Gucdüvânî

S.A Arkadaşlar

Hep gençlerimiz bilinçsiz , gafil, tembel dedik. Güzel şekilde yetişmeli doğruları öğretmeliyiz dedik ama bunlar için bir şeyler yapmamız gerektiğinde fikirsiz kaldık. Biz de genciz aslında. Ve durumu en iyi gören bilen o ortamlarda olan kişileriz. Nasıl yapacağız da çevremizi, arkadaşlarımızı değiştireceğiz. Neden gençler ve çocuklar diyoruz çünkü yetişkinlerinin huylarını değiştirmek hem daha zordur hem de daha zahmetlidir. Gençler de ise değişmeye, gelişmeye müsaittirler.

Paylaşalım ne yaparsak bu toplumu düzeltebiliriz Biz düşünmezsek o düşünmezse bu düşünmezse iyice kötü hallere düşeceğiz bence!

Değerli kardeşim,
İlk önce bu derdi tasayı taşıyorsak bu güzel olan tarafı.

Hadis-i şerif var bu konu hakkında
Gülümsemek bile sadakadır.

Onlar bir samimi gülümsemenin eseri olabilirler. Samimi ve içten dingin bir kalple

Esselamu Aleyküm...
Konunun düşünülmesi, tartışalım denilmesi bile güzel ancak çözümü...
Şu yozlaşmış toplumda, yozlaşmaya yüz tutmuşken doğru yolu bulduğuna inanan bir genç olarak yalnızca "bilgilendirmek" diye düşünüyorum. Doğru insanlardan doğru bilgiyi almak ve bunu idrak etmek...
Mevlam bilgili bir toplumu "yeniden" nasip etsin inş.
Allah'a emanet olun...

Selamun Aleykum.

Ben de gençlerin içinde bulunduğu durumdan hoşnut değilim. Yazılanları okudum.Bence nokta atışı yapılarak,yani kısa zamanda çevremizdeki(bize en yakın olanları) kendimize ısındırarak harekete geçmeliyiz. Daha sonra hal ve hareketlerimizden ister istemez etkilenecektir. Şunları,şunları yapman senin için daha iyi olur denildiğinde sonuç alacağımıza inanıyorum. Bu şekilde çevremizde bir sinerji oluşturmuş oluruz diye düşünüyorum. Allah yardımcımız olsun. Selam ve Dua ile...

Selamun aleykum;

bende genç kategorisine giriyorum fikrimi beyan etmek istedim bende haddimize değil ama sürçü lisan edersek affola.Dediğiniz gibi yakınımızdan ama en yakından yani kendimizden başlamalıyız.Kendimiz mutmain olduktan sonra gerisi gelecektir inş.Bu sayede çevremizdekiler hareketlerimizle,sözlerimizle bile etkilenecektir inş.Tıpkı güneşin etrafını aydınlatması gibi...

Acizane fikrim; öncelikle kendimizi donatmalı, neye ne için inandığımızın idrakine varmalıyız. Bir küfür ehli bize neye neden inandığımızı sorduğunda onu inancımıza ikna edebilecek bilgi, görgü ve davranışa sahip olmalıyız.

Merhum Esad Hocamızın(ks) da belirttiği üzre hepimiz birer polisiz. İslamiyeti yaşamak adına, yaşatmak adına...
Ve hizmet şuuruna varmamız gerekiyor.

"Hizmet bilincini şahsımızda ve çevremizde nasıl canlandırabiliriz?" ben bu sorunun cevabını bulmayı çok istiyorum.

Esselamun Aleyküm! Yazılanlara baktım halen bir proje göremedim... Haddim olmayarak küçük bir fikir beyan etmek isterim inşaAllah...

Bismillah.. İstanbul Green Park'ta gerçekleşen , Zinde Gençligin organize ettigi "Ufka yolculuk" programına katıldım.

Programda abilerimizin en çok üstünde durduğu konu her ilimizde bir spor, gençlik, izcilik adı altında bir kulüp kurmaktı. Bunun üstüne düşelim.. Yakınlarımızıda teşvik edelim.. Günümüzde çocuklar ve gençler bunlardan çok hoşlanıyor, hem belirli tescilleri alınca Avrupa Birligi desteğiyle devletten maddi yardımlarda geliyor...

Ben bunun çalışmalarına başladım ama iyi bir ekibim yok. 2 kişiyiz Şunu anladım ki önce ekibi gönüllülerden oluştucaksın, sonra araştırma, sonra maddi kaynak, sonra Bismillah diyip hizmet... Ben yeni başlayanlardanım, dua edin canım ağabeylerim! İşlerimiz kolaylaşsın.

Güncel meseleler 1'de okumuştum. Hocamızın bir arkadaşı, kendi arkadaşının dindar biri olması için çok ugraşmış, hatta diyor o kadar uğraştı ki kişi futboldan hoşlanıyordu benim arkadaş futbolu sevmediği halde onunla maçlara falan gitti. Elhamdülillah şimdi onu da kazandık diyor...

Selam ve dua ile.. .

Murat Beluk

Çok güzel düşünmüşsünüz efendim ama Kulup kurmanın bir tüzüğü var, resmi izin zaten işin en basit kısımlarından önemli olan orada aşkla şevkle çalışacak daimi arkadaşlar, kardeşler, sonra bir de faaliyetler var. Ama çok güzel bir fikir inşallah hayırlısıyla gerçekleşir, güzel şeyler yaparsınız. Rabbim yolunuzu açsın.

Meczub wrote: "Hizmet bilincini şahsımızda ve çevremizde nasıl canlandırabiliriz?" ben bu sorunun cevabını bulmayı çok istiyorum.

Bende çok istiyorum kardeş bunun bir çok yolu var. Bakın hizmet aşkının oluşması bence o cemaate bağlılıkla alakalı biraz. Şimdik insanın gayesi Allah'a ulaşmak bunun yolu bunu nasıl aşılarız diye düşünürsek mesela devamlı bu konuda tasavvuf tasavvufun içinde ise mursıde ıtaat ihvana yardımcı olmak, gelişmek için en mühim kural hizmet etmek. Bir kardeşimize hocalarımızın kitaplarını okursunuz sonra hediye edersiniz. Çünkü ben Esad hocamızın her sözünde bunu görüyorum yani derviş hizmet edecek mürid insan kardeş herkes hizmet edecek izzet bulacak eğer ki gayesini biliyor bunun için herşeyi göze alıyor fedekarlık veriyorsa işte hizmet etme yolundadır.

Meczub wrote:Acizane fikrim; öncelikle kendimizi donatmalı, neye ne için inandığımızın idrakine varmalıyız. Bir küfür ehli bize neye neden inandığımızı sorduğunda onu inancımıza ikna edebilecek bilgi, görgü ve davranışa sahip olmalıyız.

Bakın karşınıza bir gayri müslim geldiğinde insan herşeyiyle donanmış olarak cevap vermeli mesela tesettürün ayeti ne, namaz neden emir, gusul, teyemmüm, abdest sonra hz.Muhammed a.s son peygamber olması gibi yani insan bilecek herşeyi... Her insan bir ilahiyatçı olacak kısacası.( Hemde profundan ) Esad hocamız da diyor ya sahabelerin mesleklerini bilmeyiz hiç biz neden çünkü onların görevi islamı yaymaktı hep bununla uğraştılar, var oldular.

Ben son olarak şunu söylemek istiyorum' Uğruna ölebileceğiz bir değeriniz, olgunuz, inancınız hayaliniz var mı herkesi kenarı atıp ben bu dava için varım diyebilecek.....

İşte bu davayı düşünen ve bulmuş olan kişi zaten aşkla şevkle çalışır.

Hocaefendi Hazretleri gerçekten hem huzurunda, hem de gıyabında, insanlara haliyle, kàliyle, davranışıyla örnek olan, etkili olan geçmişimizin müstesna mirasçılarından birisiydi. Onu gıyaben taklit eden insanlar; onun huzurunda iken nasıl edebe bürünüyorsa, gıyaben de onun huzurundaymış gibi düzenli hareket eden kimseler; bakıyorsunuz aynı edebi, aynı güzel hasleti, aynı güzelliği yakalayabilme fırsatını elde ediyor. Yâni burada sohbetin bir de mânevî beraberlikle elde edilen tarafı var... Buna rabıta diyorlar.


Bugün bizim gençlerimiz baştan çıkartılıyor. Gençlerin özellikle yetişme çağındaki gençlerin taklid edebilecekleri mücerret değil, müşahhas örneğe ihtiyaçları var... Bu örneğe siz eğer, kendi kahramanlarınızı, kendi kimliğinizi yansıtan büyüklerinizi korsanız, gençler onun gibi olur. Ama siz gençlerin bu mekanizmalarını ke enlem yekün farzedip boş bırakırsanız, onların yerine Michel Jackson gelip oturuyor. Bakıyorsunuz müslüman bir yuvadan Amerikalı bir çocuk çıkıyor.

Kim bir kavme benzerse, o onlardan sayılır. Kim kendisini bir kavme benzetmeye çalışırsa o onlardan sayılır. Ben bakıyorum, evvelce kızları için evde anne, ideal bir numuneymiş Üsve-i hasene anneymiş, kız kendisini annesine benzeterek büyüyormuş. Oğlan çocuğu, babasını taklid ediyormuş. Ne zamana kadar?.. Televizyonlar, yatak odalarımıza girinceye kadar...

Şimdi artık, çocuklarımızın bu idealize edecekleri, taklid edecekleri tipler ve modeller imha edildi, yok edildi. Yerine televizyonda takdim edilen, medyanın takdim ettiği bir batı menşe'li artistler geldi. Bakıyorsunuz bizim kızımız, saçını onun gibi yaptırmak istiyor. Onun pantolonundan giymek istiyor, onun elbisesinden giymek istiyor. Böyle onun gibi, onun gibi derken sonunda bakıyorsunuz, onunla aynileşiyor. Karganın altından, kartal çıkar gibi, müslüman bir yuvadan Amerikalı çıkıyor, Avrupalı çıkıyor.

http://meckitap2.8m.com/mzkvetasavvuf/mzkvet07.html

merhabalar..

nacizane bende görüşlerimi beyan etmek isterim;

gençlerin hedef alınması çok güzel ..ama bence ailelerde eğitilmeli es geçilmemeli..çünkü herşey ailede başlıyor..

bu gidişe "DUR" demek için ise neler yapılabilir ?

bana göre biraz krişede olsa "eğitim şart" ve bu eğitim ailede başlayıp ömrün sonuna kadar sürmeli..

şimdiki çocuklar tvlerle büyüyorlar ve örnek aldıkları karakterler belli..bunun için tv yayınlarını değiştirmeye gücümüz yetmeyeceğine göre tvleri evlerden atmalıyız.

gençler dediniz ama bence çocukluktan başlamalı bu eğitim..

ahh elimizde olsa aslında yapılabilecek şey çok..mesela;

dini eğitimi anaokulundan itibaren vermeye başlamak,karma eğitime son vermek,tvlerdeki gayri ahlaki yayınları kaldırmak,islamı sevdirecek yayınlar neşretmek,cemaatleri yaymak..

ya zaman okadar kötü bir hal adıki artık..anormal birçok davranış normal karşılanır olmuş..bunun nedeni ise biçokların aynı hatayı yapıyor olması...mesela şimdilerlde ilk okul çağlarındakiler bile kendilerine kız yada erkek arkadaş ediniyorlar ve bunun yanlış olduğunu bilmiyorlar..

ailelerin öncelikli hedefi çocuklarını hayırlı ve islama uygun olarak yetiştirmek olmalı..ama bu duyarlılağa sahip bireyle maalesef çok azınlık..herkesin kaygısı çocuğum okusun avukat olsun,mühendis olsun,doktor olsun,öğretmen olsun v.s.. hep bu dünyalarını düşünüyorlar..

ya kısacası tek bir sözle özetlemek gerekirse..."islam'ı kurtarmak yerine islamla kurtulmalıyız..!"

selam,dua ve baki muhabbetlerimle..

Fikrimce gençlerin eğitiminde en büyük sorumluluk ailelere düşüyor. Fakat ne yazık ki bu sorumluluğun bilincinde olan aile saysı çok az. Size bu vesileyle yaşamış olduğum bir olayı anlatmak istiyorum. Yaklaşık 2 3 ay önce başladığımız haftalık programlara gelen kızlardan biri gelmemeye başladı. Oysa ki kendisi çok hevesliydi dini konulara. Namazlarını güzel bir şekilde, aksatmadan kılmaya başlamıştı. Fakat artık gelmiyor. Nedenini annesi bana şöyle açıklıyor: ' kızım SBS ye hazırlanıyor. Çok çalışması lazım. Yazın gelse olmaz mı. Sana geldiği gün vakti boşa gidiyor. Hiç ders çalışamıyor. Malum dersanesi de var. Çok yoruluyor.'

Düşünüyorum da kaçımız dersaneyi bedava kazanması için ya da sınavları kazanması içinm gösterdiğimiz çabayı dinini iyi öğrenmesi için sarfediyoruz. Ya da doktor, eczacı vs. olması için bu kadar çaba sarfederken tesettürüne riayet etmesi için bir kız çocuğunun ne kadar üzerinde duruyoruz.

Gözlemlediğim olaylar kesinlikle bilinçsiz, dinden bihaber ailelerde olmuyor. Bilakis başını açmış açmamış, umursamadan dersanelere kızlarını gönderen,bir meslek uğruna harıl harıl ders çalıştıran çocuklarına beraber dernek, vakıf kurduğumuz, aynı sohbete gittiğimiz insanlar. İşte en çok bu vuruyor insana.

Zeynep Büşra Hanım'ın dediklerini katılıyorum, birde şunu eklemek istiyorum bu din eğitimini, kuran kursunu nedense hep 3 aya sığdırıyorlar ve çocuk bu bir yıl içinde gene tüm bilgileri unutuyor, sorarlarsa aileler çocukların hatim etmesiyle övünüyor ama yazın gösterdikleri çabayı kışın hiç göstermiyorlar,sınavın var diye oruç tutturmuyorlar,dershanen var özel dersin var sınavın var diye çocuğu yıl içindeki eğitimden de alıyorlar sonra da bu çocuklar niye bu kadar asi niye sözümüzü dinlemiyor,biz bunun için mi yetiştirdik diyorlar...Bu çağda çocuk yetiştirmek zor ama gerçekten islam dinini önem verseler çocuklarını Allah inancı ve ibadetler konusunda güzel yetiştirseler bu gençlik de bozulmaz toplumda..Herşey aileler de bitiyor kısacası.

SBS, ÖSS, ALES derken sınavlar hiç bitmez. Biri geçince diğeri geliyor. Ömür de böyle bitiyor. İnsanlar önlerindeki ilk sınavı atlatınca her şeyin daha iyi ve kolay olacağını sanıyor ama gerçek çok farklı. Bir sınavı başarıyla geçersen beklentiler artıyor, bir diğerinden de daha iyi bir sonuç alman gerekiyor. Bu arada da en önemli sınav hep erteleniyor.

s.a

arakadaşlar bence yapılacak ilk iş kendimizi biraz dünya işlerinden uzaklaştırıp bu dünya hayatını biraz da bir kenara bırakıp ( tamamen değil ama) genç arkadaşlarımızı birlik içinde tutabilmek için bir takım çalışmalarda bulunmak lazım ama şu kısmı da var bıkmadan usanmadan yılmadan çalışmalıyız biri biraz gevşek davranıyor veya uzak kalmaya çalışıyor hemen pes etmemeliyiz. arkadaşlar ben sunu yasadım gördüm bu zamana kadar insan dünya işlerinden biraz kendini çekip ahiret hayatı için çaba gösteren kimseye dünya hayatındaki meselerde önüne kolaylıklar çıkartıyor.

Her zamanki gibi ilk önce kendimize güvenimiz tam olacak ve yılmadan usanmadan çalışacağız inş.

murat wrote:Esselamun Aleyküm! Yazılanlara baktım halen bir proje göremedim... Haddim olmayarak küçük bir fikir beyan etmek isterim inşaAllah...

Bismillah.. İstanbul Green Park'ta gerçekleşen , Zinde Gençligin organize ettigi "Ufka yolculuk" programına katıldım.

Programda abilerimizin en çok üstünde durduğu konu her ilimizde bir spor, gençlik, izcilik adı altında bir kulüp kurmaktı. Bunun üstüne düşelim.. Yakınlarımızıda teşvik edelim.. Günümüzde çocuklar ve gençler bunlardan çok hoşlanıyor, hem belirli tescilleri alınca Avrupa Birligi desteğiyle devletten maddi yardımlarda geliyor...

Ben bunun çalışmalarına başladım ama iyi bir ekibim yok. 2 kişiyiz Şunu anladım ki önce ekibi gönüllülerden oluştucaksın, sonra araştırma, sonra maddi kaynak, sonra Bismillah diyip hizmet... Ben yeni başlayanlardanım, dua edin canım ağabeylerim! İşlerimiz kolaylaşsın.

Güncel meseleler 1'de okumuştum. Hocamızın bir arkadaşı, kendi arkadaşının dindar biri olması için çok ugraşmış, hatta diyor o kadar uğraştı ki kişi futboldan hoşlanıyordu benim arkadaş futbolu sevmediği halde onunla maçlara falan gitti. Elhamdülillah şimdi onu da kazandık diyor...

Selam ve dua ile.. .

Murat Beluk

Allah c.c muvaffak etsin kardeşim inş.Yanlız benim dikkat ettiğim çoğunlukla çocuklarını veya gençleri yönlendirmek isteyenler tabi o kardeşlerimizide takdir ediyoruz Mevlam yollarını açsın genelde RisaleiNur talebelerine yönlendiriyorlar.. Abilere, ablalara göndereceğiz yatılı yurtlarına yaz okullarına vereceğiz vs.gibi..Yani çok fazla duyum ve bilgim yok bizim cemaatin bu şekilde İstanbul'da yönlendirebileceğimiz dernekler varmı?