Başörtülü Oy Da Vermesin!

Post Reply
Kâmer
Posts: 17
Joined: 24 Jan 2009, 13:43
Kan Grubu: AB (+)

Başörtülü Oy Da Vermesin!

Post by Kâmer »

Biz kendi aramızda ne zaman beraberce mutlu olacağız acaba? Galiba ilk yapılacak iş birimizin mutluluğunu diğerinin mutsuzluğu olarak tanımlamaktan vazgeçmek!

Gerçekten ben anlamakta güçlük çekiyorum, dağdaki teröriste af üzerine çalışıyoruz, Kürt kimliğini kabul etmeye çeyrek kaldı, Ermeni sınırını açmak üzereyiz, Obama geldiğinden beri Amerikalıları daha çok seviyoruz, bu topraklarda herkes daha mutlu olsun diye TRT Şeş diye ayrı televizyon kurduk, sırada Ermenice, Arapça yayınlar var...

Bütün bu insanları kazanmak istiyoruz, dostluk ve kardeşlik mesajı veriyoruz...

Sandık başında başörtülüye tahammül edemiyoruz!

Ne yapmalı?

Yoksa bir TRT Türban mı kursak?!

‘Değerli izleyiciler televizyon ayarlarıyla oynamayınız, bunlar da bizim insanlarımız; üstelik Türkçe konuşabiliyor, liseye kadar okuyabiliyor ve ister inanın ister inanmayın oy da veriyorlar. Demokratik haklardan yararlanabiliyor ama bu hakkı korumaya ehil bulunmuyorlar. Vergi veriyor, otomobil kullanıyor, sokağa çıkıyor, alışveriş merkezlerine girebiliyorlar. Evleniyor ve çoluk çocuk sahibi olabiliyorlar. Yani dışgörünümü itibarıyla saçlarını saklamak dışında bizden bir farkları yok gibi. Değerli vatandaşlarımızdan yukarıda tasvir edilen halkımızı dışlar tavırlar yansıtmamalarını önemle rica ederiz. Daha evvelki tecrübeleri devreye sokarak bunu kolaylaştırıcı özel bir program hazırladık sizlere; Kürtçe türküleri başörtülü bir sanatçımız okuyacak!’

Yazınca saçmalamak oluyor elbette, içinden düşününce gizliyoruz ama saçmalık baki!

Başörtülü insanların sakıncalarını yazın diye bir liste yapın, sonra ‘sakıncaları’ kendinize uygulayın bakalım ne hissedeceksiniz!?

Belki de önyargılısınız?

Belki de bir tür ırkçı?

Avrupalı’nın Türk nefretine lanet edip de ‘madem başörtülü okumayıversin o zaman’ demek mümkün mü?

Bu barış -karşılıklı anlayış- ve ötekinin mutluluktan payını almaya engel çıkartmama özeni demokratik bir Türkiye’nin temelidir. Biz bu meseleyi mutlu bir sona bağlayamadıkça Türkiye yüzde 50 randımanla çalışır ve enerjimiz hep kısa devre yapar.

Ben üniversitelerde başörtü yasağı olamaz, bu temel özgürlüklere aykırıdır diye ilk köşe yazımı büyük olasılıkla 1984 öncesi yazdım. Sonra da saymadım çok yazdım, o gün bu gün bir insan nasıl Obama’dan umutlu olup da başörtülü sandık görevlisi olamaz düşüncesini kafasında bağdaştırır anlayamadım.

Böyle devam edersek, korkarım, bir asır sonra Türk gençleri demokrasiye Osmanlı’yı bitiren ve Batılı medeniyetleri hedef gösteren bir Atatürk liderliğinde değil, neo-Osmanlı bir akımın ‘kul dediğin vatandaştır’ açılımıyla geçtiğimizi zannedecek.

Bütün bu yazıyı aslında sadece şu neticeye gelebilmek için yazdım...

Benim ailemde başı örtülü tek bir kadın yok ama bu tür bir ayırımcılığın devamında inatçılığı ülkenin geleceği için en zayıf halka olarak görüyor ve bunu yazıyorum.

Ve gönlüm istiyor ki ailesinde bir tane başı açık kadın olmayan arkadaşlarım da ara sıra hükümete ‘bir tayin de eşinin başı açık olanlardan olsun bari’ diye çıkışsın...

İşte o zaman sen, ben gerçekten bitecek ve biz başlayacak ki; biz demokrasidir!

Murat Birsel - Star

http://www.haber7.com/haber/20090326/Ba ... rmesin.php
Post Reply

Return to “Köşe Yazıları”