(Kur’an’da)size öğretilmiştir.(İşte o Kitab’ı indiren de)Allah’tır.”de.Sonra bırak onları daldıkları(bataklıklar)ında oynayadursunlar.Bu nisbet Allah’ın Resûlüne Sıddıkı Azam(r.a)’ın nisbetidir.Gizli zikrin telkini şeklinde olmuştur.Batini zikir dediğimiz bu zikir önce Sıddıkı Azam’ın kalbine yerleşmiştir.
TEVHİD
-“La ilahe illallah”lafzı ile ifade edilen tevhide gelince:Bilmedir ki,kim Allah-u Teala’ya teveccühte bulunduğu halde kalbi başka şeylerle meşgul oluyorsa,o kimse ile Allah arasına perdeler girer.Kim de O’nu zikrettiği halde,kalbi O’ndan başka şeylerle dolu oluyorsa,yine o kimse ile Allah arasına bin perde girer.Ey salik!Eğer zikir esnasında huşu gözyaşı,gönül yanması ve tevhidin tecellisine garkolma hali meydana geliyorsa bu haller fetih ve gelişme olarak bilinmelidir.
KELİME-İ TEVHİDİN HAVASSI(LÂ İLÂHE İLLALLAH)
-Kelime-i tevhidin özelliklerine gelince rivayet edildiğine göre,bir kimse yetmişbin defa”Lâ ilâhe illallah”derse Allah-u Teala onu cehennem azad eder.Allah’ın Resûlü bir hadis-i şeriflerinde buyuruyorlar ki,”ihlas ölçüsü dahilinde “Lâ ilâhe illallah”diyen bir kimseye Allah-u Teala göklerin kapılarını ardına kadar açar,hatta bu kimse büyük olan günahlardan sakınarak bu zikri yerine getirdiği takdirde,Arşa kadar uzanan mesafe kendisine açılır.Her günün sabahını akabinde günde bin defa “Lâ ilâhe illallah” diyenin Cenab-ı Hak onun rızık sebeplerini kolaylaştırır.
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.
Serid Ömer
Posts: 991
Joined: 06 Jan 2008, 19:26
Kan Grubu: A (+)

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by Serid Ömer »

ZİKİRDE EDEP
-Zikredecek kimse temizliği her şeyin önüne alır.Zakir elbisesini bedenini ve bulunduğu yeri tertemiz bulundurup,her zaman abdestli olmalıdır.Bazı velilere göre zikirden evvel iki rekat namaz kılmak icap ed er.Eğer mürşid tarafından bu namaz tavsiye edilmiş ise bu namazın rekatlarında birincisinde,fatihadan sonra süre olarak kafirun süresi okunur.İkinci rekatta ise fatihadan sonra ihlas süresi okunursa fayda husul eder.
-Zikir esnasında salikin kalbine zaaf,sıkılma,daralma ve lüzumsuz şeylerle meşgul olma halleri arız olursa ve bu yüzden kalpte tutukluk görülürse,derhal soğuk su ile abdest yenilenmelidir.Bu mümkün değil ise sıcak su ile abdest ile de yenilenebilir.Daha sonra her türlü gaflet ve uygunsuzlukları ile gerek Allahu Teala Hazretlerine gerekse mürşidine karşı olabilecek edep dışı hareketlerinden dolayı derhal yirmibeş defa tevbe istiğfar eder.Ayrıca iki rekat Allah(c.c)rızası için tevbe namazı kılar.Allah(c.c)lafzı en az beşbin defa söylemelidir.
ZİKİRDE NEFYİ İSBAT MESELESİ
-Zikri Sultani hasıl olduktan sonra,salike nefyi isbat tarif ve telkin olunur.Bazı mürşidler nefyi isbat dersinin,vücut esmanın (isimlerin)tecelliyatına boğulduktan ve vücutta zikre mani ne varsa yok olduktan sonra telkin olunabileceğini,bazıları zikrin feyzine mani olabilecek maddi alakaların vücuttan tam olarak çıkarılmasından sonra nefyi isbat’a geçilebileceğini yine bazıları da bedenin zikrinin zevki ile tam bir huzur hasıl olduktan sonra nefyi isbat’a geçilebileceğinin lazım geldiğini beyan etmektedirler.
NEFYİ İSBATIN RÜKÜNLERİ
Nefyi isbatın yedi rüknü vardır.
1-Vukufu kalbi,
2-Hapsi nefes,
3-Lafızların mana ve nakışlarının mülahazası,
4-Muhammed’ün Resûlüllah kelimesi,
5-Bazıkeşt ki,bud a(ilahi ente maksudi ver-rızake matlubi)lafzıdır.
6-Vukufu adedi(tek sayı üzerinde durmak ve tevhidin adedini yirmibir’e kadar çoğaltmak.)
7-Sayıları tek üzerinde bırakmak,
-Kim de Rahman(olan Allah)ın zikri(Kur'an'ı ve hükümleri)ni görmemezlikten gelirse,biz de ona bir şeytanı musallat ederiz ki,artık o,onun(ayrılmaz)arkadaşı olur. Zuhruf süre:43/36
-Bazıları Nefyi isbatın rüknünün dokuz olduğunu söylemişlerdir,Sekizincisini lafzai Celali(Allah lafzını)kalbe vurmak,dokuzuncusunu tevhidi tek adet üzerinde bırakmak olarak ifade etmişlerdir.
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.
ceyhun
Posts: 30
Joined: 04 Mar 2008, 11:20

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by ceyhun »

Konu açıldığından bu yana 2 yıldan fazla zaman geçmiş.

Bu temel eserin tamamının aktarılması için yeterli bir süre...

(Alıntıları aktaran arkadaşa emekleri için teşekkürler ederim; fakat gönül tamamının verilemesini arzu ediyor.)
Serid Ömer
Posts: 991
Joined: 06 Jan 2008, 19:26
Kan Grubu: A (+)

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by Serid Ömer »

CAMİ’UL USUL ZEYLİ
“Bismillahirrahmanirrahim”
-Ey Allah’ım!bu kitabı okuyan veya okunmasına sebep olan kimselerin imanını Sen koru!Bizi bağışla ve bizden razı ol!Tam olarak Seni tanımakta ve inanmakta bize yardımcı ol! Bizim işlerimizi başarıya ulaştır!hidayete eren bahtiyar ve mesut kullarından eyle!amin.
-El-ittihad:Her şeyin onun varlığı ile kaim olduğu ve mutlak varlığın sahibi olan yüce Allah’ın varlık ve birliğinde birleşmektir.Her şeyin Allah’ın varlığında birleşmesi demek kendi varlığı bakımından yok olmak ve ancak Allah’ın varlılığı ile varolmak demektir.Eğer böyle değil de,kendi varlığı ile birleşmiş olsaydı,o zaman varlıklar bir değil,çeşitlenmiş olacaktı ki,bu da mümkün değildir.O,mutlak birliği görmek ve onda birleşmek,ancak nafilelere devam etmekle elde edilebilir.
-El-Ahad:Kulun kendi varlığından gözlerini,tek ve mutlak varlığın sahibi yüce Allah’a döndürmesidir.Kendi varlığı ile ilgili bütün bağlarını kesip rahmet ve yardımı devamlı olan yüce Allah’ın varlığına bağlanmasıdır.
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.
Serid Ömer
Posts: 991
Joined: 06 Jan 2008, 19:26
Kan Grubu: A (+)

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by Serid Ömer »

-El-Ahed:Zat-ı ilahinin ismidir.Belirtme ,nisbet,sıfat ve sayı bakımından çokluğu nefy etmek ve zat-ı ilahinin her yönde tek olduğunu ispat etmektir.
-Ahadiyyet’ül-Cami;Bu da kendisi olması itibarı ile olmaktır.Bunun nefy ve isbatı yoktur.Bu sadece isim,sıfat,nisbet ve bütün belirtmeleri kendisinde toplanmakta ayrı bir özellik göstermektir.Buna”Ahadiyyet’ül-Cami”adının verilmesi ise,Ahadiyyet ve Vahdaniyet yani isim ve sıfatı birlikte bulundurmasından dolayıdır.
-İhsa’ul-Esmâ’il-ilahiyye:Bu da zat-i ilahi’nin birliğinde bütün beşeri özelliklerden sıyrılıp onun ebediliği ile beka bulmaktır.Onun zati ile varlık olarak bulunmak ise cennete girmeye vesile olacaktır
-El-Ahval;Bu kulun üzerine dökülen ilahi armağanlardır.Bu ilahi hediye kula,ya yaptığı Salih amel ve kendi nefsini kötülüklerden temizlemesi dolayısı ile ya da Allah’ın bizzat kendi ihsan ve bereketi ile verilmiştir.Buna”el-Ahval”adının verilmesi ise kulun beşeri sıfatlardan kurtularak hakkaniyet sıfatına yaklaşmasından dolayıdır.Başka manada insani sıfatlardan yüceliklere doğru yükselmesidir.
-El-İhsan;İbadet ve itaatla Allah’a yaklaşmak ve onu görüyormuş gibi ibadet etmektir.Burada Allah’ı zatı ile değil sıfatları ile görmektir.Kul yaptığı ibadetleri Allah’ı hakikaten değil yakinen görüyormuş gibi yapar.Çünkü,sende sıfat eserlerini kaldıran ve sende tasarruf sahibi olabilen O’dur.Kur’an da şöyle buyurulmaktadır:”Hiçbir canlı yoktur ki O,Allah,onu kudret elinde bulundurmasın.”Görme hadisesi,hakiki manada vasıfların kaynağı olan ve hakikati hakikatle gören Zat-i barinin tasarrufundadır.
-O halde,hakiki manadan gören sadece O’dur.O kullarını görür,fakat onlar,onu göremezler.İhsan makamı,müşahede makamı değildir.Bu sebeple ihsan makamında bir kul onu kendi eseri ile göremez.Ancak sıfatlar vasıtası ile yakinen ve onu görüyormuş gibi bir mertebe içinde kalır.Müşahede makamında ise,kul O’nu hakk-el yakin görür.Bu hakk-el yakin görme derecesi ise ruh ve ihsanın birleşip kökleştiği andır.
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.
Serid Ömer
Posts: 991
Joined: 06 Jan 2008, 19:26
Kan Grubu: A (+)

Re: Veliler ve Tarikatlarda Usûl

Post by Serid Ömer »

-El-İradetü:Muhabbetin başlangıcıdır.bazıları da bu makama hakikaten muktezalarını iç dünyamızda toplamak ve çağırmak için gönülde yanan bir ateş parçasıdır derler.
-Arâikküt-Tevhid:Bu zati isimlerdir.Zat-i ilahinin vahdaniyetine mazhar olma makamıdır.
-El-İsm:Tasavvufi istilaha göre,ism lafız değil zattır.Yani Alim ve Kadir gibi var olan sıfatların,Selam ve Kuddus gibi var olmayan sıfatların mana ve mefhumuna ism denir.Çünkü Kuddus zahiri tenzih ve temizliktir.
-El-Esma’üz-Zatiyye:İtibar ve bağlantı sebebi ile her ne kadar bir ilgisi varsa da,gerçek manada varlığı başka varlıklara bağlı olmayan ilahi isimlerdir.Mesela;Alim gibi bunlara ilk isimler,gaybi anahtarlar ve isimlerin önderi de denir.
-El-İsm’ül-A’zam:Bu bütün isimlerin cami’idir.Bazıları da bu (Allah)ismidir demişlerdir.Çünkü Allah bütün sıfat ve isimlerin mavsufu ve müsemması olan Zat-ı barinin ismidir.Bu sebeple zati varlığı ilahi varlıkla adlandırma ancak bu isimle (Allah)olur.Bize göre bütün isim ve sıfatlarla veya tek olarak zati varlığının kendisi olması itibari ile verilen isimdir.Kur’an da (O,Allah’tır ve tekdir)diye buyrulmaktadır.
-El-İstilâm:Bir kalp hastalığıdır.Sıkıntıya yakın bir bunalımıdır.Kemalat ve derecelerden aşağı kalmadır.
-A’râf:Her şeyde Allah’ı sıfatları ile görme makamıdır.Her ufuktan varlığı sezme ve ona doğru yücelme derecesidir.
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.
Post Reply

Return to “Gümüşhanevi Dergahı”