Şeyh'e Hitap

Tekkemizin yolu, prensibleri, adâb ve erkânı, vs.
Post Reply
sufizade
Posts: 19
Joined: 07 Jan 2008, 18:29
Kan Grubu: B (+)
Location: çin
Contact:

Şeyh'e Hitap

Post by sufizade »

Bizim bir iyi arkadasimizin imzasinde bani sasirtan bir soz var.
Bu imzayi nasil anlamamiz lazim gelir.

Bana çöller gibidir şimdi hayat; o kadar boş, o kadar manasız...
Gamdan beni azâd et, yâ Hz. Nureddin!


Bu Ya hz.Nuruddin deya Hoca Efandiyimi kasd ediliyor?! Oyle iltica biza yakisirmi?
Balki ben turkceyi iyi anlamadiyimden, bana oyle geliyormu?
Izah yaparmisiniz?
shariat+tarikat=marifatullah
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Sariatsiz tasavvuf

Post by Abdüllatif »

sufizade wrote:Bizim bir iyi arkadasimizin imzasinde bani sasirtan bir soz var.
Bu imzayi nasil anlamamiz lazim gelir.

Bana çöller gibidir şimdi hayat; o kadar boş, o kadar manasız...
Gamdan beni azâd et, yâ Hz. Nureddin!


Bu Ya hz.Nuruddin deya Hoca Efandiyimi kasd ediliyor?! Oyle iltica biza yakisirmi?
Balki ben turkceyi iyi anlamadiyimden, bana oyle geliyormu?
Izah yaparmisiniz?
Bir insan gurbette ise, annesine babasına özlem duyuyor ise; onun gamını, derdini, tasasını, sıkıntısını giderecek olan anne ve babasıyla görüşmesidir; ama bu görüştürme elbette Allah'ın izniyle oluyor; o kısım ayrı.

Ama insan birine özlem duyuyorsa ve sıkıntısı özleminden ise; vuslat onun için mutluluktur.
İnsan şeyhine özlem duyuyor ise, şeyhinin yokluğundan gamlanıyor ise; onu gamdan azad edecek olan şey; Şeyhidir.

Bana çöller gibidir şimdi hayat; o kadar boş, o kadar manasız...
Bu Arif Nihad merhumun bir şiirinden alıntı. Çok hoşuma gittiği için yazdım.
Bu Ya hz.Nuruddin deya Hoca Efandiyimi kasd ediliyor?! Oyle iltica biza yakisirmi?
Sorduğunuz, "Yâ Hz. Nureddin!" demek doğru mudur? sorusu ise; pekala doğrudur. Abes bir durum yok. :)
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: Sariatsiz tasavvuf

Post by mehmetemin »

abdüllatif beyi gayet iyi anlıyorum ,bende bize veysel karani hz tarzında bir dervişlik düştü diyorum ,bu hasret bu dünyada mı son bu bulur yoksa öbür tarafamı kalır artık ALLAH BİLİR.
sufizade
Posts: 19
Joined: 07 Jan 2008, 18:29
Kan Grubu: B (+)
Location: çin
Contact:

Re: Sariatsiz tasavvuf

Post by sufizade »

Hmm. Biz oyle Abdullatif gibi asik olmasakda, Hocamizi seviyoruz.
Gamdan azad edebilicek tek bir Allah var. Ondan baska hic kimse, hatta MNC hz.leride yapamas.
Ama siz oyle soz ile kendinizi Hocamiza bagliliyizi, ona olan sevginizi anlatmakta iseniz, bu iyi davranis degil.
Hocamiz kendisi soylemis kimi sevdiyini.
"Banim onumde el opmek icin durmayin. Sizin bana gore en yakininiz, Allahin KItabi ve Rasulun sunnatina olan bagliliginizdir" deya soylemis. Tam oyle soz olmasada,anlam oyle.
Onun icin kendinizi Hocamiza kurbiat duymak iseniz, sariat ahkamlarini kurbiat yapin.

Eger siznin oyle "Gamdan beni azâd et, yâ Hz. Nureddin!" deya, Hocamizdeb himmet isterseniz, onun baska bir tur usuli var.
Yani Hocadan himmet umidiyla "Hocam himmet istarim , himmet" dediginde, Hoca Efendi "Yavrum, hizmet, hizmet" deymis. Ona gore, himmat istayan murid, Allah yolunde hizmet etmesi lazim. Kim iste Allah yolunde fisabilillah hizmat yapiyorsa, o Hocasinden himmeti bol olanidir.
shariat+tarikat=marifatullah
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: Sariatsiz tasavvuf

Post by mehmetemin »

tamam sufizade kardeş dediklerinizde abes birşey yok amenna ,himmet hizmet iledir,
bu yolun gereği allah ve rasulunun emrine uymada titizliktir,çalışmaktır

lakin bizim dediğimizdede bir abeslik yok,hocamızla daha yakın iletişim kurabilseydik kötü mü olurdu.veya bunu istemek ifade etmek çok mu acayip .

tasavvuf mürşid eksenli bir eğitim ve mürşid eksenli bir hizmet yoludur.
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Sariatsiz tasavvuf

Post by Abdüllatif »

Kadılık yapmakta olan Hoca davalıyı dinler, "Haklısın!" der. Davacı hemen atılır ve olayı uzun uzun anlatır. Dikkatle dinleyen Hoca ona dönerek, "Sen de haklısın!" deyince, yardımcısı Hoca'ya:

"Hocam ikisine de haklı dediniz, bunlardan biri haksız olmalı."

Hoca düşünür ve yardımcısına, "Doğrusu sen de haklısın!" diye karşılık verir.
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
sufizade
Posts: 19
Joined: 07 Jan 2008, 18:29
Kan Grubu: B (+)
Location: çin
Contact:

Re: Sariatsiz tasavvuf

Post by sufizade »

mehmetemin wrote:
lakin bizim dediğimizdede bir abeslik yok,hocamızla daha yakın iletişim kurabilseydik kötü mü olurdu.veya bunu istemek ifade etmek çok mu acayip .
ilitisim yapman, istemek bu kotu degil. Onu nasil ifada etmek acayip.
Rahmatli MEC hoca afendinin canazasini seyretmisdik o siralari. Oyle izdiham oyle kalabalik. O gorumtuyu seyreterken bir darvesh kendisini canazaya oyle vurmus. Opiyor, agliyor.... Yani kendisini Hocamiza bag'liliyini gorsetmek istiyor.
ben kendi kendima sordum. "O darvish Hocamiz hayatteyken oylemidi? Hocamizin her sozu icin oyle davranirmidi?"
Onun icin ifadalara dikkat etmek lazim.
ben Abdullatifi simde tanidim. Babasi ve tum ailasi ile Hocamiza cok hizmetler kilmis. Allah razu olsun. benden uzulmesin. "Mumin mumina kozgudur" :)
shariat+tarikat=marifatullah
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Sariatsiz tasavvuf

Post by Abdüllatif »

Bakış açısına göre değişir...
İki görüş de doğru. ;)

Pek uygun bir benzetme olmayacak ama, Hallac-ı Mansur'un "Ene'l-Hakk"ına benzetebiliriz.
Görüş açısıyla, yorumuyla alakalı.
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
User avatar
andelib
Posts: 162
Joined: 10 Jan 2008, 19:11
Kan Grubu: B (+)

Re: Sariatsiz tasavvuf

Post by andelib »

Sayın Sufizade'nin verdiği tepki sanırım "Hazret" kelimesini sadece peygamberlere, sahabelere has bir ünvan sanmasından kaynaklanıyor. Hazret kelimesi, "hazr, huzur" kökünden gelir. Şahıslar için kullanılan bu kelime, bir saygı ifadesidir. Sözü edilen veya anılan kişi, konuşulan yerde olmasa da manen ona, huzurdaymış gibi saygı duyulduğu anlatılmış olur. Bu sıfat başta peygamberler olmak üzere derin saygı duyulan herkes için kullanılabilir.
Zaten bu sözü Araplar pek kullanmaz, Peygamber Efendimiz s.a.v. zamanında kullanılan bir hitap tarzı da değildir. Bu kelime Osmanlı nezaketinin bir tezahürüdür. Mesela Reis-i Cumhur Hz.leri, Gazi Paşa Hz.leri, Abdülhamid Han Hz.leri gibi... Hatta bazı yaşlı hanım ve beyler de birbirlerine saygı amacıyla bu şekilde hitap eder. Dolayısıyla çok büyük saygı duyduğumuz kişiler için kullanılmasında hiçbir sakınca yoktur.
“Engin deniz, taş atmakla bulanmaz. Gücenen bir arif, henüz sığ sudur...”
–Sadi-i Şirâzî
Serid Ömer
Posts: 991
Joined: 06 Jan 2008, 19:26
Kan Grubu: A (+)

Re: Sariatsiz tasavvuf

Post by Serid Ömer »

Bismillahirrahmanirrahim/Elhamdülillah/Resulullah(s.a.v)

Hace Muhammed Bahaü'd-din Şah Nakşibend(k.s):Hazretleri buyurdular;
-Biz,ilk zamanlar kendimizi aranan,başkalarını da arayan sanırdık.Yanılmışız.Şimdi o görüşümüzden dönüyoruz.Gerçek mürşid,Allahü teâlâ'dır.O kimin içinde,bu yola(yani dinin özüne)karşı bir istek bulursa bize yolluyor.Bize gelince de,nasibi ne ise bizim yolumuzdan ona kavuşuyor.

-Tasavvuf ilmine göre insanın manevi vücudunda iki zıt varlık vardır.Bunlardan biri Ruh,diğeri de Nefstir.Nefsin gıdası günahlar,yardımcısı da Şeytandır.İnsanın içinden gelen her türlü kötü düşünce,fiil ve ahlaksızlığın sebebi nefstir.
-(Yine de)ben,nefsimi temize çıkar(mak iste)mem.Çünkü Rabbimin esirgemesi olmadıkça,nefis her daim kötülüğü emreder.Şüphesiz Rabbim çok bağışlayıcı,çok esirgeyicidir.(dedi)Yusuf süresi:53
-YÜCE RABBİM!Bizleri nefsin şerrinden,şeytanın ,cinlerin,insanların,şerrinden dünyada ki her türlü günahlardan,haramlardan uzak eylesin.Cenab-ı Hakk'ın yolundan izinden mahrum etmesin.

Çünkü arkadaşlarım,şeytan nice Allah dostlarını dahi denemek için,çeşitli yollara başvurmuştur.Acizhane fikrim sözlerimizi seçerken dahi dikkatli olmalıyız ki,Hakk'a olan bağlılığımız sarsılmasın.Sevgi'nin ölçüsünü,kıymetini,değerini,kıymetini,kadrini mesafesini biz belirleyemeyiz.
-Dilini hapseden,sözlerin esiri olmaktan kurtulur.
-Tasavvuf,ruhun kulluğa(ubudiyyet)yönlendirilmesi,kalbin idaresinin de ilahi idareye(rububiyet)teslim edilmesidir.
-Akl-ı külli ve rûh-i külliye vâsıl olanlar
Allah'ın adamlarıdır.(ricâlullah)
-İnsanoğlu bazı zor durumlarda bulunduğu zaman Ya Rabbi!İyilikleri getirecek,kötülükleri de def'ecek ancak sensin"Lâ havle velâ kuvvete illâ bike" diye duada bulunsun.
Tevbesiz ömür/Hayat can çekişmedir./Gerçek ölüm ise Hak'tan ayrı kalmaktır./Hayat da ölüm de Hak'la olunca hoştur./Hak'tan uzak düşünce âb-ı hayat bile ateştir.Mevlana(k.s)
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.
User avatar
hülyanur
Posts: 162
Joined: 29 Jan 2008, 21:12

Re: Sariatsiz tasavvuf

Post by hülyanur »

Pek uygun bir benzetme olmayacak ama, Hallac-ı Mansur'un "Ene'l-Hakk"ına benzetebiliriz.
Görüş açısıyla, yorumuyla alakalı.


özürdiliyorum.ama hakikaten bu pek uygun bir benzetme olmamış.hakkınızı helal edin.biz kim onlar kim.onlar artık kendilerini unutup hakla özdeşleşmişler.ya biz.....
BİRBİRİNİZİ CAN KARDEŞLER GİBİ,KAN KARDEŞLER GİBİ,ANA BABA BİR KARDEŞLER GİBİ,HATTA ONDAN DA İLERİ SEVMELİSİNİZ...[marq=right][/marq]
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Şeyh'e Hitap

Post by Abdüllatif »

hülyanur wrote:ama hakikaten bu pek uygun bir benzetme olmamış. hakkınızı helal edin.biz kim onlar kim
Hakkım helal olsun da, Hallac-ı Mansur'un tırnağı bile olamayacağımız zaten aşikar. Vurgu burada değil. Vurgu kavramlara, cümlelere, olaylara bakış açısına...
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
Derviş
Posts: 14
Joined: 03 Nov 2007, 11:13
Kan Grubu: AB (+)

Re: Şeyh'e Hitap

Post by Derviş »

sufizade kardeşe;
önce o mısralardaki NUREDDİN ismi, en azından bizim için, hocamızı kast ediyor. o hasretin bitmesini canı gönülden istiyoruz.(her işte hayır vardır) Hatta öyle oluyorki Nureddin ismini duyduğumuzda bir heyacan, bir özlem sarıyor. Bazen o ismi duyduğmuzda şöyle bir dönüp bakyoruz. Yeni tanıştığımız birisinin adı o isim olunca " benim hocamın adıda nureddin" diyor kısa bir anlığnıa yad ediyoruz. -HADİ GEL BEKLETME YAR-

SONRA o mısralardaki "ya Hz Nureddin" ifadesi. Sahabelerde aynı şekilde veya "Ya Resulallah" ifadesi ile hitap ederleridi.Yani "Ey Allah`ın elçisi" ifadesini kullanırlardı. oradki hazreti kelimesi saygı ifadesdir yanı "sayın" anlamıda kullanlmıştır. Yani türkçedeki karşılığı sayın olarak telakki edilmektedir. Hz şeklindeki ifadesi genelikle peygamber ve Allah dostları için kullanıla gelmiştir. Yani, Hz. Hüseyin, Hz. Ali, Hz. Ahmed, Hz.sufizade denilebilir. Ancak genelikle Allah dostalrı ve peygamberlere atıf edildiği için onların isimlerinin baş tarafına eklemek daha doğru olacaktır.

Bizler mürşide itaati peygambere, peygambre itaatide Allah itaat olarak sayarız. nitekim bir hadisi şerifte peygamberimiz: “Bana itaat eden Allah’a itaat etmiş olur. Bana isyan eden de Allah’a isyan etmiş olur. Benim emirime (dini işlerinizi yürüten imamınıza) itaat eden bana itaat etmiş olur. Ona isyan eden de bana isyan etmiş olur.” (Buharî, Nesaî) buyurmuşlardır. Başka bir hadisi şerifte ise;
“Kim benim veli kullarımdan birisine düşmanlık ederse, ben o kimseye savaş ilan eder, dostumun intikamını alırım.” (Buharî, İbnu Mace, Tebaranî). Kuranı Kerimde ise
“Kim peygambere itaat ederse muhakkak Allaha itaat etmiş olur. Kimde (itaatten) yüz çevirirse (üzülme), biz seni onların başına bekçi göndermedik.”(Nisa-80) (ayrıca bkz Feyzü`l-Furkan açıklaması
Yukarıdaki ayet ve hadisi şeriflerde itaatin gerekliğini gösterilmiş ve tavsiye etmiştir. bizler şeyhlerimize bir "varis" mahiyetinde itaat eder(etmemiz lazım), ne derse itirazsız uygularız(uygulamamız lazım). mürşid yakın uzak bütün müridlerini kontorol eder. onlardan hayır dualarını eksik etmezler. yanlış yola saptıklarında ellerinden tutar doğru yola getirirler. durakladımı mürid, onu harekete geçirir. hiç ummadığı anda feyz ve himmeti mashar olur.

. Şeyh el-Sahabravi`yi bir müridi tarafından şöyle tanımlanmaktadır.

“Olağanüstü bir akıl hocası, hakikat yolunda tarzı son derce nazik bir mürşiddii. Müridlerini bütün yorucu ve bezdirici şeylerden korurdu. Ne zaman bir manevi hal bir müridi ezme tehlikesi oluşturursa, onu durdurur ve ne zaman bir mürid atalete teslim olur, ibadet amellerini ihmal eder ve arzularının cazibesine kapılırsa, şeyh onun elinden tutar ve ileri gitmesini sağlardı”.(Kalp Nefs Ruh, Robert Freger, gelenek yay.)
Tabi bu durum, müridin mürşide nekadar bağlı olması durumuna göre şekillenir. yani muhabbet nekadar çoksa okadar ilietişim güçlü ve esirli olur.

Merhum hocamın cenazesindeki durum ise kişinin bu iletişim bağı ile alaklı bir durumdur. Bunu anlatmak zordur. şöyleki; gecenin bir vakti bir odaya girin kapıyı kapatın ışıkları söndürün etraftan sesin gelmesini engelleyin. kıbleye doğru oturun gözlerinizi yumun ve düşünün. Rahmanı düşünün bu günahkar halimize rağmen verdiği nimetleri düşünün ve şükür göz yaşları dökün. Günahlarınıza ağlayın. ve kendinizi bir boşlukta hissedin. karanlık uzay boşluğunda hiç bir yere tutunmadan süreklendinizi düşünün.ve size bir el uzandığını, mürşidin(hoca efendinin)sizi alıp bu boşluktan kurtarıp yeşil ve ışık hoş bir yere getirdiğinizi düşünün işte burda hissdeceğimiz duyguyu gündüz herkesin içinde hissdenlerde olabilir. Bilinmez, bilemeyiz. insan bir anda o elinden tutan çok sevdiğ şeyhinin, mürşidinin, veli nimetinin, hoca efendisinin birden artık(tabi bedenen) öldüğünü düşünüce ağlar. Dayanamaz(dayananlarda olabilir) insan. aslında orda insan çevresindekileri görmezolur. artık kafasında hocasının bu alemde göçmüş olması vardır. gösterişten uzaktır. Tabi insan kendine dikkat etmeli Gösterişten veya çevresindekilerinin gösteriş yaptığnı zanetmesine sebep olacak şeylerden uzak durmalıdır.

Bazen olmazmı insan dalar, gözler açıktır ama çevresindeki olup biteni görmez duymaz.

Bizim hüsnü zan ile muamele etmemiz lazım
Post Reply

Return to “Gümüşhanevi Dergahı”