Saklı Hazinemiz

Başta hocaefendilerimiz olmak üzere büyük zatların tasavvuf tanımları, tasavvufun inceliğine dair yazılar, vs...
Post Reply
User avatar
hakyolu
Posts: 64
Joined: 14 Aug 2007, 14:42
Kan Grubu: A (+)
Location: İSLAMBOL

Saklı Hazinemiz

Post by hakyolu »

Herkesin saklı bir hazinesi var. Kimseyle paylaşmadığı, paylaşmaması gereken bir cevheri. Mahreminde, gönlünde, herkesten sakladığı bir mücevheri…

Saklı bir hazinesi olmayanın söyleyecek neyi olabilir? Gücümüzü söylemediklerimizden, istediğimiz anda isteğimiz kişiye anlatamadığımız şeylerden, hiç anlatamamış olduğumuz şeylerden alırız. Bize bahşedilen nimet, sözlerle ifade edilmek için çabalamaz.

Bildiğimiz şeyler var. Müslümanlığımızdan, müminliğimizden bildiğimiz. İslâm'ın ve imanın bize öğrettiği şeyler. Ruhumuza işlenmiş, biz onu korudukça bizi kıymetli kılan, kendisinden uluorta söz etmemizi bize yasaklayan bir hazine...

Kendisine isim aradığımız, hep onu anlatmaya çalıştığımız, bizde olan, bize birilerinin dualarıyla gelmiş olan, alnımızda parıldayan ama gösterilemeyen şeyler. Bizim hazinemiz. Saklı hazinemiz.

Her ortaya çıkışında başka bir şey olarak görünen, onu konuşmaya kalktığımız anda başka bir şeyden sözettiğimizi sonradan anladığımız, her birimizde olan, alnımıza usulca sıvanmış ve oradan ruhumuza sinmiş, hatırladığımızda içimizi aydınlatan, yumuşak, bize bir duruşu gösteren, koşarken bizi yavaşlatan, bizde o varken yalan söyleyemediğimiz, yüzümüzün şeklini değiştiren, kadınımızda gördüğümüz, dostumuzun sözlerinde duyduğumuz, çocukluk hazlarını anımsatan, yaz akşamlarını ve sabahları hatırlatan, dokunulur gibi yakın ama bir türlü dokunulmaz, rüyanın tam ortasında bir yerde bir şeyler gibi hissedilen…

Bizde bir şeyler var sadece bizim bildiğimiz, sadece bizim farkında olduğumuz. Gönlümüz mü, gönlümüzün içinde mi, gönlümüzü kuşatan mı bilemediğimiz, bir an durup başka bir hal ile denize bakarken, göğe bakarken, annemize bakarken, bir veliye bakarken, bakışı ibadet olan şeylere bakarken, içimizi durultan, sakinleştiren, bizi bir hengâmeden çekip çıkaran, bir başkasına gösterilen ihtiramın ardından ortaya çıkan, bize sunulmuş ikram olan bir şeyler…

‘Bir şey'sek eğer, bunu o şeylere borçluyuz. Kendimize, yapıp ettiklerimize değil.

Rüzgar nereden eserse essin, neleri savurup götürürse götürsün, sımsıkı sarılmamız gereken, üzerine titreyip korumamız gereken o.

O, saklı hazinemiz....
Sevginin gereği uymaktır, söz dinlemektir, sevgilinin istediği şeyi yapmaktır...

Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN (Rh.A)


Post Reply

Return to “Tasavvuf Yolu Nedir?”