Hüsn-ü Hat Sanatında Hz. Muhammed (s.a.v)

Hat, tezhib, ebru, vs.

Moderator: VYZ

Post Reply
User avatar
Yusuf Esad
Genel Yetkili
Genel Yetkili
Posts: 361
Joined: 29 Jun 2007, 17:08
Kan Grubu: B (+)
Location: İmtihan Dünyası

Hüsn-ü Hat Sanatında Hz. Muhammed (s.a.v)

Post by Yusuf Esad »

[orta]Hat Sanatında Hz. Muhammed SAS[/orta]

İslâmiyet?in gelişiyle birlikte yepyeni bir gelişme seyrine giren Arap yazısı, vahyin yazım vasıtası olarak gittikçe daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Allahu Teâlâ?nın Kalem Sûresi?nde kaleme ve onun satıra dizdiklerine and içmesi yanında, Hz. Peygamber (s.a.s.) de yazının ehemmiyetini, ?Bilgiyi yazı ile kaydediniz? (Dârimî, Mukaddime, 43), ?Çocuğun babası üzerindeki hakkı, ona yazı yazmayı, yüzmeyi ve ok atmayı öğretmesidir? (Suyûtî, ed-Dürrü?l-mensûr, IV, 88) gibi sözleriyle vurgulamıştır. Yaşadığı devirde gerek şekil gerekse imlâ bakımından eksikleri bulunan yazının güzelleştirilmesi hususunda da kâtiplere bazı tavsiyelerde bulunmuştur. Yanında yazı yazan Hz. Muaviye?yi: ?Mürekkebi ıslah et, kalemi yont, bâ harfini doğrult (uzat), sin?i dişleri belirgin olarak yaz, mim?i köreltme, Allah lafzını güzel yaz, Rahmân?ı uzat ve Rahîm?i güzel yaz?? sözleriyle uyardığı bildirilmektedir. (Kettânî, et-Terâtibü?l-İdâriyye, çev. Ahmet Özel, I, 211) . O?nun Bedir savaşında esir alınan ve yazı bilen müşriklerin, ensar çocuklarından onar kişiye okuma yazma öğretmelerini, esirlikten kurtuluş fidyesi olarak kabul etmesi ise bu konuya verdiği önemin en açık göstergesidir.

İlhamını Kur?ân-ı Kerim?den ve Hz. Peygamber?in tavsiyelerinden alan hat sanatkârları, ?Allah güzeldir güzelliği sever? (Müslim, İman, 147) hadisini de düstûr edinmiş, bir ibadet heyecanıyla üzerine titredikleri güzel yazıyı, gittikçe geliştirerek başka kültürlerde benzeri olmayan ve giderek evrenselleşen bir sanat dalı haline getirmişlerdir.

Elbette hat sanatı sırf şekil güzelliğinden ibaret değildir. Hat eserleri, estetiği ile gözlere hitap ettiği kadar, ele aldığı konular ve işlediği metinlerle de zihinlere ve gönüllere etkileyici mesajlar ulaştırmaktadır. Asırlar boyu bu anlayışla hat sanatkârları başta Mushaflar, ayetler olmak üzere, en fazla Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)?in örnek şahsiyeti ve hadisleri etrafında sayısız güzel eserler meydana getirmişler ve bu suretle Müslüman halkın dînî, ahlâkî, sosyal ve içtimâî eğitimine de katkıda bulunmuşlardır. Peygamber sevgisinin en güzel numûneleri olan bu nâdide çalışmaları şu başlıklar altında ele almak mümkündür:

a) Kitaplar:
Hz. Peygamber (s.a.s.)?i ve O?nun sünnetini konu alan eserlerin başında hadis ve şemâil kitapları gelmektedir. Bunların ekseriyeti sanat ciheti dikkate alınmaksızın yazılmış olsa da, usta hattatlar tarafından yazılan, sanat değeri taşıyan kitap ve mecmualar da az değildir. Sultan Reşad?ın Hırka-i Saadet Dairesi?nde okunmak üzere Hattat Hasan Rıza Efendi?ye yazdırarak vakfettiği, hattının güzelliği yanında, tezhib ve cildiyle de bir şaheser olan sekiz ciltlik Sahîh-i Buhâri ve ünlü hattatlarımızdan Muhsinzade Abdullah Efendi?nin II. Abdülhamid?in emriyle yazdığı Şifâ-i Şerif bu tür eserlere örnek gösterilebilir (Serin, Muhammed, DİA. XXX, s.462) .

Hz. Peygamber?in kırk hadisini ezberleyenlerin kıyamet gününde mükâfat göreceğini bildiren rivayetlerin teşvikiyle kırk hadis mecmuaları hattatların özenle yazdıkları eserler arasında yer almıştır. Yine kitaplar arasında önemli yer tutan, Hz. Peygamber için okunan çeşitli salavât ve duâları içeren delâil, evrad ve duâ risalelerinin de, müze ve kütüphanelerimizde hat, tezhip ve ciltleriyle dikkat çeken gayet güzel örnekleri bulunmaktadır.

b Kıt?alar ve Murakka?lar:
Ortalama bir kitap sayfası ebadında, bir veya birkaç çeşit yazı türüyle yazılan yazılara kıt?a, bunların yanlarından birbirine tutturulup katlanılarak birleştirilmesiyle oluşturulan kıt?a albümlerine de murakka? denilmektedir. Kıt?alarda daha çok ikili olarak sülüs-nesih, muhakkak-reyhâni, tevki?-rikâ? yazıları kullanılmıştır. Tek yazı çeşidiyle yazılmış olanlarda ise ta?lik kıt?alar çoğunluktadır.

Bu tür çalışmalarda en fazla yazılan metinler hadislerdir. Mütevazi boyutlardaki bu eserlerde en meşhur hattatlarımızın en güzîde eserlerini görmek mümkündür. Bu hususta, ünlü hattatımız Şeyh Hamdullah?ın aklâm-ı sitte ile yazdığı ve daha sonra gelen hattatlara örnek teşkil eden murakka?larını zikretmek gerekir. Hz. Peygamber?e muhabbet, sadakat ve övgü olarak kaleme alınmış kasideler de bu tür eserlerde yer alan metinlerdendir. Busırî ve Ka?b b. Züheyr?in Kasîdetü?l-Bürde isimli eserleri, Hafız Osman ve Şevki Efendi gibi meşhur hattatlarımız tarafından sülüs ve nesih hatlarıyla yazılmışlardır.

c) Levhalar ve Hilye-i şerifler:
Evlerimizin, işyerlerimizin ve ibadethanelerimizin duvarlarını süsleyen ve küçük ebatta olanlar yanında celî sülüs, celî ta?lik, celî dîvânî gibi daha iri yazılarla oluşturulan büyük boy levhalar bir yere asılmak ve karşıdan bakılmak için hazırlanmış eserlerdir. Levhalarda bazen Peygamber Efendimiz (s.a.s.)?e yazılan methiyelerin, çoğunlukla da kısa ve özlü mesajlar içeren âyet ve hadislerin yer aldığı görülür. Celî yazılarla yazılmış levhaların önemli bir kısmı mürekkep yerine altın kullanılarak zerendûd tarzında işlenmiştir. Bu tarz çalışmalarda celî üstadı Sâmi Efendi?nin eserleri öne çıkmaktadır. Başta çoğumuzun daima yanı başından eksik etmediği ?Kelime-i Tevhid? ve ?Kelime-i Şehadet? cümleleri, ?Allah? ve ?Muhammed? lafızları olmak üzere, ?Esmâ-i Nebî?, ?Ehl-i Beyt İsimleri? ve Resûl-i Ekrem?e sevgi, sadakat ve övgü için söylenmiş edebî metinler de en çok yazılan levhalardandır.

Levhalar içinde hilye-i şeriflerin, peygamber sevgisini anlatması bakımından özel bir önemi bulunmaktadır. Sözlükte ?süs, ziynet, güzel sıfatlar? gibi anlamlara gelen hilye (Şemseddin Sami, Kamus-ı Türkî, s.558 ); Resûl-i Ekrem?in fiziksel özelliklerini, karakterini, tavır ve hareketlerini anlatan eserlere verilen genel addır (Serin, Hat Sanatı ve Meşhur Hattatlar, s. 117; Alparslan, Osmanlı Hat Sanatı Tarihi, s. 203) . Hadis ve şemâil kitaplarında da yer almış olan Resûl-i Ekrem?in özelliklerini anlatan haberler, önce bir hürmet ve sevgi ifadesi olarak göğüs cebinde taşınmak üzere nesih hattıyla yazılırken, daha sonra ilk defa Hafız Osman (ö. 1110/1698) tarafından 17. asırda levha şeklinde tertip edilmiştir (Derman, Yazı sanatımızda Hilye-i Saadet, İlgi, sy. 28, s. 33) . Duvara asılmak amacıyla hattatların şimdiye kadar yaptığı birçok farklı denemeler bulunmakla birlikte Hafız Osman tertibi halen yaygın olarak kullanılmaktadır.

Bu tertipte baş tarafta sülüs besmele (bazen muhakkak besmele de yazılmaktadır), ortada daire şeklinde nesih hattıyla yazılmış hilye metni ve bu daireyi kuşatan hilal süslemesi bulunmaktadır ki, Hz. Muhammed (aleyhi ekmelüttehaya) bu âlemi nuruyla aydınlattığı için güneşe ve aya benzetildiğinden, hilyenin göbek kısmında bu teşbihe uygun olarak güneş ve hilal şekli oluşturulmuştur. Bu dairevî kısmın dışında kalan dört köşeye çoğunlukla dört halife isimlerinin, bazen de Resûlullah?ın Ahmed, Mahmud, Hâmid, Hamîd isimlerinin yazıldığı görülmektedir. Boşlukları tezhible süslenen bu bölümün altında Hz. Peygamberle ilgili bir ayet yer almaktadır ki, en fazla yazılan ?Biz ancak seni alemlere rahmet olarak gönderdik? (Enbiya, 21/107) mealindeki ayettir. Bazen ?Sen bir yüce ahlâk üzere ahlâk abidesisin.? (Kalem, 68/4) ve ?Muhammed?in Allah resûlü olduğuna Allah?ın şehadeti yeter? (Fetih, 48/28-29) mealindeki ayetlerden birinin ya da kelime-i tevhidin yazıldığı görülür.

En alttaki etek kısmında ise ortada hilye metninin devamı ve hattat imzası, yanlarında da koltuk ismi verilen süsleme alanları yer almaktadır. Efendimiz (s.a.s.)?in teninin kokusu gül kokusuna benzetildiği için, O?nun sembolü olan gül motifine de hilye süslemelerinde sıkça yer verilmiştir.

d) Cami yazıları:
Hemen bütün camilerimizde Osman, ?Allah?, ?Muhammed?, ?dört halife (Ebu Bekir, Ömer, Ali)? ve peygamberimizin torunları ?Hasan ? Hüseyn? isimlerinin, cemaatin rahat görebileceği yükseklikte yazılması veya levha olarak asılması bir gelenek halini almıştır. Bazı târihî camilerde bu ibarelerin kûfi hattıyla çeşitli güzel kompozisyonlar şeklinde yazıldığı görülse de, çoğunlukla celî sülüsle bazen de celî ta?likle yazılmışlardır. Kelime-i tevhid, kelime-i şehadet ve bazı hadis-i şerifler de camilerde levha veya kitabe olarak görülen hat eserlerindendir.

Kısacası asırlar boyu Müslümanlar yaşadıkları mekanları, ayetlerin yanında, Peygamber Efendimiz (s.a.s.) in şahsını ve tavsiyelerini hatırlatacak metinlerden oluşan hat eserleriyle donatmayı bir görev bilmişlerdir. İçindeki muhtevaya layık olma gayretiyle tezhib, ebru ve cild sanatlarıyla da donatılan bu eserler, yüzyıllardır Peygamber sevgisini ve O?nun örnek hayatını bir o kadar incelikle insanlara aktaran vasıtalar olmuştur.

Yrd. Doç. Mehmet MEMİŞ
Kaynak: Yeni Ümit Dergisi Sayı 71
"Aşıkların tüm sırları aşîkardır." Rumî
Post Reply

Return to “Çeşitli Sanatlar”