Allah Allah

Post Reply
User avatar
Yusuf Esad
Genel Yetkili
Genel Yetkili
Posts: 361
Joined: 29 Jun 2007, 17:08
Kan Grubu: B (+)
Location: İmtihan Dünyası

Allah Allah

Post by Yusuf Esad »

Yıllar önce şöyle bir hikaye dinlemiştim.

Ömrünün yarısı hapislerde geçmiş, ülkücülerin önde gelen aksiyoncularından, gazeteci-yazar, Demirel’e “O varken muhalefete gerek yok” dedirten, Parkinson hastası olduktan sonra Türkeş’e “titredim ve kendime geldim” diye mesaj gönderen Osman Yüksel Serdengeçti, 40’lı yıllarda TRT radyosunda konuşurken içinde “Allah” geçen bir cümle kurduğu için mahkemenin yolunu tutar.

O’da anlatmaya başlar.

“Efendim, halk arasında “Allah selamet versin, Allah’a ısmarladık” gibi dil alışkanlığı cümleler kurulur. Ben de olsa olsa böyle bir şey söylemişimdir.”

Bu izahatın ardından hakim tekrar sorar.

“Evladım sen bu ülkede Allah demenin yasak olduğunu bilmiyor musun?”

Serdengeçti “yutkunmadan” cevap verir.

“Allah Allah...!”

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın Anayasa Mahkemesi’ne sunduğu iddianameyi baştan sonra okuduktan sonra bu hikaye geldi aklıma.

Niyetim okuduklarım içinden itiraz edeceklerimi alıp ciddi bir yazı yazmaktı.

Ama doğrusunu isterseniz ciddiye alınacak tek bir paragrafın bile bulunmayan bir iddianameden nasıl ciddi bir yazı çıkartabileceğimi bilmiyorum.

Sadece bana “Allah Allah” dedirten iki suçlamayı aktarıp yazıyı bitirmek istiyorum.

İlki Cumhurbaşkanı Gül’le ilgili.

Gül, Dışişleri Bakanı iken TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu toplantısında bir konuşma yapıyor ve şunları söylüyor.

“İfade ve inanç özgürlüğünde kararlıyız. Herkes inandığını yaşayabilmeli. Herkes güven içinde, korkudan, endişeden uzak olmalıdır. Düşündüğünü, inandığını rahatlıkla ifade etmeli, inandığını rahatlıkla yaşayabilmelidir. İfade ve inanç özgürlüğü, işkenceden ve terörden tamamen arınmak, bizim hedefimizdir. Bununla ilgili yasal düzenlemelerin hepsi, kararlı şekilde gerçekleştirilmeye devam edecektir.”

Evet bu sözlerinden ötürü Cumhurbaşkanı şimdi siyasetten uzaklaştırılmak isteniyor.

Biliyorum bu da komik bir cümle oldu.

Zaten “kendi iradesiyle” siyasetten çekilmiş olan bir isim hakkında siyasetten uzaklaştırılması için dava açılırken yukarıdaki ifadelerin “alıntılanması”, insanı hayretler içerisinde bırakıyor.

Ak Parti’yi Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmakla suçlayan İddianamenin 56 ıncı maddesinde Erdoğan’la ilgili şöyle bir bölüm var.

“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 12.02.2008 tarihinde AKP TBMM Grubunda yaptığı konuşmada, kendisini ve partisini eleştiren Doğan Medya Grubuna hitaben “bunların derdi laiklik değil, menfaat hesabı. Bunlar köşeye sıkıştırma metotları. Tehditle bizden bir şey alamazsınız. Bunların istediği düzen demokrasi değil, diktatoryal düzen” dediği, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a yönelik olarak da “idam sehpasının yolunu gösteriyor. Biz bu yola çıkarken daha önce de demokrasiye inanmış insanların söylediğini söylüyoruz. Biz o beyaz çarşaflarla yola çıktık. Biz bu konuda bedel ödemeye hazırız. Bu konuda rahatız.” diye söylediği...

Ciddi bir yazı yazamamamın nedenini anlamışsınızdır umarım.

Ama şu son paragrafı birkaç kere okuyun bence.

Çünkü orada “Allah Allah” demenizi gerektirecek başka şifreler de var.
Mehmet Acet

Kaynak: http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=141932
"Aşıkların tüm sırları aşîkardır." Rumî
Post Reply

Return to “Köşe Yazıları”