Recep İvedik...

Forumda uygun kategori bulamadığınız yazılar...

Moderators: VYZ, Leyla Hanne

Post Reply
User avatar
andelib
Posts: 162
Joined: 10 Jan 2008, 19:11
Kan Grubu: B (+)

Recep İvedik...

Post by andelib »

Biraz uzun olmakla birlikte çok beğendiğim ve tüm tespitlere katıldığım bir yazı, Ali Murat Güven'den...

***
Elektronik posta kutum, geçen cumartesi sabahından bu yana, çoğunda mesajının altına gerçek ismini açıkça yazacak kadar bile yürek bulunmayan, her biri gece yarıları bilgisayar ekranının karşısına tüneyen sinsi birer sürüngene dönüşmüş durumdaki yüzlerce “klavye delikanlısı” tarafından gönderilen küfür ve hakaret cümleleriyle dolup taşıyor.

Yağmur gibi gelen bütün bu mesajların sebebi ise geçen haftaki sinema sayfamızda “Recep İvedik” adlı o acıklı filmi ve sorumsuz başrol oyuncusunu eleştirmiş olmam…
Benim geleneksel tarzımı bilirsiniz; insanca yaklaşımlara misliyle insanca yaklaşım, kavgaya ise misliyle kavga…
Hiç bir gazetecinin sözleşmesinde, aldığı maaşın karşılığında “lunaparkta yüzüne pasta atılan adam olma” şeklinde bir ön şart bulunmuyor. Dolayısıyla, kendi gölgesinden korkan bir takım isimsiz serserilerin o iğrenç hakaretlerini hayatımın hiç bir anında sineye çekmek zorunda değilim. Bu yüzden de “ulaşılabilir” nitelikteki (söz konusu insan müsveddelerinin çoğu, beleş elektronik posta servislerinde tek kullanımlık adresler açıp, küfür ve hakaretlerini yolladıktan sonra anında arazi oluyorlar) bütün mesajların sahiplerine onlara yakışan tarzda cevaplar vermekteyim. Çünkü, ülkemi 2000'lerde en doğudan en batıya dek kuşatan derin yozlaşma furyası, artık “sinir sistemi muhataplarına göre çok daha sağlam olanlar”ın kazanabileceği acımasız bir savaşa dönüşmüş durumda…
Bu tür küstahça taarruzları daha önce “The İmam” filmine gıcık bağlayanlardan, beyazperdede yeni bir homo-kahraman yaratma yönündeki heveslerini (en azından Türkiye'de) kursaklarına tıkadığım eşcinsellerden, (sonraları aralarından bazılarının “Ergenekonculuğa” terfi ettikleri gözlenen) bıyığı yeni terleme modundaki Polat Alemdar tayfasından ve (tepki verme biçimlerine son yıllarda artık bütünüyle New York varoşlarındaki Porto Ricolu çeteleri andıran bir “sürü psikolojisi”nin egemen olduğu) Ekşi Sözlükçüler'den de fazlasıyla görmüştüm. İstisnasız hepsi tarafımdan tek tek, kullandıkları üslûba paralel bir biçimde cevaplandırıldılar. Bazılarıyla hukuk yoluyla da hesaplaştık, hesaplaşıyoruz. Bundan sonra da her fırsatta hesaplaşmayı sürdüreceğiz. Namusum ve meslekî onurum söz konusu olduğunda, bu tür tiplere zerre kadar toleransım yok çünkü…
İşte, şimdi de sırada Recep İvedik adlı hödüğün çevresinde kümelenip, temellerini onun attığı yeni “magandalık tarikatı”na mensup olmaya heveslenen, vücudunun her hücresiyle haz badalasına dönüşmüş durumdaki başka bir grup var. Türkiye'nin halihazırdaki “gençlik kuşağı”nı oluşturuyor bu kitle…
Bir tepki mektubunu dahi derli toplu biçimde yazmakta yetersiz kalan Türkçeleri, fotokopi makinesinden çıkmışçasına birbirine benzeyen o derme çatla cümleleriyle, “Sen önce gişe rakamlarına bak ulan dallama” diyorlar. “Senin beğenmediğin o film, daha ilk haftasında cumhuriyet tarihinin en muhteşem gişe başarısını elde etti. Çatla da patla, biz Recep İvedik'i çok seviyoruz ve ölene kadar da onun esprilerine gülmeye devam edeceğiz. Şahan Gökbakar filmin bir yerinde 'Murat / Koyayım da tur at' esprisini yaptığı ve senin adın da Murat olduğu için durum ağrına gitti galiba…”
Ortada şaşıracak hiç bir şey yok aslında. Muhafazakâr olduğunu beyan eden bir iktidar, ülkede 1990'lardan bu yana -hızını her geçen gün biraz daha artırarak- ilerleyen “ahlakî erozyon” olgusuyla savaşma gerekliliğini bu denli geri plana itip, bütün enerjisini AB sevdasına ve enflasyonu düşürmeye harcarsa olacağı da buydu elbette…
Hayatın kadim değerlerine karşı bütün zamanların en pervasız ve küstah genç kuşağıyla karşı karşıya artık bu topraklar…
Ha, bu arada “muhafazakar kesim”i mi soruyorsunuz? Bırakın Allah'ınızı severseniz, ateş olsalar cürümleri kadar yer yakacak durumdalar… Böyle bir kesim gerçekten var mı yok mu, artık ondan bile ciddi ciddi şüpheliyim! Ağzından damlayan salyalar ve toplam 40-50 kelimeden ibaret kıt Türkçelerinin toparlayabildiği en galiz küfürler eşliğinde bir haftadır üzerime saldırıp duran yüzlerce, binlerce lümpenin karşısında, uğruna ömrümü verdiğim “muhafazakâr ebeveynler”den aynı süre boyunca gelen mesaj sayısı ise daha iki düzineyi bile bulmuyor. Bugüne kadar bütün yazıp çizdiklerim “cukkamı doldurmak” için ya, ondan dolayı gerek görmemişlerdir böyle bir mücadelede beni desteklemeye…
“Recep İvedik” trajedisi karşısında İslâmcı medyanın zavallı sessizliği bir kez daha gösterdi ki 10-15 yıl öncesinin hızlı mücahitleri artık tamamen araziye uymuş durumdalar. Diğer taraftaki kankalarıyla, stratejik ortaklarıyla kolkola vermiş, İvedik'in yellenmelerine gevrek gevrek gülüyor bu muhterem kardeşlerimiz. Yakışır size koçlarım, Peygamber ve Sahabe sizlerle gurur duyuyor! Ülkemiz, bir haftayı aşkın süredir, oluk oluk akan kanlarıyla alabildiğine “gerçek” bir savaşın tam orta yerinde… Karşımızdaki manzaranın hiç şakası yok; Mezopotamya bölgesinde, Irak'ın Amerikalılarca işgalinden bu yana yeryüzünde görülen en büyük boyutlu kara savaşı yaşanıyor. Binlerce askerimiz eksi 30 derece soğukta, Türkiye'yi baş düşmanı olarak bellemiş gözü kara bir topluluğu etkisiz hâle getirebilmek için canını dişine takarak mücadele vermekte. Şehit sayısı her geçen gün artıyor ve ülkenin dört bir köşesindeki evlerden yürek yakan ağıtlar yükseliyor. Muhtaç olduğu kudreti damarlarındaki asil kanda bulacağına inanılan muhteşem Türk gençliği ise sinemaların önünde “Recep İvedik” bileti kuyruğunda… Adımın karşısına döşenmiş ana-avrat saydırmalarla bezeli internet forumlarında geriye kalan boş yerleri ise “Gülmekten altımıza ettik”, “Ağzından çıkan her küfür ayrı bir lezzette”, “Acayip kafamızı boşalttık” tarzında yorumlar dolduruyor.
Atalarımız bu tür durumları tanımlamak üzere “böyle köye böyle imam” demişler. (Aslında benim uydurduğumdan çok daha keskin bir teşbih cümlesi kurmuşlar da, hadi onu kullanmayalım burada!) Hele bir dönüp bakın şu televizyon kanallarına; aralarından bir teki bile, günlerdir devam eden, bu yazının yazıldığı an itibarıyla şehit sayısının 30'a ulaştığı Güneydoğu Savaşı'na ilişkin olarak en küçük bir haysiyetli duruş, hayatını kaybeden askerlerin ailelerine karşı en basit bir insanî jest sergiliyor mu? Bütün ekranlar “vur patlasın, çal oynasın” eğlence pozisyonunda. Memleketin en önemli derdi “Acun'un bu akşam kimi zengin edeceği” olmuş çıkmış!
Velhasıl, canı feci şekilde yanan o bir avuç isimsiz aile haricinde çoğunluğun umurunda değil şehitler ve savaş…
Tıpkı, Osmanlı'nın çürüme döneminde Ruslar Yeşilköy'e dayandıklarında bile 20-30 kilometre ötede partiler vermeye devam eden o rezil İstanbul sosyetesinin yaptığı gibi…
Kitlelere içinde bulundukları bu utanç verici manzarayı hatırlatıp yüzlerine ayna tuttuğumuzda, çoğunun ağız birliği etmişçesine “Sen de bizim gibi bok ye, binlerce sinek yanılıyor olmaz” diye hömkürdükleri trajik bir kırılma sürecinin tam orta yerinde bulunuyoruz.
İlk saldırılardan yılmayıp, bu kokuşmuşluğun sorgulamasına devam ettiğimiz anda ise karşımıza cevap olarak “Recep İvedik”in hasılat rakamları konuluyor. Malûm, doğru sözün sağlaması, dinde de, imanda da, hukukta da “kelle hesabı”yla yapılır ya. Çoğunluk neye saldırıyorsa, o şey tartışılmaz doğrudur!

Bu arada, “120” filminin gişe rakamlarına göz attım geçenlerde… 1914 yılında Erzurum'daki Osmanlı tümenine cephane taşırken şehit düşen 120 Vanlı çocuğun öyküsünü anlatan bu güzel yapıtı iki haftada ülke çapında 200 binin birazcık üzerinde insan izlemiş. Biz burada kendimizi yırtalım; daha filmin adını bile duymamış bir sürü çocuk ve genç var ortalıkta… Önceki gece, Beyoğlu'nda çift salonlu Sinepop Sineması'nın önündeydim. Yan yana iki afiş asılıydı salonun kapısında. Bunlardan “Recep İvedik”e seanslar boyunca bilet bulunamıyor, hemen yanındaki salonda oynayan “120” ise tek kelimeyle sinek avlıyordu.
Dün de filmin yönetmeni Özhan Eren aradı; “Kesinlikle bir gişe şampiyonluğu beklemiyordum, ancak böylesine samimi bir çaba karşısında bu boyutta bir umarsızlık da içimi çok acıttı doğrusu” dedi. Dediğine göre, muhafazakâr medya bile sinema sayfalarında filme doğru düzgün yer vermeye gerek duymamış.
“Muhafazakâr medya” mı dediniz? Yok Özhan Bey, yok artık öyle bir medya! “Başörtüsü yasası” çıkınca ülkedeki her şey bir anda güllük gülistanlık oldu ve dediğiniz o medyanın bütün varoluş sebebi de ortadan kalktı. Çünkü, meğersem hayata dair tek derdimiz, söyleyecek tek sözümüz başörtüsüymüş bizim. Heybemizde başka hiç bir mücadelenin azığı yokmuş.
Zor bir ülke burası… Gerçekten çok zor bir ülke…
Ve benim kalbim, işimi yapmaya çalışırken gördüklerim, duyduklarım karşısında her geçen gün biraz daha fazla sıkışıyor.
Fakat nafile, bu derdin bir çaresi yok. Türkiye'nin çivisi çoktan çıkmış durumda.
Recep İvedik, belleği silinip yeniden formatlanmış milyonlarca müridiyle birlikte bizlere de “koyacağını koyacak”, bizler de son nefesimizi verene kadar paşa paşa “turumuzu atacağız.”
Böyle sefil bir hayat karşısında, nicedir, her aklıma geldiğinde şairin şu ünlü dizesini tekrarlıyorum:
“Ey sevgili, en sevgili!
Uzatma dünya sürgünümü benim…”
01.03.2008
__________________
“Engin deniz, taş atmakla bulanmaz. Gücenen bir arif, henüz sığ sudur...”
–Sadi-i Şirâzî
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Recep İvedik...

Post by Abdüllatif »

“Recep İvedik” trajedisi karşısında İslâmcı medyanın zavallı sessizliği bir kez daha gösterdi ki 10-15 yıl öncesinin hızlı mücahitleri artık tamamen araziye uymuş durumdalar. Diğer taraftaki kankalarıyla, stratejik ortaklarıyla kolkola vermiş, İvedik'in yellenmelerine gevrek gevrek gülüyor bu muhterem kardeşlerimiz. Yakışır size koçlarım, Peygamber ve Sahabe sizlerle gurur duyuyor! Ülkemiz, bir haftayı aşkın süredir, oluk oluk akan kanlarıyla alabildiğine “gerçek” bir savaşın tam orta yerinde… Karşımızdaki manzaranın hiç şakası yok; Mezopotamya bölgesinde, Irak'ın Amerikalılarca işgalinden bu yana yeryüzünde görülen en büyük boyutlu kara savaşı yaşanıyor. Binlerce askerimiz eksi 30 derece soğukta, Türkiye'yi baş düşmanı olarak bellemiş gözü kara bir topluluğu etkisiz hâle getirebilmek için canını dişine takarak mücadele vermekte. Şehit sayısı her geçen gün artıyor ve ülkenin dört bir köşesindeki evlerden yürek yakan ağıtlar yükseliyor. Muhtaç olduğu kudreti damarlarındaki asil kanda bulacağına inanılan muhteşem Türk gençliği ise sinemaların önünde “Recep İvedik” bileti kuyruğunda…
:cry:
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
User avatar
deniz
Posts: 449
Joined: 06 Dec 2007, 13:33
Kan Grubu: A (+)

Re: Recep İvedik...

Post by deniz »

Bugün yazıyı okuyunca çok üzüldüm , hayıflandım,kızdım, uzun zaman düşüncelerimden silemedim. İlimsiz, bilgisiz, şurusuz, edepsiz, seviyesiz vahim bir durum var ortada. Yazarın zehir zemberek ifadelerle anlattığı olay aslında çok boyutlu, en acı veren kısımları böyle seviyesiz ve edebsiz bir proje sinema diye gözler önüne seriliyor,ilimsiz bilgisiz , duyarsız insanlar bunu seyretmeye gidiyor, üstelik beğenilerini sunarak bir de onurlandılrılıyor, üstelik böylesi deli-saçması bir görüntü felâketi için birileri hakarete uğruyor....

Hani derler ya; başımıza taş yerine yağmur yağdıran gökler, söyleyin biz hangi milletteniz? :(
...Eğer bir mü'minin kalbin kırdıysan,
Hâkk'a eylediğin secde değildir.
User avatar
andelib
Posts: 162
Joined: 10 Jan 2008, 19:11
Kan Grubu: B (+)

Re: Recep İvedik...

Post by andelib »

Sadece duyarsız, bilgisiz zaten REcep İvedik görünümündeki maganda kılıklı insanlar gitse razıyım ben yine. Ama o kadar geniş bir kitle var ki bu tip bayağı, seviyesiz, ahlaksız esprilerden zevk alan. Yazık gerçekten de...
“Engin deniz, taş atmakla bulanmaz. Gücenen bir arif, henüz sığ sudur...”
–Sadi-i Şirâzî
Zeyneb Büşra
Genel Yetkili
Genel Yetkili
Posts: 872
Joined: 28 Jul 2007, 18:09

Re: Recep İvedik...

Post by Zeyneb Büşra »

:cry: :cry: :cry:

Sadece rollere özenmeyen ama 'Bir film izlemekten ne çıkar. Hoşça vakit geçirmek tek amacım.' diyerek sinemalara koşan aramızdaki içimizden bir takım insanlar da çok üzüyor beni.
Ahmed Ziyaeddin
Posts: 78
Joined: 15 Nov 2007, 22:54
Kan Grubu: 0 (+)

Re: Recep İvedik...

Post by Ahmed Ziyaeddin »

Tipik cumhuriyet nesli müslümanlığı işte...Müslüman dediğin zaman kendisinden başkasını tanımaz.Kendisini en iyi zanneder ve yaptıklarının da doğru olduğunu düşünür. recep! ivediğe giderek de bir şey olmazların peşinde.Tabi yine burada tasavvuf devreye giriyor.Tasavvuftan yoksun insanların sayısını gösteriyor.(izleyici kitlesi insanlar = tasavvuftan yoksun tipler).İçindeki vaktin değerini anlayamıyor ve böyle boşa geçiriyor.Olayın en vahim boyutu da kimseyi engelleyemiyorsun.İlla ki izlenecek.Sürü psikolojisi dedikleri bu herhelde.Yazık... :cry:
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: Recep İvedik...

Post by mehmetemin »

Üstümde cemaat baskısı oluştu :D

Fragmanı çıkmadan gitmeye niyetlenmiştim ismini duyduğumda ama fragmanındakki görüntüler müstehcen olunca vazgeçtim.
Gerçi bu adamı televizyonda izlemiştik pek farklı bir yönü olduğunuda sanmıyorum ayrıca internet oratmındada bir çok skeç videosuda var.
Onlarıda izlemeseydik keşke ama nerde bizde o basiret...
dergah
Posts: 318
Joined: 30 Nov 2007, 23:53
Kan Grubu: B (+)

Re: Recep İvedik...

Post by dergah »

allah allah illallah heleeeee böle yaaazar böle civanmert varmış da habarımız yokmuşşş :x :x :x allah razı olsun maşallahh :idea:
User avatar
Duru
Posts: 439
Joined: 19 Apr 2008, 16:22

Re: Recep İvedik...

Post by Duru »

KırıkTesti wrote:Biz hayırda uyum içinde çalışıp kazanabiliyormuyuz.
Hadi biraz kritik analitik yapalım :|
Güzel konu :x
[align=right]İçsen bu sudan, bir daha, dostum; susamazsın...
Bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın!
[/align]
Post Reply

Return to “Diğer Konular”