EVLİLİKTE ELEŞTİRİ
Posted: 30 Jan 2008, 13:57
Bir insanın kişiliğini eleştirmekle hatalarını eleştirmek ayrı şeylerdir. Eğer eleştiri insanın şahsiyetine yönelikse, o kimse kendini değersiz hissettiğinden, savunmaya ihtiyaç duyar, ruhunda suçluluk ve pişmanlık duyguları uyanır. Fakat yaptıkları eleştirilirse bu faydalı bir harekettir. Aksi halde insanlar hatalarının farkına varamazlar. Kadınla erkek birbirlerini eleştirirken, ‘sen benim için değerli ve önemlisin. Bu söylediğini şöyle değil de böyle yapsak, nasıl olur?’ tarzında konuşmalıdır. Eleştirinin yöntemi de, kendisi de çok önemlidir. ‘Sen’ dili ile eleştirmek yerine ‘ben’ diliyle eleştirmek çözüme daha yakındır.
Meselâ erkek eve gelip, ortalığı dağınık gördüğünde, ‘sen ne biçim kadınsın, bıktım evin bu halinden, gelmek bile istemiyorum?’ dediğinde, bu davranışı aradaki sevgiyi örselediği gibi evliliği de olumsuz yönde etkileyecektir. Kadın belki erkeğin korkusundan evi toplar, ama bir müddet sonra kendini önemsiz göreceğinden sürekli varlığını ispata çalışır ve arada bir güç mücadelesi başlar. Halbuki aynı erkek, ‘evi böyle dağınık gördüğüm zaman, kendimi kötü hissediyorum,’ dese ve ‘ben’ dilini kullansa daha iyi sonuç alacaktır. O zaman karşı taraf ‘demek ki, evin dağınıklığı eşimi incitiyor’ diyerek, savunma duygusu yerine içindeki sorumluluk hissini harekete geçirecektir. Eleştiri böyle olursa yararlı olur ve hataların düzelmesine imkan verir; yoksa kılıç çekme biçimindeki tenkit köprünün üzerinde karşılaşan keçiler gibi iki tarafı da kaybettirir.
Ayrıca eleştirinin tarzı da önemlidir. İnsan kızarken ya da eleştirirken bile, sevgiyle kızıp eleştirmelidir. Fakat bunu başarabilmenin yolu kâmil insan olmaktan geçer. Kısaca doğru evlilik, doğru kişi olmamıza bağlıdır. Eğer bizler doğru kişi olabilirsek; evliliğimiz de doğru olacaktır. Bu sebeple başkalarını doğrultmadan önce kendimizi doğrultmaya çalışmalıyız.
Meselâ erkek eve gelip, ortalığı dağınık gördüğünde, ‘sen ne biçim kadınsın, bıktım evin bu halinden, gelmek bile istemiyorum?’ dediğinde, bu davranışı aradaki sevgiyi örselediği gibi evliliği de olumsuz yönde etkileyecektir. Kadın belki erkeğin korkusundan evi toplar, ama bir müddet sonra kendini önemsiz göreceğinden sürekli varlığını ispata çalışır ve arada bir güç mücadelesi başlar. Halbuki aynı erkek, ‘evi böyle dağınık gördüğüm zaman, kendimi kötü hissediyorum,’ dese ve ‘ben’ dilini kullansa daha iyi sonuç alacaktır. O zaman karşı taraf ‘demek ki, evin dağınıklığı eşimi incitiyor’ diyerek, savunma duygusu yerine içindeki sorumluluk hissini harekete geçirecektir. Eleştiri böyle olursa yararlı olur ve hataların düzelmesine imkan verir; yoksa kılıç çekme biçimindeki tenkit köprünün üzerinde karşılaşan keçiler gibi iki tarafı da kaybettirir.
Ayrıca eleştirinin tarzı da önemlidir. İnsan kızarken ya da eleştirirken bile, sevgiyle kızıp eleştirmelidir. Fakat bunu başarabilmenin yolu kâmil insan olmaktan geçer. Kısaca doğru evlilik, doğru kişi olmamıza bağlıdır. Eğer bizler doğru kişi olabilirsek; evliliğimiz de doğru olacaktır. Bu sebeple başkalarını doğrultmadan önce kendimizi doğrultmaya çalışmalıyız.